16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 7 Aralık 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Sur’da devletinUluslararası Af Örgütü’nden Sur raporunda çarpıcı tespitler: tepkisi orantısız haber 7 Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan “Zorla yerinden edilen ve mülksüzleştirilenler: Sur sakinlerinin evlerine geri dönme hakkı” başlıklı rapor, dün Diyarbakır’da düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Sur’u terk eden 26 aile, sivil toplum kuruluşları ve resmi yetkililerle görüşülerek hazırlanan raporda, toplam 40 bin kişinin ilçeden ayrılmak zorunda kaldığı, sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü mahallelerde yaşayan 24 bin kişinin neredeyse tamamının evlerini terk ettiği belirtiliyor. Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, yaşanan karanlık tabloda çok önemli bir soruna ışık tutmak istediklerini belirterek bu raporun yüzbinlerce insanı ilgilendirdiğini söyledi. Dalhuisen, “Uluslararası Af Örgütü, geçen sene devletin ciddi bir güvenlik sorunu ile karşı karşıya olduğunun bilincindedir. Hendeklere karşı devletin bir tepki göstermesi gerekiyordu. Gösterilen tepki inanılmaz derecede orantısızdı. Bu tepkinin ölçeği ve buna bağlı olarak evlerin yıkılması, orantısızlığın göstergesidir. Bunun, toplu cezalandırma için önceden yapılan bir planın parçası olduğunu düşünmüştük. Son 6 ayda bu görüşü değiştirecek bir şey olmadı” dedi. Zorla yerinden edilen insanların evlerine dönmesi gerektiğine dikkat çeken Dalhuisen, “İnsanların evlerine dönmesi için koşullar çok daha karanlık görünüyor. Türk yetkililerin zorla evlerinden edilmiş insanlara yönelik proje üretmesi için geç değil. Türk yetkililer buna öncelik vermelidir. Yüz binlerce insanın hayatının altüst olmasından söz ediyoruz. Böyle bir şey kabul edilemez. Türkiye, insanların yaşadığı yerlere dönmeleri hakkında saygı göstermeli. Şu anda Türk yetkililerin bu hakka saygı göstermediği aşikâr” diye konuştu. Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner ise, “Bizim temel konumuz zorunlu göçü anlatmak. Sokağa çıkma yasakları keyfi bir uygulama. Göçten sonra ekonomik zorluklar fazlalaştı. İnsanların evleri çok kötü durumda. Kira ödeyemiyor ve eşyasız evlerde yaşıyorlar. Valilik bazı ailelere kira yardımı yaptı. Ama yeterli değildi. Geri dönüş bir insan hakkıdır. Bu hakkı in BİRİLERİ EVİMİZE YERLEŞMİŞ Raporda yer alan Sur’da yaşayanların açıklamaları şöyle: Ne evim kaldı ne umudum: Hayatım boyunca yoksulluk içinde yas¸adım. Sahip oldugˆum tek s¸ey bu evdi. Tek istegˆim ogˆlumun üniversiteye gitmesiydi. S¸imdi ne evim kaldı ne de ogˆlumu üniversiteye gönderme umudum. Diyarbakır’ın dört bir yanına dağıldık: Akrabalarla birlikte genis¸ bir aile olarak 500 kis¸i hep Sur ilçesinde yas¸ıyorduk. Her gün sokakta birbirimizi görür sohbet ederdik. S¸imdi Diyarbakır’ın dört bir yanına dagˆıldık ve sadece telefonda konus¸abiliyoruz. Bütün es¸yalar kırılmıs¸. Sagˆlam hiçbir s¸ey yoktu. Valiligˆe gittik. Bilgi vermiyorlar, hiçbir teklifte bulunmuyorlar. Evlerimiz yağmalandı: Benim gibi ayrılanların birçogˆunun evi yagˆmalandı. I·çeri girmek mümkün degˆildi. Es¸yalarımızın hepsi harap olmus¸tu. Kaybettigˆimiz mal ve es¸yalar için bize 3 bin lira verdi. Bu kadar parayla eve geri dönemeyiz. Eve ne olacagˆını hâlâ bilmiyoruz. Birileri gelip izinsiz eve yerles¸mis¸. Oraya gitmemiz bile mümkün degˆil. sanlara tanımanın tam zamanıdır” ifadelerini kullandı. 1750 ev yıkıldı Sur’daki sokağa çıkma yasağının 1 yıldır sürdüğüne dikkat çeken Gardner, “Bu geri dönüş için en büyük engeldir. Sur sakinleri olanlarla ilgili bilgi sahibi bile değiller. Tavsiyemiz insanlara geri dönme hakkının tanınmasıdır. Güneydoğu’da yüzbinlerce zorunlu göç mağduruna geri dönüş hakkı sağlanmalıdır. Bölgedeki insanlara gerçek tazminatları ödenmelidir. Sokağa çıkma yasağının oluşturduğu hak ihlallerine karşı kapsamlı bir soruşturma yapılmalıdır. Resmi rakamlara göre Sur’da 1750 ev yıkıldı, 500 ev daha yıkılacak. Vali bu ev lerin çok hasar gördüğünü söyledi.” Güvenlik kuvvetlerinin çatışmalarda tank ve benzeri ağır silahlar kullandıkları belirtilen raporda, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın derlediği bilgilere göre, Ağustos 2015 ile Ağustos 2016 arasında sokağa çıkma yasağı ilan edilen mahalle ve ilçelerde, 79’u çocuk olmak üzere yerel halka mensup silahsız 321 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Raporda, “Yetkililer, Sur’da yürütülen operasyonlar esnasında 65 silahlı kişinin cenazesine ulaştıklarını ve 68 kişiyi gözaltına aldıklarını aktardı. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerleşim yerlerinde öldürülenler arasında silahlı çatışmaya katılmaları ihtimal dışı olan küçük çocuklar ve yaşlılar da var” denildi. RAPORDAN SATIRBAŞLARI l Sur sakinlerini mahallelerini terk etmeye mecbur bırakan nedenler arasında, elektrik ve su kesintileri ve gıdaya eris¸imin olmaması sıklıkla dile getirildi. l Sur sakinlerinin birçogˆu, ebeveynlerden ya da çocuklardan birinin genelde kayıtdıs¸ı bir sektörde sosyal güvencesiz çalıs¸arak kazandıgˆı tek maas¸ ile geçinen ve zor zamanlarda kullanabilecekleri tasarrufları da olmayan genis¸ ailelerden olus¸uyor. l Sur sakinleri, ya Sur’da kapatılan is¸yerlerinden birinde çalıs¸tıkları için is¸lerini kaybettiklerini ya da silahlı çatıs¸malar ve sokagˆa çıkma yasakları nedeniyle Sur’un çöken kayıt dıs¸ı ekonomisine bagˆımlı oldukları için is¸siz kaldıklarını söylediler. l Görüşülen ailelerin tamamı hiçbir mal ya da es¸ya almadan evlerini terk ettiklerini aktardı. l Yerinden edilen çocukların okulları aksadı, bazı çocuklar ise okula geri dönmedi. Yetkililer, çocukların egˆitimlerine devam edebilmesi için bazı adımlar attı. Valilik, Uluslararası Af Örgütü’ne, Sur’da sokagˆa çıkma yasagˆının uygulandıgˆı altı mahallede bulunan altı okula kayıtlı 4 bin 784 ögˆrencinin 1927’sine, Haziran 2016 itibarıyla devamlı egˆitimle bagˆlantılı bir gider kalemi olan ulas¸ım konusunda yardım yapıldıgˆını ve ücretsiz ulas¸ım sagˆlandıgˆını aktardı. Geri kalan 2 bin 857 ögˆrencinin ise yeni okullarına kayıt oldukları, ancak herhangi bir ulas¸ım yardımı almadıkları ifade edildi. Bu veriler, sivil toplum örgütlerinin anlatımlarıyla çelis¸iyor. l Belediye adına yapılan bir anket çalıs¸ması, ilçe sakinlerinin yüzde 95’inin kamulas¸tırmaya kars¸ı oldugˆunu göstermesine ragˆmen, Diyarbakır Barosu’nun hukuki destek sunma çabalarına ragˆmen ailelerin yalnızca yüzde 15’inin karara itiraz edebildigˆini gösteriyor. Yetkililerin kamulas¸tırma kararıyla ilgili Sur sakinleriyle herhangi bir bilgi paylas¸ımına gitmemesi ya da istis¸are etmeyi denememesi ve kamulas¸tırma kararının yerinden edilenlerin hayatlarını yeniden kurmaya çalıs¸tıkları bir dönemde alınmıs¸ olması, Sur sakinlerinin kamulas¸tırma kararından ve bu kararın sonuçlarından haberdar olmadıklarını gösteriyor. l Yurt Haberleri Gözyaşı ülkesi olduk HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve milletvekilleri, DBP’li belediye başkanları ve Kürt siyasetinin en önemli isimlerinden Ahmet Türk’ün tutuklanmasını değerlendiren, Ağrı Be lediye Başkanı Sırrı Sakık, “Yine 80’lere, 90’lara döndük. Eğer bunlar çözüm olsa idi zaten şimdiye kadar Kürt sorunu çö zülmüş olacaktı. Çocuklarımıza, yeni bir ülkeyi bırakmak gibi bir görevimiz var. Eğer sorun bizim tutuklanmamız ve siya setin dışına çıkarılmamız ise ve bizi tu tuklayarak çözülecekse biz seve seve de bırakmaya hazırız. Yeter ki bu topraklarda bu kan deryası dursun. Yeter ki artık Kürt ve Türk çocukla rı ölmesin” dedi. MAHMUT ORAL Kürt sorunun çözümü için atılan adımların, müzakere sürecinin herke si umutlandırdığını ifa de eden Sakık, “Son bir yıldır yaşananla rı görünce sürekli ülkenin ezberini tek rarladığı bir ruh halini görüyoruz. Yi ne 80’lere, 90’lara döndük çünkü. Eğer bunlar çözüm olsa idi zaten şimdiye kadar Kürt sorunu çözülmüş olacaktı. Ama demek ki olmadı. Hepimiz, 80’ler den, 90’lardan gelerek bu siyasetin içindeyiz. Bu yolun, yöntemin, yol ve yöntem olmadığını söylüyoruz” dedi. Böyle çözülmez Her seferinde yasaklanan, tutuklanan ancak sonra yeniden dönen siyasetçiler olduklarını kaydeden Sakık “Son furya belediye başkanları, HDP Eş Genel Baş kanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yük sekdağ ile başladı, Ahmet Türk ile devam ediyor süreç. Böylesi bir süreci 90’larda da bizler yaşadık. Ama her seferinde hal kın iradesi gasp ediliyor. Sorun bu ülke Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, ‘Eğer sorun bizi tutuklayarak çözülecekse biz seve seve de bırakmaya hazırız’ diye konuştu Bunun sonu ne olacak? Aydınlar ve gazetecilerin de dört duvar arasında olduğunu kaydeden Sakık, “Nereye gidiyoruz, bunun sonu ne olacak? Eğer bunları sorar ve yol haritamızı hazırlarsak sonuç alabiliriz. Terörle mücadele baş göz üstüne ama siz öç ve intikam duygularıyla bu işi götüremezsiniz ki. Öyle bir ülke yaratıldı ki bu ülke ahların, gözyaşlarının ülkesi oldu. Her sabah uyandığımızda yeni tutuklamalar, yeni gözaltılar, yeni işinden atılıp mağdur olan insanlar görüyoruz” diye konuştu. de bu halk kendi dili ve kültürü ile nasıl yaşayacak sorunudur. Bunu tartışmamız, konuşmamız gerekirken, yine yeniden ret, inkâr ve tutuklama sürecini yaşıyoruz. Artık hayat bize, bu sorunun böyle çözülmeyeceğini gösterdi. Demokratik alanda siyasetçilere hayat tanımazsanız sorunu nasıl çözeceksiniz?” diye konuştu. Ağır bedel ödedik 30 yılı aşkın bir süredir çatışmalı bir süreç yaşandığına dikkat çeken Sakık “Bu süreçte artık yorulduk, ölümden, kandan. Bunun panzehri demokratik siyasettir, bunun hayat bulmasıdır. Seçilmişleri tutuklayıp, belediyelere kayyım Ahmet Türk’e ihtiyaç var atamak bir hak gaspıdır. Buradan sulh çıkmaz. Buralardan kavga çıkar, acı dolu yıllar çıkar. Hepimiz, bu ülkede yaşayabilmenin bedelini bir bütün olarak çok ağır ödedik. Bize lazım olan buradan dersler çıkararak, bu sürecin panzehri olan 2013’te başlayan o sürecin yeniden başlamasıdır. Siyaset dünyasını ablukaya almak, kayyımlar atayarak yargı kıskacına devretmekle olmaz. İşte ben bunları anlattığım için daha geçen hafta 15 ay cezaya çarptırıldım ve ceza ertelenmedi. Siyasetçiler konuşmasak ne yapabiliriz? Amacımız demokratik zeminde konuşup çözüm bulmaktır” dedi. l DİYARBAKIR Ahmet Türk’ün barışı savunduğunu, bunun mücadelesini verdiğini anlatan Sakık, “Ahmet Türk, benim 35 yıllık yol arkadaşım, ağabeyim. Hep ‘bu topraklarda barış olsun’ dedi. Biz bunu 12 Eylül’de de yaşamıştık. Sayın Türk de oradan gelen bir siyasetçi. Bunu bildiğimiz halde bunu tekrarlamaktan vazgeçmemiz lazım. Ahmet Abi, 74 yaşında bir bilge. Ahmet Abi, bütün hayatını bu mücadeleye adamış bir insan. Ahmet Abi’nin kalbinde pil var. Günde üç paket sigara içen biri. Onun sağlığının iyi olmadığını hepimiz de biliyoruz. Ahmet Abi’nin öyle para pul ile bir işinin olmadığını da biliyoruz. Ahmet Türk ve onun gibi siyasetçilere ihtiyaç vardır” diye konuştu. Çocuklarımız için yeni bir ülke “Bu yol ve yöntem daha çok acı dolu yıllar, hepimiz için daha çok bedel demek. Artık biz bu bedelleri ödemek istemiyoruz” diyen Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklarımıza, yeni bir ülkeyi bırakmak gibi bir görevimiz var. Eğer sorun bizim tutuklanmamız ve siyasetin dışına çıkarılmamız ise ve bizi tutuklayarak çözülecekse biz seve seve de bırakmaya hazırız. Yeter ki bu topraklarda bu kan deryası dursun. Yeter ki artık Kürt ve Türk çocukları ölmesin. 2013 ruhu doğruydu. Türkiye’nin yüzde 6070 halk desteği vardı sürece. Bu küçümsenemez. Ben eminim ki bu sisli puslu iklim değişecek ve biz tekrar oraya döneceğiz. Ama bu süre zarfında kaybettiklerimizi geri getiremeyiz.” 2 belediyeye operasyon Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen soruşturma kapsamında merkez Yenişehir ve Kayapınar Belediyesi’ne operasyon düzenlendi. Her iki belediyede de arama yapılırken, Kayapınar Belediye Başkanı DBB’li Mehmet Ali Aydın ile Yenişehir Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu, evlerinde gözaltına alındı. Yapılan aramalarda bazı belgelere de el koyan polis, daha sonra tuttuğu tutanakla binalardan ayrıldı. l DHA Kızıltepe’ye kayyım atandı Mardin Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 24 Kasım günü Kızıltepe Belediyesi’ne polis ekiplerince operasyon düzenlenmiş ve Belediye Başkanı İsmail Asi ve eş başkan Leyla Salman sevk edildikleri mahkeme tarafından “Terör örgütü üyesi oldukları” gerekçesiyle tutuklanmışlardı. Kaymakam Ahmet Odabaş, Kızıltepe Belediyesine kayyım olarak atandı. Odabaş, belediye başkan vekili olarak görev yapacak. l DHA Seferi Yılmaz tutuklandı Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında geçen cumartesi günü Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca belediyerine operasyon düzenlendi. Gözaltına alınan Şemdinli Belediye Başkanı Seferi Yılmaz, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Seferi Yılmaz’ın eşi Pınar Yılmaz, HDP İlçe Eşbaşkanı Cabbar Taş, Belediye Meclis Üyesi Senar Duyan ve belediye çalışanı Cahit Erler’in işlemleri ise sürüyor. l DHA Tabela yerine pankart Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin Türkçe ve Kürtçe yazılı talebasının cumartesi günü kaldırılması tepki çekerken belediye yetkilileri tabelanın yenilenerek yerine asılacağını belirtti. Ancak dün tabelanın yerine pankart asıldı. Pankartın üst kısımlarında Türk bayrağı ve belediyenin logosuna yer verilirken, orta kısmında Türkçe ve Kürtçe olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ibaresi yer aldı. Pankartın alt kısmında kentin tarihi mekânlarının siluetleri yer aldı. Hazırlanacak tabelanın da bu şekilde olacağı belirtildi. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet HDP’li başkan cezaevinde Siirt’te düzenlenen operasyonla gözaltına alınan HDP Pervari İlçe Eş Başkanı Abdullah Gündoğdu ve Eruh ilçesinde 2 köy muhtarının da aralarında bulunduğu 8 kişi, “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklandı. Bir şüpheli ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle