29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 29 Ekim 2017 yaşasın cumhuriyet 14 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘En kuvvetli olduğumuz Mustafa Kemal 11 Eylül 1923’te bir grup milletvekili ile sohbet ederken sözü Cumhuriyet’e getirir. Yunus Nadi, “Bunu en kuvvetli zamanımızda yapmalıyız” deyince Atatürk elindeki kalemi masaya vurarak “En kuvvetli zaman bugündür” gündedikten sonra yeni anayasanın ilk maddesini okur: “Türkiye Cumhuriyet usulü ile idare olunur bir halk devletidir.” bugündür’ Cumhuriyet’in ilanına giden yolların kilometre taşları Lozan görüşmelerinden itibaren dö şenmeye başlamıştı. Görüşmelere An kara’daki Meclis temsilcisi ile birlik te İstanbul hükümetinin temsilcileri nin de çağrılması Ankara hükümeti nin tepkisini çekmişti. Ulusal Kurtu luş Savaşı’na destek ver mek bir yana köstek olan İstanbul’un Ankara’daki meclisle eş değer görül mesi kabul edilecek bir durum değildi. Bu, salta MİYASE İLKNUR natın kaldırılması fikrine öteden beri sahip olan Mustafa Kemal ve arka daşları için sağlam bir gerekçe oluştur du. Zaten 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ile saltanat resmen olmasa da fiilen ilga edilmişti. 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı. Ankara hükümetinin İstanbul’daki temsilcisi Refet Paşa 18 Kasım 1922 sa bahı Sultan Vahidettin’in Malaya ad lı İngiliz zırhlısıyla kaçtığını telgraf la bildirdiğinde Ankara, derin bir “oh!” çekti. Zira Ankara’da Sultan Vahidet tin hakkında nasıl bir yaptırım uygula nacağı konusunda belirsizlik vardı. An kara, yargılamayı düşündüğü Sultan’ın mazlum konumuna düşürülme ve bu nedenle bir karışıklık çıkma ihtima li nedeniyle ihtiyatlı davranıyordu. O nedenle Sultan’ın kaçışı bu sorunu da kendiliğinden çözmüş oldu. Saltanat kaldırılmış, halifelik maka mı ise boş kalmıştı. Halifeliğin kaldırıl ması konusunda bir adım atmayı şimdi lik erken bulan Mustafa Kemal, bu ma kama seçim yapmak için Meclis’i ola ğanüstü toplantıya çağırdı. 18 Kasım 1922 günü yapılan oylamada Şehzade Abdülmecit halife seçildi. Mustafa Ke mal, halifeliği de kaldırmak için uygun zaman ve zemini kollayacaktı. Bu zaman ve zemini yaratmak ancak yeni bir meclisle mümkün olabilirdi. Birinci Meclis vatan savunması amacıyla toplanmıştı. Bu meclis, politika üretme, yeni devlet düzenini inşa etme, devrimleri gerçekleştirme yeteneğinden ve refleksinden yoksundu. O nedenle Mustafa Kemal, Halk Fırkası’nı kurdu ve 1 Nisan 1923’te meclisi yenilemek için karar alındı. İkinci Meclis Halk Fırkası listesinde yer alan isimlerden oluşmuştu ama her konuda görüş birliği içinde olduğu da söylenemezdi. Özellikle devletin rejiminin ne olacağı ve halifelik konusunda Mustafa Kemal ve arkadaş larından farklı düşünenlerin varlığı hiç de az değildi. Halife yanlıları, meşrutiyet taraftarları ve İttihatçılar, Mustafa Kemal’in güçlenmesine ve onun getirmeyi planladığı yeni rejime muhaliftiler. Meclis’teki tutucu kesim, başında halifenin olacağı meşruti bir yönetim istiyordu. İttihatçılar ise yeniden yönetime gelmenin arzusu ile tutucu ve halife yanlısı gruba karşı açıktan tavır almıyor, harekete geçmek için Mustafa Kemal’in güç kaybedeceği dönemi kolluyordu. Milli Mücadele döneminde yakın arkadaşları Ali Fuat, Rauf Bey, Kazım Karabekir ve Refet Paşa da muhalefete Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları 1. Meclis’in önünde. geçmiş, İstanbul basını ile birlikte halifeye gereken saygınlığın ve dünyevi yetkilerin verilmesi için girişimlerde bulunuyordu. Ağa Han gibi başka Müslüman ülkelerden bazı temsilcilerin de bu girişimlerini sürdürmesi halifelik makamının ömrünü kısaltmasından başka bir işe yaramayacaktı. Halifenin 300 milyon Müslüman’ın dini lideri olduğunu öne sürenler, 1. Dünya Savaşı’nda halifenin ordusuna karşı İngiliz ordusu ile savaşan Müslümanları nedense hatırlamak istemiyordu. Cumhuriyet’e giden yolun ikinci büyük adımı Ankara’nın başkent olması kararının alınmasıydı. Düşman işgali ne karşı direnişin 1919’dan beri merkezi olan Ankara artık resmen hükümetin de merkezi olacaktı. İsmet Paşa ve 14 arkadaşının verdiği önerge 13 Ekim 1923’te TBMM’de oylandı ve Ankara yeni devletin başkenti olarak dünyaya ilan edildi. Bu kararın alınmasında pek çok etken vardı. Bunlardan biri de “saltanat rejimine bir gün yeniden dönülür” hevesiyle hareket edenlerin umudunu kırmaktır. Ankara’nın başkent ilan edilmesinden sonra artık sıra yeni devlet düzenini belirlemeye gelmişti. Mustafa Kemal öteden beri kafasında olan Cumhuriyet fikrini yaşama geçirmek için siyasetin gündemini adım adım belirledi. Usta bir satranç oyuncusu gibi hamle üstüne hamle yaptı ve sonunda başardı. Cumhuriyet fikrini yakın arkadaşları ile bile paylaşmadan daha 1921’de özel kalem memuru Hasan Rıza Soyak’a notlarının yazılı olduğu müsveddeyi verirken “Bunları al müsvedde halindedirler, beyaza geçireceksin. Yazılar karışıktır, dikkat et, okuyamadığın veya anlamadığın yer olursa bana sorarsın. Bunlar şimdilik ikimizin arasında kalsın. Sen ve ben bileceğiz. Amirlerine bile bahsetmene lüzum yoktur” demiştir. Hasan Rıza Soyak’ın aldığı notta Kanuni Esasi’nin devletin şekliyle ilgili maddeleri ile ilgili yapılması düşünülen değişiklikler vardır. Mustafa Kemal’in hazırladığı taslağın ilk maddesinde şunlar yazılıdır: “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyettir.” Mustafa Kemal 1923’ün Eylül ayından itibaren yeni devletin rejimi meselesini, Çankaya’daki sofrasında ve Meclis’teki odasında kendisine yakın arkadaşlarıyla tartışmaya açmıştır. Falih Rıfkı anılarında 11 Eyül 1923 günü Mustafa Kemal’in Meclis’teki >> Cumhuriyetimizin 94. Yıl Dönümü Kutlu Olsun Ülgür GÖKHAN Çanakkale Belediye Başkanı Fener Alayı 29 Ekim 2017 Saat: 19.30 Yer: Cumhuriyet Meydanı C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle