06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 14 Ocak 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU tasarım: ŞÜKRAN İŞCAN Kaset ‘istihbarat’ işi haber 7 Çoğu polis olan şüphelilerin kaset kumpasları ile FETÖ’nün menfaatları doğrultusunda iktidarın, ana muhalefet ve muhalefet partilerini kontrol altına alarak siyaseti dizayn etmek istediği belirtildi MİT RAPORU 200 bini aşkın ByLock kullanıcısı ALİCAN ULUDAĞ Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) FETÖ’nün gizli haberleşme programına ilişkin hazırladığı teknik raporunun ayrıntıları ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen raporda, 200 bini aşkın ByLock kullanıcısının olduğu açıklandı. Darbe girişimine ilişkin Deniz Kuvvetleri’nde yaşananların anlatıldığı iddianameye de giren MİT’in ByLock raporunda ByLock’un Google Play’de 2014 yılının başlarında kullanıma sunulduğu ve 2016’nın ilk aylarına kadar kullanıldığı belirtildi. Uygulamanın; kriptolu anlık mesajlaşma, kriptolu sesli görüşme, grup mesajlaşmaları, dosya paylaşımı, eposta iletimi, arkadaş ekleme özelliklerinin olduğu ifade edilen raporda, arkadaş ekleme işleminin, anılan uygulamaya kayıt olurken kullanıcı tarafından belirlenen ve “Kullanıcı Adı (Kodu/Rumuzu)” olarak isimlendirilen şahsa özel kodun girilmesi suretiyle gerçekleştirildiği aktarıldı. AKİT TV’YE CEZA RTÜK üyesinden ‘manidar’ oy RTÜK, Akit TV’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan hakaretleri şikâyet eden CHP Milletvekili Barış Yarkadaş’ın başvurusunu sonuçlandırdı. RTÜK, Akit TV’ye para cezası verdi. Ceza verilmemesi yönünde oy kullanan AKP kontenjanından RTÜK üyesi seçilen Hamit Ersoy’un Akit gazetesi tarafından 3 Ağustos 2016 tarihli bir haberde FETÖ’cü ilan edilmesi dikkat çekti. Yarkadaş, “Bir skandalla karşılaştık. Oylamada Akit TV’ye ceza verilmesine karşı çıkan üyenin birkaç ay önce Akit gazetesi tarafından FETÖ’cü ilan edildiğini gördük. İlgili şahsın ret oyu kullanması oldukça manidar. Bir insan kendisini FETÖ’cü ilan eden yayın organının ceza almasına neden karşı çıkar? Görünen o ki bu üye ilgili yayın organına bir mesaj gönderiyor ve FETÖ’cü değilim demek istiyor” dedi. l ANKARA DARBE KOMİSYONU Hazinedar: Video kaydı montaj TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu’na gönderdiği yazılı yanıtta Beşiktaş Belediye Başkanı Av. Murat Hazinedar, “Beni FETÖ’cü ilan etmeye çalıştıkları mezkur video kaydı montajdır. Bana muhalif kesimler o video üzerinden FETÖ’cü olduğum algısını yaymaya çalıştı” dedi. Komisyonun sorularını yanıtlayan Hazinedar, kendisini FETÖ’cü ilan etmeye çalışılan video kaydı ile ile ilgili, bölgesinde düzenlenen (02.07. 2014) Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın iftarına görevi gereği gittiğini, rica üzerine yaptığı konuşmasında cemaati eleştirdiğini söyledi. Hazinedar buna rağmen “kesyapıştır” şeklinde montaj yapılarak, cemaati öven bir konuşma şeklinde Cihan Haber Ajansı’nın servis ettiğini, resmi kurumlarca yapılan araştırma sonucu olayın montaj olduğunun tespit edildiğini belirtti. l Haber Merkezi BAKAN IŞIK: FETÖ’cü polisler askere alınacak Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, FETÖ soruşturmaları sebebiyle emniyet teşkilatından ihraç edilenlerin askere alınacağını duyurdu. Bu kişilerin askere alındıklarında geri hizmette ve idari işlerde görevlendirileceklerini ve silahsız olarak nöbet tutacaklarını ifade eden Işık, “Öncelikle sayı olarak emniyetin bize ilk etapta gönderdiği sayı 1590 ancak çalışmalar devam ediyor” dedi. l Haber Merkezi Erdoğan’ın koruma müdürüydü Antalya’da FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde koruma müdürlüğünü yapan Maksut Karal’ın, FETÖ’nün gizli haberleşme programı “ByLock” kullandığı ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı, es ki CHP lideri Deniz Baykal ve MHP’li bazı eski vekille rin de aralarında bulundu ğu siyasilere kaset kumpa sı kurulmasına ilişkin fez leke hazırladı. Fezlekede, ALİCAN ULUDAĞ şüphelilerin 18 kişiye yönelik 11’i ev, 2’si işyeri ol mak üzere toplam 13 adre se dinleme cihazı ile kamera yerleştirdi ği, teknik araçlarla da izleme ve dinleme yaptıkları anlatıldı. İstihbarat Daire Baş kanlığı C Şubesi ile Ankara Emniyet İs tihbarat Şubesi’nde görevli emniyet mü dürleri ile istihbarat polisinin komplonun merkezinde yer aldığı belirtilen fezleke de, Baykal’ın da arada bulunduğu hedef kişilerin istihbarat tarafından adım adım takip edildiği ifade edildi. KOM Daire Başkanlığı tarafından ha zırlanan ve kaset soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gön derilen fezlekede, kaset kumpası ayrıntı larıyla anlatıldı. Çoğun polis olan şüpheli lerin kaset kumpasları ile FETÖ’nün men faatları doğrultusunda iktidarın, ana mu halefet ve muhalefet partilerini kontrol altına alarak, siyaseti dizayn etmek iste diği belirtilen fezlekede, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi ile Ankara Emniyet İstihbarat Şubesi’nde görevli emniyet mü dürleri ile istihbarat polisinin komplonun merkezinde yer aldığı belirtildi. Siyaset çilerin istihbarat polisleri tarafından na sıl takip edildiğinin grafiklerle ortaya ko nulduğu fezlekede, FETÖ’cü istihbarat po lislerinin siyasetçileri hem dinledikleri, hem de izledikleri, hedef adreslere girip çıktıkları, komplonun kurulduğu tarih ve saatte de hedef evlerin etrafında bulundukları yine grafiklerle gösterildi. 4 yıl takip Şüphelilerin, 2008’den 2012 yılına kadar kesintisiz bir biçimde bu eylemlerini sürdürdükleri, yasa dışı örgütlenme oluşturup suç işlemek amacıyla bir araya geldikleri de belirtildi. Fezlekede, komployu kuran o dönemin istihbarat müdürlerinin, ABD’ye gittiği, söz konusu görüntüleri FETÖ’nün lideri Fethullah Gülen’e götürdükleri anlatıldı. Eski istihbarat müdürleri Gürsel Aktepe’nin 8 Nisan 2012 tarihinde yine istihbaratçı polis şefleri Lokman Kırcılı ve Tamer Bülent Demirel ile birlikte İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Türkiye’den çıkış yaptıkları belirtilen fezlekede, 13 Nisan 2012’de 3 şahsın beraber İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Türkiye’ye giriş yaptığı aktarıldı. Fezlekede şöyle denildi: “Kamu kurumlarında çalışan örgüt mensupları elde ettikleri bilgileri örgüte aktarmakta ve toplanan bütün bilgiler büyük bir havuz oluşturulmaktadır. Örgüt hedeflerine ulaşmak için havuzdaki bilgi ve belgeleri amaca uygun hale getirerek hasım cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanmaktadır.” l ANKARA Darbeci askerler mahkemeye çıktı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra helikopterle Yunanistan’a kaçan askerlerden dördü daha, dün yüksek mahkemede hâkim karşısına çıktı. Amerikan Associated Press (AP) haber ajansının başkent Atina’dan geçtiği fotoğ raflarda FETÖ’cü askerlerin takım elbise giydikleri ve kelepçeli halde mahkemeye getirildikleri görülüyor. Yunanistan yüksek mahkemesi, daha önce dört as ker hakkındaki karar duruşmasını 23 Ocak tarihine ertelemişti. Mahkemenin vereceği hüküm, darbeci askerlerin iade süreçlerine yönelik nihai adım olacak. Türkiye, geçen yıl yaz mevsiminden bu yana darbeci askerlerin iade edilmesini talep ediyor. Özdemir, AKP’deki FETÖ’cüleri söylemedi FETÖ çatı davasında tanık olarak dinlenen ve bir dönem cemaatin “emniyet imamı” olan Kemalettin Özdemir, mahkemede tanık olarak ifade verdi. İfadesinde cemaatle ilgili ayrıntılı bilgiler vermekten kaçındığı gözlenen Özdemir, mahkeme başkanı ve duruşma savcısının tepkisini çekti. Cemaatin emniyet imamı olduğu iddiasını kabul etmeyen Özdemir, “Ben onların da üstüydüm, onlara rehberlik yaptım” dedi. Halen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde görev yaptığını söyleyen Özdemir, 2012 ve 2013 yıllarında Adil Öksüz’ün Hava Kuvvetleri imamı olduğunu MİT’e ve Sabah gazetesine bildirdiğini söyledi, ancak bu bilgiye rağmen Öksüz’ün yakalanmamasında kasıt olduğunu kaydetti. Bir avukatın “AKP’deki FETÖ’cüler kimlerdir” sorusuna ise Özdemir, “Yok efendim, isim veremem” dedi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada önceki gün yaklaşık 12 saat “tanıklık” yapan Kemalettin Özdemir, babasının Saidi Nursi’nin öğrencilerinden olduğunu ve Fethullah Gülen’i 1961 yılında beri tanıdığını söyledi. 1975 yılında Erzurum’da yüksek lisans yaptıktan sonra Ankara’ya döndüğünü anlatan Özdemir, “Ankara’da Naci Tosun beni buldu. Esnaf ve öğrencilerle dini sohbetler yapmamı teklif etti. Bende İslami yönden bildiklerimi sohbetlerde anlatmaya başladım. Benim dersime öğrenciler, esnaf, polis okulu öğrencileri ve amirleri de katıldı” diye konuştu. Rehberlik yaptım Daha önceki tanıkların ifadeleri doğrultusunda mahkeme başkanının kendisine “Cemaatin emniyet imamlığını yaptınız mı” sorusuna net bir cevap vermeyen Öz demir, “Benim Ankara’da yaptığım sohbetlere polisler de katıldığı için emniyet imamı dediler. Ben rehberlik dışında bir sorumluluk almadım. Ben bunların hepsinin abisi konumundaydım” karşılığını verdi. Ancak ifadesinin sonunda mahkeme başkanının ısrarla net bir cevap istemesi üzerine Özdemir, emniyet imamı olmadığını bu görevi başkalarının yaptığını söyleyerek, “Ben onların da üstüydüm, onlara rehberlik yaptım” dedi. Gülen ‘FBI sizi soruyor’ dedi Gülen’le en son 2003 yılında görüştüğünü ve kendisinin anlamadığı tuhaf olaylar yaşadığını belirten Özdemir bu görüşmeyi şöyle anlattı: “Beni telefonla aradı. ‘FBI sizi soruyor’ dedi. Ben de bu durumdan rahatsız olup Ankara’da ABD büyükelçisini aradım randevu talebinde bulundum. Oraya gittiğimde büyükelçi bana, ‘Ben de sizi merak ediyordum. Biz Gülen’e çok güveniyoruz. Onun için tehlikeli olacak kişileri araştırdığımızda sizin isminize ulaştık’ dedi. Ona zarar verebileceğimi düşünmüşler. Olayı sormak için ABD’ye gittim. New York Havalimanı’na indiğimizde uçakta bir anons yapıldı ve çıkışta bütün yolcuların pasaportlarına bakılacağı söylendi. Ancak benim dışımda kimsenin pasaportuna bakılmadı. Beni alıp ayaklarıma demir bağlayıp nezarete attılar. 24 saat kaldım. Sonra beni Türkiye’ye geri gönderdiler. Ancak iptal edilen vizem bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’nün, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün referans olmasına rağmen geri verilmedi. Bunu Fethullah Gülen yaptırdı.” Özdemir savunmasında 15 Temmuz darbesi öncesinde emniyetteki FETÖ yapılan ması konusunda yaptığı çalışmaları anlatıp, bunları devletin “en üst katına” ve MİT Müsteşarı’na anlattığını, böylece gerekli tedbirlerin alındığını anlattı. Müşteki avukatlarından Hakan Tunçkol, “2012 ve 2013 yıllarında Adil Öksüz’ün Hava Kuvvetleri imamı olduğunu yetkili yerlere söylediniz mi” diye sordu. “Hem Sabah gazetesine, hem yetkililere bildirdim. Bunu söylememeliyim, MİT’te resmi de...” diyen Özdemir, Öksüz’ün yakalanmasında kasıt değil ihmal gördüğünü savundu. Avukat Tunçkol’un, AKP’deki FETÖ’cülerin kimler olduğuna ilişkin sorusu üzerine Özdemir, “İsim veremem. Yok efendim, isim veremem” demekle yetindi. Savcı da isyan etti Özdemir’in kaçamak ve çelişkili ifadele ri Savcı İsmail Şafak’ın tepkisini çekerek, “Öyle bir anlatıyorsun ki, bağın yok, ye rin, konumun bel li değil. Oysa ön ceki ifadelerin de Baş Yüceler Meclisi’ne iştirak ettiğini söylemiş sin. Sen bu kadar bilgiye sahipsin, ama anlattıklarınla en azından benim ak lımla alay ettin. Dı şarıya kaçan ları ortaya koydun, buradaki leri suç suz ilan ettin” dedi. Kemalettin Özdemir Bütçeyi Yayınla Anayasayı Yayınlama... Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 2002’de yaşadığı ilk seçim galibiyeti sonrasında verdiği sözlerden biri de parmak çoğunluğunu kullanmayacağına dair olanıydı. Bugünden bakınca, daha her istediğini yapabilecek güçte olmadığının ayırdında oldukları için böyle diyorlardı demek gerekiyor. İktidara yerleştikçe, adım adım bu sözden uzaklaştılar. Anayasa değişikliği oylamasındaki tavırlarıyla da son noktayı şöyle koydular: “Ben anayasayı da İçtüzük’ü de takmam. Uygulanacak kuralları nasıl istersem öyle belirlerim.” Bu düşüncede olmasalardı gizli olarak verilmesi gereken oyları göstere göstere zarfa yerleştirmeleri olası mıydı? Şunu da ekleyelim. Sadece kendi güçlerine mi güveniyorlar, önceki anayasa değişikliği ile istedikleri gibi oluşturdukları Anayasa Mahkemesi’ne olan güvenleri de söz konusu mu? Yanıtını rejim değişikliği yapacak anayasa önerisi bir kazaya uğramazsa izleyecek süreçte öğreneceğiz. HHH Gizli oylamada milletvekillerine ayrı renklerde üç pul ve bir zarf veriliyor. Pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı da çekimser oy kullanıldığını gösteriyor. AKP’nin kendisine güveni arttıkça uyguladığı kuralsızlık yöntemlerini değiştirdiğini de uygulamalardan biliyoruz. İlk yıllarda gizli oylama yapılması gerektiğinde AKP yönetimi; milletvekillerinden beyaz pulu zarfa koyarak kutuya atmalarını, kırmızı ve yeşil pulları da parti grubu görevlilerine vermelerini isterdi. Güvenleri arttıkça göstere göstere gizli oy kullanma(!) yöntemine geçildi. Aynı anda denetim daha da etkili oluyordu galiba... Özellikle de Anayasa Mahkemesi, bir gizli oylamada İçtüzük’e uyulmadığı itirazını “delil eklenmediği” için reddedince sanırım daha da rahatladılar. Bu rahatlıkla da iş büsbütün şirazesinden çıkarıldı. Ancak unuttukları akıllı telefonların yaygınlaşmış olmasıydı. CHP milletvekilleri, emir komuta altında yayın yapan TBMM televizyonunun yansıtmaktan çekindiği görüntüleri kaydetmeye başlayınca tehlikenin ayırdına vardılar ve paniklediler. HHH Meclis Başkanlığı’nın, Türkiye’nin bir yıllık parasal durumunu belirleyecek 2017 bütçesinin açılış ve kapanış görüşmelerini gün ve saat kuralları aramaksızın televizyondan yayınlanmasına izin verdiği günleri yaşadık. Türkiye’nin uzun süreli geleceğine ipotek koyacak anayasa değişikliği görüşmelerini seçmenin izlemesine izin vermemesini kabullenmek ise olanaksız. Acaba, çapanoğlunu çıktığında öğrensinler niyeti mi ağır basıyor? HHH Kampanyamızı desteklemek için #hergunbircumhuriyet Askeri Casusluk’ta 5 milyon 270 bin TL tazminat davası İzmir’de 357 sanığın yargılanıp hepsinin beraat ettiği, kamuoyunda ‘Askeri Casusluk’ olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davasında uzun süre cezaevinde tutuklu kalan iki numaralı sanık Narin Korkmaz, İzmir Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurup Maliye Hazinesi’ne karşı maddi manevi Narin Korkmaz tazminat davası açtı. Korkmaz, uğradığı mağduriyet nedeniyle 5 milyon lirası manevi, 270 bin lirası maddi, toplam 5 milyon 270 bin lira tazminat talep etti. l Haber Merkezi 15 Temmuz’un 8. davası Deniz Kuvvetleri ayağına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimine ilişkin 8. iddianamesini Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda yaşanan olaylara ilişkin hazırladı. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede Deniz Kuvvetleri Komutanı Recep Bülent Bostanoğlu “müşteki” olarak yer aldı. 72 askerin şüpheli olduğu iddianamede, biri dışında bütün sanıkların “anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs”, “TBMM’yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmaları istendi. l ANKARA Reina saldırısında 2 Uygurlu tutuklandı Yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişinin öldüğü saldırıya ilişkin 2 Uygur asıllı Çin vatandaşı Omar Asım ve Abuliezi Abuduhamiti tutuklandı. Savcılığın mahkemeye sevk yazısında, Omar Asım’ın saldırgan Ebu Muhammed El Horasani kod isimli teröristle Konya’da ev kiraladıkları ve kontratın Asım’ın üstünden çıktığı belirtildi. Yazıda, Mehmet E.,’nin15 Aralık’ta Asım’a Konya Otogarı’ndan paket gönderdiği, otobüs şoförünün şüphelenmesi üzerine açılan ve içinden tabanca çıkan paketi almak için İstanbul Otogarı’na gelen Asım ve Abuduhamiti’nin yakalandıkları belirtildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle