28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 11 Eylül 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK İki ocak topu birbirine attı MHP’nin Ülkü Ocakları ile AKP’ye yakın Osmanlı Ocakları ‘yakıp yıkmayı’ üstlenmedi SELDA GÜNEYSU haber 7 ürkiye’nin hemen hemen her yerinde son günlerde artan şiddet olayları iki ocağı, Ülkü Ocakları ile afişlerinde “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın” fotoğraflarının da yer aldığı Osmanlı Ocakları’nı karşı karşıya getirdi. Osmanlı Ocakları, saldırılardan Ülkü Ocakları’nı sorumlu tutarken, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz “Ülkü Ocakları’nın taklidini ya T pan bazı gruplar, yapıhurbaşkanı Tayyip Erdolar, maalesef devletin ğan, Başbakan Ahmet Daüst düzey yetkililerine vutoğlu ve MİT Müsteşaçağrıda bulunarak ‘Bizrı Hakan Fidan’ın da foler sizin kutlu askerleritoğraflarının yer aldığı Osniziz’ ifadelerini belirtemanlı Ocakları’nı sorumlu rek, kendilerini devletin tuttu. Kılavuz, bu yapının üst düzey yetkilileriy“para karşılığında, birçok le muhatap görüyorlar” Ülkü Ocakları Genel Osmanlı Ocakları Genel menfaat ve ihaleler karşıBaşkanı Olcay Kılavuz Başkanı Kadir Canpolat lığında yurt genelinde badedi. Genel başkanlığını A. Kadir Canpolat’ın zı girişimleri bulunduğuYurt genelinde artan salyaptığı Osmanlı Ocakları’nın nu, halkı kaos ortamına çekdırılara ve bu saldırıların arresmi Tweetter hesabından mek adına da bozkurt işareti dında “ülkücülerin bulunduyapılan açıklamada ise “Osyaptıklarını, ülkücülerin semğu” iddialarına karşın ilk kez manlı Ocakları ismini kullabollerini kullandıklarını” vurCumhuriyet’e konuşan Ülnarak sokakta eylem yapan gulayarak, “Bu yapının maalekü Ocakları Genel Başkanı Ol sef devlet tarafından, devletin herkes yargılanacak” ifadelecay Kılavuz, afişlerinde Cumrine yer verildi. bazı yetkilileri tarafından des teklendiğini biliyoruz” dedi. Kılavuz, Türkiye’de son dönemde Türk Kürt çatışması yaratmak istendiğine dikkat çekerek, “Biz kesinlikle Kürt vatandaşlarımızı ayrıştırmayı doğru bulmuyoruz. Birlik ve beraberlik iklimi içinde bin yıl yaşamışız, nice yıllar da yaşamayı arzu ediyoruz. Siz bizsiniz, biz siziz diyoruz. Etle kemik birbirinden ayrılmaz” diye konuştu. Kılavuz, HDP Genel Merkezi’ne yapılan saldırıda, saldırganın “Ülkü Ocakları’na kayıtlı olmadığını” da belirtti. l ANKARA Kaybetti Bilmiyor, Kazandı Farkında Değil KP 13 yılda büyük bir projeyi hayata geçiren, tam son noktayı koymaya hazırlanırken tek başına iktidarı yitiren partidir. Bu durumun yarattığı travma ile “hayır kaybetmedik, ne pahasına olursa olsun kaybetmeyeceğiz” inatlaşması ile politika oluşturuyor. Bu durumun adının konulmasında yarar var. Konu, AKP’nin anayasal kuralları zorlayarak oluşturulan Geçici Seçim Hükümeti adı altında süren fiili iktidarı, ama asıl olarak devletle özdeşleştirdiği, geri vermeyi hiçbir şekilde düşünmediği “kazanımlarının” meşruiyeti konusudur. HHH Bu meşruiyet alanının giderek daraldığını saptamak gerekiyor. AKP ve Beştepe başta anayasa olmak üzere yasaların dışına çıkmayı iktidarı korumak için zorunlu görüyor. Cumhurbaşkanı, seçimlerde alınan oyların kendisine yeni “haklar” ve “görevler” verdiği, anayasanın bu duruma uygun olmadığı kanısındadır; anayasanın fiili duruma uydurulmasını istiyor. Aslında “fiili durum” ve “talep” meşruiyet alanının daraldığının itirafıdır. Bu meşruiyet alanı dardır, katıdır; koruma, dolayısıyla sertlik gerektiriyor. HHH Artan baskı, yasadışılığın onaylanması, açıkça ya da el altından örgütlenmesi, desteklenmesi bu durumun somut kanıtlarıdır. İktidar partisinin özellikle HDP ve MHP’yi düzen içi partiler konumundan uzaklaştırma çabası da bu sertleşmenin bir diğer belirtisidir. Kendisini silahlı PKK’den farklı bir kulvarda yeniden tanımlama çabası içinde olan, sürekli olarak barış için çaba harcadığını söyleyen HDP’nin bu tutumu iktidar partisinin stratejisine uymadığı için görmezden gelinmekte, adeta her koşulda haklı kurdun “ne yapsan boşuna seni yiyeceğim” demesine benzemektedir. HHH MHP ise oyları böldüğü için kaybedilen seçimin adeta sorumlusu ve suçlusudur. O nedenle de ideolojik olarak iktidar partisine ait olduğu varsayılan oyları geri vermesi gerekmektedir. Bir çırpıda ortadan kaldırılan, PKK’nin değişen stratejisine de pek uygun gelen çatışmasızlık hali sonrasının pazarlığında MHP’ye pay vermeme niyeti AKP’nin ve galiba artık devletin temel yaklaşımı haline gelmiştir. Beştepe ve AKP’nin temel görüşü “biz seçimi kaybetmiş olabiliriz ama devlet seçimlere girmez; dolayısıyla seçimleri kaybetmesi mümkün değildir ve kimse unutmamalı biz artık devletiz” şeklinde özetlenebilir. HHH Tehlikeli bir durum bu. Dağın silahı yerine kentin siyasetini seçen partinin sürekli olarak yasadışına itilmeye çalışılması, iktidarın temel tercihinin, kentte siyaset değil, silahı ile birlikte kentlere de inmiş olan PKK ile kapışmak, bu yolla MHP’li seçmene seslenerek seçim kazanmak olduğunu gösteriyor. Çok riskli bir strateji olduğunu sanırım bazı AKP’liler de biliyorlar. Sonuç iktidar partisinin meşruiyet alanının daralması, tüm toplumu sarması kaçınılmaz sertleşmedir. Daha önemli ve tehlikeli gelişme ise Meclis’te hatırı sayılır bir güce sahip muhalefetin, iktidarın daralan meşruiyet alanına uyum sağlaması, bu durumu doğal kabul etmesi olacaktır. CHP bu nedenle geri çekilmek yerine Parlamento dışındaki muhalefete kulak vermeli, İkinci Dünya Savaşı öncesi Alman tarihine şöyle bir göz atmalıdır. A DIŞ BASIN: İç savaş kaygısı artıyor HDP binalarını ve Hürriyet gazetesini hedef alan saldırılar dış basının da gündeminde. Daily Telegraph 1 KASIM RİSK ALTINDA Saldırılar yeni bir iç savaşın başlaması kaygılarını artırdı. 100’den fazla kent ve kasabada HDP binası saldırıya uğradı. Partinin Eş Başkanı Demirtaş, 1 Kasım seçimlerinin risk altında olduğunu söyledi. Financial Times ETNİK ÇATIŞMA RİSKİ Güneydoğu’daki savaşın Türkiye’nin en büyük kentlerinde yankılanmaya başlaması daha büyük çaplı bir etnik çatışma riskini artırdı. Komşu ülkeler, Suriye ve Irak’taki kargaşanın gölgesinde yaşanan ve giderek tırmanan bu gerilim nedeniyle, birçok Türk ‘30 yıllık savaşın en yoğun olduğu günlere geri mi dönüyoruz’ diye sormaya başladı. ‘Korkmuyoruz’ Hürriyet’e yapılan ikinci saldırının göz göre göre geldiğini söyleyen Vuslat Doğan Sabancı: Hedef gösteriliyoruz ürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, gazeteye 48 saat arayla yapılan iki saldırının da tek sebebinin olduğunu belirterek “Hedef gösteriliyoruz. Okurlarımız, izleyicilerimiz şunu çok iyi bilsin. Hedef göstermeler, baskınlar, saldırılar, taşla sopayla yapılan sindirme girişimleri bizi korkutmaz, korkutamayacak. Tek amacımız var: Okurlarımıza ve izleyicilerimize en doğru bilgiyi en hızlı biçimde vermeye gayret göstermek” dedi. Hürriyet ve Doğan Grubu çalışanları, kardeşleri Arzuhan Doğan Yalçındağ, Hanzade Doğan Boyner ve Begümhan Doğan Faralyalı ile birlikte açıklama yapan Vuslat Doğan Sabancı, ikinci saldırının göz göre göre geldiğini ifade ederek “Neden böyle oldu? Bunun tek bir sebebi var: Hedef gösteriliyoruz. Başta babam Aydın Doğan olmak üzere grubumuzda çalışan gazeteciler, yazarlar ve yöneticiler, uzun süredir iftiralarla, hedef gösteriliyor. Doğan Grubu olarak, son 8 senedir büyük Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı açıklamayı, kardeşleri Arzuhan Doğan Yalçındağ, Hanzade Doğan Boyner ve Begümhan Doğan Faralyalı, gazete ve Doğan Grubu çalışanları ile yaptı. (Fotoğraf: DHA) The Economist Derginin araştırma birimi Economist Intelligence’da yayımlanan Türkiye Raporu’nda “Durum 90’lardan daha kaygı verici” denildi: “Türkiye, ülke geneline yayılan şiddet olaylarının yaşandığı bir döneme girme riskiyle karşı karşıya. Şiddetin Kürt ayrılıkçılar ve güvenlik güçleri arasında tırmanan çatışmaların ötesine geçmesi olası.” 90’lardan kötü H Basın Konseyi’nden açık mektup Basın Konseyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na açık mektup gönderdi. Medya organlarına yapılan saldırılara karşı devletin yükümlülüklerinin hatırlatıldığı mektupta, şu ifadelere yer verildi: “Gerekliliklerin yerine getirilmediği noktasında çok ciddi endişelerimiz, şüphelerimiz vardır. Bu tür menfur saldırıların ve bunun faili kişilerin siyasal iktidar tarafından derhal ve açıkça kınanması gerekmektedir. Kişi ve kurumların, saldırganlarla aralarına derhal mesafe koymaları, kurumsal bağlantısı olan kişiler hakkında gerekli disiplin işlemlerinin yapılması da kaçınılmazdır.” Kölner StadtAnzeiger Türkler, Erdoğan’ın iktidar hırsının bedelini ağır ödüyorlar. Erdoğan, yaz aylarında kendisinin yaşama geçirdiği Kürtlerle barış sürecinin sona erdiğini açıkladı. Böylece şimdi ülkede terör dalgası estiren PKK militanlarının değirmenlerine su taşımış oldu. Erdoğan bütün ülkeyi etkisi altına alabilecek bir yangın riskini beraberinde getiriyor. l Haber Merkezi YANGIN ÇIKABİLİR! bir mücadele veriyoruz. Önce, emsali hiç görülmemiş bir vergi cezası kumpası ile karşılaştık. Yargı önünde kazanmış olduğumuz davalar, tekrar tekrar açılmak için zorlanıyor. Biz bu sistematik saldırıların nedenini çok iyi biliyoruz. Bu saldırıların nedeni; çok zor şartlar altında gerçekleştirdiğimiz bağımsız yayıncılık anlayışımızdır” dedi. Ülkesini seven ve demokrasiye sahip çıkan tüm vatandaşları, siyasileri, iş dünyasını, sanatçıları, sivil toplum örgütlerini, milletin haber alma hakkına sahip çıkmaya davet eden Sabancı şöyle devam etti: “Bu sadece Doğan Grubu’nun, Hürri yet gazetesinin meselesi değildir. Bu milletimizin hürriyeti ve selameti meselesidir, demokrasimizin geleceği meselesidir. Bu, halkın haber alma özgürlüğünün ve gazetecilerin susturulmaya çalışılması meselesidir. Ben bugün, tüm baskılara, şiddete rağmen her sabah iyi gazetecilik yapmak için uyanan arkadaşlarımla karşınızdayım. Korkmuyoruz çünkü korkarak gazetecilik yapılmaz.” 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de basına saldırıya tepki gösterdi. Kayseri’de konuşan Gül, “Demokratik ülkelerde pro testolar yine demokratik yollarla olur. Basına, medyaya saldırılar, Türkiye’nin dünyadaki imajını, Türkiye’nin dünyadaki itibarını çok sarsar” dedi. Hürriyet binasına saldırıya ilişkin gözaltına alınan 20 şüphelinin tamamı, ifadeleri alındıktan sonra savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Hürriyet’in matbaasının bulunduğu Doğan Printing Center (DPC) binasına taşlı saldırıda bulunan şüpheliler hakkında soruşturma başlattı. l İSTANBUL/Cumhuriyet 20 kişi serbest Gül: İtibarımız sarsılır ‘Sinek gibi ezeriz’ tehdidi Meclis’te ‘Öcalan’ın konuşma vakti geldi’ ALİCAN ULUDAĞ Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş, iktidara çağrıda bulundu ski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, son dönemde terör eylemleri ve HDP ile Kürt kökenli yurttaşlara yönelik yaşanan şiddet olaylarıyla yükselen tansiyonun düşürülmesi için çağrıda bulundu. Öneş, “Sadece silahlı kanlı olaylara kilitlenerek bir intikam arzusu içinde olmamak gerekiyor. Barış şartlarını ger Cem Küçük Ahmet Hakan E Cevat Öneş çekleştirebilecek her türlü adımın atılması arayışları içinde olunmalı” dedi. Öneş, Abdullah Öcalan’ın yaşananlar karşısındaki görüşlerinin kamuoyu ile paylaşması için olanak tanınması gerektiğini de vurguladı. 19891991 yılları arasında MİT Diyarbakır Bölge Başkanlığı da yapan MİT’in eski 2 numarası Cevat Öneş, Türkiye’nin önemli bir eşikte olduğunu belirterek “Olayla rı, şöyle çok ana başlıklarla değerlendirirsek terörün vahşetinin gerçekliğini tekrar görmekteyiz” dedi. Öneş, 2013 Martı’nda Öcalan’ın Nevruz açıklamasının önemine dikkat çekti. Bunun startejik hedefi olan bir siyasi üretim olduğunu anlatan Öneş, “Böylesine hedefleri olan ve silahı sonlandıran, ortadan kaldıran bir manifestonun Kürt siyaseti tarafından değerlen dirilmesi gerekiyor” görüşünü kaydetti. Öneş, artan tansiyonun nasıl düşeceği sorusuna karşılık da şu yanıtı verdi: “Siyasi iktidarın, muhalefetin de desteğini alarak ciddi adımlar atmaları, barış getirci projeler üzerinde birlikte hareket etmeleri gerekir. Bu konuda HDP’nin demokratik duruşuyla adım atmaları, mesafe alınmasını kolaylaştıracaktır.” l ANKARA HP, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yönelik Star gazetesi yazarı Cem Küçük’ün “İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hâlâ hayatta kalabiliyorsun’’ sözlerine ilişkin 5 maddelik soru önergesi verdi. İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle Meclis başkanlığına verdiği önergede Star gazetesi yazarı Cem Küçük’ün o sözleriyle gazetecilikten ziyade tetikçilik yaparak açıkça tehdit ettiği belirtildi. Önergede, “Kamuoyunda tanınan bir yazara basın aracılığıyla yapılan bu tehdit karşısında herhangi bir savcılık görevlendirilmiş midir” diye soruldu. l Haber Merkezi C C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle