22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Ocak 2016 KULTUR EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] 19 Ele geçirilen ‘Saçını Tarayan Çıplak Kadın’ tablosunda, Picasso’nun sevgilisi Dora Maar’ı betimlediği bilinir. Picasso, özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında Maar ile olan ilişkilerinin değişken psikolojik evrelerini, çok kez resmettiği yasak aşkı üzerinden yansıtmıştı. Bu tabloda Maar, uzmanlara göre adeta asılı bir devasa et parçası ve sert teni, aşırı büyüklükteki bedeniyle, küçük bir odada, bunalmış halde tasvir edilir. Sevgilisinin tablosuydu Nâzım’ın evinde, Vera’nın Sofrasında... ürkiye’de bunlar yaşanırken, Pablo Picasso’nun bir ‘Natürmort’unun 2 Şubat’ta yapılacak etkinlikte, Londra’daki Christie’s müzayede evince 4 ila 6 milyon pound üzerinden (1624 milyon TL) satışa sunulması bekleniyor. Sotheby’s ise aynı şehirde, ertesi gün yapacağı bir diğer müzayedede, sanatçının ‘Kadın Başı’ için yine aynı satış hedefini yakalamayı umuyor. Bilindiği gibi, Picasso’nun ‘Cezayirli Kadınlar’ tablosu, geçen yıl 179 milyon 300 bin dolara satılarak, Paul Gauguin ve Paul Cezanne’ın yapıtlarından sonra, dünyanın en pahalı üçüncü eseri ilan edilmişti. l Kültür Servisi Asıl orijinal heyecan Londra’da T İstanbul Bakırköy’de önceki gün kaçakçılık unsuru olarak ele geçirilen ‘Picasso’ eserinin hikâyesi son derece gerçek. Ama tablosu kuşkulu. Nerelisin Picasso? T Can Dündar ile Nâzım’ın evinde (2000) âzım Hikmet 3 Haziran 1963’te sonsuzluğa kavuştuğunda 61 yaşındaydı. Karısı, sevgilisi, saçları saman sarısı, kirpikleri mavi Vera ise 31... Nâzım Hikmet’in bu dünyadan ayrılmasından sonra da Moskova’daki evleri yaşamaya, Nâzım’ın kişiliği, şiirleri, anıları ve birikimleriyle, en çok da aşkla var olmayı sürdürdü.... Günlerdir kucağımda bir kitap, o birikimler ve aşk arasında dolaşıp duruyorum Moskova’daki o evde. Arif Keskiner ve Melih Güneş’in hazırladıkları kitabın adı “Nâzım’ın Evinde Vera’nın Sofrasında” (MitosBoyut Yayınları)... Vera Tulyakova Hikmet, birlikte yaşadıkları evi kültürel miras bilinciyle yaşamı boyunca korudu. Yalnızca Türkiye’den değil dünyanın pek çok yerinden Moskova’ya gelen Nâzım tutkunlarını evinde, sofrasında ağırladı. Tokatlı Van Gogh’u hatırlayan var mı? SAVAŞ KALKAN ürkiye gündemi, önceki gün mize merak düşürünce, bu kez karşıbında yer aldı. Halen de bu tür kitaplar bir Picasso’nun daha ‘sahibi olmıza, gerçekten de eserle ilgili bir origeliyor...” du’: Kaçakçılık Suçlarıyla Müjinal bellek çıkıyor: Amerika Birleşik Peki, MoMA koleksiyonu, bu tablo cadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanDevletleri’nin New York kenti Modern hakkında bize ne diyor? Müzenin siber bul Bakırköy’de önceki gün düzenledik Sanat Müzesi (MoMA), Sharon Zane ida veritabanına baktığımızda, 130.1 x 97.1 leri operasyonda, İspanyol sanatçı Pabresinde 13 Ocak 1992’de hazırlanan cm. boyunda olduğu yazılı bu yağlılo Picasso’nun olduğu iddia edilen ‘Nu‘Sözlü Tarih’ söyleşileri çalışboya tablonun 788.1995 kod nude Dressing Her Hair’ (Saçını Tarayan masının ikinci kaset A yümarasıyla zaten kayıtlı olduÇıplak Kadın) adlı, 1940 tarihli tablosuzünde, konuyu (13 Temğu, ancak şu an sergilenmenu satmaya çalışan iki kişiyi yakaladı. muz 1995’te 91 yaşında diği bilgisine ulaşıyoruz. Tablo, sahte olup olhayata veda etmiş) Bn. BertBu da bize, ilgili ‘Bakırmadığının tespiti için ram Smith’e sormayı sürdürüköylü’ tablonun orijinal (insana Adli Tıp kuyor ve (asıl adı Louise Reinhardt olmadığı yönünde çok güçrumunu hatırlatırcaolan) tanınmış koleksiyoner, şunlü bir ihtimal daha sağlıyor. Nitesına) Mimar Sinan ları anlatıyor: “... Evet, bu söylemekim, 2006’da 103 günde 253 bin 999 Üniversitesi’ne gönye başladığım şeydi, yani eserlerimin kişinin ziyaret ettiği Picasso İstanbul’da derildi. müze çevreleri, akademisyen ve profesergisiyle öne çıkan Sabancı Müzesi’nin Tabloyla ilgili küsörlerce biliniyor oluşu. Onların temsili Müdiresi Nazan Ölçer de, bu tip vakalarçük bir sorgulama resimlerinin kitaplara basıldığı malum, da satıcıların alıcılardaki cehaletten fayEvrim yaptığımızda gördük örneğin, ‘Saçını Tarayan Kadın’, pratikdalandığını ve Picasso gibi imzaların işAltuğ ki, ilgili eser Kasım te hemen her birinci sınıf Picasso kitalerinin zaten kataloglandığını aktarıyor. 1975’te Güney Afrika’daki Rhodes Üniversitesi’nde Yüksek Lisans Tezi hazırlamış Annette Loubser isimli bir sanatçı ve eğitimcinin bu çalışmasına referans olmuş bile. Loubser, ‘Sanatta Kadının Unsurları’ adlı tezine kaynak gösterdiği ve bibliyografyada, ‘Picasso: Artist of The Century’ adlı kitaba dayandırdığı bu eser için, ilgili kitabın 65’inci sayfasına işaret ediyor. Buna göre Picasso, ilgili yapıtı 6 Mart 1940 tarihinde ortaya koymuş. Öte yandan, haber ajanslarının geçtiği çalıntı ‘orijinal’ Picasso’nun arka yüzüne baktığımızda da, yalnızca 1940 yılını ve New York kaynaklı eserin, ‘Bayan Bertram Smith’e ait olduğu bilgisini ediniyoruz. Bakırköy’de ele geçen tablonun ardına yazılı künyeÖnceki gün Bakırköy’de ele geçen ‘sözde’ Picasso (solda) ve MoMA’daki eser (sağda). de yer alan bu isim de içi N İki takvim ve sonsuzluk Aziz Nesin, Ara Güler, Ataol Behramoğlu’ndan, Can Dündar, Coşkun Aral, Genco Erkal’a; Fatma Girik, Türkân Şoray, Nedim Gürsel’den Nebil Özgentürk, Şanar Yurdatapan, Zeliha Berksoy’a, nice “ziyaretçilerin” Nâzım’ın evi, Vera’nın sofrasına ilişkin düşünceleri duyguları yer alıyor kitapta... Kitaba kaynaklık eden, aslında iki takvim. 1977 ve 1978 yıllarına ait, Nâzım Hikmet’in fotoğraflarını içeren iki duvar takvimi... Evde bulunan bu iki takvimi Vera, eve gelen ziyaretçilere imzalatmış, duygularını paylaşmalarını istemiş. Sanki bir sergi ya da müze defteri gibi. Arif Keskiner ve Melih Güneş, 40 yıl sonra o takvimleri imzalayanlara ulaşıp bir hafıza, anı kitabı oluşturmuşlar. Kitabın en büyük eksiği o iki takvimin fotoğraf sanatçısı İbrahim Demirel tarafından yayımlanmış olduğunu belirtmemek. Umarım ikinci baskıda bu yanlış düzeltilir. İbrahim Demirel, 197680 yılları arasında Umut Poster’den her yıl bir Nâzım Hikmet Takvimi hazırlayıp yayımlamıştı. Bu yüzden de yargılandı ve çekmediği kalmadı! 80’de hapse girince Nâzım Takvimleri sona erdi. Bol fotoğraflı, “Nâzım’ın Evinde Vera’nın Sofrasında” kitabını Şişli’deki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nden alabilir, aynı adlı sergiyi gezebilirsiniz. İmzalı takvim yapraklarının büyütülmüş panolarından oluşan sergiyi Metin Deniz gerçekleştirdi. okat’ta polis tarafından ele geçirildikten sonra İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ait müzenin deposunda özel bir dolap içerisinde korunan Hollandalı ünlü ressam Vincent Van Gogh’a ait olduğu ileri sürülen tabloyu, aradan geçen bir yılı aşkın zaman sonrası incelemeye gelen olmadı. Üzerinde ‘Mexico P997168’, ön yüzünde metal plaka üzerinde ‘Vicent Van Gogh Amsterdam 1882’, arka kısmında ‘Vincent Van Gogh 1882 Orphan Men Stanting’i ibareleri ve kâşe ile farklı ebatlarda sekiz mühür bulunan tablonun gerçek olup olmadığının belirlenmesi için, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bilirkişi heyeti oluşturuldu. Fakat bir yılı aşkın bir süre içerisinde bilirkişi heyetinin henüz şehre bu güne kadar gelmediği belirtildi. T Türkiye’nin Picasso ile geçmiş imtihanı Sanatseverler Sabancı Müzesi’nin 250 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan Picasso sergine girebilmek için sırada. 6 Haziran 2000’de İzmir Mali Podın’ ile ‘Kadehli Adam’ gibi isimler öne lığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehlisi, ‘Dora Maar’ı 30 milyon dolara çıkarken, eserler için ortalama 5 ila 50 met Özel, Kuveyt’te bir müzeden assatmaya çalışan bir şebekeden iki üye milyon dolar istendi. İlgili dönemde gö kerlerce katlanarak kaçırılmış olduyi ‘tablo’ ile yakaladı. 22 Kasım’da ise rüş ve onayına başvurulan Picasso aiğu iddia olunan ‘La Fermiere’in AnkaMardin Kızıltepe’de ele geçirilen yelesinin başını çektiği ‘Picasso Admira Resim ve Heykel Müzesi’nde sergini ‘Picasso’ ile, Türkiye’de ele geçen nistration’ kurumu, Paris’ten pek çok leneceğini açıkladı. Bu süreçte, döne‘eser’ sayısı 10 oldu. Bu sözde tablolar defa olumsuz yanıt verdi. Ancak ‘La min Van Bağımsız Milletvekili Mustada ‘La Fermiere’, ‘Ağlayan Adam’, ‘Nü’, Fermiere’in orijinallik ihtimali uzun fa Bayram ve yakınları da, benzer bir ‘Palyaço’, ‘Genç Kadın’ ve ‘2 Yüzlü Kasüre tartışıldı. Dönemin Kültür Bakan suçtan ötürü adliyeye sevk edildi. 2 [email protected] ‘‘Yüreğe gömülmek’’ Tadımlık olarak kitaptan Can Dündar’ın “Yüreğe Gömülmek” yazısından bir bölümü paylaşıyorum: “Vera’yı yeniden gördüğümde, beyaz porselen bir vazonun içinde bir avuç kül halindeydi. Novodeviçye’ye sevdiklerinin avucunda getirilmişti. Öldükten sonra sevdiği adamın üzerine külden bir battaniye gibi örtülmeyi vasiyet etmişti. Daha güzelini yaptılar: Onu, Nâzım’ın mezarında, Şair’in kalbinin hizasında açılan küçük bir çukura gömdüler. Böylece Vera, son yıllarını geçirdiği o kalbe ebediyen mıhlanmış oldu. Kalp kalbe yattıkları mezara çiçekler bıraktık. Ve son deminde, Nâzım’ın hasretle yanan kalbine girerek oradan yeniden püsküren şiirlere ilham veren bu kadına şapka çıkarttık.” Alper Yılmaz ‘Different City / Different Mood’ (Kabak&Lin) Ankaralı basçı, besteci Alper Yılmaz’ın adını, biz İstanbul ahalisi Amerika’dan döndükten sonra duymaya başladık. Yeteneği, çalışkanlığı ve azmi kafa kafaya vermiş, sempatik bir müzisyendi; kendi gibi sağlam müzisyenlerle şehrin ufak kulüplerinde çalıyordu. Uzaklardaki eğitimini tamamlamış, 2007 yılında “Clashes” adlı ilk albümünü çıkarmıştı. İkinci albümü “Over the Clouds” ilkine göre daha serbest ve özgün bir albümdü. Altı yıl aradan sonra çıkardığı “Different City, Different Mood” ise bunlara göre şu serbestlik meselesini daha da ileri taşımış, uçları tüm modern konseptlere kadar uzanan hayli açık bir çalışma; özellikle müzikal formlar ile melodi, armoni ve ritim dengesi hususunda. Alper’in bu albümde yakaladığı en güzel şey, geleneksel ses örgüsü içindeki sıra dışı çalgısal yaklaşımlar ve paylaşımlar. Paylaşımdan kasıt, piyanist Ercüment Orkut ile davulcu Volkan Öktem’in tüm bu ürüne eşbaşkan oluşları, eşit söz hakkını kullanabilmeleri. Bu üç süper müzisyen, uzun zamandır birbirlerini tanıyor ve çalıyor. “Different City, Different Mood”, Scott LaFaro’dan başlayıp, Bill Evans üçlüleri ile süren ve nihayetinde The Bad Plus’a kadar uzanan açık zihinli bir anlayışın iyi süzülmüş örneklerinden. Rebel Moves ‘All The Best’ (Rainbow45 Records) Gönül ister ki, tüm albümleri tek tek plak olarak basılsın Rebel Moves’un. Ancak sadece plak formatında (remastered ve 180 gr) olarak basılan bir derleme albümden ise isteyeceğimiz tek şey gönlümüzdeki tüm iyi parçaları barındırması. Neyse ki “All The Best”, başta “Are You Satisfied?”, “Sheep” ve “Bandare” olmak üzere tatminkâr bir repertuara sahip. Hatta gizli santrafor “Everywhen” bile var. Jazzamax (Ömer Ahunbay) ve Haximum (Hakan Özer) tarafından kurulan, solist Baba Çay’ın (Erol Çay) katılımıyla kendini bulan Rebel Moves, birbirlerini tamamlayan yetenekli insanlardan oluşuyor. Çoğu zaman anlaşılmayan sözleri, etnik melodileri, kıpraştıran dans ritimleri, dile dolanan melodileri ile şarkılarının “Rebelce” olduğunu telaffuz eden topluluk son dönemde yetişmiş en nevi şahsına münhasır müzikal hareketlerimizden biri. Kökleri The China Band’e ve bazı Chantage üyelerine kadar uzanan bu çatlak insanlar topluluğu İstanbul’daki kültürel çeşitliğin nadide ürünü. Neşeli, beste yoluyla geyik yapma sanatının bu usta müzisyenleri, rahat dinlenen, sabun köpüğü içerikli keyifli parçalarıyla bize kendilerini yeniden hatırlatıyor. 10 şarkılık plak, topluluğun inişli çıkışlı 14 yılının güzel bir özeti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle