28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 17 Kasım 2018 EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER haber 5 Polisin gözaltı için gerekçe olarak gösterdiği Gezi eylemleri Duran Adam, Piyano Çalan Adam, Kırmızılı Kadın... Gopezeirkaosrykounsuuhgka2öak0rzkakaıirlnştıdiıa İstanbul Emniyeti, gözaltına alınanların Gezi Direnişi’nin devamını sağlamak, derinleştirmek ve medya kurmak için çalıştığını ileri sürdü SEYHAN AVŞAR BARIŞ ÖNAL İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında Anadolu Kültür AŞ’nin yöneticileri ve bazı akademisyenlerin de aralarında bulunduğu 20 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturma kapsamında 4 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’nın da aralarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, operasyonun gerekçesinin Gezi eylemleri olduğu ve hakkında gözaltı kararı olan 20 kişinin “Osman Kavala’yla hiyerarşik ilişki içinde eylemleri organize ettiğini” ileri sürüldü. Gözaltı kararı verilenler için 4 günlük gözaltı süresi alındığı bildirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Gezi Parkı Direnişi sırasında ‘sembol eylemler’ gözaltı kararına gösterilen gerekçelerden biri oldu. Prof. Tarhanlı, Anadolu Kültür’ün Genel Koordinatörü Asena Günal ve derneğin danışmanı Bora Sarı ifadelerinin ardından akşam saatlerinde yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın tutuklu bulunduğu Anadolu Kültür’e yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 20 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Eşzamanlı operasyonla Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Anadolu Kültür’ün Yönetim Kurulu Başkanvekili Yiğit Ekmekçi, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay, Genel Koordinatör Asena Günal, dernek danışmanları Bora Sarı, Ayşegül Güzel, Filiz Telek, Çiğdem Mater ile Meltem Aslan, Sivil Toplum Geliştirme Derneği İletişim Koordinatörü Hande Özhabeş, Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve Araştırma birimi çalışanı Yiğit Aksakoğlu ve Mi Minör oyununun yöneticilerinden Yusuf Cıvır gözaltına alındı. Çiğdem Mater’in film çekimi için gittiği Kaş’ta kaldığı otelden İstanbul’a getirilmek üzere alındığı öğrenildi. Gözaltı kararı bulunan 7 şüphelinin arandığı belirtildi. Prof. Dr. Betül Tanbay’ın avukatı Bahri Belen, “soruşturma numarasının 2014 tarihli olduğunu” aktardı. Darbe suçlaması İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada operasyonun gerekçesinin Gezi eylemleri olduğu ve hakkında gözaltı kararı olan 20 kişinin “Osman Kavala’yla hiyerarşik ilişki içinde eylemleri organize ettiği” ileri sürüldü. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Mehmet Osman Kavala isimli şahsın 27.05.2013 tarihinde başlayan Gezi Parkı Olaylarını Türkiye geneline yaymak ve yurt genelinde kaos ve kargaşa ortamı meydana getirmek ve bu şekilde Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmayı veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeyi amaçladığı tespit edilmiştir. Mehmet Osman Kavala ile hiyerarşik bir düzen içerisinde şüphelilerin; Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Anadolu Kültür AŞ’ye ait DEPO isimli yerde toplantılar düzenledikleri, Sivil İtaatsizlik ve Şiddetsiz Eylem başlıkları altında Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurtdışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirttikleri (Duran Adam, Piyano Çalan Adam, Kırmızılı Kadın vs.), yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşanması muhtemel Gezi benzeri olayların kendi medyaları üzerinden gündem oluşturulmasını amaçladıkları, Mehmet Osman Kavala’nın Avrupa’da birçok kurum ve şahısla görüşme yaparak, Gezi Parkı olaylarında gündeme gelen biber gazının Türkiye’ye ithalinin durdurularak, yasaklanması için çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir.” l İSTANBUL Prof. Dr. Turgut Tarhanlı Çiğdem Mater Prof. Dr. Betül Tanbay Tüten Akademisyenleri avlama mekanizması Operasyona toplumun her kesiminden tepki yağdı TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, operasyona tepki göstererek, “Ceza Muhakemesi Kanunu’na ifadelere yer verildi: “Turgut Tarhanlı ve birlikte gözaltına alınan kişilere yapılan bu muamele göre yakalama ve gözaltı işlemleri ancak tutuk Türkiye’de kanunların keyfi olarak uygulandığını lamanın şartları var ve fakat hâkim kararı alma ve siyasi iktidarın yargı yolu ile baskı uygulaya ya vakit yok ise verilebilir. Davet edildiğinde ira rak, istediği herkese istediği gibi davranabilece di olarak ifade vermeye geleceği besbelli olan ki ğini göstermektedir. Siyasi iktidarı bu tarz bas şiler yakalanmaz, gözaltına alınamaz” dedi. kı yöntemlerinden vazgeçmeye davet ediyor, gö FETÖ ile mücadele yürütülen bir dönemde zaltına alınanların biran önce serbest bırakılma hukuk dışı uygulamalar yapmanın büyük bir çe sını talep ediyoruz.” lişki olduğunu belirten Feyzioğlu, “Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı işlemler yargıyı bir Eğitimciler tepkili baskı aracına dönüştürmektedir. Türkiye’nin demokratik dünyadaki algısına ağır darbe vurmaktadır. Yargıya duyulan güveni de zedeleyen hatalar bir an önce telafi edilmeli, temel hak ve hürriyetlerin yargı eliyle ihlaline izin verilmemeli, uluslararası camiada Türkiye’ye zarar verecek hukuk dışı tüm uygulamalar sona erdirilmelidir” ifadelerini kullandı. Akademisyenlere yönelik operasyona eğitim sendikalarından da tepki geldi. Eğitimİş Sendikası’ndan akademisyenlere yönelik operasyonla ilgili yapılan açıklamada da, “Terörle mücadele aydınları avlama mekanizması değildir” denildi. “Gözaltına alınan akademisyenlerin, hakkında iddianame bile hazırlanmadığı halde bir yıldır tu Kanuna aykırı tuklu bulunan insan hakları aktivisti Osman Kavala ile hiyerarşik bir düzen içerisinde hareket İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğ ettikleri iddia edilmiştir. Daha Osman Kavala’nın lu da operasyona tepkisini, “İktidarın Gezi’ye ba bile neyle suçlandığı meçhulken, ‘onunla orga kış açısı doğru değil. Gezi’nin kriminalize edilme nize biçimde faaliyet göstermenin’ nasıl bir suç sini doğru bulmuyorum. Gezi’nin sonlarında ger teşkil ettiği ise akıllarda soru işaretleri bırakmış çekleşen provokatör eylemlerin, Gezi’nin baş tır. Devletin; eğitim, savunma, ticaret gibi en ha langıçtaki fikrine gölge düşürmemesi gerektiği yati kollarını cemaat kisvesindeki bir terör örgü ni anlatmak lazım” ifadeleriyle dile getirdi. Dura tüne bırakan, zamanında ‘ne istedilerse veren, koğlu, “Gözaltına alınan Prof. Dr. Turgut Tarhan rant için kandırılan, bile bile lades olan, bunun lı İstanbul Barosu’na kayıtlı bir avukattır. Turgut bedelini de ülkeye ödeten bir anlayış, şimdilerde Hoca’nın evine yapılan operasyon sırasında ba terörle mücadele adı altında bir cadı avı başlat rodan görevli bir avukat olmalıydı. Yapılan gözal mıştır. Yaşasa, Aziz Nesin’in bile yazacak bir şey tı işlemi yasalara aykırıdır” diye konuştu. bulamayacağı bu akıldışı tablo, Türkiye’de ada Gezi kriminalize ediliyor letin artık nasıl bir sopa haline getirildiğini de bir kez daha göstermiştir” denildi. Taksim Dayanışması Sözcüsü Mimar Mücella Yapıcı’da operasyonu abes bulduğunu belirte Tanbay barışın sesi rek, “Gezi Direnişi dünyanın en büyük hak arama Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Ay mücadelesi. Hak mücadelesi veren insanların doğan da, “Yaşanan hukuksuzluklarla, demokra tutuklanması abes bir durum. Tutarlı hiçbir ya si, adalet ve eşit, özgür, demokratik bir cumhuri nı yok. Gezi Direnişi suç değildir. Gezi’de milyon yet mücadelemiz her dönemden daha lar vardı. Hepimiz vardık. Bu operasyonun amacı fazla önem taşımaktadır. Eğitim Sen Gezi’yi kriminalize etmek, suç yaratmaktır” dedi. üyemiz Betül Tanbay geçmişten bu İHD’den çağrı İnsan Hakları Derneği (İHD), yazılı bir açıklama yayımlayarak gözaltına alınan sivil toplum çalışanları ve akademisyenlerin serbest bırakılmasını istedi. Operasyonun kınandığı açıklamada şu güne bilimin, demokrasinin, barışın sesi olmuştur. Yaşanılan gözaltılar hukuksuzdur. Tüm hukuksuzlara karşı hukuk, demokrasi, adalet, eşit, özgür, demokratik cumhuriyet mücadelemize devam edeceğiz” dedi. İddianamesiz 1 yıldır tutuklu Türkiye’de uzun yıllardır sürdürdüğü sivil toplum girişimleri ile tanınan işadamı Osman Kavala, 18 Ekim 2017 tarihinde Goethe Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınmıştı. Kavala, “Gezi eylemlerinin yöneticisi olmak” ve “15 Temmuz darbe girişimine katılmak” suçlamalarıyla 1 Kasım’da tutuklanmıştı. Kavala, 18 Ekim’de cezaevinde bir yılını doldurdu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlanmazken, Kavala’nın avukatlarının AİHM ve Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurular yanıtsız kalmış durumda. Osman Kavala İlk kadın başkan Gezi Parkı eylemleri sırasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen heyetin içinde de yer alan Betül Tanbay, Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Tanbay, ünlü matematikçi Cahit Arf tarafından 1948 yılında kurulan Türk Matematik Derneği’nin 62 yıl sonra seçilen ilk kadın başkanı olmuştu. Tanbay, Avrupa Matematik Derneği (EMS) Yönetim Kurulu’na da seçilmişti. Af Örgütü’nü canlandırdı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku dersleri veriyor ve İnsan Hakları Araştırma Merkezi Başkanlığı yapıyor. 1995 yılında, Uluslararası Af Örgütü’nün, Türkiye’de yeniden canlandırılması için yapılan girişimde kurucu yerel grupta yer aldı. 2002 yılında profesör oldu. n Ali Hakan Altınay: Açık Toplum Vakfı ve Başkanı n Asena Günal: Anadolu Kültür A.Ş. Depo Program Koordinatörü n Meltem Aslan Çelikkan: Anadolu Kültür A.Ş. Genel Koordinatörü, Tesev Yöneticisi n Yiğit Ali Ekmekçi: Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Terakki Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Üyesi n Bora Sarı: Anadolu Kültür Sivilİtaatsizlik n Ayşegül Güzel: Anadolu Kültür Sivilİtaatsizlik n Çiğdem Mater Utku: Bianet Yazarı, Anadolu Kültür A.Ş Danışmanı n Hande Özhabeş: Sivil Toplum Geliştirme Derneği İletişim Koordinatörü n Filiz Telek: Anadolu Kültür Sivilİtaatsizlik n Yiğit Aksakoğlu: İstanbul Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve Araştırma Birimi Çalışanı. n Yusuf Cıvır: Mi Minör oyununun yöneticilerinden 68’li gazeteci Tuğrul’dan ‘huysuz’a! Tuğrul’un kitabını görünce çok heyecanlandım. Tuğrul Eryılmaz. 68’li ve Gazeteci. Asu Maro ile bir nehir söyleşi. Yapıldığını, yazıldığını biliyordum, hatta ben de fotoğraf vererek katkıda bulunmuştum. O gece okumaya başladım, ertesi gün gece yarısına kadar, nedense uzun sürede. Çok derinlere daldığım için olabilir mi? Şaka değil, 78 yılından beri tanışıyoruz ve “ayrı dünyaların insanı” olmamıza karşın, yollarımız o kadar kesişti ki. Aynı sınava girip aynı fakültede öğretim üyesi olduk. İstanbul’a gelip Nokta’yı çıkardık. Sonra o da ben de, o yayın, bu dergi, o gazete savrulup dururken zaman zaman birlikte çalıştık, kimi uzun, kimi kısa. Sadece gece yarılarına, sabahlara kadar çalışmadık elbet, yiyip içtiğimiz, gezip tozduğumuz da oldu. Bakalım ne anlatmış, nasıl anlatmış, birlikte yaşadıklarımız başkasının gözünden nasıl görünüyormuş, o heyecanla yaladım yuttum kitabı. Buraya kadar olanı bana özel tabii. Sıradan okur, kitabı 68’li bir gazetecinin yaşamöyküsü olarak değerlendirecek. Ama o kadar çok tanıdık isim var ki, herkesi de bir merak saracak. 68’li olmak, şimdiki gençler için Gezi gençliği olmak neyse öyle bir şey. O yıllar Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde 68’li olmak ise bir “Binbir Gece Masalı” gibi bir şey. Aklınıza gelebilecek bütün sol ve sağ fraksiyonlar mevcut. Üstelik bu öğrenciler boykot ve işgal yapmanın dışında ders de çalışıyor ve içlerinden başbakan, bakan, elçi, gazeteci, bilim insanı, anarşist, eylemci, ne ararsanız çıkıyor. Çubuklu pijamalı yurt fotoğrafları da var, Amerikan Haberler Merkezi’ni nasıl taşladıkları da! Ve sonra Tuğrul’un Londra maceraları, Ankara BYYO, İstanbul medyası. Sadece benimle beş ayrı medyada, gazete, dergi, ek, birlikte olmuşsa, siz düşünün artık kimlerle neleri yapmış. Çocukluğundan başlayarak, çocuğuna kadar her şeyi bütün içtenliğiyle anlatmış Tuğrul. Tarafsız gazetecilik mi? En çok da gazetecilik, meslek etiği üzerinde durmuş. Israrla, sesi çıkmayanların, sesini duyuramayanların sesi olmaya özen gösterdiğini, tarafsız ve objektif gazetecilik yapmayı amaçladığını anlatmış. Tabii buna katılmıyorum. Bundan âlâ taraflı gazetecilik mi olur! Mesele kimin tarafını tuttuğun. Doğru tarafı tutuyor ve bundan hiçbir çıkar sağlamıyorsan senden âlâsı yoktur. Tuğrul tabii ki soldaydı. Çıkardığı yayınlarda var olabilmek için zaman zaman denge politikası güttüyse de “Ben fakir ve solcuyum” derdi hep! Benden çok para kazandı oysa. Ne hikmetse ben hep atılırdım, o hep istifa ederdi ve buna rağmen ona parasını öderlerdi. Yetenekli ve farklı olduğu için herhalde. Tuğrul’u tanıyanlar onun negatif tavırlarına, herkesi aşağılamasına, kavgacı olmasına karşın onu hep çok sevdi. O ise bazılarını daha çok sevdi. Kitapta kimleri niye çok sevdiğini ise uzun uzun anlatıyor. Beraber çok çalıştık, iyi işler yaptık ama beni çok sevmedi mesela. En büyük suçum Atatürk sevdamdı, bir de yeterince solcu bulmazlardı beni! Ha bir de ben Parisien, o Londra’nın asi çocuğu. Onun arkadaş çevresi daha çok benim bayılmadığım liberallerden, onun da çok bayılmadığı Maoculardan ve yabancı olduğum Kürt solculardan oluştuğu için olsa gerek. Tabii şimdi o sivri diliyle bu yazıma da kim bilir neler diyecek ama yıllar içinde o da çok değişti! O yılların gençleri, gazeteci olmak isteyenler için, çok öğretici, düşündürücü anılar. Hele Alevi bir babayla Sünni bir annenin büyük aşkından doğan altı kardeşin en büyüğü olan Tuğrul’un, ancak daha varlıklı amcanın katkılarıyla sürdürebildiği Mülkiye eğitimi sonunda büyükelçi bile olabilecekken devlet bursuyla beş yıl Londra’da haytalık etme macerasının, o fırlama gazeteciye dönüşmesini bir sosyolojik case olarak değerlendirmekte yarar var! İlahi Tuğrul. Bu söyleşiyi yapabilmek için Asu Maro, iki yıl nelere katlandı kim bilir, eline sağlık, güzel olmuş! (68’li ve Gazeteci, İletişim Yayınları 2018) AB: ALARM VERİCİ Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Euronews’e açıklamasında, “Aralarında Hakan Altınay’ın da bulunduğu bir grup akademisyenin gözaltına alınmasından büyük endişe duyuyorum. Bu alarm verici gelişmeyi acil bir konu olarak Türk hükümetinin gündemine getireceğim” dedi. ‘BİLİME BORÇLUYUZ’ Operasyona tepki gösteren TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı mesajda, “Daha fazla, bilim insanlarımızın ülkemize dönüşünü konuştuğumuz bir dönemde, güne çok sayıda akademisyenin gözaltı haberiyle başlamak çok üzücü! Üzerinde yaşadığımız toprakların bereketini, bilime çağlar boyunca sığınak olmuş kültürümüze borçluyuz. Bunu inkâr edersek asla ilerleyemeyiz” ifadelerini kullandı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle