Katalog

YASAM Ricky Martin Bekaa Vadisi’nde sığınmacılarla buluştu Dünyaca ünlü Porto Rikolu şarkıcı Ricky Martin, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’ndeki bir kampta kalan Suriyeli sığınmacı çocuklarla bir araya geldi. UNICEF iyi niyet elçisi de olan Martin, çocuklarla birlikte ‘Maria’ şarkısını söyleyip futbol oynadı. UNICEF’in Twitter hesabı, Ricy Martin’in çocuklarla olan fotoğrafını paylaşarak, ünlü şarkıcının “Lübnan’da yeni Suriyeli arkadaşlarım oldu. Onların sabrına ve inancına hayranım” dediğini paylaştı. l Dış Haberler 2 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Barcelona’da Selda Bağcan Selda Bağcan, Primavera Sound festivalinde Avrupa’ya rüzgârımüzik şöleni yaşattı. Konserde ‘Gezi’ sloganları atıldı Türk halk müziği ve protest müziğin önde gelen isimlerinden Selda Bağcan, İspanya’nın Barcelona kentinde düzen Bağcan’ın performansının internetten canlı yayınlandığı festivalde, bu sene Radiohead, LCD Soundsystem, PJ Harvey, Tame Impala, Sigur lenen Primavera Sound 2016’da sahne aldı. Rós, Animal Collective, Pusha T, Brian Wilson, “Yuh Yuh”, “Yaz Gazeteci” gibi şarkılarını ses John Carpenter, Vince Staples, Julia Holter gibi lendiren Bağcan, binlerce kişiye müzik şöleni dünyaca ünlü isimler ve gruplar sahne alıyor. yaşattı. Konserde Gezi Parkı direnişi sloganla Selda Bağcan, geçen yıl Avrupa’nın bir baş rı atıldı. ka büyük müzik festivali olan Hollanda’da Bu sene 16.’sı düzenlenen Primavera Sound ki Le Guess Who da sahneye çıkmış, bu festi 2016 festivalinde Selda Bağcan’a sahnede İs valdeki performansı plak formatında piyasaya railli müzik topluluğu Boom Pam eşlik etti. çıkmıştı. l Haber Merkezi Pazar 5 Haziran 2016 Mahkemelerimiz ve İran’dan bir yargıç portresi Hikmet Çetinkaya ile Ceyda Karan’ın yargılandığı mahkemenin verdiği mahkumiyet kararının gerekçesi “Demokratik ve Laik Sosyal bir Hukuk Devleti” olan ülkemiz bakımından ciddi bazı sorunlar içeriyor: Gerekçede “İslami inanışa göre iman bir gayb ve kalb meselesidir. Yani gözünüzle görmediğinize inanmak vardır. Yine inanışa göre, Müslüman olmak Yaradan’a, meleklere, ahirete inanmakla vücut bulmaktadır. Peki, hangisinin resmi vardır?” sözleriyle alınan kararın gerekçesi için açıkça, İslam dinine ve ilkelerine atıf yapılmış. “Zira insanlar yayından hemen sonra 81 ilin 47’sinde ve bazı illerde birden fazla ilçede tepkilerini toplu olarak ortaya koymuşlardır. Bu durum başlı başına bir tehlikedir.” şeklinde “çoğunluk baskısını” meşrulaştıran ifadeler kullanılmış. Ayrıca, “Unutulmamalıdır ki, hâkimler sadece hukuka ve vicdana uygun karar vermezler. Onların temel hareket noktası, eylemin tanımlanması ve cezanın bireyselleştirilmesi aşamasında ortaya çıkan toplumsal yapı ve ihtiyaç kavramlarının içselleştirilerek doğru yere varma amacıdır” biçiminde çağdaş “pozitif hukuk” kurallarından uzaklaşıldığına ilişkin bir tutum yansıtan sözler yer alıyor. HHH Bu eleştirilere karşın, ben yine de o mahkemenin “Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti” mahkemesi olduğu bilincini koruduğuna inanmak istiyorum. Çünkü bu bilinç olmadığında ortaya çok korkunç trajediler çıkabiliyor. HHH Örneğin Sadık Halkalı, İran’daki İslam Devrimi sonrası, Humeyni tarafından yeni kurulan Devrim Mahkemeleri Başkanı olarak atanan bir sözde yargıçtır. Halkalı, aynı anda hem savcı hem hâkim hem de jüri olarak görev aldığı Devrim Mahkemeleri’nde 2 yıl içinde aralarında yüzlerce diplomat, akademisyen ve siyasetçinin de olduğu binlerce kişiyi (1999’da yazdığı anılarında da itiraf ettiği gibi, sadece 1979 yılında 2000 kişi) karşı devrimcilik suçlamasıyla idam etti. Bu yüzden ona Cellat Yargıç ve Devrimin Kasabı lakapları takıldı. 2000 yılında Le Figaro’ya verdiği mülakatta, yaptıklarından hâlâ en ufak bir pişmanlık duymadığını belirterek, “Bunlar dünyaya tekrar gelseler, tek bir istisnasız tümünü yeniden idam ederim” demiş, bu tutumunu da “Eğer suçluysalar cehenneme giderler, yok eğer masum idiyseler cennete giderler” diyerek gerekçelendirmiştir. HHH Şükredelim ki, Türkiye’de idam cezası yok ve şükredelim ki mahkemelerimiz “Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin mahkemeleri! HHH Sabah erkenden yazımı tam bitirmiştim ki, gazete geldi, manşette, karıkoca savcı ve yargıcın görev yaptığı Erzurum’daki mahkeme haberi vardı. “Yargının saygınlık ve güvenilirliğini korumak, en başta yargı mensuplarının görevidir” diye düşündüm yeniden! Not: Bugün Haydarpaşa’da 15.00’te konferans ve imzam var. Beklerim. Erdoğan’a doğum kontrol protestosu Kadınlar, İstiklal Caddesi boyunca prezervatif dağıttı. ‘Bu hayat benim, senin mi sandın’ Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum kontrolünü ihanet olarak değerlendirmesi üzerine sokağa çıktı. Mis Sokak’ta buluşan kadınlar, İstiklal Caddesi boyunca prezervatif ve bildiri dağıtarak Tünel Meydanı’na yürüdü. “Bu hayat benim, senin mi sandın” sloganları atan grup, yetkililere de boşanmayı değil cinayeti engelleme çağrısı yaptı. Tünel’de okunan bildiride de şu değerlendirmeler yer aldı: “Dağıttığımız prezervatif ihanet değil. Ayıp da günah da değil. Eczanelerde bulunur, marketlerde kasaların önünde bulunur. Devlet tarafından da ücretsiz dağıtılır. ... İhanet diyenlere Cumhurbaşkanı da babanı da kocanız da olsa inanmayın. Doğrusunu biz kadınlar biliyoruz. Çünkü doğum kontrol bir haktır.” C MY B