19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 4 Mart 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘Harekete geçin’ haber 11 RSF, AİHM’ye “Türkiye’deki tutuklu gazeteciler için çember daralıyor. Size güveniyoruz. Kararlar verilmeden harekete geçin” çağrısında bulundu Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) çağrı yaptı. Sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen ve “En son umudumuzsunuz”, “Size ihtiyacımız var”, “Size güveniyoruz”, “Yaşananlar bir gün sona erecek mi?” ifadelerinin kullanıldığı kampanyada, AİHM’nin 2017 yılında Türkiye’den 20 gazetecinin başvurusunu kabul ettiği belirtildi ve “Ancak başvurular tutukluluk haliyle sınırlı, Türk mahkemelerinin yargılamayı bitirmesi ve karar vermesi halinde çok küçük etkileri olacak. Bu sebepten du rum acil, AİHM hızlı şekilde hareket etmeli” dendi. Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın, 16 Şubat’ta ‘Ana yasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatan RSF, Cumhuriyet gazetesine yönelik dava kapsamında da Murat Sabuncu, Akın Atalay ve Ahmet Şık’ın 9 Mart’ta yeniden hâkim karşısına çıkacağını anımsattı. RSF’nin açıklamasında “Türkiye’deki tutuklu gazeteciler için çember daralıyor; RSF, AİHM’ye çok geç olmadan, kararlar verilmeden harekete geçme çağrısında bulunuyor” denildi. l Haber Merkezi Ahmet Şık’ın bitmeyen mücadelesi Gazetemiz muhabiri Ahmet Şık’ın, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınışı KUMPASIN 7. YILI sirli’ bulmuştu. Zaman gecti... El ele tutuşanlar düşman oldu. Ahmet’in hakikat savunusu baki ve düşman olanların nın üzerinden 7 yıl #AhmetŞık ve hakikat geçti. Şık, 3 Mart 2011 tarihinde, düşmanlığı sürüyor. #gazetecilik evinde ve İstanbul Bilgi Üniversi suçdeğildir” mesajı paylaştı. tesi’ndeki odasında yapılan ara FETÖ örgütlenmesini araştır ma sonrasında gözaltına alınmıştı. dığı için hedef seçilen Şık, polis Şık’ın eşi Yonca Şık, sosyal med ler eşliğinde evinden çıkarılırken ya hesabından, “7 yıl önce tam FETÖ’yü kastederek “Dokunan ya bugün Ahmet yine evden götürül nar arkadaşlar” demişti. Şık, 5 müştü. O gün yargıyı el ele elin Mart günü tutuklanma talebiy de tutanlar ‘kitabı bombadan te le mahkemeye sevkedildi. 6 Mart 2011’de “Ergenekon terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanarak gazeteci Nedim Şener ile birlikte Metris Cezaevi’ne gönderildi. Şık’ın cemaatin son 25 yıldır emniyet teşkilatındaki etkisini araştırdığı kitabına yönelik olarak 23 Mart’ta İthaki Yayınları’na baskın düzenlendi. Henüz basılmamış kitabın dijital kopyaları imha edildi. Kitap, yedi buçuk ay sonra Postacı Yayınevi tarafından basıldı. Şık’ın “İmamın Ordusu” adını vermeyi planladığı kitabı “000 Kitap Dokunan Ya nar” adıyla İstanbul Kitap Fuarı’nda okurla buluş tu. 14 Temmuz 2011’de Türkiye Gazeteciler Ce miyeti Basın Özgürlü ğü Ödülü’nü alan Şık, 12 Mart 2012’de tahli ye oldu. Odatv da vasında yargıla nan Şık, 12 Ni san 2017’de beraat etti. l İSTANBUL / Cumhu riyet Şık, 429 gündür tutuklu. ÖGİ ŞUBAT RAPORU: 171 gazeteci hâlâ tutuklu Özgür Gazeteciler İnisiya tifi (ÖGİ), şubat ayı raporunu açıkladı. Rapora göre, halen 171 gazeteci tutuklu,16 gazeteci gözaltına alındı, 3 gazeteci tutuklandı, 3 gazeteciye ağırlaştırılmış müebbet cezası, 4 gazeteciye 10 yıl 2 ay hapis cezası verildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında yapılan açıklamada, “Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yargının siyasi iktidarın emrine amade olduğunun kanıtı olduğu” belirtildi. Açıklamada, Die Welt Gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in Almanya ile Türkiye arasındaki pazarlık sonucu serbest bırakıldığına dikkat çekilerek değinilen raporda, “Bu karar da gösterdi ki basın çalışanları içerde özgürlüklere karşı tutulan birer rehindir” denildi. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR ‘Ailem için tedirginim’ Vedat ARIK Gezi gazisi Aydın Aydoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra yaşadıklarını anlattı. HİLAL KÖSE Gezi Direnişi sırasında yaralanan Aydın Aydoğan, 5 yıldır adliyeler ve has taneler arasında mekik dokuyor. 11 Hazi ran 2013 tarihinde gaz kapsülü ile sol aya ğından yaralandı. 1 ay hastanede yattı, ay larca ayağının üstüne basamadı. Polisler ve bakanlıklar aleyhine açtığı tazminat dava sı reddedildi. Suç duyurusu ise faili meçhu le gönderildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo ğan hakkında, Gezi eylemine katılanlar için söylediği sözler nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Şimdi, ne zaman adliyeye gitse gö zaltına alındığını, polislerce darp edildiğini söylüyor. Aydoğan, yaşadığı sıkıntılı günleri Cumhuriyet’e anlattı. n Cumhurbaşkanı hak kında neden suç duyuru sunda bulundunuz? Benim ve toplumun zor günler geçirmemizin nedeni Gezi’yi anlatamamış olmak. Hakkımı aramaya niyetlen dim. Soruşturmama bakan savcı 7 kez değişti. Dosya şimdi faili meçhulde. Sayın Erdoğan’ın Ge zi Parkı olaylarına karışan Aydın Aydoğan larla ilgili sözleri Türk Dil Kurumu’na göre hakaret içeriyor. Suç duyurusunun ardından başıma gelmeyen kalmadı. Tehditler alıyorum. Da ha sonra gözaltına alındım. İki gün Terörle Mücadele Şube’de tutuldum. Küfüre, haka rete maruz kaldım. Darp edildim. Savcı tara fından bırakıldım ama ‘Aklımı başıma almam gerektiği’ söylendi. Telefonum emniyette. 13 gün rapor aldım ve polisler hakkında suç duyurusunda bulundum. n Şikâyet ne oldu? Şikâyetim kapatıldı. İstanbul 10. Sulh Ce za Hâkimliği, mahkeme masraflarının da benden tahsil edilmesine karar vermiş. 6 Şubat’ta adliyeye gittim. İki sivil polis beni takip ediyordu. Mahkeme masrafının neden benden tahsil edildiğini öğrenmek için kale me girdim. Yargıç oradaymış, ‘Bize hesap mı soruyorsun’ deyince polisler beni ite kaka dı şarı çıkardılar. Yere düştüm ve başımı yere vurdum. ‘Dua edin nefes alıyorsunuz, seni de etrafındaki herkesi de toza çeviririz’ diye tehdit ettiler. Gözaltına alındım. Bu olay hak kında da suç duyurusunda bulundum ama ailemle ilgili tedirginim, korkuyorum. 3 ço cuğum var. Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptım. Oradan bir şey çıkmazsa Erdoğan’ın hakaretlerini AİHM’ye taşıyacağım. Beşiktaş Belediyesi’ndeki işimden beş ay önce hukuksuz bir şekilde çıkarıldım. İşsiz lik maaşı bile alamıyorum. Bir yıl önce lö semiden 3.5 yaşındaki oğlumu kaybettim. Psikolojik yardım alıyorum. Kan anonsu ya parken bile hakaretlere maruz kaldığım ol du. MS hastalığım çıktı. Ayağımdaki sıkıntı lar sürüyor. l İSTANBUL ZULÜM DURMAK BİLMİYOR Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) üyesi aileler, hapishanelerdeki tek tip elbise dayatmasını Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları eylemle protesto etti. TAYAD’lı Aileler adına konuşan Naime Emlik, AKP’nin tek tip elbise açıklamasından bu yana hapishanelerdeki özgür tutsaklara yapılan işken ce ve baskı zulmünün durmaksızın devam ettirdiğini söyledi. İçeride uygulanan baskı ve işkencenin dışarıda da devam ettiğini anlatan Emlik, “Tüm direnişi engelleme çabaları boşunadır. Emperyalizmin ve faşizmin Anadolu halklarını teslim almalarına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet İŞKENCEYE SONSUZ TOLERANS Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini öğrenmek için 675. kez Galatasaray Meydanı’nda buluştu. “Failler belli, kayıplar nerede?” pankartının üzerine 24 yıl önce kaybedilen Cüneyt Aydınlar’ın annesi Menekşe Aydınların’ın tülbenti konuldu. 23 yaşındaki Aydınlar, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy, İncirli’de gözaltına alındı. Polisler, 28 Şubat 1994’te Aydınlar’ın yer göstermek için götürdükleri Beyoğlu Çukurcuma’da firar ettiğine dair tutanak düzenledi. İHD adına konuşan avukat Eren Keskin, Aydınlar’ın gördüğü işkenceler nedeniyle tek başına su bile içemeyecek durumda olduğunu söyleyerek “Cihangir’de Esmer Bardakçı isimli bir kadının evine götürülüp tedavi edildiler. Bardakçı, Aydınlar’ın ‘Getirildiğim 25. ev. Neden bu kadar işkence gördüğümü bilmiyorum’ dediğini söyledi” dedi. CHP’li Sezgin Tanrıkulu ise “ 2002 yılında iktidara geldiklerine sıfır tolerans demişlerdi işkenceye karşı. Ama şimdi sonsuz tolerans diyorlar. Türkiye’ye getirilen yabancı uyruklu birçok kişinin zorla kaybedildiğini biliyoruz” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Selami Keleş serbest bırakılsın İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek için dün 310. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde Selami Keleş’in durumuna dikkat çekildi. Komisyon üyesi Hatice Onaran, Keleşin’in sağlık durumunun çok ciddi olduğunu, tedaviye cevap verip vermeyeceğinin bile meçhul olduğunu söyledi. Türkiye’de 1124 hasta mahpus olduğunu belirten Onaran “Hasta mahpusların acilen serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Sise Nine’nin başvurusuna ret Kalp, tansiyon gibi sağlık sorunları bulunan ve Tarsus T Ti pi Cazeevi’ndeki koğuş arkadaş ları tarafından bakılan 78 yaşın daki Sise Bingöl için avukatı Gül şen Özbek’in yaptığı denetimli ser bestlik başvurusu reddedildi. Tar sus İnfaz Hâkimliği, İstanbul Ad li Tıp Kurumu’nun Bingöl hakkında lvaerrladidğüi “zteendliapviosliikvleinöiknekroinletnroallrearliık nin sağlanarak cezaevi şartlarında infazına devam edebileceği” yö rneürnedketkailerabpi orerudnduetgtie.rReektçkeagröasrıtneın gerekçesinin 2017 Haziran ayın da Adli Tıp Kurumu’nun raporuna dayandığını belirten kemenin eski tarihli Özbek, rapora “Mahdayalı olarak karar vermesi hukuk man tığı ile bağdaşmamaktadır” dedi. l Yurt Haberleri Yasağa gerekçe: El yazın kötü Bolu F Tipi Cezaevi’nde ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Ali Gülmez’in yan hücresine, madde bağımlısı adli hükümlünün konulduğu ifade edildi. Uygulamaya tepki gösteren teyzesi Sevim Kalman, “Ali’nin havalandırmaya çıkış saati olan 10.00 11.00 arası, madde bağımlısı adli hükümlünün hücre kapısı da bilinçli olarak açık bırakılıyor. Bu durum açıkça provokasyon ortamına zemin oluşturuyor. Hapishane yetkilileri, şimdiye kadar hiçbir hapishanede siyasi hükümlü ve tutuklunun yanına, adli mahpusun konulamayacağını bilmelerine rağmen neden yer değişikliği yapmıyor? Bolu’ya gittiğinden beri yazısı okunmuyor’ gerekçesiyle yazdığı mektupları gönderilmiyor. Düzenli kullanması gereken vitaminler 5 aydır verilmemiş” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Varna’nın kilidi Ahmet Şık’ta Ay sonunda Bulgaristan’ın Varna şehrinde Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bir zirve gerçekleşecek. Bu, Ankara’nın uzun zamandır istediği, Avrupalıların bir türlü yaklaşmadığı bir toplantı. Hayalperest değilim; Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunun tıkalı olduğunu, demokrasisini tamamen askıya almış bir ülkenin AB müzakere sürecini canlandırmasının mümkün olmadığını biliyorum. Ne Ankara’dakiler kısa vadede adım atmaya, ne de Avrupa bu haliyle bir Türkiye’yi yanına almaya niyetli. Kimse açıkça söylemese de bu noktada en gerçekçi beklenti, bu ilişkileri “koparmadan” bir süre daha idare edebilmek. Avrupa’yla büyük bir kopuşu önlemek, iktidardakiler tarafından “medeniyet çatışması” süsü verilmek istenen (ancak aslında günlük siyasi hesaplarla ilgili olan) gerilimleri asgariye indirmek, ekonomik olarak Türkiye’nin kalkınmasında önemli yer tutan yatırımları sürdürebilmek. “Peki Avrupa’yla ilişkiler neden kopmasın” diyeceksiniz. Çünkü bu, baba yadigârı bir stratejik seçim... Çünkü birinci sınıf demokrasilerin olduğu kulübe üye olmak, Ortadoğu batağında vasat bir otokrasi olarak debelenmekten daha iyi... Çünkü kimse toplumun bir asırlık “muasır medeniyetler” hedefini kolay heba edemez... Geleceğe ipotek koyamayız. Maalesef bizler demokrasi işini beceremedik; berbat ve baskıcı bir ülke yarattık. Ancak bu çocuklarımızın, torunlarımızın da beceriksiz olacağı anlamına gelmiyor. Belki onlar daha kaliteli bir ülke inşa edecek, daha özgür bir toplumu gerçekleştirecek, iç barışı, ekonomik refahı, eşitliği sağlayacak. Sadece bu ihtimal yüzünden AB sürecinin kopmamasını sağlamak lazım. Dönelim Varna’ya. Yukarıda anlattığım nedenlerden dolayı mevcut konjonktürde fazla beklentim yok. Ancak Ankara’daki Dışişleri ve AB bürokrasimiz, böyle bir ortamda adeta şapkadan tavşan çıkartarak AB’yle ilişkilere hafif bir kıpırdanma yaratmayı başardı. Türkiye’nin Schengen bölgesinde “vize serbestisi” alabilmesi için terörle mücadele yasasında değişiklik içeren bir teklif paketini Brüksel’e yolladı. Hepimizin “Hariciyecilere” bir teşekkür borcu var. Bu zor zamanda Türkiye’nin Avrupa ile köprülerini koparmamak için direnmek önemli bir vatan görevi. Ancak bu teklif paketi yeterli olmayacaktır. Siyasiler ne derse desin, Türkiye vize serbestisi için en önemli şartlardan biri haline gelen ifade özgürlüğü konusunda acıklı bir durumda. Onlarca gazeteci, siyasetçi, vatandaş, yazdıkları, çizdikleri ya da konuştuklarından dolayı hapiste. İş artık Aziz Nesin’lik. Geçenlerde bir haber var. Şimdilerde türeyen muhbir vatandaşlardan biri, minibüste yanında oturan kadının WhatsApp’tan yazışmalarını dikizleyip minibüsten inince kadını gözaltına aldırmış. Bu kadar “hastalıklı” bir durumdayız yani. Bu ortamda Varna’da olabilecek en iyi şey, ilişkilerin kopmamasıdır. AB Bakanlığı’nın hazırladığı terörle mücadele teklifi, olumlu. Ancak Avrupalılar için yeterli olacağını sanmam. Kelime oyunları yerine gerçek adım görmek isteyecektir. Gazeteci bırakmadan “ifade özgürlüğü” paketinin anlamı yok. Hükümetin ciddi bir hamle yapabilmesinin çok kolay bir yolu var: 9 Mart Cumhuriyet duruşması. Cumhuriyet davası, bütün Avrupa’da bir sembol dava. Hâlâ 3 arkadaşımız var cezaevinde: Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu. Artık kargalar bile gülüyor iddia makamının Cumhuriyet’le ilgili absürd ve akla ziyan değerlendirmelerine. AKP’liler dahil kimse inanmıyor bu gazetenin terörist, FETÖ’cü, PKK’li vs. olduğuna. O yüzden gelin inat etmeyin. Türkiye için hayırlı bir iş yapın. Şu bizim arkadaşları bırakın da, biraz ülkenin önü açılsın. Varna’ya sahiden elle tutulur bir adım atmış olarak gitmiş olun. TTB: Hekimleri atayın Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonuçlarının olumsuzluğu gerekçesiyle 187 hekimin atamasının yapılmadığını, ataması yapılan 300’ün üzerinde hekimin ise soruşturma tamamlanmadığı için göreve başlayamadığnı açıkladı. “Tıp fakültesinde bir öğrenci kulübünün faaliyetlerine katılmak güvenlik soruşturmasının olumsuz gelmesi için yeterli olabilmektedir” diyen Tükel, hekimler için güvenlik soruşturması yapılmasına son verilmesini istedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle