25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 10 Eylül 2017 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: EMİNE BİLGET KAPATILAN TV’LERE GASP Vedat ARIK TMSF son sürat satıyor Belediyelerden çağrı Cumhuriyet davasının 11 Eylül’de Silivri Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda görülecek ikinci celsesi öncesi Sarıyer, Avcılar, Maltepe, İzmir Seferihisar, Eskişehir Odunpazarı, Bursa Nilüfer belediyeleri ilan panolarına astıkları afişlerle davaya katılım çağrısı yaptı. Aynı belediyeler 24 Temmuz’daki ilk duruşma öncesinde de duruşmaya katılım çağrısında bulunmuştu. 11 Eylül’de HEPİMİZ Silivri’deYİZ Cumhuriyet Davası Koordinasyonu, gazetemizin davasına iki gün kala duruşmaya çağrı yapmak için Kadıköy Boğa Heykeli’nin önünde buluşarak Kadıköy sokaklarında Cumhuriyet gazetesi dağıttı. Boğa Heykeli’nin önünde başlayan gazete dağıtımını yapanlar arasında yazarlar, aydınlar, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcilerinin yanı sıra Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, DİSK Basınİş Genel Başkanı ve gazetemiz Yazıişleri Müdürü Faruk Eren, Spor Servisi Müdürü Arif Kızılyalın ve Sendika.org editörü Ali Ergin de yer aldı. Grup Gazetemizin tutuklu Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Yayın Danışmanı Kadri Gürsel, muhabir Ahmet Şık ve muhasebe çalışanı Emre İper’in ismini okuyarak “Özgürlük” diye haykırdı. Çevredeki yurttaşlar ve esnaf alkışlayarak gruba destek verdi. Grup gazete dağıtırken “Hakikatleri dile getirdiği için tutuklanan beş arkadaşımızı pazartesi alacağız” ifadelerini kullandı. Kalkedon Meydanı’nda konuşan gazetemizin Yazıişleri Müdürü Eren, “Tüm tutuklu gazeteciler için Cumhuriyet gazetesine destek vermeye gidiyoruz. Bütün arkadaşlarımızın serbet bırakılmasını istiyoruz. Basın ve ifade özgürlüğünün genişletilmesini istiyoruz. Bütün arkadaşlarımızı alacağız” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet İSPANYOL PODEMOS HEYETİ CUMHURİYET’İ ZİYARET ETTİ Türkiye’ye geldikten sonra endişemiz arttı ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUP Gazetecileri serbest bırakın adil yargılayın Almanya’nın önde gelen gazetecilik meslek örgütleri, Die Welt gazetesinin Türkiye’de tutuklu bulunan muhabiri Deniz Yücel ve siyasi gerekçelerle tutuklu bulunan tüm gazetecilerin serbest bırakılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı. Almanya’da yayımlanan Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel, tutuklulukta 209. gününü doldurdu. Çok sayıda Alman gazetecilik örgütü, bugün doğum günü olan Deniz Yücel ve diğer tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması talebiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazdı. Mektupta, Erdoğan’a basın ve düşünce özgürlüğünü koruma, hukuk devleti ilkelerine uyma çağrısı yapıldı. Bunların demokrasinin ayrılmaz birer unsuru olduğunun vurgulandığı mektupta, “Sizden, daha fazla vakit geçirmeden Türkiye’de yaşayan ve siyasi nedenlerle gözaltına alınmış ya da tutuklanmış bütün meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını ve onların adil yargılanma haklarına saygı gösterilmesini talep ediyoruz” denildi. Gazetecilik için güvensiz Mektupta imzası bulunanlardan journalists.network Yönetim Kurulu Başkanı Max Kuball, gidilmesi hayal olan ülkelere araştırma gezileri düzenlediklerini belirterek “Fakat bir gün Türkiye’nin düzenlediğimiz araştırma gezileri için güvensiz bir ülkeye dönüşeceği aklımızın ucundan bile geçmezdi. Bu, hem Türk, hem de Alman gazetecilerine yönelik bir tehdit” dedi. Hükümeti bağımsız gazeteciliğe izin vermeye çağıran Kuball, “Bir ülkenin gücünü eleştiriye izin vermesi ve bunlara katlanabilmesi gösterir” diye konuştu. Tek seçenek hapishane Alman Gazeteciler Cemiyeti (DJV) Başkanı Frank Überall ise Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüştüğünü kaydederek, “Yaklaşık 170 gazeteci demir parmaklıklar ardında. ‘Suçları’ eleştirel ve bağımsız habercilik yapmak. Başka ülkelerde gazetecilik ödülleri dağıtılırken, Türkiye’nin gazetecilere sunabildiği tek şey hapishane. Bu durum sona ermeli” dedi. Mektubu imzalayan kuruluşlar Almanya hükümetini de göreve çağırarak gelecekte Alman gazetecilerini yurtdışında korumak için daha etkili önlemler almasını talep etti. Almanya hükümetinin sürekli ve kararlılıkla Deniz Yücel, Meşale Tolu ve siyasi nedenlerle tutuklanan bütün diğer Almanların haklarını savunması gerektiğini ifade ettiler. l İSTANBUL / Cumhuriyet AP milletvekili Miguel Urban, İspanyol parlamenter Antón GómezReino, Podemos Uluslararası Masa Üyesi David Perejil ve Avrupa Masası üyesi Amelia Martínez Lobo, Orhan Erinç ve Bülent Utku’yla görüştü. MERİÇ ŞENYÜZ İspanya’da eşitsizlik ve yolsuzluklara karşı 20112012 protestolarından sonra kurulan ve kısa sürede ülkesinin üçüncü büyük partisi haline gelen Podemos’tan (Yapabiliriz) bir heyet gazetemizi ziyaret ederek, yarın Silivri’de görülecek dava öncesinde destek ve dayanışma duygularını iletti. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ve Cumhuriyet davası kapsamında 9 ay tutuklu kalan avukatımız Bülent Utku’yla görüşen heyette, Podemos adına Avrupa Parlamentosu Milletvekili Miguel Urban, İspanya Parlamentosu Milletvekili Antón GómezReino, Podemos Uluslararası Masa Üyesi David Perejil, Podemos Avrupa Masası üyesi Amelia Martínez Lobo yer aldı. Türkiye’yi ziyaret eden ilk Podemos heyeti olduklarını ifade eden Perejil, ziyaretlerinin iki nedeni olduğunu belirterek “Birincisi, özellikle darbe girişimi ve referandumdan sonra Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskıları gözlemlemek. Bu bizim için çok önemli çünkü Türkiye’de özellikle iktidardan bağımsız gazetecilere ve çeşitli kesimlere yönelik büyük bir baskı olduğunu biliyoruz. Cumhuriyet’in davasını da çok önem vererek takip ediyoruz. 11 Eylül’deki dava öncesinde İspanya Parlamentosu ve Avrupa Parlamentosu’nda ne yapabileceğimizi öğrenmek istiyoruz” dedi. İspanya’daki tutuklular Ziyaretlerinin bir başka nedeninin İspanya’da halihazırda Türkiye hükümetinin talebi nedeniyle soruşturulan iki gazeteci olduğunu belirten Perejil, “Bunlardan biri İsveçTürkiye çifte yurttaşı olan Hamza Yalçın diğeri de AlmanyaTürkiye çif te yurttaşı olan Doğan Akhanlı... Her ikisi de Türkiye’nin interpol üzerinden çıkardığı arama kararı nedeniyle baskı altında ve ikisine yönelik suçlama da ‘terörizm’. Biz Türkiye’nin ‘terörizm’ suçlamasını ne kadar kolay kullanabildiğini biliyoruz. Almanya güçlü bir devlet olduğu için Angela Merkel’in doğrudan telefonuyla Akhanlı serbest bırakıldı ama İspanya’yı terk etmesi yasaklandı. Yalçın ise halen cezaevinde tutuluyor. Bu kişiler için ne yapabileceğimizi öğrenmek ve salıverilmeleri için başlattığımız mektup kampanyasına sizi de davet etmek ziyaretimizin diğer nedeni. Çünkü bir AB üyesi olan İspanya’nın Türkiye nedeniyle böyle bir uygulamaya başvurması bizim için çok önemli bir mesele” diye konuştu. Baskıları anlatacağız Cumhuriyet davasındaki hukuksuzlukları anlatan Orhan Erinç ve Bülent Utku da Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün mevcut durumuna dair Podemos heyetine bilgi verdi. Heyet adına konuşan milletvekili GomezReino, Türkiye’ye gelmeden önce Türkiye’deki durumla ilgili kaygılı olduklarını burada yaptıkları temaslardan sonra ise bu kaygılarının daha da arttığını belirterek ülkelerine döndüklerinde Cumhuriyet’e yönelik baskıları hem yerel, hem ulusal, hem de Avrupa ölçeğinde dile getireceklerini vurguladı. Orhan Erinç de dayanışma ziyareti için teşekkür ederek “Bu tür destekler bizim dayanma gücümüzü artırıyor” dedi. Bülent Utku ise “İspanya’da Podemos gibi bir sol partinin varlığı bizim için bir sevinç kaynağı, Cumhuriyet orada tutuklu bulunan Türkiyeli gazeteciler için de elinden geleni yapmaya devam etmekten mutluluk duyacaktır” diye konuştu. Kapatılan televizyonların mallarının, yargı süreçleri beklenmeden satışa çıkarılması tepki çekerken İMC TV’nin satışa çıkarılan malları arasında Reuters’in kanala zimmetlediği ekipmanları da bulunuyor ZEHRA ÖZDİLEK OHAL sürecinde kapatılan İMC TV Genel Koordinatörü Eyüp Burç ve TV10 Yönetim Kurulu Üyesi Veli Büyükşahin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kapatılan kanalların mallarını satışa çıkarmasına tepki gösterdi. TMSF’nin hazırladığı listede dünyanın en büyük haber ajanslarından Reuters’ın, İMC TV’ye zimmetlenmiş ekipmanlarının da bulunduğunu belirten Burç, “Skandal içinde skandal. TMSF’nin düşündüğü şey hiçbir süreci beklemeden hemen satmak. Bu da bildiğimiz gasp ve soygun düzenidir” dedi. TMSF’ye devredilen İMC TV, TV 10, Jiyan TV, Azadi TV, Radyo Nur, Meydan, Yarına Bakış, Yeni Hayat, Kocaeli Manşet, Demokrat Gebze Gazetesi ile Dost Ajans’ın demirbaş ve lisanslarının ihale yoluyla satışa sunulacağının açıklanması tepki çekti. İMC TV ve TV 10, KHK’lerden doğan mağduriyetleri gidermek iddiasıyla kurulan OHAL Komisyonu’na internetten yapılan başvuru formunda isimleri yer almadığı için başvuruda bulunamadı. Bize ait değil İMC TV Genel Koordinatörü Burç, kanalın mallarının satışa sunulmasının bir gasp olduğunu belirterek kanala kilit vuran memurlara malların kanala ait olmadığını, JAN Prodüksiyon A.Ş’ye ait olduğunu söylediklerini dile getirdi. Malların TRT’nin yedieminliğine bırakıldığını kaydeden Burç, “JAN Prodüksiyon’un avukatları İstanbul Defterdarlığı’na başvurdular. OHAL için kurulmuş komisyon bu iş ile ilgileniyordu. Orada itirazda bulundular. Bir başka şirketin malını bir başka şirketin malıymış gibi satışa sunmak tam bir skandaldır. TMSF neden bu kadar hızlı davranı Eyüp Burç yor onu da anlamak mümkün değil” dedi. Listede Reuters’ın ekipmanlarının da olduğunu belirten Burç, “Reuters kendi abonelerine kendi ekipmanını getirir kurdurur, abonelik bittiğinde de alır götürür. TMSF’nin hazırladığı listede İMC’ye zimmetlenmiş Reuters ekipmanı da yer alıyor ve parantez için ‘Reuters’ diye belirtiliyor. Skandal içinde skandal. TMSF’nin düşündüğü şey hiçbir süreci beklemeden hemen satmak. Buda bildiğimiz gasp ve soygun düzenidir. Bu ekipmanlar İMC’nin olsa dahi satamaz. Çünkü İMC, OHAL kararnamesi ile kapatılmadı. Ulaştırma Bakanlığı’nda oluşturulan bir komisyonun hazırladığı listede yer aldığı için kapatıldı” dedi. AİHM’ye eleştiri AİHM’yi eleştiren Burç, “AİHM’ye de başvurmuştuk. AİHM, OHAL Komisyonu’ndan dolayı başvurularımızı geri çevirdi. Bizimle kapatılan birçok yayın kuruluşu, biz de dahil, komisyona başvuramıyoruz. Çünkü böyle bir listede ismimiz yok. Bakanlığın oluşturduğu listede varız. Onu da idare mahkemesine verdik. Tam 10 aydır idare mahkemesi daha yeni bakanlıktan cevap almıştır. Yıllar sürecek bir prosüdür ile karşı karşıyayız. Bu mağduriyetleri arttırıyor. Bunun sebeplerinden biri de AİHM’dir” diye konuştu. Alevi örgütleri, kanalın tekrar açılması için birçok eylem yaptı. YARGI KARARI YOK! TV10 Yönetim Kurulu Üyesi Büyükşahin ise ğında kanallarına 246 bin lira değer biçildiğine değinen sürecin başından beri hu Büyükşahin, “RTÜK’ten li kuksuz bir şekilde ilerledi sans almak isteyen birisi 200 ğini, televizyonla bin liraya yakın pa rının kapatılma ra yatırmak zorun sına dair bir mah da. İzleyici kitlemiz keme kararı olma ve tanınan bir mar dığını belirterek, kamız var. Ticari açı “Tam tersine bi dan bakıldığında bu zim Danıştay’da nun değeri milyon açtığımız dava var. lardır. Ayrıca bizim KHK’de ismimiz Türksat’ta 200 bini geçmiyor diye bi aşkın bir depozito ze OHAL İnceleme muz var. Bir de diğer Komisyonu’na baş Veli Büyükşahin boyutu var. Bizim te vuru hakkı tanımı levizyonumuz Alevi yorlar. Adımıza sonuçlanan lerin lokmalarıyla, emekçi hiçbir yargı kararı yok. Sade lerin emeğiyle oluşan bir te ce Başbakanlığa bağlı bir ko levizyon. Bu emek ve bu lok misyonun bizim televizyon malara hiçbir şekilde mad larımızın kapatılmasına iliş di bir değer biçilemez. Orada kin kararı var. Danıştay sü satılan şeyler Alevi toplumu recimiz hâlâ sonuçlanmadı” nun emeği ve lokmalarıdır” dedi. Ticari olarak bakıldı diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle