19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 9 Eylül 2018 8 Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum Dört yıl önce, Cumhuriyet’te yeniden yazmaya başladığımdaki ilk Tırmık’ın başlığı “Eyvah, yaşasın, ben yine geldim” idi. Aradan dört uzun zorlu yıl geçti. Bu Tırmık’ın başlığı da ilkine “biraz” benziyor: Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum... Geçen cuma günü Cumhuriyet Vakfı yeni yönetimini seçti. Yeni yönetimin benimle çalışmak istemeyeceğine eminim. Benim yeni yönetimle çalışmayacağıma ise kesinlikle eminim. Dört yıl gibi kısa, ama kimilerimize kırk yıl kadar uzun gelen harikulade bir serüvendi. Ateşi ve ihaneti de gördük, elini taşın altına değil ateşe duraksamadan sokan kadın ve erkekler de tanıdık. Cumhuriyet de benim için buraya kadarmış. Giderken eli boş gitmiyorum. İkramiyemi AKP Reisi’nin elinden alıp gidiyorum: Yargıtay’da sırasını bekleyen yedi buçuk yıl... Boşverin. Hapishane bilmediğim yer değil. İstanbul’un bütün sivil ve askeri hapishanelerinde defalarca konuk edildim. Bir Silivri kalmıştı... HHH Yukarıda hatırlattığım dört yıl önceki ilk “Tırmık”ta şöyle yazılmıştı: “... Başlıktaki ‘eyvah’ da, ‘yaşasın’ da benden değil. Kimlerden bilmiyorum. Kim olduklarını, ‘Eyvah’ ya da ‘Yaşasın’ diyenler zaten biliyor (.....) Sözün özü: ‘Eyvah yine geldi’ diyenlere eyvallah, ‘Yaşasın yine geldi’ diyenlere selam…” Dört yıl sonraki bu Tırmık da benzer bir cümleyle bitsin. “Eyvah yine gidiyor” diyenlere selam olsun, “Yaşasın yine gidiyor” diyenlere eyvallah... ‘Hasta mahpuslara özgürlük’ İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle gerçekleştirdiği “F Oturumu”nun 337’nci haftasında hasta tutuklu Aziz Bayın’ın serbest bırakılmasını istedi. İHD İstanbul Şubesi önünde yapılan eylemde sık sık, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın”, “Aziz Bayın serbest bırakılsın” sloganı atılırken “Tedavi haktır engellenemez”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartları açıldı. Eylemde basın metnini İHD Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran okudu. Hapishanelerde hak ihlallerinin devam ettiğini söyleyen Onaran, kanser, kalp, şizofren hastalarının tek başlarına yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakılmalarının ikinci bir ceza biçimine dönülmüş durumda olduğunu söyledi. Şizofren hastası Aziz Bayın’ın durumunu anlatan Onaran, “Aziz Bayın 8 yıldır hapishanelerde tutulmaktadır. Siyasi bir dosyadan dolayı 20102011 yıllarında Diyarbakır 4. Ağır Ceza’dan 12.5 yıl ve 5. Ağır Ceza’dan 2 yıl olmak üzere toplam 14 yıl ceza almıştır. Diyarbakır D Tipi Hapishanesindeyken Edirne E Tipi Hapishanesine gönderilen Bayın burada bir yıl kaldıktan psikolojisinin bozulması ve şizofren tanısıyla İstanbul Metris T Tipine sevk edilmiştir. Bayın son olarak İstanbul Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesine sevk edildi” dedi. Aziz Bayın’ın Edirne ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde aldığı raporlarının olduğunu aktardığını belirten Onaran, ailesinin Bayın’ın Diyarbakır D Tipi Cezaevine sevk edilmesini istediğini ifade etti. Onaran, ardından Bayın’ın cezaevinden gönderdiği mektubu okudu. Bayın’ın mektubu şöyle: “Ben antisosyal kişilik bozukluğu, şizofren ve psikiyatri tedavisi görüyorum. Ağustos ayında 2 kez hapishanenin kampüs hastanesine giderken asker tarafından ellerim arkadan canımı yakacak şekilde kelepçelendi ve doktorun yanına bu şekilde çıkarıldım. Doktor da ellerimin açılmasını istemedi. Asker ardından ‘sen teröristsin’ dedi ve beni hücreye koydu. Bu durumları Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum ancak takipsizlik kararları geldi. Ayrıca kızım lösemi hastası ve görüşüme gelemiyor. Aileme yakın bir hapishaneye gitmek istiyorum. Kızım bu yıl okula başlayacak ve morale ihtiyacı var. Kendisini her an kaybetme korkusu yaşıyorum. Sevk talebim çözülsün.” l İSTANBUL/Cumhuriyet haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci 34 yıl önce bugün yitirdiğimiz Yılmaz Güney dünya sinemasının en saygın isimlerinden biri olarak anılıyor. Umudun, devrimin ve direnişin sinemacısı Yılmaz Güney’i anıyoruz KONUK YAZAR REİS ÇELİK Yanılmıyorsam yedi yaşındaydım Ardahan’da sonbahar harman zamanıydı. İki külek yoğurdu sattım şeherde. Anamın tembihlediği kandil şişesi ile bir kilo şekeri almak için bakkala gittim. Alacaklarımı söyledim, bakkal bir buçuk lira tutuğunu söyledi. Bu durumda 10 kuruş param kalıyordu. Oysa arkadaşlarla sinemaya gitme planımız vardı. Şekeri 750 gram aldım. Kalan parayla sinemaya bilet aldım. İlk defa film seyredecektim. Yıl 1968, hayatımda ilk defa film seyrettim. Filmin adı “Kargacı Halil” ve başrolde Yılmaz Güney. Cikletlerden çıkan fotoğraflarından tanıdığım Yılmaz Güney’i sinemada seyrettim. Bütün çocuklar gibi ben de artık Yılmaz Güney’dim. Öyle yürüyecektim. Öyle konuşacaktım ve öyle dövüşecektim. Evet öyle geçti hayatım. Anadolu insanı olmak Yıllar sonra ben de sinemacı oldum. Ama hiçbir zaman Yılmaz Güney gibi bir sinemacı olacağım hayali aklımdan bile geçmedi. Çünkü çocukluğumda hayranı olup taklidini yapmaya çılıştığım Yılmaz Güney olunamayacağını dayak yiye yiye öğrenmiştim. İnsanlık tarihinde birçok karekter vardır ki bunlar hiçbir zaman bir daha yeryüzüne gelmezler, ancak taklit edilebilirler. Onu bu kadar büyük yapan neydi diye hep düşünmüşümdür. Şişli’de anma etkinliği 9 Eylül 1984’te hayata veda eden Yılmaz Güney bugün Şişli’de düzenlenen bir etkinlikle anılacak. Hakan Yeşilyurt, Grup Abdal, Serhad Raşa ve Adalılar’ın sahne alacağı etkinlikte Güney’in hayatını anlatan “Bir Güzel Çirkin Kral” adlı oyundan bir kolaj da sahnelenecek. Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde yapılacak anma töreni saat 15.00’da başlayacak. Sinemada jönler hep yakışıklı, jöleli saçlı, iyi giyimli adamlardı. Oysa o, kara kuru, kılıksız ve boynu büküktü. İtilmiş kakılmıştı. O dövüştüğünde galip gelince biz galip gelmiş oluyorduk. O zengin kızların âşık olduğu biri olmaya başlayınca, o adam biz oluyorduk. Tuncel abi ile (Tuncel Kurtiz) çektiğimiz bir filmin gösterimi için Muş’a giderken bir anısını anlattı. Yılmaz Güney askerlik yapıyor Muş’ta yedek subay olarak. Tuncel abi de aynı dönemde ve aynı yerde asker. O da askerliğini öğretmen olarak yapıyor. Buluşmuşlar iki arkadaş. Yılmaz Güney’in kaldığı eve gitmişler. Bekâr asker evi, bir oda, bir karyola. Yatma vakti gelince Yılmaz yere bir yatak sermiş ve kendisi orada yatıp karyo lada Tuncel’i yatırmış. Tuncel abi, ‘gel yatağında yat’ di ye çok ısrar etmesine karşın onu ikna edememiş. Yılmaz Güney’in cevabı “Kendi karyolada yatıp, misafiri yerde yatıran insan, Anadolu insanı olamaz” olmuş. ‘Emaneti alayım’ Yine sinemamızın en kıdemli ve onunla en çok film çekmiş yönetmenlerimizden Yılmaz Atadeniz‘le sohbet ederken, hayatımda ilk izlediğim sinema filminin “Kargacı Halil” olduğunu söyleyince bir anısını anlattı. “‘Kargacı Halil’i İstanbul Çatalca’da çekiyorduk, bir gün Yılmaz sete morali çok bozuk geldi. Çektim kenara, ‘hayırdır Yılmaz’ diye sordum. ‘Abi biliyorum, bu çekimi bitirmemiz lazım ama bana müsaade et bugün. Nebahat (Nebahat Çehre) trene binip Eskişehir’e, babasının evine gidiyormuş’ deyince ben de izin verdim. Arabasına binip deliler gibi gitti. Gecenin bir vakti Eskişehir trenini yakalıyor, yolda onu geçiyor ve geçeceği hemzemin geçitte arabayı raylara çıkarıyor, farlarını yakıp bekliyor. Tren zor bela duruyor. Makinistler kükrüyor ama karşılarında Yılmaz Güney’i görünce ‘Abi buyur’ diyorlar. Yılmaz, ‘Trende bir emanetim var’ deyip, bütün vagonları dolaşıp Nebahat’ı buluyor ve indirip arabayla İstanbul’a dönüyor.” Zamanın korkusuzu Hayatının her alanında uçlarda yaşayan bir insan. Oynadığı, yazdığı ve yönettiği filmlerde de öyle. Bir yanda Çirkin Kral, bir yanda ‘Umut’ filmindeki sefil at arabacısı. Bir yanda Yeşilçam sokağında kazandığını figüranlara harçlık olarak dağıtan Yılmaz, bir yanda filmine zar atıp İrfan Atasoy’a üç film borçlanan deli. Bir yanda da düzene başkaldırmış korkusuz devrimci. İnsanlık çok büyük aşklara tanık olmuştur. Ama hiçbiri KeremAslı olamamıştır. Çok başkaldıranlar olmuştur ama hiçbiri Spartaküs ya da Deniz Gezmiş olamamıştır. Çok büyük söz söyleyen çıkmıştır ama kimse Hayyam, Nâzım ya da Mevlana olamamıştır. Mutlaka daha iyi senaryolar, filmler, ya da daha iyi karakterler çıkacaktır sinemamızdan. Ama eminim ki binlerce yıl geçse de hiçbiri Yılmaz Güney zirvesine tırmanmayı başaramayacaktır. Çünkü onun da diğerlerinin sırrı gibi tek bir sırrı vardı. Zamanının en korkusuzu, en sahicisi olmak. Cumartesi Anneleri’ne meydan yine kapatıldı ‘Beni engelleyemezsiniz’ Cumartesi Anneleri’nin 702’nci hafta eylemine de izin verilmedi. Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız, “Ben anneyim, oğlumun akıbetini soruyorum. Beni engelleyemezsiniz” diyerek fenalık geçirdi. Polis ise Hanife Yıldız’a “Şov yapma” dedi. Cumartesi Anneleri’nin 702’nci haftaki eylemine HDP milletvekilleri Garo Paylan, Züleyha Gülüm, Ali Kenanoğlu, Ahmet Şık, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, Gazeteci Hrant Dink’in oğlu Arat Dink, kayıp yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Türkiye’nin bir çok ilinden baro başkanları, Türkiye Yazarlar Sendikası üyeleri cumartesi annelerine destek vermeye geldi. Sa at 11.30’da İHD önünden Galatasaray Meydanı’na yürüyüşe geçen Cumartesi Anneleri’nin önü Büyük Parmakkapı Sokak’ta polis tarafından kesildi. Polisler yapılan açıklamanın hukuksuz olduğunu ve müdahale edeceklerini söyledi. Bunun üzerine Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız, “Ben anneyim, oğlumun akıbetini soruyorum. Beni engelleyemezsiniz” diyerek fenalık geçirdi. Polis ise ‘Şov yapma’ dedi. Anneler bütün engellemelere rağmen Büyük Parmakkapı Sokak’ta oturma eylemine başlayarak basın açıklaması gerçekleşti. Basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okuyarak, 12 Eylül 1994 sabahı gözaltına alınarak bir da ha kendisine ulaşılamayan 35 yaşındaki Kenan Bilgin’in akıbetini sordu. Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 sabahı, Ankara Dikmen’de otobüs durağında sivil polislerce gözaltına alındığını belirten Tosun, şunları söyledi; “11 kişi Kenan Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde işkencede gördüklerine dair tanıklık etti. Dava AİHM’ye taşındı. AİHM mahkumiyetine rağmen etkin bir soruşturma yürütmeyen Ankara Cumhuriyeti Başsavcılığı ‘Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. Ömrü oğlunun akıbetini öğrenmeye yetmeyen Fincan Bilgin’in bıraktığı yerden ‘Kenan Bilgin için adalet!’ istemekten vazgeçmeyeceğiz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Annelerle sorununuz ne?’Diyarbakır’da kayıp yakınları 500. kez eylemdeydi. Açıklamaya polis izin vermedi MAHMUT ORAL Kayıp yakınları ve İHD Diyarbakır Şubesi dün Diyarbakır’da “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla 500. kez eylem yaptı. Diyarbakır Valiliği tarafından 2 hafta önce “kamu güvenliği” gerekçesiyle yasaklanan eylem, OHAL döneminde olduğu gibi Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı yerine İHD Diyarbakır Şubesi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, HDP milletvekilleri Selçuk Mızraklı ve Dersim Dağ ile çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi de destek verdi. Katılımcılar dernek binasıncan çıkıp, açık alanda gitmek isterken, polis buna izin vermedi. Bunun üzerine dernek binasında konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, yasağın hukuksuz olduğunu, polislerin kendilerine özellikle kayıp yakınlarının alana girmesine izin vermeyeceklerini söylediklerini anlattı. Türkdoğan “Bu iktidarın annelerle bir sorunu var sanırım. Annelerle olan sorununuz ne sizin?” diye sordu. TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise kayıpların faillerinin bulunması ve onlara destek verenlerin anlaşılması için, eylemi yasaklayanlara bakmanın yeterli olacağını vurguladı. Daha sonra söz alarak Kürtçe bir konuşma yapan kayıp yakını İffet Mühittaş, oturma eyleminin hukuki bir hak olduğunu vurgulayarak, dayatılan yasağı kınadığını belirtti. Açıklama, kayıplar anısına yapılan oturma eyleminin ardından sona erdi. l DİYARBAKIR Panahi idam edildi İran’da idama mahkum edilen Kürt aktivist Ramin Hüseyin Panahi’nin cezasının infaz edildiği açıklandı. Zan yar ve Luqman Muradi’nin de Panahi ile birlikte idam edildi ği öğrenildi. Uluslara rası kampanyalar sa yesinde idamı iki kez ertelenen Kürt akti vist Panahi’nin ceza sının dün sabah Ra minşar cezaevinde in faz edildiğini kardeşi Amjad Panahi sos Panahi yal medya hesabından duyurdu. İran İn san Hakları Örgütü idam haberini ver dikleri için üzgün olduklarını belirterek, “İran yetkilileri, uluslararası ve BM uz manlarının Panahi’nin idam kararını dur durmak için yaptıkları çağrıları önem semedi. Çok üzücü, çok zalimce” de di. Uluslararası Af Örgütü de “İdam edil diklerini öğrendimizde dehşede düştük” açıklaması yaptı. İran İnsan Hakları İz leme Örgütü de,“Yas tutan anne ve ba baları, aile ve arkadaşları için yürekten başsağlığı diliyoruz” açıklamasını yaptı. Önceki gün aralarında Etienne Balibar, Michael Löwy, Antonio Negri ve Noam Chomsky’nin de olduğu düşünür ve aka demisyenler idamın durdurularak ser best bırakılması talebiyle İran Cumhur başkanı Hasan Ruhani, Dışişleri Bakanı Muhammet Şavak Şerif ve Yargı Kuru mu Başkanı Ayetullah Sadık Larijani’ye hitaben mektup yazmışlardı. Öte yan dan Türkiye ve dünyada idamın durdur mak için başlatılan imza kampanyaları 100 bine yaklaşmıştı. ‘Cenazesi bize verilmedi’ Panahi’nin kardeşi Amjad Hüseyin Panahi, yetkililerin kardeşinin cesedini ailesene teslim etmeyi reddettiğini ve açıklanmayan bir yere gömüldüğünü söyledi. Hüseyin Panahi ayrıca, İstihbarat Bakanlığı’nın kendisini aile üyelerinini tutuklama ile tehdit ettiğini belirtti. Panahi’nin 8 yıldır cezaevinde olan Enver adlı kardeşi de 6 yıl önce verilen idam cezası değiştirilerek Tahran’a sürgün edilmiş, diğer bir kardeşi öldürülmüş, Erşin adlı kardeşi de Panahi ile birlikte yakalanarak 9 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. İnfazından önce açlık grevine başlayan Panahi, görüşmeden kısa bir süre önce sesli mesajı yayımlanmıştı. Kendisinin bir aktivist olduğunu belirten Panahi, İran halkının özgürlüğü için mücadele ettiğini söylemişti. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle