14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 5 Haziran 2016 6 haber EDİTÖR: CAN DOKER Bir fotoğraf, anılarla yüklü bir zaman diliminde yaz sıcağı düşlerimi çoğaltıyor... Kusursuz bir sevgi, o umut dolu bakış, düşlerimdeki köpükler arada yüreğimi buruyor... Bir öpüş, insanı kucaklayan bir gökyüzü, çiçek atlasını oluştururken deniz suyu, bir çocuğun avuçlarında kardeşliğin türküsünü söylüyor. Bilinmeyen bir kentin kapısını açmaya çalışıyorum. Ölümler... Acılar... Düşünceler ormanına dalıyorum ister istemez. Bulanık, mavisi çalınmış denizler, kirlenmiş ırmaklar, göller... Büyük hayıflanmaların, işkencelerin, ölümlerin ortasındayım. Kendi kendime soruyorum bu arada: “Ne oldu bize, niye bu hale düşüp birbirimizi düşman belledik?” Acının fotoğrafları çoğalıyor birer birer... Bir çocuk ağlıyor, bir ana ağıt yakıyor bayrağa sarılı şehidimizin tabutuna sarılırken... O anda titreyen bir yüreğin sesini duyuyorum, yaslı ırmakların içinden geçip harabeye dönmüş kentlerin içine giriyorum... Birden mevsimler değişiyor... Kentin kapısı açık, anahtara gerek yok... Sayısı kaçtı şehit olanların, etkisiz hale getirilenlerin? Bir yas kalabalığının içinde bunları düşünmek ve yazmak o den Siyanürlü altın... li zor ki! Işığı kilitleyen, özgürlükleri çiğ neyen bir zalimin eline düşmüş bir toplum, acımasız PKK’nin ve IŞİD’in kanlı elleri. Yoksulluk, çaresizlik... Din baronları, din sömürüsü, şeyhler, tarikatlar... Fotoğraf karşımda duruyor... Diktatörlerin sonunun ne olduğunu çok gördük... Irak’ı, Libya’yı unutmadık... HHH Düşsel bir yolculuğa çıkmıştım ben... Belki Halep’te belki de Şam’da... Gözlerimi yumduğumda akşamüstü yağmurları yağmaya başlamıştı... Yoksa Mardin mi, Hakkâri mi, Nusaybin mi, Cizre mi, Sur mu... Oralardaydım! Varlığımın yetişemeyeceği gelecek zamanlarda bir seferberlik karanlığının boşluğuna düşmüş gibiydim. Çocuklara, gençlere, yaşlılara baktım... Gözlerinden bulutlar geçen kadınlara... Aklıma kadın cinayetleri, tecavüzleri, şiddet, taciz geldi. Duraksadım! Tarım ve yaşam alanlarının yanı başındaki çokuluslu altın avcılarını düşündüm. Kütahya’dan Antalya’ya, Kazdağları’ndan Tunceli Ovacık’a gittim... Siyanür havuzlarının nasıl ölüm saçtığına Kütahya’da tanık oldum... Tavşanlı gümüş madeni 2011 yılında çökmüş, toprağa karışmıştı havuzdaki siyanür... Kaç yazı yazdım bugüne dek anımsamıyorum. Düşsel yolculuğum sürüyordu... Nusaybin’den Toroslar’a, oradan Datça’ya geçtim. Doğanın yağmalandığını, yeni imar planları yapıldığını duyunca hiç şaşırmadım... Turgut Özal döneminde başla mıştı bu talan ve vurgun... Anımsayın Bergama Ovacık al tın madenini, çevrecilerin direnişini, “casusluk” yaftasıyla DGM’de yargılanmalarını... Yaşanan acıları, yüreklerin parçalanışını... Hepsini bir araya koyup düşünün uzun uzun. HHH Ben biraz düşündüm... 2009 yılında Türkiye’yi yönetenler topraklarımızın altından altın fışkırdığını söylüyorlardı... Yılda 15 milyar dolarlık altın çıkaracak, ülkemiz kalkınacaktı hızla. Düş olduğu ortaya çıktı... Çıktı ama o düşü yaşayanların sayısı az değil hâlâ... O, güzelim koylarımız, büklerimiz, dağlarımız, ormanlarımız kapatıldı, yağmalandı, birileri köşeyi bir kez değil yüz kez döndü. Arıcılık öldü, bal ithal eder hale geldik... Ne ceviz üretiyoruz ne de badem... ABD’den ve Kanada’dan ithal ediyoruz. Terör giderek azgınlaşıyor, muhalif olanlara karşı şiddet ve baskı sürüyor. Gazeteciler kıskaca alınıyor... Görme! Duyma! Yazma! Sözün özü: “Uçurumdan aşağı yuvarlanıp gidiyoruz...” Adalet istiyoruz!CENEVRE’DEPSI’NINDÜZENLEDİĞİSOSYALADALETYÜRÜYÜŞÜ’NDEDİSKDEYERALDI 20 milyon işçiyi temsil eden Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) tarafından düzenlenen yürüyüşte DİSK, mülteci anlaşmasını utanç olarak değerlendirerek, “Dünyada ve ülkemizde adalet istiyoruz” dedi Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) Cenevre’de “Mültecilerle Dayanışma” ve “İşçi Hakları” gündemleriy le Sosyal Adalet Yürüyüşü düzen ledi. Uluslararası Çalışma Örgü tü (ILO) konferan sı nedeniyle dünya nın dört bir yanın dan Cenevre’ye ge len işçiler Birleş miş Milletler Genel MUSTAFA Merkezi önünde bu ÇAKIR luşup Avrupa Bir liği Temsilciliği’ne yürüdü. 154 farklı ülkeden kamu hiz metlerinde çalışan yaklaşık 20 milyon işçiyi temsil eden PSI’nın yürüyüşüne Türkiye’den DİSK de katıldı. Yürüyüşte, “Umudun sı nırları yoktur!”, “Mülteciler hoş geldiniz”, “Sendikal haklar en gellenemez” sloganları atıldı. Yü rüyüşün ardından PSI lideri Ro sa Pavanelli ve DİSK Genel Sekre teri Arzu Çerkezoğlu birer konuş ma yaptı.? Mülteci anlaşması isyanı “Kemer sıkma politikaları, gizli vergi anlaşmaları, yolsuzluk Cenevre’de Türkiye’yi DİSK temsil etti. Yürüyüşün ardından PSI lideri Pavanelli ve DİSK Genel Sekreteri Çerkezoğlu konuşma yaptı. lar ve güvencesiz, kuralsız istihdam gibi uygulamalar sadece küçük bir azınlığın çıkarlarına hizmet eden bir ekonomik model yaratıyor” diyen Pavanelli, ILO Konferansı’ndaki tartışmaları sokaklara taşımak istediklerini belirtti. Pavanelli, “Mültecilere yeterince kamu hizmeti sağlanmadığı için mülteci krizinin derinleştiğini, bütçe kesintileri ve özelleştirmeler nedeniyle yurttaşların da kamu hizmetlerine ulaşamadığını” vurguladı. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ise konuşmasında AB ve Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasını anımsattı. Türkiye’de milyonlarca mültecinin sağlık, eğitim ve barınma gibi temel haklarından yoksun bir biçimde hayatta kalmaya çalıştığı nı belirten Çerkezoğlu, Suriye savaşının etkilerininin sosyal hayatta ve istihdamda da hissedildiğini söyledi. ‘Rehine gibi kullanılıyor’ Binlerce göçmen ve mültecinin düşük ücretlerle ve kötü koşullarda çalıştırıldıklarını belirten Çerkezoğlu, “Türkiye, mültecileri rehine gibi kullanırken, AB ülkeleri Türkiye hükümetinin baskıcı ve antidemokratik uygulamalarına göz yumuyor. İnsan hayatı pazarlık konusu olamaz. Sorunun gerçek çözümü insanların doğduğu toprakları terk etmek zorunda kalmadan, insanca çalışıp insanca yaşayabilecekleri barış ortamının tesis edilmesidir. Türkiye ve AB arasında imzalanan göç men anlaşması iki taraf açısından da bir utanç vesikasıdır” dedi. “Bu utanca karşı Cenevre’de Utanç Yürüyüşü’ndeyiz” diyen Çerkezoğlu, Türkiye’de ve dünyada sosyal adalet istediklerini söyledi. Türkiye’de işçilerin, gazetecilerin, akademisyenlerin ağır baskı altında olduklarını belirten Çerkezoğlu, “Silahlı çatışmalar ve baskılar artıyor. Ama emek ve demokrasi güçleri de mücadeleye devam ediyor” diye konuştu. Sosyal Adalet Yürüyüşü’nde PSI üyeleri Avrupa Birliği ülkelerini mültecilere destek olmaya ve temel işçi haklarına saygı göstermeye çağırırken PSI’nın mültecilerle dayanışma faaliyetleri hakkında bilgi verildi. l ANKARA Oğan: MHP Doğu’yu ihmal etti MHP Genel Başkan adaylarından Sinan Oğan, kurultay çalışmaları kapsamında Şanlıurfa’da partililerle bir araya geldi. MHP’nin Doğu ve Güneydoğu’yu ihmal ettiğini vurgulayan Oğan, “Bu bölge MHP’yi çok bekledi. Ama maalesef ki MHP bu bölgede doğru politikalar hayata geçiremedi. Bu bölgeyi şimdiye kadar ihmal etti ama biz bu bölgede var olmakla kardeşlik bağlarımızı Sinan Oğan, Şanlıurfa’daydı. daha da güçlendireceğiz. Ben inanıyorum ki Doğu ve Güneydoğu halkını Türkiye yanlış tanıyor. Zannediliyor ki buralarda çok sayıda terör ve terörist var. Halbuki bu bölgedeki vatanseverlerin sayısı emin olunuz ki teröre destek verenlerin sayısından katbekat fazladır. Yapmamız gereken iş Doğu ve Güneydoğu halkını ve bölgeyi doğru tanıtmaktır” dedi. Bahçeli’den eleştiri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, muhaliflerine karşı üstü kapalı eleştirilerine devam ederek, “Büyük kafaların büyük amaçları varken, küçük kafaların yalnızca arzu ve kurnazlıkları vardır. Oyun, kafaları küçülmüşlerin tertip ve hilesidir. Kutlu davamızın önüne geçmek için çırpınanlar oyunlarıyla bozguna uğrayacaktır. Kimse merak etmesin, herkes emin ve müsterih olsun: Oyunu bozacağız” dedi. l Haber Merkezi 100 metrelik vali uğurlama kuyruğu Çorum’a atanan Niğde Valisi Necmeddin Kılıç, veda ziyaretleri kapsamında Çiftlik ilçesine gitti. Vali Kılıç, Kaymakam Mustafa Dinç, Belediye Başkanı AKP’li Serkan Güzel ile kurum müdürleri ve çok sayıda kişinin oluşturduğu 100 metreyi aşan bir kuyrukla karşılandı. Öğrencilerin çiçek verdiği Kılıç, kendisini uğurlamaya gelenlerle tokalaştı. Daha sonra kurulan platformda bir konuşma yapan Vali Kılıç, “Biz sizin hizmetkârınız olarak geldik sizler bizi efendi yaptınız hep beraber el ele verdik” dedi. Kılıç, Öküz Mehmet Paşa Külliyesi önünde ilçe protokolü ve yine uzun bir uğurlama kuyruğu ile karşılandı. l NİĞDE/DHA Sallanmayacaksın, titremeyeceksin, yoksa yıkılır gidersin Önce: Alman Parlamentosu’nun aldığı “soykırım” kararı, şüphesiz ki Türkiye’den çok Erdoğan’ın iktidarına karşı bir intikamı içeriyor. Almanları izliyoruz, konuşuyoruz, medyasını okuyoruz. Hemen hemen tüm politik ve medya çevrelerinde, bu iktidara karşı bu kadar şiddetli bir nefret görülmemişti. Fakat bu nefreti de bu iktidar yarattı. Daha düne kadar, tüm Silivri operasyonlarının bile arkasında olan ve Erdoğan’ı pohpohlayan Alman basını ve politikası, şimdi kusuyor. Etkili Der Spiegel ve Die Zeit haftalık dergi ve gazetelerinde neredeyse her gün Erdoğan ve uygulamaları üzerine veryansın yazıları yer alıyor. Cumhurbaşkanı, içte uyguladığı kamplaştırma, ötekileştirme ve seçmenini partisi ve kendi adı etrafında sıkı sıkıya tutma paldır küldür politikasının bir benzerini de, dış ülkelere yönelik sürdürüyor. Dış politika, adeta Cumhurbaşkanı’nın kişisel politikası ve sorunu. Davutoğlu’nun kurban olma nedenlerinden biri de buydu! Türkiye’ye zarar had safhada Ülkeler dış politikalarını kendi çıkarları doğrultusunda oluştururlar. Türkiye’nin Suriye’de ABD ile çıkar çatışmasına girmesi doğaldır. Önemli olan bu çatışmayı Türkiye’nin lehine, en azından Türkiye’ye zarar vermeden yönetme sanatıdır. Hem tüm medyanla, hükümetinle, bakanlarıyla ve bizzat kendin “üst akıl” diye doğrudan ABD’ye saldır, Gezi dahil tüm hak ve özgürlükler protestolarını “üst aklın” sana karşı komplosu olarak nitelendir... Gazetecileri içeri at, yargıyı peşine tak, hükümeti vb her şeyi kendine tabi kılarak istediğin gibi değiştir... Hem de dışarısıyla dans etmeye kalkış. İçeride tutunacak hiçbir demokratik politikan olmadığı için, dış güçlerin, ABD’nin AB’nin yönetimle istedikleri gibi oynama fırsatını yaratıyor. Ankara’dan esip gürlüyorsun, ama dinleyen, ciddiye alan yok. Bu iktidar Türkiye’nin çıkarları nı yönetmede 0 noktasından eksi noktalara doğru hızla bir eğik düzlemde kayıyor; ve bu yanlışlıkların bu otoriterliğin tüm cezasını Türkiye, bizler, bu ülke ve millet çekiyor ve ödüyor. Ermeni soykırımı kararı bunun son örneğidir. Daha çok şeyler ödeyeceğiz! Bu siyasi iktidarın politik çıkarları ve otoriterlik tutkusu ile ülkenin ve milletin çıkarları hiç bu kadar birbirine ters düşmemişti. Bu nedenle, Almanya bunu yapmış, Amerika kuyunu kazmış, esip gürlemen sadece kendine... Türkiye’nin çıkarlarını dış politikada yönetemeyen, dahası dışarıya adeta peşkeş çeken bir iktidar yapısı ile karşı karşıya... Aklı başında olup da doğru düzgün bir şeyler söyleyecek herkes korku içinde... Çünkü Reis’e biatta yalpalayan, eleştiren, farklı bir ses çıkarmaya cesaret eden hepsi tepetaklak aşağı itiliyor. Nerede Yalçın Akdoğan? MİT Başkanı Fidan, bir yalpaladı, şimdi topun ağzında olduğuna ilişkin haberlerle dolup taşıyor medya. Ve diğerleri... Temel ders: Hiç yalpalamayacaksın! Hiç şüphe etmeyeceksin! Hiç farklı düşünmeyceksin... Veya düşünüyorsan hiç belli etmeyeceksin!.. Ta ki Reis sallanıncaya kadar... Yılın sözü: “Paris’te yaşanan olaylardan dolayı şu an endişeliyim... Protesto hakkını kullanan insanlara, Fransız polisinin uyguladığı şiddeti kınıyorum... İnsan hakları kuruluşlarını daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Özgürlük mücadelesi verenlere karşı niye böyle yapıyorsunuz?” (RTE, 30 Mayıs 2016) Edirne’de ‘paralel’ gö4z0altı operasyon Edirne Emniyet Müdürlüğü, “paralel devlet yapılanması”na yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında Edirne merkezli 7 ilde operasyon düzenledi. Operasyonda emekli astsubay, işadamı, esnafların da bulunduğu 40 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların, “hükümet görevlilerini tamamen ya da kısmen engelleme, terör örgütü kurmak ve yönetmek, terör örgütüne üye olmak, terör örgütü faaliyetleri kapsamında resmi belgede sahtecilik, dini inanç ve duyguları istismar suretiyle dolandırıcılık, mal varlığı değerlerini aklamak, terör örgütüne finansman sağlamak” ile suçlandığı belirtildi. ‘Trakya imamı’ iddiası Operasyona kapsamında gözaltına alınanlardan Hasan O.’nun doktorlardan sorumlu Trakya Bölge imamı, Sadık K.’nin ise Edirne il imamı olduğu iddia edildi. Vakfa kayyım atandı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “paralel devlet yapılanması” soruşturması kapsamında Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Uludağ Kültür ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti adına tüm yetkileri kullanmak üzere kayyım atandı. Orhangazi Üniversitesi de konu ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Kayyımın, üniversitelerine değil, bağlı oldukları Uludağ Kültür ve Eğitim Vakfı’na yapıldığı duyuruldu. Yazılı açıklamada şöyle denildi: “03.06.2016 Bursa’da yürütülen soruşturma kapsamında vakfa kayyım atanırken Orhangazi Üniversitesi çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. tarihinde Bursa Orhangazi Üniversitesi’ne kayyım atandığı iddia edilmiştir. Üniversitemize herhangi bir kayyım atanması söz konusu değildir. Bursa 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/331 Esas sayılı dosyasından verilen, 03.06.2016 tarihli ara karar ile Uludağ Kültür ve Eğitim Vakfı’na tedbiren ve geçici bir süre kayyım atanmıştır.” Kayyım atanmasına ilişkin Bursa Valiliği ise akşam saatlerinde, “İlimizde bulunan Uludağ Kültür Eğitim Vakfına kayyım ataması yapıldı. Bursa Emniyet Müdürlüğümüze ait ekiplerimiz gerekli iş ve işlemler için Orhangazi Üniversitesi’nde görev aldılar” şeklinde yazılı açıklama yaptı. l EDİRNE/ BURSA/ Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle