28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 12 Temmuz 2015 EDİTÖR: SAMİ GÜREL TASARIM: ERSİN ÖZTEKİN spor 25 B F Usta edebiyatçıdan Federer güzellemesi ederer deyince o yazıyı anmadan olmaz. Ünlü edebiyatçı David Forster Wallace belki de tarihin en iyi spor yazılarından birini yazdı. Niko Yenibayrak ve Anıl Can Sedef’in Şota’nın tercümanları bloğundaki nefis çevirisinden alıntılıyorum. Bakın ne güzel anlatıyor onun özgünlüğünü: “Profesyonel tenisçiler artık belirgin şekilde daha iri, daha güçlü vücutlara ve daha iyi kondisyona sahip. Üstüne üstlük ileri teknoloji alaşımdan yapılan raketler daha hızlı ve spinli vuruşlara imkân tanıyor. O halde, nasıl oluyor da Federer’in ‘miadını doldurmuş’ yeteneği, erkekler tenisini domine etmeyi başarıyor? Metafiziksel açıklama, Roger Federer’in bir dereceye kadar fizik kurallarından muaf, ender rastlanır, doğaüstü bir atlet olduğunu iddia ediyor. Bu açıklamaya uyan bazı diğer örnekler şöyle: İnsanüstü bir yüksekliğe zıplamakla kalmayıp havada yer çekiminin müsaade ettiğinden 12 saniye daha fazla kalmayı başaran Michael Jordan ve ringde bir müddet ‘süzüldükten’ sonra, bir ressamın tuvale vurduğu fırça darbeleri misali zarif yumruklarını rakiplerinden iki ya da üç kat daha hızlı vurmayı başarabilen Muhammed Ali. Yaklaşan top, onun için olması gerekenden bir salise fazla havada kalıyor. Hareketleri atletikten çok elastik görünüyor. Federer; Ali, Jordan, Maradona gibi rakiplerine kıyasla hem daha sade hem de daha gösterişli gözüküyor.” Tarihe tanıklık etme fırsatı olarak Roger Federer kazandığı önemli değil. Kimle oynarsa oynasın, müzede sergilenecek bir tenis onunki.” Bu tartışmayı okuyan Ege Üniversitesi Felsefe bölüm başkanı ve sıkı bir tenissever olan Nilgün Toker’in, Tanıl Bora vasıtasıyla dergiye ulaştırdığı yorum ise zihin açıcı. Özetliyorum: “Nadal ve Djokovic her biri farklı tarzlarda da olsa bir yeni ‘imal edilmiş’, yani kapasiteleri oyuna göre biçimlendirilmiş oyuncular. Oysa Federer, oyunu biçimlendiriyor... Nadal’ın ama özellikle Djokovic’in oyunda yarattıkları rekabet ilişkisini bozan şöyle bir durum var: Onlar muhataplarını korkutuyorlar, tıpkı Serena gibi... Rakipler ne kadar iyi oynarlarsa oynasınlar şimdi kızacak ve saldıracak korkusuyla önde olduklarında bile gerginlikten hata yapıyorlar. Oysa Federer’in muhataplarına verdiği duygu korku değil, onların meydan okumasına izin veren ve bu bakımdan ‘denk’ bir muhataplıkla süren ve ‘iyi’ olanın kazanacağı bir oyunun garantisini veren bir duygu bu.” Çünkü o saf bir yetenek. O yüzden Roger Federer’in her anına odaklanmak, her performansını izlemek boynumuzun borcu olmalı. Daha basitleştirip anlatmak da mümkün. Wimbledon’da ilk turda elediği Querrey’in nefis bir sözü var maçtan sonra: “Bazen öyle sayılar aldı, öyle vuruşlar yaptı ki, gidip yanına ‘çak’ yapasım vardı. Sürekli tebrik etmek istedim.” Tıpkı bir zamanlar yendiği rakibi Björkman’ın “Federer mükemmel bir tenis oynarken, onu en iyi yerden izlemekten memnuniyet duydum” demesi gibi. Bugün ekselansları 18. Grand Slam, 8. Wimbledon zaferi için çıkacak korta. Rakibi ise günümüzün en komple tenisçisi Djokovic. Bu resital kaçar mı? Benim gönlüm Federer’den yana. Çünkü yandaki nefis alıntının müellifi D. F. Wallace’ın da dediği gibi “Tamam, deha tekrar edilemez. Ama ilham bulaşıcıdır ve bulaştığı her yerde yeni bir biçim kazanır. Güç ve saldırganlığın güzelliğe karşı savunmasızlığını böylesine yakından görmek, insana ilham ve (geçici de olsa) huzur vermeye yetiyor.” azen tarihe tanıklık ettiğimizi fark etmeyiz. Olağanüstülük yanı başınızda o kadar sık kendini tekrarlar ki alışırsınız. Hayır, Marie Antoinette’ın Fransız Devrimi’nde ‘pasta yesinler’ idraksizliğinden bahsetmiyorum. Bir olayın önemli olduğunun bilinmesine rağmen kayıtsız kalınmasından bahsediyorum. Ortadoğu’nun kan gölüne dönmesi ama haber değerinin azalması gibi. Spordan örnek vereyim. Senelerdir her hafta Messi’yi izliyoruz. Bir sezonda 50 gol atıyor, ama artık neredeyse haber değeri yok. Minareden atıyor, iniyor aşağı tutuyor. Ama bunu o kadar sık yapıyor ki, sıradan bir şey gibi, göreviymiş gibi, hatta sıkıcı geliyor. Oysa değil. Maradona’nın zihnimdeki en unutulmaz anlarından biri, bir taç atışında topu kontrol edişiydi. Hangi maç olduğunu bile hatırlamıyorum. Ayağında topla havada dönmüştü ve iki rakip oyuncu kalakalmıştı. Onun tanrısal bir şey olduğunu o gün anlamıştım sanırım. Jordan’ın son günlerindeki her maçı izlemeye çalışırdım. Sıradan bir top sürüşünde bile o tanrısal yeteneği görürdünüz. 40’ına geliyordu ama sihir yaşlanmıyor! Roger Federer bugün Wimbledon finaline çıkacak. Spor tarihinin en büyük oyuncularından biri ve ilerleyen yaşına rağmen hâlâ bunu ispatlamak için oynuyor. Çok uzun zamandır dünyanın bir numarası olmadığı için bize normal, sıradan bir sporcu gibi geliyor belki. Nadal ve Djokovic’in gövde gösterisinde karakter oyuncusu gibi duruyor. Ama öyle değil. Socrates dergisinin son sayısında Şevket Furkan Erbay, Caner Eler ve Emre Yazıcıol’un NadalDjokovicFederer üzerine nefis bir tartışması var. Orada Federer’le ilgili Emre şunu söylüyor: “Mesela Serena Williams, Michael Jordan, Michael Schumacher gibi isimler sporlarına o ‘öldürme içgüdüsü’ ile bağlılar. Kazanmayı seviyorlar ve bu kadar büyük olmalarında, bu kazanma aşkının etkisi olduğunu görüyoruz. Ama Federer öyle değil. Çok daha sağlıklı bir beyin kimyasına sahip, daha normal bir insan ve yaptığı işi seven bir adam.” Caner Eler ise şunu ekliyor: “Federer rakamlar üzerinden değil de izlenirken verdiği hissiyat üzerinden konuşulması gereken bir adam bence. Yarattığı etki size başka türlü ulaşıyor. O saf yeteneği ile fiziksel bir tenis oynamadan, dikte ettiren özel bir doku yarattı. Kortta farklı bir aura oluşturdu. Edebiyatçılar onun üzerine yazılar yazdı. Edebi bir his yayıyordu çünkü. Daha güçsüz rakiplere karşı oynadığı dönemde ne Yeni imal edilmiş oyuncular Roger Federer bugünkü finalle tarih yazmak istiyor. NadalDjokovicFederer tartışması Bu daha başlangıç KONUK YAZAR OZAN ÖNEN Ahmet Kaya’nın şarkı sözlerini ezbere bilen bir futbol yıldızı İ arcelona’ya transferiyle dünya gündemine oturan milli yıldızımız Arda Turan’ın futbol geçmişinde yeri olan önemli isimlerle konuştuk. Adnan Polat, Selçuk İnan, Burak Yılmaz ve Olcan Adın, Arda’nın Barça’ya gidişine dair Cumhuriyet’e özel açıklamalar yaptı. risi ve farklılıklara açık karakteri sayesinde kendisini geliştirmiştir. Bayrampaşalı Arda’dan Barcelonalı Arda Turan’a dönüşmek kolay iş değildir. Galatasaray Başkanı olduğum dönemde haksızlığa maruz kaldığımda, Arda tamamen kendi inisiyatifiyle, benim için kamuoyunun da okuyabileceği önemli bir mektup yazmıştır. ‘İyi futbolcu’dan önce; özünü kaybetmemiş, vefalı ve iyi niyetli bir insandır Arda. Galatasaray’ın takım kaptanı, Süper Lig’in ‘asist’ ve ‘frikik kralı’ Selçuk İnan, “Arda Turan’ın sağlam karakteri ve kalbinin güzelliği, kendisinin ayaklarına da yansımış. Manisa’da beraber oynadığımızda Arda benim aynı zamanda ev arkadaşımdı. Daha o dönem çok güzel şeyler paylaştığım kardeşim Arda için, kendisinin de belirtmiş olduğu gibi, Barcelona o zamanlar sadece bir rüyaydı. Ama Arda o uykudan çoktan uyandı ve gerçek şu: Barcelona’ya transferi, Arda’nın kariyerinde yeni bir zirve” dedi. ‘Ahmet Kaya’yı çok sever’ G B ‘22 yaşında kaptan’ Arda Turan’ın kariyer basamaklarında önemli yeri olan, milli futbolcuyu Manisaspor’dan Galatasaray’a kazandıran eski başkan Adnan Polat’a, Barcelona transferini ve Arda’nın kariyerindeki kişisel rolü üzerine neler hissettiğini sorduk. İşte yanıtları: “Arda çok genç yaşlarda yüksek potansiyeli olan biriydi. Bu, biraz da aura meselesidir. 22 yaşına girdiğinde onu Galatasaray kaptanı yaptığım için de çok eleştirildim ama şu an A Milli Futbol Takımı’nın da kaptanı olan Arda beni yanıltmamıştır. Bu asla demek değildir ki Arda’nın başardıkları bizim sayemizdedir. Yıldız yaratılışlı olanlar, her an her şartta parıldarlar. Arda, Galatasaray forması altında kendini bulmuş, duygusal potansiyeli, futbol zekâsı, aklı, aurası, istenci, özel yetenekleri ve tüm bunların da ötesinde sahip olduğu yüksek iletişim bece alatasaray’ın dördüncü bir sözüyle özetleyiverir, onun yıldızı taktığı şampiyontüm şarkılarını ezbere bilir luk kutlamalarında TT ama en sevdiği Ahmet Arena’ya kendi seçtiKaya şarkısı da Ayği Ahmet Kaya şarkırılığın Hediyesi’dir. sı eşliğinde çıkarak Arda’ya bugün söyleTwitter’ın dünyada yeceğim şey şu: Bu bir en çok konuşulanayrılık değil, bu dalar listesine otuha başlangıç! Yepyeran Olcan Adın, ni bir başlangıç. Adını Arda’nın transherkesin gururla söyferini “Arda da lediği çocuk. Bu başaOlcan benim gibi Ahrıya ulaşmak için ne met Kaya şarkılarını zorluklarla uğraştığını, hançok sever. Yeri gelir, gi çabalarla buralara geldiğini hayatında olan bien yakınındakiler bilir. Şimdi ten herhangi bir şekendinle gurur duyma zamayi Ahmet Kaya’nın nıdır” diyerek yorumladı. ‘Arda da Barça da kazanır’ değil, Barcelona için de önemrda’nın kendisinden li kazanım. Global aresürekli olarak nada Barcelona kulü‘starım’ dediği Bubü için de Arda’ya sarak Yılmaz, bu tranship olmak, Barcelona’yı feri, “Türk futbolu ayrı kulvarlara taşıyaiçin gurur verici bir caktır. Kıtalararası forolay” diye yorumlarma satışından tribün ken Cumhuriyet’e gelirlerine, uluslararaaçıklamalarını, şöysı sempatiden şehrin le sürdürdü: “Arturizm tanıtımına kada, daha ilk günden Burak dar her alanda, Arda ile Barça’nın en önemberaber Barcelona da kazanali parçalarından biri oldu. caktır.” Bu olay sadece Arda için A ngiltere’nin başkenti Londra’da devam eden Wimbledon Tenis Turnuvası’nda 1 numaralı seribaşı Serena Williams, tek kadınlar finalinde 20 numaralı seribaşı Garbine Muguruza’yı 20 yenerek kariyerinin 21. grand slam zaferini kazandı. 33 yaşındaki Serena, grand slamlerde şampiyonluk yaşayan en yaşlı kadın tenisçi olarak tarihe geçti. Williams, 1990 yılında 33 yaşında kupayı kaldıran Martina Navratilova’yı 26 günle geride bıraktı. Serena Williams, 30’lu yaşlardan sonra en fazla grand slam kazanan tenisçi olarak dikkati çekiyor. Serena Williams, evinde düzenlenecek ABD Açık’ı da kazanması halinde “true grand slam” yapan tek kadınlardaki dördüncü isim olarak tarihe geçecek. l LONDRA Kraliçe Serena KUNTER’İN ACI GÜNÜ lTürk basketbolunun önemli ismi koç Erman Kunter’in annesi Ferda Kunter dün yaşamını yitirdi. Ferda Kunter’in cenazesi yarın toprağa verilecek. S AS Odadan çıktığında meşe, palamut ağaçları ve hamak keyfi, 20 m sonra deniz kumsal akvaryum görüntüsü. Deniz içi kum ve sığdır. Sağ tarafında Batık İskele tarihi ve Midilli Adası direk karşısında Assos ve Aristo’nun yaşadığı yeri izliyorsun. ÇAĞIN MOTEL Akvaryum gibi deniz, geniş ve balkonlu odalar, leziz yemekler, makul fiyatlar. OS Kalabalıklardan ve kabalıklardan uzak, Sessiz tatil • Havuz, çocuk havuzubahçesi • Açıkkapalı restaurant, bar • Odalarda: Klima, TV, fön, balkon • Sabah, öğle, akşam açık büfe, ikramlar • Alkolsüz içeceklerimiz LİMİTSİZDİR. • Plaj servisi, AİLE OTELİNİZ, WiFi 12 ADALAR, KELEBEKLER VADİSİ, DALYAN, GÖCEK, JEEP ile SAKLIKENT TURLARINA KATILMA İMKANI T Bayram Fiyatı Yiyecek mönümüz sabah köy kahvaltısı, her akşam balık ve zeytinyağlı yemeklerden oluşmaktadır. Bektaş köyü Sivrice koyu AYVACIK / ASSOS Tel: 0286.723 40 85 0541.310 10 39 Bektaş Köyü işletmesidir. Tel: 0286.723 44 61 0533.382 43 71 (5 gece konaklamalarda geçerlidir) Tel: 0252.616 76 11 12 • www.starotel.com.tr *99 TL AM PANSİYO N PLUS C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle