16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Haziran 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 4 ürkiye bir kader seçimi arifesinde... Cumhuriyet, hem gazete hem de devlet olarak büyük sıkıntılar içinde... Ve Prof. Besim Üstünel tam bu sırada bizi bırakıp gitti! Oysa ben geçen cumartesi onunla buluşup tartışacağız diye ne heyecanla gitmiştim Gaziantepli Akademisyenler toplantısına... Ne yazık ki toplantıda yoktu; hastaneye kaldırıldığı haberini verdiler: “En iyi öğrencim konuşmaya gelecek” diyerek beni heyecanla bekliyormuş, dinlemek ve tartışmak için. Son kez görüşmek nasip olmadı... Çok çok üzgünüm... T 220 km. hızla ‘bi şey olmaz abi’ eçim meydanlarında incir çekirdeği doldurmayan lafların da, görece içeriği olanların da edildiği ortamda, 1 Haziran Pazar günü, çok parlak bir genç gazeteci olan (bütün yazılarını tüm okurlarıma salık veririm) Hürriyet’in Washington muhabiri Tolga Tanış, Akkuyu Santralı ile ilgili, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın raporunu yayımladı. UAEA’nın Akkuyu Santralı ile ilgili olarak yazdığı ve 20 Şubat 2014’te teslim ettiği rapor yetkililer tarafından kamuoyundan gizleniyordu. Hatta ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) konusundaki olumlu rapor üzerine açılan bir dava sırasında, rapor mahkemece talep edilmesine rağmen gönderilmemişti. Tolga Tanış’ın açıkladığı raporla ilgili haber pazartesi günkü Hürriyet’te yarım sayfa yer almasına rağmen seçim nutuklarının gölgesinde kaldı. Oysa Tanış’ın haberleştirdiği raporun özetini okuyunca, Türkiye’nin daha henüz bir nükleer politikasının olmadığını, Enerji Bakanlığı ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu arasında sorumlulukların netleştirilmesi konusunda yapılacak olanların da henüz saptanmadığını anlıyoruz. Türkiye’de devlet nükleer programın ilerlemesinde nasıl bir yol haritası izleyeceği konusunda herhangi bir politika oluşturmuş değildir. Türkiye henüz nükleer yasasını çıkarmış değildir. Bu yasanın bir an önce çıkarılması, önemli konuların yeterince yer alması gerekmektedir. Yine nükleer hasar konusunda sivil sorumluluk düzenlemeleri de yerine getirilmelidir. Nükleer enerji bütün dünyada geniş çapta tartışılan bir konu. Nükleerin yararları ve riskleri, zararları konusu çok tartışma götürür, ama tartışma götürmeyen husus, böyle bir politikanın kamuoyu tarafından enine boyuna tartışılmadan oluşturulmasının bir cinayet olacağıdır. Ben yaptım oldu, yöntemiyle nükleer politika oluşturulamaz. TAEK’nin bu politikanın oluşturulmasında özerk kuruluş olarak yer almasını sağlayacak yasal düzenlemenin yapılması Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası güvenlik konvansiyonu gereği olduğu halde, bu konuda herhangi bir adım atılmış değil. Türkiye’de devlet nükleer politikası konusunda kamuoyunu sürekli aydınlatmak zorunda olmasına rağmen, bunu yapmamakta. İşin garibi kamuoyundan da böyle bir talep gelmemektedir. Örneğin radyoaktif atıkların ne olacağı konusunda herhangi bir açıklama da yoktur ve kamuoyu bu konunun belirginleşmesi konusunda bir talepte bulunmuş değildir. Tolga Tanış ise raporla ilgili olarak bilgisine başvurduğu yetkililerden herhangi bir doyurucu açıklama almamıştır. Dünyada nükleerin taraftarı da karşıtı da çok. Her ikisinin de kendine göre savları var. Ama, nükleeri yeterince tartışmadan eyvallah diyen, karmaşık güvenlik sorunlarını garantiye alacak mekanizmaları yapmadan, doğru dürüst bir nükleer politikası oluşturmadan, bunun özerk kuruluşlarını düzenlemeden nükleer enerjiye kafadan dalan bir ülke örneğine ilk kez Türkiye’de rastlıyoruz galiba. “Bi şey olmaz abi” sloganının ulusal düstur haline getirildiği bir ülkede pek yadırganacak bir durum olmasa gerek. Kağnı üzerinde saatte 4 kilometre hızla giderken, “bi şey olmaz abi” demek yine mantıklı değildir ama yarattığı tehlikenin boyutları, son model bir arabada 220 km. Hızlı viraja girerken “bi şey olmaz abi” demekle aynı olmaz tabii ki. Hele hele, nükleerde aynı şeyi yapmak, kusuru aşıp insanlık suçu oluşturacak bir kasta doğru seyreder. Türkiye’de basın da, bu konudaki tehlikeye yeterince dikkati çekmelidir. ‘Besim mütebessim’ Kendisine rahmet, eşi Gülen Hanım’a ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyorum. HHH “En iyi öğrencisi” mi idim, bilemem... Ama çok iyi bir öğrencisiydim. Mikro ve Makro İktisat’ı, Dış Ticaret’i ondan öğrendim... Birinci sınıfta en arka, son sınıfta en ön sırada oturur, bütün ders boyunca sorularımla taciz ederdim değerli hocamı. Müthiş esprili, çok iyi ders anlatan, daima en önemli ve ilginç noktaları, en çarpıcı sözcüklerle kafamıza sokan... Bize eşit insan muamelesi yapan, ama asla eleştirel esprilerini esirgemeyen, sürekli gülümseyen, bu nedenle de S aramızda “Besim mütebessim” diye anılan dört dörtlük bir hocaydı. İyi bir toplumbilim öğrencisi olabildiysem, bu, Sadun Aren, Cahit Talas, Aydın Yalçın, Nejat Bengül gibi hocalarımdan, en çok da Besim Üstünel’den öğrendiğim iktisat sayesindedir. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduğum 1963 yılındaki Kazgan dergisi onunla aramızda geçen esprili konuşmalarla doluydu! HHH Bizim hocamızken DPT’de, İktisadi Planlama Daire Başkanlığı da yapıyordu. Tam bir sosyal demokrattı... “Ortanın Solu” açılımında Ecevit’le birlikte çalışan Deniz Baykal, Haluk Ülman, Turan Güneş grubunun bir üyesiydi. 1975’te İstanbul’da yapılan ara seçimde, AP adayı olan 12 Mart Paşası Faik Türün’ü hezimete uğratarak, 600 bin oy farkla senatör seçilmişti... Sonradan Maliye bakanı da olan sevgili hocam, boş tek sandalye için yapılan bu seçimin sonucunu “Ben tek başıma bütün partilerden fazla oy aldım” diyerek haber vermişti! Benim öğrencilerim, profesör, dekan, rektör oldular ve artık emekliliklerini yaşıyorlar; bu nedenle bana arada “Hocaların hocası” derler... Besim Üstünel Hocam, “Hocaların hocası olan hocaların da hocası” idi... Onsuz yaşam daha renksiz olacak! Erdoğan: Kürtleri faşist Kürtlerden kurtaracağız Cumhurbaşkanı, Bingöl ve Mersin mitinglerinde Demirtaş ve HDP’ye eleştirilerini sürdürdü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “terör örgütünün güdümündeki parti” dediği HDP’ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Erdoğan, “Ben Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Sizi bu zalimlerin, bu faşist Kürtlerin elinden biz diğer Kürtleri kurtarmaya geliyoruz, bizim mücadelemiz bu” dedi. Erdoğan dün önce Bingöl’de, daha sonra da Mersin’de vatandaşlara seslendi. Erdoğan Bingöl’deki konuşmasında “Ezanı Arapçaya çeviren Menderes’in uyduruk davalarla, asılsız ithamlarla, iftiralarla dar ağacına gönderildiğini” belirtirken Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Erdoğan, “Dün Menderes’i köpek, bebek iftiralarıyla mahkemeye çıkarmışlardı, bugün benzer bir oyunu, altın klozet kapağı gibi iftiralarla yapmaya çalışıyorlar. Hemen yazılı davet gönderdim; gel, gez. Eğer bir tane altın klozet kapağı bulursan cumhurbaşkanlığını bırakacağım. Sen CHP Genel Başkanlığını bırakacak mısın? Bunlarda yalan çok. Millet boşuna ‘çarkçı Kemal’ dememiş” dedi. HDP’yi hedef alan Erdoğan “Çağlayan Adliyesi’nde savcımızı şehit eden terör örgütü bunları destekliyor. Paralel ör ‘Kimseye hakaret etmedim’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki günkü Iğdır mitingi öncesi Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla gözaltına alınan Hüseyin Ali Karabağ, 24 saat gözaltında tutulduktan sonra adliyeye sevk edildi ve savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Karadağ savcılıkta kimseye hakaret etmediğini belirterek, “Davutoğlu geldi ne değişti ki şimdi de Cumhurbaşkanı gelmiş. Niye gelmiş?’ dedim. Yürürken polisler gözaltına aldılar” dedi. ‘Çarkçı Kemal’... Erdoğan’ın Mersin mitingini “Kuran dilini yaymak için” çalışan Katar Emirliği’nden gelen bir grup da takip etti. elinden biz diğer Kürtleri kurtarmaya geliyoruz, bizim mücadelemiz bu. Şimdi de çıkmışlar, evleri işaretliyorlar. Biz, bu işaretleme işini tarihten hatırlıyoruz. Dün devlet adına bölge insanına zulüm yapılıyordu, bugün örgüt adına, onun güdümündeki parti adına zulüm yapılıyor” diye konuştu. New York Timas gazetesine yönelik tepkisini sürdüren Erdoğan, ’Bu gazete Sultan Abdulhamit’e suikast yapıldığında heyecanla duyurmuştu. Menderes’in idamını aynı şekilde duyurmuştu. Özal’ın ölümünde bin bir hakaretle haber yapmıştı. Şimdi gözünü bize dikmişler. Yahu her yerin gazete olsa her yerinden kin aksa ne yazar. Biz kefenimizi giymişiz” dedi. Tarsus’ta öldürülen Özgecan Aslan’ın ailesinin de izlediği mitingde Mersin Kadın Platformu üyeleri Iğdır mitinginde sırtını dönerek kendisini protesto eden kadınlara yönelik sözlerinden dolayı Erdoğan’ı sırtlarını dönerek protesto etti. l ABİDİN YAĞMUR MERSİN Madenciye miting eziyeti Başbakan Davutoğlu’nun geçen ay Manisa’da gerçekleştirdiği mitinge zorla götürüldüğü ileri sürülen madencilerin, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı mitinge de katılmaya zorlandığı belirtildi. CHP Milletvekili Özgür Özel, Twitter’dan “Hiç utanmadan, yine madencilerin kartlarını bağlamışlar, zorla mitinge götürüyorlar” notunu paylaştı. l İZMİR / Cumhuriyet Davutoğlu’nun kader seçimi AKP’nin tek başına iktidarı yakalayabilecek çoğunluğa ulaşamaması durumunda, Gül’ün liderliğini isteyen 3 dönemliklerin yer aldığı grubun sonbahardaki kongrede ağırlığını koyabileceği belirtiliyor KP’nin 7 Haziran’da yapılacak seçimde oy oranının düşmesi ya EMİNE da tek başına ikKAPLAN tidarı yakalayacak bir çoğunluğa ulaşamaması durumunda Eylül ya da Ekim ayında yapılacak olağan kongrede taşların yerinden oynayabileceği belirtiliyor. Baştan beri Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığına karşı çıkan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün genel başkan olmasını isteyen 3 dönemliklerin de yer aldığı grubun seçim sonuçlarına göre kongrede ağırlığını koyacağına dikkat çekiliyor. 7 Haziran seçiminden sonra gözler AKP’nin sonbaharda yapılacak 5. Olağan Kongresi’ne çevrilecek. Parti kulislerinde seçim sonuçlarına bağlı olarak kongreye dönük şu değerlendirmeler yapılıyor: Taşlar yerinden oynar: 7 Haziran’da alınacak sonuç Davutoğlu için de kader seçimi olacak. Davutoğlu’nun genel başkanlığındaki partinin genel seçimde nasıl bir sonuç alacağının önemli olduğu hep vurgulandı. Genel başkan olmadan önce de sonra da bir başarısız gütün gazeteleri bunları yere göğe sığdıramıyor, darbeci Doğan medyası derseniz en büyük müttefikleri. Ermeni lobisi, eşcinseller, Ali’siz Alevilik, bütün bu fitne temsilcileri bunların baştacı. Bazı uluslararası basın yayın kuruluşlarının desteğini de almış” dedi. Erdoğan Mersin’de yaptığı konuşmada ise HDP’ye eleştirilerini sürdürerek “Sizi bu zalimlerin, bu faşist Kürtlerin A Seçime 3 gün kala atandılar eçime 3 gün kala 14 bakanlık ve 3 Başbakan Yardımcılığı sorumluluğundaki kurumlarında bürokratları ile ilgili atama ve görevden alma kararnameleri yayımlandı. CHP’li Haluk Koç’un açıkladığı KPSS üzerinden torpil listesinde ismi geçen Recep Ali Er, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdür Yardımcılığına atandı. CHP’li Koç, Er’in Erdoğan’ın teyzesinin oğlu olduğunu açıklamıştı. Er, sınıf öğretmeni iken aynı göreve atanmış, bakanlık yapısını düzenleyen kanun hükmünde kararname ile diğer tüm üst düzey bürokratlar gibi araştırmacı kadrosuna geçmişti. Nisanda elektrik kesintileri nedeniyle istifa eden eski TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı müşavirliğine atandı. MEB Bakanlık müşaverliklerine Rize İmam Hatip Lisesi’nin eski müdürü Mustafa Okur ve Hülya Ersoy atandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Ömer Bozoğlu, müşavirliğe çekildi. Bozoğlu, Ak Parti Milletvekili aday adayı olduğu için görevinden istifa etmişti. Bozoğlu’ndan boşalan müdürlüğe ise Tacettin Güneş atandı. l ANKARA / Cumhuriyet S lık halinde genel başkanın değişebileceği olasılığı hep dillendirildi. Ağır bir başarısızlık halinde Davutoğlu dahil parti yönetiminde taşlar yerinden oynar. Gül ve 3 dönemlikler: Özellikle Davutoğlu’nun genel başkanlığına karşı çıkan, partinin başına Gül’ün gelmesini isteyenler, seçimde alınacak sonucun önemine ve kongreye hep dikkat çekti. Eğer seçimde bir başarısızlık olursa Davutoğlu, bunun önünde duramaz. Gül’ü isteyenler tekrar harekete geçecektir. Gül siyasetin içinde yer almak istemese bile “ağabey” konumundaki partinin kurucuları parti yönetimine ağırlığını koymak için mücadele verir. Başarısız olmasına karşın Davutoğlu’nun genel başkanlığında ısrar etmesi durumunda Erdoğan’a karşı çıkacak ve bayrak açacak isimler artabilir. Partide hesaplaşma: Seçimden başarısızlıkla çıkılması durumunda seçim sonrasında parti içinde nerede hata yapıldığı, kimin suçlu olduğu konusunda bir iç hesaplaşma yaşanır. Kongre eylülde: 5. Olağan Kongre’nin eylül ya da ekim ayında yapılması bekleniyor. Ancak seçim sonuçlarına göre kongre takviminde değişiklik olabileceğine dikkat çekiliyor. l ANKARA Davutoğlu, seçim çalışmalarına İstanbul’un ilçelerinde devam etti İstanbul’un Avrupa Yakası’nda önceki gün 10 ilçede 9 miting gerçekleştiren Başbakan Davutoğlu, dün de Anadolu Yakası’nı gezdi. Davutoğlu yaptığı konuşmalarda muhalefeti eleştirerek “Allah aşkına bu ülkede bunların bir dikili ağacı var mı? Dönüp ‘Şu da CHP’nin, MHP’nin ağacı, eseri’ diyeceği bir şey var mı?” dedi. Davutoğlu dün Kral FM’de “Mehmet’in Gezegeni” programına da konuk oldu. MİT TIR’ları haberlerine de değinen Davutoğlu, “Haberin zamanlaması da muhtevası da yanlış. Görevimiz Türkiye’yi yaşananlardan uzak tutmak ama bir taraftan da sorumluluklarımızı yerine getirmek durumundayız” dedi. Davutoğlu’nun Yalova mitingi öncesinde “Makul şüphe” kapsamında Yalova Kitapseverler Derneği’nde oturan Birleşik Haziran Hareketi üyesi 13 genci gözaltına aldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Bir dikili ağaçları bile yok’ Başbakan Davutoğlu için Küçükçekmece’de “Cennet Yüzlü Bilge Adam, Cennete Hoş Geldiniz” pankartı açıldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle