29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 25 Nisan 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Bu bakış değişmeli’ Biliminsanları Ermenistan ve Türkiye’deki ders kitaplarını taradı. Sonuçlar değerlendirildi, ‘ulusdevlete vatandaş yerine; düşünen bireyler yetiştirmenin hedeflenmesi’ önerildi Türkiye’deki ders kitaplarında ‘hoşgörü’ ve ‘öteki’nin bunun değerini bilmemesine, Er menistan’daki ders kitaplarında ise ‘öteki’nin baskısı karşısında hep ‘kur ban’ olmaya vurgu yapıldığı belirtildi. Türkiyeli ve Er menistanlı tarih eğitmenleri ve aka demisyenler, “Ha tırlama ve Unutma Politikaları: Tarih çiler ve Tarih Eğit menleri Ermenis FAigtaelany tanTürkiye İlişkileri Bağlamında Ağ Kuruyor” projesi kapsamında her iki ülkede ortaöğretim seviyesinde okutulan ders kitaplarını ta radılar. Bu kitaplarda yer alan düşman lık yaratıcı, milliyetçi, ayrımcılığa dayalı ‘KÜLTÜREL TARİH’ VURGUSU 4 Milliyetçi, militarist, özcü, cinsiyetçi anlatımdan vazgeçilerek ulusdevlete vatandaş yetiştirmek yerine; düşünen, sorgulayan bireyler yetiştirmenin hedeflenmesi 4 Bağlamlaştırma ve izolasyon konularında dengeli olunması 4 Sadece siyasi tarihe değil, sosyal ve kültürel tarihe ve değişik perspektif ve kaynaklara da yer verilmesi. ve cinsiyetçi anlatılar, imgeler ve kurgular eleştirel bir bakış açısıyla ortaya konuldu. Bu eleştiriler doğrultusunda çeşitli prensipler geliştirildi. Araştırma bulguları, Tarih Vakfı’nda düzenlenen toplantıda, Tarih Vakfı’ndan Özlem Çaykent, Fırat Güllü, Ömer Turan ve “Imagine Center for Conflict Transformation’’ temsilcileri Pınar Sayan, Maria Karapetyan tarafından açıklandı. Çalışmalar sonrasında hazırlanan rapor ve dikkat edilmesi gereken pren sipler mayıs ayında yayımlanacak ve Erivan’da Caucasus Research Center tarafından düzenlenen “ArmeniaTurkey: Paving Ways for Dialogue and Reconciliation” adlı konferansta sunulacak. Ortakları arasında Tarih Vakfı (İstanbul), Imagine Center for Conflict Transformation (Tiflis), Bilgi Üniversitesi SEÇBİR Merkezi (İstanbul) ve Association of Young Historians (Erivan) bulunan proje; Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor ErmenistanTürkiye Normalleş me Süreci Destek Programı kapsamında, Friedrich EbertStiftung Derneği Türkiye ve Ermenistan Temsilcilikleri’nin desteğiyle gerçekleştiriliyor. Cinsiyetçi anlatım Konuşmacılar tarih ders kitapları konusunda şu noktalara dikkat çekti: 4 Özcü bir anlatım kullanılarak ‘biz’ ve ‘öteki’ye özcü anlamlar yüklenmesi; 4 Tek sesli bir anlatım kullanılarak sadece erkek siyasi elitlerin ve savaşların tarihine yer verilmesi; 4 Türkiye’deki ders kitaplarında ‘hoşgörü’ ve ‘öteki’nin bunun değerini bilmemesine vurgu yapılırken, Ermenistan’daki ders kitaplarında ‘öteki’nin baskısı karşısında hep ‘kurban’ olmaya vurgu yapılması; 4 Cinsiyetçi bir anlatım ile kadınların rollerinin belirli kalıplara indirgenmesi ya da kadınlara hiç yer verilmemesi. ‘Yüzleşmek, zorunluluk’ 24 Nisan anmasının son durağı dün akşam Tünel Meydanı’ydı. Birkaç yüz kişilik kalabalık, 102 yılın ardından gerçek bir yüzleşme, özür talep ediyordu PINAR ÖĞÜNÇ 24Nisan 1915 anması için bir araya gelen birkaç yüz kişi, dün saat 19.15’te Tünel Meydanı’nda polis demirleriyle çevrili bir alanı doldurdu. Üniformalı ve sivil polislere basın mensuplarını eklediğinizde, bu grubun sadece anma için toplananlardan daha kalabalık olma ihtimali var. “Bundan tam 102 sene önce 24 Nisan, Ermenilere yönelik büyük bir harekâtın başlangıç günü olarak seçilmişti” cümlesi yükseldi mikrofondan. 102 yıl önce akşamın çöktüğü bu saatlerde polis bazı Ermeni evlerinin kapısını çalıyor, birkaç soru için karakola gelmeleri isteniyordu. Hemen döneceğini düşünerek pijamasıyla çıkan vardı. Büyük çoğunluğu dönmeyecekti. O yüzden İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon bu yıl da gündüz 12’de Sultanahmet’teydi. Bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olan Merkez Hapishanesi, yazar, çizer, gazeteci, eğitimci, vekil, şair, tiyatrocu, doktor, matbaacı, 250’ye yakın Ermeni yurttaşın evlerinden toplanıp getirildikleri yerdi. Ayaş ve Çankırı’daki cezaevlerine doğru, sonu meçhul ya da malum yolculuğa buradan çıkacaklardı. Dün akşam fotoğrafları meydana dizilmişti; tek tek isimleri okundu. Hafıza Merkezi’nin direktörlerinden olan gazeteci Murat Çelikkan’ın okuduğu anma bildirisinde “Demokrasinin, çatışma kültürü yerine barış içinde bir arada yaşama dinamiklerinin güçlenmesi, ırkçılığın ve nefret söyleminin geriletilmesi, içindeki her bir bireye, gruba, çevreye, kimliğe güven veren bir sosyal dokunun inşa edilmesi, bunların hepsinin başarılması için 102 sene önce başlayan ve birkaç sene içinde tamamlanan bu yıkımla yüzleşmek bir zorunluluk” deniyordu. Bunun neresindeyiz? Sadece sosyal medyada içinden “24 Nisan” ve “soykırım” geçen bir arama yapmak insanın yüreğine taş oturtuyor, 1915’ten sonra Ermeni halkına yaşatılanların mesulü olan zihniyetin dipdiri varlığı, yüzleşmeye dair ihtimali ufalıyıveriyor. KURTULUŞ ARI Taksim Tünel Meydanı’nda 1915 anması için bir araya gelen grup, yitirilenlerin fotoğrafları önünde açıklama yaptı. Göz göre göre öldürülen Hrant Dink’in “23 Nisan’ı birlikte kutladığımız gibi, 24 Nisan’ı da birlikte andığımız gün, bu sorun ‘sorun’ olmaktan çıkacaktır” diye bitirdiği bir yazısı var. “Bir Gün... 24 Nisan” başlıklı bu yazının ilham verdiği 23.5 Nisan anması beş yıldır Pangaltı’da, HDP Şişli İlçe Örgütü öncülüğünde düzenleniyordu. Bu yılın “olağanüstü halleri” bu anmayı da meramına ulaşacağı sokaktan koparıp kapalı bir binaya mecbur bıraktı örneğin. Dün Tünel Meydanı’nı dolduran çok kişinin kafasından geçmiştir “Bu yıl izin vermezler” cümlesi. Evet, çünkü verilmeyebilirdi. O kadar belli olmazdı. Her şeye rağmen gerçekleşebilmesinden duyduğu hoşnutluğu dile getirenler vardı. ‘Kardeşlik edebiyatı’ Balıkçı ailesi meydandaydı. Anmanın gün içindeki bir durağı da Sevag Şahin Balıkçı’nın Şişli Ermeni Mezarlı ğı’ndaki mezarı olmuştu. Tam altı yıl geçmiş. Sevag’ın, Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda zorunlu askerliğini bitirmesine 23 gün kala, Paskalya’ya denk gelen 24 Nisan’da “samimi bir arkadaşının” silahından çıkan kurşunla “kazayla” öldüğü söylenmişti başta. Yıllara yayılan davada sanık “bilinçli taksirle öldürmek” suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası aldı sonra; bir de aileye reva görülen 40 bin liralık manevi tazminat. Şunu unutmak zor. Cinayetin ardından Batman’a giden ailesine, her şeyden önce Sevag’ın devre arkadaşlarıyla mutlu fotoğraflarının olduğu kalın bir fotoğraf albümü verilmişti. Kimi komik, klişe askerlik hatıra fotoğrafları... Kiminde Sevag, bir süre sonra onu öldürecek kişiyle birlikte. “İşte bakın aralarında husumet yokmuş” demeye getiriyorlardı yani baba Garabet Balıkçı’ya. “İşte onlar kardeş gibilermiş” demek istiyorlardı anne Ani Balıkçı’ya. Yaraşır cesaret, dürüstlük ve hay siyetle yüzleşilmedikçe, “Soykırım dedi mi?”ye sıkıştırılan tartışma, 1915’ten hiç konuşmadan yapılan “kardeşlik edebiyatı”, işte ancak o fotoğraf albümü kadar hakikate yakın geliyor. Bugün dediğimiz, hesabı görülmemiş dünden müteşekkildir biraz da. l İSTANBUL Erivan’da provokasyon Ermenistan, 1915 kurbanlarını dünkü 102. yıldönümünde törenlerle andı. Tsitsernakaberd Anıtı’na (Ermenice Kırlangıç Tepesi) çiçek bırakan Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, “1915’in üzerinden 100 yıl geçti. Bu süreçte neler olduğunu ve ölümü yendiğimizi biliyoruz” dedi. Sarkisyan, 1915’te yaşananlar nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu’nu suçladı ve şunları söyledi: “Tehcir adı altındaki katliam, Osmanlı İmparatorluğu’nun devlet destekli programıydı. Ermenilerin fiziksel, kültürel ve siyasi kayıpları ölçülemez boyutlardadır. Ancak en büyük kayıp, kadim, zengin ve özgün bir uygarlığın üyelerinin kaybedilmesidir.” Törende bazı gruplar Türkiye ve Azerbaycan bayraklarını ateşe verdi. Donald Trump ‘soykırım’ demedi 1915 olaylarının dünkü yıl dönümünde göz ler bir kez daha Be yaz Saray’a çevril di. ABD Kongresi’nin alt kanadını oluş turan Temsilciler Meclisi’nin 80’i aşkın Trump üyesi, 24 Nisan’ın arifesinde Başkan Do nald Trump’a ortak mektup göndererek, 1915’te yaşananları ‘soykırım’ olarak ta nımlamasını istedi. Ancak ABD Başka nı Donald Trump, 24 Nisan açıklamasın da 1915 olayları için selefi Barack Oba ma gibi ‘Büyük Felaket’ anlamına gelen ‘Meds Yeghern’ ifadesini kullandı. ‘Nefret ve intikam’la mücadele çağrısı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 1915’te hayatını kaybeden Ermeniler için dün Sultanahmet Meydanı’nda anma etkinliği düzenledi. Avrupa Irkçılık Karşıtı Taban Hareketi (EGAM) Başkanı Benjamin Abtan, anmada yaptığı konuşmada, “Unutmaya, unutturmaya karşı mücadele ediyoruz. Bu sene soykırımın 102’nci yılını anmaya çalışıyoruz. Devletin özündeki nefret ve intikam ile mücadele etmeye çalışıyoruz” dedi. İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyesi Meral Çılgın da şunları söyledi: “Bugün bir 24 Nisan’da daha Ermeni Soykırımın kurbanlarını anıyor, faillerin torunları olarak utancımızı dile getiriyor, inkarâ son diyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Erdoğan’dan Patriğe 24 Nisan mesajı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 24 Nisan dolayısıyla İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesi’nde düzenlenen dini törene gönderdiği mesajda şunları dile getirdi: “Ülkemizdeki Ermeni cemaatinin huzuru, güvenliği ve mutluluğu bizim için özel öneme sahiptir. Tek bir Ermeni vatandaşımızın dahi ötekileştirilmesine, dışlanmasına, kendini ikinci sınıf hissetmesine tahammülümüz yoktur. Yüzyıllarca sevinç ve tasada ortak iki halkın, geçmişin yaralarını sarması ve insani bağlarını daha da kuvvetlendirmesi hepimizin ortak amacıdır. Bu doğrultuda son 14 yılda birçok adım attık. Osmanlı Ermenilerinin hatırasına ve Ermeni kültürel mirasına sahip çıkmaya yönelik çalışmalarımızı, önümüzdeki süreçte artarak sürdüreceğiz.” haber 7 HRANT DİNK Agos, 26 Nisan 1996 23.5 Nisan Sancılı on yıllardan çıkmış ulusun tarihinde çok önemli bir akgündür 23 Nisan. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” düsturunun meclis salonuna perçinlendiği gündür. Ve böyle bir günün ‘yaşam’ denilen çocuğa ve geleceğe akıtılan mirasıdır. Türk ulusunun belki de en akıllıca yaptığı öngörünün tarihidir. ‘Gelecek’ ve ‘çocuk’ ne de güzel buluşturulmuştur öyle. Ve de ne ustaca bir değerlendirmedir yıllar sonra 23 Nisan’ı sadece Türkiye ile sınırlı tutmayıp bütün dünyanın çocuklarıyla paylaşma düşüncesi. Türk çocuklarına da, dünya çocuklarına da kutlu olsun. HHH Yeryüzünün dört bir yanına ‘savrulmuş’ Ermeni ulusunun tarihinde çok önemli bir karagündür 24 Nisan. Üçbeş Ermeni yan yana gelmeyegörsünler. Alırlar ellerine pankartları, dökülürler sokaklara hemen. Nedir bütün bunların sebebi, niçin yollara düşer bu insanlar 24 Nisan’da? Tarih, 24 Nisan 1915’in şafak vakti. Özellikle İstanbul’daki Ermeni aydınları, yazarlar, sanatçılar, öğretmenler, avukatlar, doktorlar, mebuslar teker teker alınırlar evlerinden. Götürülürler ve bir daha da geri dönmezler. İşte, birkaç gün sonra bütün Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde gerçekleştirilen ‘tarihsel Ermeni dramı’nın başlangıcıdır bu tarih. HHH Kim, nasıl anlayabilir bunu bilemiyorum, ama hem Ermeni olmak, hem Türkiyeli; hem 23 Nisan’ı yaşamak bütün coşkusuyla ve ertesi günün bir parçası olmak bütün hüznüyle. Kaç insan bu ikilemi yaşıyordur şu yeryüzünde? Ne anlaması kolay ne de anlatması. HHH Dilerim kimse de yaşamasın bu ikilemi bir daha. 23 Nisan nasıl daha bir coşkuyla yaşanır? 24 Nisan nasıl hafızalardan sildirilir? Bütün bunlar çözümsüz sorular değil aslında. 23 Nisan bütün çocukların olacaksa eğer, ben derim Ermenistanlı çocukların da olsun bir biçimiyle. Çağırın onları da bu kutlamalara. Barıştırın çocukları birbirleriyle, tanıştırın. Sadece 23 Nisan da olmasın, 24 Nisan’ı da katın içine. Daha da uzasın o günler, bütün Nisan’ı katın, bütün baharı katın. Hadi siz beceremiyorsunuz diyelim, var olan kinler engel buna. Bırakın bari dünyayı çocuklara, onlar bu işi halleder, yeter ki engel olmayın siz. HHH Bir başka severim 23 Nisan’ları. Hem, bizim de hanımla evlendiğimiz gündür aynı zamanda. Gerdeğe girişimiz de 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan geceye rastlar. İlk çocuğumuza can verdiğimiz andır o. Ne 23 ne de 24 Nisan. 23.5 Nisan’dır belki de o an. Vedat ARIK Sevag Balıkçı’nın ailesi törende dua etti. Sevag Balıkçı mezarı başında anıldı Batman’da askerlik yaparken, terhisine 23 gün kala er Kıvanç Ağaoğlu’nun tüfeğinden çıkan kurşunla hayatını kaybeden er Sevag Balıkçı, ölümünün 6. yıldönümünde Şişli’deki Ermeni Mezarlığı’nda anıldı. Anma törenine HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Avrupa’dan gelen Ermeni diaspora temsilcileri ve Balıkçı’nın yakınları katıldı. Nor Zartonk Eş Sözcüsü Norayr Olgar, Balıkçı’nın katilinin ve onu koruyanların hâlâ aramızda olduğunu söyleyerek, “Askeri Yargıtay 2014 yılında ‘Duruşma tutanaklarının üzerine mahkemenin adı yazılı olmadığı’ gerekçesiyle kararı usulen bozdu. Mahkemeye geri dönen dava yeni baştan görülmeye başlandı. 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra çıkarılan 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile askeri yargı kaldırıldı. Bunun üzerine Sevag Balıkçı davasında 2 Şubat 2017’de görevsizlik kararı verildi. Davaya Kozluk Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek” dedi. Balıkçı ailesine ödenen tazminat miktarını eleştiren Olgar, “Ankara Askeri Yüksek Mahkemesi Sevag Balıkçı’nın annesi Ani Balıkçı ve babası Garabet Balıkçı’ya 16 bin TL., kardeşi Lerna Balıkçı’ya ise 8 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Bizimle alay ediyorlar” diye konuştu. Avrupa Irkçılık Karşıtları Taban Hareketi Delegasyonu üyesi ve Ermeni Protestan Kilisesi rahibi Rene Leonian ise “Bugün burda sevgimizi ve dayanışmamızı paylaşıyoruz. Ermeni halkına karşı yapılan bütün adaletsizlikleri hatırlıyoruz. Hrant Dink cinayetini de hatırlıyoruz. İnanıyoruz ki adalet yerini bulacak, Türklerle, Ermeniler yakınlaşabilecek” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle