28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 11 Eylül 2015 haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 12 ‘Özgürlük esmer yüzünde bir gamzedir onun’ u şiir yüklü başlık benden değil, ustalarımın birinden, İlhan Selçuk’tan. 1969 Ağustos’unda Amerikan TWA uçağını kaçırıp Şam’a indirip uçuş ekibini ve yolcuları boşalttıktan sonra pilot kabinini havaya uçuran ve bütün dünyanın körelmiş gözlerinin, sağırlaşmış kulaklarının Filistin halkının özgürlük mücadelesi için açılmasını sağlayan Filistin gerillası Leyla Halit üstüne yazdığı o unutulmaz yazıdan... Evet, tam da İlhan Ağabeyimin dediği gibiydi: Özgürlük esmer yüzünde bir gamzeydi onun... Benim kuşağım (Belki de Türkiye’de bütün kuşaklar) Ortadoğu’da Filistin Arapları diye kadim bir halk yaşadığını ve “emmioğulları” Yahudilerin kurduğu İsrail devletinin militarizmi tarafından acımasızca ezildiğini, yurtlarına el konduğunu ve özgürlüklerinin ellerinden alındığını Leyla Halit’in aktardığım eylemi ile duydu, öğrendi... Bu kimilerine göre bir terör eylemiydi; kimilerine göre bir kurtuluş ve özgürlük savaşı... B Hayır, bu filmi daha önce görmemiştik! Bir haftadır sokağa çıkma yasağı uygulanan Cizre’ye bakarak herkes aynı soruyu soruyor: 1990’lı yıllara geri mi dönüyoruz? 300’ü aşmıştı. izre’nin İdil su ilçenin kenar bir semtinCaddesi’nden gelen de öldürülüp elektrik direğine Dışkı yedirilen günler asılmıştı. Ertesi gün başka bir polis aracı yolun soluna yanaşmıştı. Kapıları korucu ilçenin daha merkezi Bu süreçte gittiğimiz açan resmi giysili iki polis bir yerinde asılı bulundu.  Cizre’de gördüklerimize inatam araçtan inerken çapraz Newroz günü halk “inadınamadık. Hangi eve girsek ateşe tutulmuşlardı; bir pona” çıktı alanlara. Halkı dağıtdayak yemiş, bir yerleri kırıllis öldürülmüştü, diğeri ağır mış, kafası sarılı, gözü morar mak isteyen güvenlik güçleri yaralıydı. mış bir değil, birkaç kişi vardı Cizrelilerin üzerine ateş açtı. Günün tam ortası. Saat Bu katliamda 50 kişinin mi, mutlaka... 13.25. İşte o günlerde dışkı yediril yoksa 80 kişinin mi öldürülİki kişiymiş ateş edenmişti Cizre’nin Yeşilyurt köy düğü bugüne dek açıklığa kaler... Cizre’de bir yıldır süvuşmadı. Tek bir güvenlik gölülerine... ren “kaldırım üstü cinayetleri”nin bir benzeriydi yaşanan... İki tetikçi, 14’lü tabanca, yakın mesafeden çapraz ateş... Ancak bir farkla ki, bu kez öldürülenler ihbarcı değil, polisti. 13 Ocak 1989’da işlenen bu cinayet bir dönüm noktası olmuştu Cizre’de. Büyük bir operasyon başlatıldı. Mahalleler tu 1989’un ocak ayı. Sol başta Cizre’nin Yeşilyurt Köyü muhtarı Abdurrahman Müştak, sağ başta SHP’li vekiller Fuat Atalay ve Cüneyt Canver. Muhtuldu, girişler çıkışlar yasaklandı. tar Müştak dışkı yedirme olayını anlatıyor. (Fotoğraf: Cengiz Mumay) Çarşıya ancak “ekrevlisi hakkında soruşturma Bütün bu yaşananlarmek alabilecek küçük çocukbile açılmadı. dan sonra Cizre bölgenin ilk lar” gidebildi. Evlerin kapıla“serhildan”a kalkışan ilçe rı kırıldı, içerdekiler ayırımGazeteci hedefte si oldu. Artık her baskı, her sız dövüldü, bazıları gözaltısaldırı halkın sokağa çıkmaBu da yetmedi, bu katlina alındı. sıyla karşılığını buluyordu amdan iki gün sonra Sabah O andan itibaren koca ilçeCizre’de... Gazetesi’nden İzzet Kezer, ganin üzerine büyük bir kâbus zeteci olduğu biline biline, çökmüştü. elinde beyaz bayraklar olan Geceleri sanki “ilan edilme Newroz katliamı 1992’nin Newroz’una birgazeteci grubunun içindeymiş bir sokağa çıkma yasakaç gün kala yine hareketli ken bir keskin nişancı tarağı” uygulanıyordu. Korkudan günler yaşanıyordu Cizre’de. fından alnından vurulup ölherkes hava kararmadan eviArtık “olay çıkması muhtedürüldü. ne çekiliyordu. Mahalle aramel ilk yer” olarak görüldüğü Elbette bugüne kadar İzzet’i larında operasyonlar, evleriçin yerli ve yabancı gazetevuran “keskin nişancı” özel de dayak, gözaltında elektciler yine Cizre’ye “konuşlan harekâtçının da kimliği ortarik vermeler, hamile kadınlamışlardı.” ya çıkartılmadı. ra tazyikli su sıkmalar, ilçeYARIN: PKK, 21 Mart ‘Newroz’unnin dört bir yanında patlayan Evet, 90’lara dönüyoruz. dan birkaç gün önce başlasilahlar... Hayır, 90’lara mıştı faaliyete. “Bayrama” birSayılabildiği kadarıyla gödönmüyoruz kaç gün kala bir köy korucu zaltına alınanların sayısı NLERİN’ E L İ R İ D E Y ‘DIŞKI RI, ÇOCUKLA RI TORUNLA A ARD BARİKATL CİZRE’NİN ÇEYREK ASRI 1 CELAL BAŞLANGIÇ C 25 yıl sonra bugün 990’ların başından bugüne yani 25 yıl sonraya kendimizi ışınlayınca karşımıza başka bir Cizre çıkıyor. 1989’un Ocak, 1992’nin Mart ayında girdiğimizde kapıları kırılıp basılmış evler, dövülmüş, kafaları kırılmış, gözleri patlatılmış, işkenceden geçirilmiş, elektrik verilmiş, insanları sindirilmiş, gece sokağa çıkamaz hale gelmiş, Newroz’u kutlamak için alanlara çıktığında onlarcası katledilmiş bir Cizre karşılamıştı bizi... Ancak 2015’in Ağustos sonunda, sokağa çıkma yasağından hemen önce gidip gördüğümüz Cizre, ilk bakışta 25 yıl öncesini andırsa da biraz dikkatli inceleyince çok farklıydı. İnsan davranışlarının bambaşka bir aşamaya geçtiğini gösteren çok sayıda veri vardı. Cizreliler, gece yapılan polis baskınlarına, gözaltı dalgasına karşı, mahalle aralarına girip çocuklarını “envanterde olmayan” korsan silahlarla vuran güvenlik güçlerine karşı, artık faili meçhullerin yerini alan “resmi” üniformalı keskin nişancılara karşı mahallelerini, sokaklarını hendeklerle, barikatlarla kapatmışlardı. Geceleri evlerine kapanmak yerine hep birlikte sokağa çıkıp hem çocuklarını, hem de kendi hayatlarını korumaya başlamışlardı. Daha geçen hafta ikisi çocuk, ikisi memur dört kişiyi resmi binaların damlarına “konuşlanmış” keskin nişancılara kurban vermelerine karşın sokak aralarına gerdikleri brandalarla, Gazze’deki ya da bir zamanlar Beyrut’taki gibi can güvenliklerini sağlamaya çalışıyorlardı. Leyla Zana Leyla Halit’in o eyleminin üstünden tastamam 46 yıl geçti. Şimdi bir başka kadın, özgürlüğün yüzündeki gamze olduğu bir başka kadın, bir Kürt kızı, bir başka Leyla, Leyla Zana Cizre’de yaşananları önlemek için elinden gelen en etkili çareye başvuruyor: Ölümler durmayacaksa Leyla Zana ölüme yatıyor... Biliyorum, kimilerine, vicdanı kömür karası kimilerine göre bu da bir terör eylemi sayılacak. Haklılar, terör eylemidir bu. Ölümleri durdurabilmek için Leyla Zana bedenini mermi yapıp namluya sürüyor. Yukarıdaki minicik fotoğrafa dikkatle bakın. O gamzeyi görün. Leyla Zana’nın esmer yüzünde özgürlük simgeleyen o gamzeyi görün... HHH Şimdi onun sözüne kulak verin: “Kandil’i muhatap alıp görüşen, Parlamento’daki arkadaşlarımızı muhatap alan zihniyet hâlâ Kürtleri eşit görmüyor. O psikolojik eşiği aşamıyorlar. Bursa’daki kardeşlerimizin ne hakkı varsa buradaki insanların da o hakkı olsun istiyoruz. Şimdi yaklaşık bir aydır kendi nefsimde çok düşünerek bir karar aldım. Yüz yıldır çarpışarak ölüyoruz. Nefsi müdafaa yapıyoruz. Ama artık yeter. Ölerek ve öldürerek toplumu, vicdanımızı, geleceğimizi çürüteceğiz. Elinde silah olan bütün taraflara sesleniyorum; kimseye sözümü dinletemezsem de kendime sözüm geçer. Ölümleri seyretmektense ölmeyi tercih ederim. Eğer ölümler durmazsa ölüm orucuna başlayacağım. Beni tanıyanlar bilir. Ağzımdan söz bir kere çıkar. Kellem gitse, geri dönmem. Artık yeter. Gençler öleceğine biz ölelim.” HHH Aha buradan ilan ediyorum, Leyla Zana ile dayanışmak “demokratım, özgürlüklerden yanayım” diyen herkes için ertelenmez bir ödev. Nasıl mı? Bilmiyorum. Bildiğim: Bilişli, buluşlu bir dayanışma etkinliği ile onun yanında saf tutmam gerek. Hatta gerekirse... 1 Cizre savunmada Eskinin DYP’li korucubaşlarını ya da bugünün AKP’lisi olan Refah Partilileri, Fazilet Partilileri belediye başkanı yapmak yerine artık HDP’nin adaylarını seçiyorlardı. Bu yılın başında sokak aralarında ondan fazla can yitirmiş, son iki ay içersinde Kobane’de, Şengal’de tecavüzcü IŞİD çetelerine karşı savaşırken hayatını kaybeden çocuklarını bu ilçenin mezarlığında toprağa vermişlerdi. Artık öyle bir noktaya gelmişler ki, mahallelerinde, ilçelerinde oluşturdukları halk meclisleri üzerinden “özyönetimlerini” ilan ederek “kendi kendimizi yönetmek istiyoruz” diyorlar. Bugün sokaklarda, parti binalarında, belediyelerde, sivil toplum örgütlerinde, barikatlarda, hendek başlarında bulunanların dünden bugüne 25 yıllık yolculuklarını tek cümleyle anlatabiliriz: 1990’larda Cizre’de işkence görenlerin, tarananların, Yeşilyurt’ta dışkı yedirilenlerin çocukları, torunları bugün dağlarda... Kentlerdekiler de hendeklerde ve barikatlarda... Sadece Cizre’ye değil, son günlerde çatışmalı bir süreç yaşanan Silvan’a, Silopi’ye, Lice’ye, Hakkâri’ye, Varto’ya, Yüksekova’ya, Diyarbakır’a; sonuç olarak eskinin Olağanüstü Hal Bölgesi’ne bakarak herkes aynı soruyu soruyor şimdi: “1990’lı yıllara geri mi dönüyoruz?” Bu sorunun yanıtı hem “evet”, hem de “hayır”dır. Ancak “görünüşe aldanmamak” için, geçmişte yaşadıklarımıza ve bugünkü sürece biraz daha derinlemesine bakmak gerekiyor. ‘Gençler öleceğine biz ölelim’ MAHMUT ORAL DP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bakanlar ve milletvekilleri ile birlikte Cizre’ye gitmeye çalışan heyetin içinde bulunan HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, dün sabah İdil Belediyesi Kültür Merkezi önünde bir konuşma yaptı. Zana, ölümlerin durdurulmaması halinde ölüm orucuna yatacağını söyledi. Kürtçe yaptığı konuşmanın ardından Türk bası H nında sözlerinin çarpıtılmaması için Türkçe de konuşacağını belirten Zana, “Belki Kürdistan tarihinde ilk defa Kürtler bir bütün olarak muhatap alındı. Sayın Öcalan, İmralı’da muhatap alındı. Arkadaşlarımız, kardeşlerimiz muhatap alındı. Parlamentodaki partimiz muhatap alındı. Bunlar çok önemli şeylerdi, asla küçümsemiyorum. Ama bunları yaptıkları zaman bir oyalama sürecini de yaşattılar. Biz de ısrarla dedik ki; halkımızın beklentileri var. Hal kımızın özgürlüğe susamışlığı var. Gençler öleceğine olsun biz ölelim” dedi. “Ölümleri durdurmazsak ben ölüm orucuna yatacağım” diyen Zana “Bunu söylerken tanıyan herkes bilir, söz ağzımdan çıktı mı, kellem gitse arkasında dururum. Ölümleri seyretmektense ölümü tercih ederim. 35 günlük bebeğin Cizre’de kurşunlanarak öldüğünü duyduğum andan itibaren ruhumun öldüğünü hissediyorum” diye konuştu. Geerdink sınır dışı edildi akkâri’nin Yüksekova ilçesinde geçen hafta sonu gözaltına alınan ve PKK’ye yardım ettiği gerekçesiyle sınır dışı edilen Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, ülkesine döndü. Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, sınır dışı kararına tepki göstererek Türk makamları ile görüştüklerini açıkladı. Hollanda Gazeteciler Sendikası, kararı ve basına yönelik baskıları protesto etmek için Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği önünde gösteri düzenleyecek. 90 yaşındaki yazara hakaret soruşturması ütahya’nın Simav ilçesinde yerel gazetede çalışan 90 yaşındaki Kamil Muştu, ülkeyi iyi yönetmedikleri iddiasıyla AKP hükümetlerini, Genelkurmay Başkanlığı başKamil Muştu ta olmak üzere kuvvet komutanlarına şikâyet eden bir mektup gönderdi. Bunun üzerine, Simav Cumhuriyet Savcılığı tarafından Muştu hakkında soruşturma başlatıldı. 2 polis eşliğinde adliyeye götürülen Muştu, “Sadece içimden geçenleri aktarmak istedim. Suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. H K C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle