21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 31 Ocak 2016 haber EDİTÖR: CAN DOKER 12 Şey… Düşünce özgürlüğümü kullanabilir miyim? iliyorum, 12 Eylül faşistlerinin yaptığı anayasada bile yeri var. 25. maddesinde aynen şöyle yazılmış: “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz”. Çok açık değil mi? Ama yine de içimde bir ürperti, klavyede dolanan parmaklarımda alışık olmadığım bir tedirginlik var. Düşünce özgürlüğümü kullanmak istiyorum; bunun anayasal güvence altında olduğunu da biliyorum, ama yine de… Ürküyorum ve karar veremiyorum… HHH Şu bizim Can Dündar’la Erdem Gül için “Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” diye naralandıktan hemen sonra ve elbette Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinden etkilendiği için değil, hukuka sımsıkı bağlı olduğu için bir savcı dava açmıştı da iki arkadaşımı Silivri hapishanesine tıkmışlardı ya… İşte tam da o konuda düşünce özgürlüğümü kullanmak istiyorum. Bir: Ben o MİT TIR’larında insani yardım malzemesi değil silah, havan topu mermisi, cephane, roketatar filan olduğuna inanıyorum. İki: Ben o MİT TIR’larındaki silah ve cephanenin Suriye’deki kökten dinci terör örgütlerine destek için yollandığına ve o örgütün IŞİD ya da El Nusra ya da bilmem ne olmasının önem taşıdığına inanıyorum. Üç: Ben bu konuda hükümet, hele hele en tepedeki zat tarafından koparılan yaygaranın, suçüstü durumunu örtbas edebilmek için ortalığı velveleye vermek olduğuna inanıyorum. Dört: O TIR’ları durdurup “suç”u gün ışığına çıkaranların paralel yapı dedikleri Cemaat’e bağlı polis, asker ve jandarmalar olup olmaması beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Hem de hiç. Ne yani mesela cinayeti bir yana bırakıp cinayeti hangi polisin aydınlattığı ile uğraşacak kadar avanak değiliz değil mi? Beş: MİT TIR’larında açığa çıkan gerçeğin, IŞİD’in Suriye’nin büyük bir bölümünü işgal ettiği dönemde ihtiyacı olan her türlü desteği Suriye sınırını kalbura, sınır boyu kent ve kasabalardaki hastaneleri IŞİD cellatlarının bakımevine, ambulansları yaralı getirip militan götürme servisine dönüştürme karar ve eylemleriyle aynı bütünün parçası olduğuna inanıyorum. Bu bütün siyasal ve Sünni İslamın siyasal ve Sünni İslamcı çetelerle dayanışma bütünlüğüdür… HHH İşte bu konuda düşünce özgürlüğümü kullanmak ve düşüncelerimi açıklamak istiyorum. Ancaaaaaak. Bu ülkenin cumhurbaşkanı seçilmiş zat, bu ülkenin hükümetinin dizginlerini elinde tutan kişiler, bu ülkenin gizli servisinin başındaki yüksek bürokrat, Can ve Erdem arkadaşlarımı hapse tıkan savcı, bu konuda tamamen farklı düşünüyorlar ve kendilerinden farklı düşünenlerin suç işlediğine inanıyorlar. İnanmakla kalmıyor, ellerinde tuttukları devlet gücünü kullanarak farklı düşünenleri hapse tıkıyorlar… Ay, yine ürküntü bastı beni!.. Düşünce özgürlüğümü kullanmaktan vaz mı geçsem acaba? B nu AB Komisyoer de ck Başkanı Junjı gönderdi sa destek me Strasbourg Belediyesi tarafından Can Dündar ve Erdem Gül için düzenlenen gecede Avrupa Konseyi’nden eski AİHM Başkanı Costa ve CHP’li vekiller dayanışma mesajı verdi trasbourg ‘Odyssee’ sinema salonunda Strasbourg Belediyesi ve ‘Odyssee’ sineması tarafından, Türkiye’de tutuklu bulunan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için dayanışma gecesi düzenlendi. AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker de yardımcısı aracılığıyla gönderdiği mesajda Dündar ve Gül’e destek mesajı verdi. Avrupa Konseyi’nin Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland da, geçen günlerde bir araya geldiği Dilek Dündar ve Aslı Gül’e yardımcılarına iddianameyi incelemeleri talimatı verdiğini belirterek, “Davanın AİHM’ye gelmesi halinde de takipçisi olacağız” ifadelerini kullanmıştı. Dayanışma gecesine Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk Heyeti içinde CHP Milletvekili aynı zamanda AKPM Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu Başkanı Ayşe Gülsün Bilgehan, CHP’li Deniz Baykal, Metin Lütfi Baydar, İlhan Keskin, Utku Çakırözer, HDP’li Ertuğrul Kürkçü, Dilek Dündar ve Aslı Gül, Strasbourg Belediye Başkan Yardımcısı Nawel Rafik Elmrini, eski AİHM Başkanı Jean Paul Costa, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, gazeteci Ayşenur Arslan, Strasbourg Dernieres Nouvelles d’ Alsace Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dominique Jung, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü üyeleri Avrupa Kuruluşlarında akrediteli basın mensupları, diplomatlar ve çok sayıda akademisyen katıldı. Dündar ve Gül için Strasbourg dayanışması S Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ise Dündar ve Gül ile ilgili olarak hazırlanan 473 sayfalık iddianame için “Tam bir hukuk skandalı” ifadesini kullandı. “Tutuklamanın hiçbir hukuki dayanağı yok” diyen Türmen, “Hazırlanan iddianameyi okuduğunuzda Dündar ve Gül hakkında bir şey görmüyorsunuz, bütün iddianamede bir terör örgütü anlatılıyor, iddianame sonunda da Dündar ve Gül’ün amaç ve niyeti terör örgütüyle bağdaştırılarak aynıydı yazıyor. Niyet üzerine müebbet istemek mümkün mü? Bu iddianame inanılmaz bir hukuk skandalıdır” dedi. Türmen, son dönemde medyaya yönelik artan baskılar ve tutuklamalara ilişkin olarak da, “Türkiye’nin içine itildiği karanlığın birçok göstergelerinden birisi” yorumunu yaptı. Türmen, akademisyenler hakkındaki soruşturmalarla ilgili, “Türkiye’de barış istemek bile suç sayılıyor. Türkiye son yıllarda otoriter rejimden faşist rejime doğru evrildi” değerlendirmesi yaptı. Güneydoğu’daki çatışma ortamını değinen Türmen, “Devletin amacı insanları öldürmek değildir, barış getirmek, insanların canını, malını korumaktır, devlet bunun için vardır” dedi. “Problemlerin silah kullanarak, insan öldürerek çözümlenemeyeceğini, masaya oturup müzakere ederek sağlanacağını” belirten Türmen, “Türkiye’de şu an devletin amacı bir zafer kazanmaktır, ne kadar insan ölürse o kadar zafer kazanacağını düşünmektedir” ifadesini kullandı. Strasbourg’daki Odyssee Sineması’nda Strasbourg Belediyesi tarafından düzenlenen dayanışma gecesinde programı konuşmaları Türkçeye çeviren yönetmen Faruk Günaltay sundu. Ayşenur Arslan ile Dilek Dündar ve Aslı Gül’ün de katıldığı gecede Can Dündar’ın mektubunu eşi Dilek Dündar okudu. Dündar: Gerçeği ortaya çıkardım diye tutuklandım ilek Dündar salonda eşi Can Dündar’ın mektubunu okudu. Dündar mektupda şu ifadeleri kullandı: “Hükümetin yalanını ortaya çıkardığım için tutuklandım. Neden gerçeği ortaya çıkardı diye. Bu tutuklama yalanla, gerçek arasında bir dava. Bu tutuklamalar bizi yıldıramaz. Bundan sonra daha cesaretli ve yüksek sesle konuşacağız.” D ğımsız olmasını istedi. Sinema yönetmeni Faruk Günaltay, Strasbourg Basın Kulübü Başkanı Françoise Schöller, DNA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dominique Jung’un şu mesajlarını iletti: ‘Mücadelemiz sürecek’ “Cumhuriyet gazetesi büyük bir gazetedir, sıradan bir gazete, yerel gazete değildir. Durumu yakından takip ediyoruz. Hür bir basın özgürlüğü için mücadele veren cesur gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ü takdir ediyoruz. Yakında Avrupa İnsan Hakları Komiseri Nils Muijnieks Türkiye’ye gidiyor. Tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile görüşecek. Türkiye’de gazeteciler serbest kalana kadar her türlü mücadele sürecek.” ‘Otoriterden faşist rejime’ Deloire: Hep takdir ettim Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire, video mesajıyla dayanışma gecesine katıldı. Delorie konuşmasında “17 Kasım 2015 tarihinde ‘Odyssee’ salonunda Can Dündar ‘Basın Özgürlüğü’ ödülü aldı. Kendisini ve başarılı, cesur çalışmalarını hep takdir ettim. Türkiye’de gazeteciler serbest kalana kadar her kuruluş devreye girecek” diye konuştu. Eski AİHM başkanı aynı zamanda ‘Odyssee’ sinema Vakıf Başkanı Jean Paul Costa yapılan tutuklamalara son verilmesini, adaletin ba Meydana inecekler Strasbourg Basın Kulübü önümüzdeki ise hafta içinde Strasbourg’un tarihi Kleber Meydanı’na Türkiye’de tutuklu gazetecilerin durumunu gösteren dev pankartla dayanışmaya çağırdı. Çok sayıda yabancı ve Türk akademisyenin katıldığı programda Türkiye’de tutuklanan akademisyenler için dünya üniversitelerinden büyük destek başlatıldığı haberi verildi. Yaklaşık iki saat süren dayanışma gecesinde Türkiye’de tutuklu bulunan gazetecilerin yalnız olmadığı mesajı verildi. l DHA 39 tutuklu gazeteci var Ayşenur Arslan, “Türkiye’de artık açık bir faşizm yaşanıyor. Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı 39. Aralarında dağıtımcılarda var. Hem bu gerçeği göz önünde tutarsak Can ve Erdem’in neden içerde olduğuna bakarsak gerçekten artık faşizmin örtülü falan değil çok açık bir biçimde geldiği ve kapımıza dayandığı çok net bir biçimde görülüyor” diye konuştu. 26 yıl önce katledilen Aksoy anılıyor B Aksoy Umut Nöbeti iki ayı doldurdu an Dündar ve Erdem Gül için başlatılan Umut Nöbeti 60. günü geride bıraktı. Nöbeti dün İzmir’den gelen Kent Konseyleri Birliği devraldı. Bayraklı, Buca, Gaziemir, Karabağlar, Karşıyaka, Konak Kent Konseylerinin tuttuğu nöbette ortak bir açıklama yapıldı. Açıklamada “Tutuklanmalarının 66. gününde olan Can Dündar ve Erdem Gül’ün şahsında, anayasanın da bize tanıdığı (Anayasa, madde 2829), haber alma özgürlüğümüzü ve basın özgürlüğümüzü savunuyoruz. Özgür düşüncenin tutsak edilmemesini istiyor; düşünce özgürlüğümüzün peşinde, hepimiz için demokrasi, eşitlik ve adalet talep ediyoruz. Göre ahçelievler’deki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucusu, Ankara Üniversitesi öğretim üyesi ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 26. yılında anılıyor. Prof. Dr. Aksoy, 31 Ocak 1990’da, Bahçelievler’deki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Aksoy, bugün önce Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü başında anılacak. Ardından Uğur Mumcu ile Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümünü içeren hafta nedeniyle düzenlenen “Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinlikleri çerçevesinde de saat 15.00’te, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “Muammer Aksoy’un Anısına Uğur’suz Yıllarda Hukuk” başlıklı açıkoturum gerçekleştirilecek. Açılış konuşmasını ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan’ın yapacağı açıkoturumda, avukatlar Demir Akan, Özgün Şimşek ve Münci Özmen konuşmacı olarak yer alacak. Ardından da saat 19.30’da Zeynep Halvaşi’nin dinletisiyle etkinlik son bulacak. l ANKARA /Cumhuriyet C Nöbetin 60. gününü İzmir’den gelen Kent Konseyleri tuttu. Bugün nöbeti gazeteci Zülkani Sirmen, Orhan Kemal Müzesi kurucusu, yazar Işık Öğütçü, CHP Beyoğlu İlçe Başkanı Bekir Özcan ve yönetim kurulu üyeleri tutacak. vini yapan gazetecilerin baskı altında tutulmasını, işlerinden çıkarılmalarını, gözaltı ve tutuklanmalar yaşamalarını, hukuksuz, mantık yoksunu iddianamelerle, inandırıcılıktan uzak suçlamalarla yargılanmalarını kabul etmiyor, kınıyoruz. Silivri’ye ocak ayında gelmeyi istedik. Çünkü ocak ayı, demokratik haklar mücadelesinde büyük kayıplar verdiğimiz, ülkemizde araştırmacı gazeteciliğin kurucusu Uğur Mumcu’nun, değerli hocamız Muammer Aksoy’un, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledildiği ay. Burada onları da saygıyla, sevgiyle anıyoruz” denildi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle