18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 9 Mayıs 2015 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TasaRım: MÜGE KAYGUSUZ haber 7 Erdoğan’ın yeni rekoru... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dönem verileri arasında “En çok hakaret edilen cumhurbaşkanı olma” rekoru da yer alıyor. Açılan davaların sayısını önceki cumhurbaşkanları ile oranlarsanız durumun boyutunu da kavrayabilirsiniz. Özellikle de şüpheliyken tutuklananları anımsayarak. Ancak ortada en yaman çelişkilerden biri var. Erdoğan politikacı olarak davranıyor ama cumhurbaşkanı olarak muamele görüyor. Kimi kişiler için söylediklerinin düzeyinde yanıt verirseniz ve yasama dokunulmazlığınız da yoksa Türk Ceza Yasası’nın 299’uncu maddesi pat diye devreye sokuluyor ve soluğu hapishanede alıyorsunuz. Söz konusu maddelerin uygulaması da Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle hukuk dalında evrime yol açtı. Yargımız soruşturma ile kovuşturmanın ayrı süreçler olduğunun ayırdına vardı. Kovuşturma yani yargı sürecinin başlatılması Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlı. Eskiden hakaret iddiası söz konusu olduğunda savcılar soruşturmayı fezlekeye bağlar ve dava için Adalet Bakanlığı’na izin başvurusu yaparlardı. Değişen yöntem sayesinde soruşturma ayrı bir sürece dönüştüğünden önce tutuklama istemiyle yargı devreye sokuluyor, tutuklama gerçekleştiriliyor ve “şüpheli” sıfatıyla hapse atılıp “sanık” olabilmesi için Adalet bakanının izni bekleniyor. Uygulama Adalet bakanına da dolaylı bir baskıya dönüşüyor. Yargının tutukladığı kişiye bakanın izin vermeme olasılığı zora sokuluyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinin yorumunu daha da daraltmak amacıyla aldığı çok sayıda tavsiye kararı var. Altında Türkiye’nin de imzası bulunan tavsiye kararlarından kimi, siyasetçilerin kendilerini korumak için yasal düzenleme yapmamaları yolunda. İkincisi de hakaretin, hapis cezası verilen bir suç olmaktan çıkarılarak yarattığı olumsuz bir sonuç varsa bunun hukuk yoluyla giderilmesini öngörüyor. Ama hapislerde süründürmenin keyfinden(!) yoksun kalmak, bizimkiler için pek de kabul edilen bir yaklaşım değil! Zeki Alasya’yı da sonsuzluğa uğurluyoruz. Zeki, benim ilk özel seyircisi olma onurunu yaşadığım seçkin bir sanatçıydı. Geçmiş yıllarda, turizm kavramı bizler için “aile içi tatil” anlamına geliyordu. Beni de yarıyıl ya da yaz tatilinde bir hafta kadar Çiftehavuzlar’dan Laleli’de oturan küçük teyzeme tatile gönderirlerdi. Teyzemler Onsekiz Sekbanlar Sokağı’nda otururdu. Yıl 1950, yeğenim ile sınıf arkadaşı Zeki, Vezneciler İlkokulu’na başlamışlardı. Zekiler de Fevziye Caddesi’ndeydiler. Birbirlerine biraz verev konumdaki sokaklardı. Arka odaları birbirine bakardı ve uzaklık aradaki bahçe kadardı. Zeki, beni pencerede görmezse “Orhan A’biii” diye seslenir, ben pencereye çıkınca da sahnedeymiş gibi kendine özgü bir baş kesmeyle selamı verir ve şiir okurdu. Ben de bitince kendisini alkışlardım. Yıllar sonra kendisini gerçek sahnede ya da perdede alkışlama olanağı buldum. Ama ilk özel seyircisi olma ayrıcalığımı hiç unutmadım. Sen hep aramızda olacaksın sevgili Zeki... HHH HHH ‘Hiç ayrılmamıştık şimdi ayrıldık...’ Türk sineması ve tiyatrosunun unutulmaz ikilisinin Metin’i, sahne ve hayat dostu Alasya’ya bu sözlerle veda etti... ürk sinemasının ve tiyatrosunun büyük isimlerinden Zeki Alasya (72) karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede dün sabah saat 10.32’de hayatını kaybetti. Sanatçının cenazesi yarın Levent Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek. 1943’te İstanbul’da doğan Zeki Alasya 1959’da MTTB tiyatrosunda amatör olarak oyunculuğa başladı. 1973 yılında sinemaya adım atan usta oyuncu, Metin Akpınar’la Türk sinemasına damga vuran ikili oldu. “Köyden İndim Şehire”, “Salak Milyoner”, “Mirasyediler”, “Güler misin Ağlar mısın”, “Nereye Bakıyor Bu Adamlar”, “Hasip ile Nasip”, “Aslan Bacanak”, “Şaka Yapma”, “Patron Duymasın” gibi Türk sinemasının unutulmaz sinema filmlerinde rol alan Alasya, “Güle Güle”, “Oyunbozan”, “Ömerçip”, “Rus Gelin” gibi 20’ye yakın filmin de yönetmenliğini yaptı. Televizyon dizilerinde de roller alan Alasya “Cennet Mahallesi” dizisinde komiseri, “Yabancı Damat”ta Ökkeş Usta’yı, “Akasya Durağı”nda Nuri Baba’yı, en son “Küçük Ağa” dizilerinde de Mehmet Ağa’yı canlandırmıştı. Sanatçı hastaneye yatmadan önce “zengin işadamı Himmet” karakteriyle “Sugar/Balım” müzikalinde rol alıyordu. Jülide Adak ile evli olan sanatçı, şarkıcı Zeynep Alasya’nın babasıydı. Alasya’ya 1998’de “devlet sanatçısı” unvanı verilmişti. lKültür Servisi ZEKİ ALASY A YAŞAMINI YİTİRDİ DOSTLARI ANLATTI ‘Bir elmanın yarısıydı’ Fatma Girik: Zeki Alasya çok büyük bir sanatçı ve oyuncuydu. Benim üzüldüğüm gibi herkesin üzüldüğüne inanıyorum. T Türkan Şoray: Zeki Alasya çok uzun yıllardan bu yana sinemamızın unutulmaz karakterlerinden biriydi. Sıcacıktı, dosttu, güzel insandı. O da unutulmazların, gökyüzünde yıldızların arasında yerini aldı. Hülya Koçyiğit: O büyük bir aktördü. Hem komedi hem dram filmlerinde canlandırdığı karakterlerde Türk halkının gönlünde taht kurmuş büyük bir sanatçı. Benim değerli dostum, partnerim aynı zamanda yönetmenliğimi yapmış değerli bir arkadaşım. Türk halkının yüzünü güldürebilmiş, yeri doldurulamayacak sanatçılardan. Selda Alkor: Zeki Alasya, hayata gülen tarafımızı bırakıp gitti. Türkiye’nin neşe kaynağını kaybettik. Asla tek düşünemediğim bir elmanın yarısıydı o, ben onu hep Metin Akpınar ile bir bütün gördüm. Bir bütün yok oldu bugün, Metin’e Allah ömür versin, acısı herkesten çok çok fazladır. Bir yıldızımız daha gökyüzüne yolladık. Gecelerimiz daha aydınlık olacak. Onunla büyüyen nesiller çok şanslı. Cüneyt Arkın: İnanamadım. Türkiye’de ölmeyecek insanlardan biriydi. Sonsuza kadar yaşayacak, yaşaması gereken insanlardan biriydi. Yüreğim yandı, içim cız etti. Bir şaka gibi, kamera şakası gibi geldi bana. Perihan Savaş: Türk Sineması ve tiyatrosu için Zeki Alasya yeri doldurulamayacak büyük bir kayıp. Alasya, usta bir sanatçıydı, onu ucundan da olsa yakalayabilmiş herkes çok şanslı. Özen Yula: Masumiyet zamanlarının oyuncusu, filmlerdeki masum kahramanların eşsiz yorumcusu Zeki Alasya göğün perdesinde masumları sevindirmeye gitmiş... Beren Saat: Odalar dolusu çocukluk kahkaham için teşekkür ederim. Sevgiyle, saygıyla. Zeki Alasya, Metin Akpınar’la birlikte Devekuşu Kabare sahnesinde. ‘Devekuşu Kabare’ hep siyaseti taşladı Çeşitli tiyatrolarda çalışan sanatçı 1967’de Haldun Taner öncülüğünde, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhan’la birlikte Devekuşu Kabare’yi kurdu. Türk tiyatrosunun unutulmazları arasına giren kabare “Keşanlı Ali Destanı”, “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”, “Aşk Olsun”, Dev Aynası” gibi pek çok oyun sahneledi. Kabare, ilk yıllarında Haldun Taner’in oyunlarını, daha sonrasında başka yerli yazarların da oyunlarını sahneledi. Cenaze öncesi çirkin kampanya Hükümete karşı eleştirileriyle gündeme gelen Alasya, daha önce mason olduğunu açıklamıştı. Dün, hükümete yakınlığıyla bilinen Kanal 24’teki Cem Küçük ve Ersoy Dede’nin programında Alasya’yla ilgili “Alasya’nın cami konuşması üzerinden konuşuyorum. Masonlarla ilgili sıkıntı şu. Kategorik olarak İslam düşmanıdır” denildi. Yeni Şafak yazarı Sevda Türküsev ise Twitter’dan Alasya’nın inançsız olduğunu iddia ederek cenazesinin camiden kaldırılmaması gerektiğini söyledi. Alasya’nın inançsız olduğu iddiası ise 30. İstanbul Film Festivali’ndeki konuşmasındaki “Emek Sineması açılacaksa insanlar sinema seyretsinler diye açılsın. Emek sahnesinde namaz kılınacaksa hiç açılmasın” sözlerine dayandırılıyor. ‘Umarım yıldızlara gitmiştir’ Oyuncu Ayşen Gruda “Zeki uzaya meraklıydı, galaksilere, yıldızlara çok meraklıydı. Umarım oralara gitmiştir. İnsan olarak da, arkadaş olarak da oyuncu olarak da hiçbir zaman yeri doldurulamayacak. Her şey olunur ama insan olmak zordur, o ‘insan’dı. Adile Naşit’e de inanamamıştım, Kemal Sunal’a da inanamamıştım. Zeki’ye de inanamayacağım. Zeki’nin kaybıyla her ilden bir cenaze çıktı” diye duygularını dile getirdi. Ayşen Gruda ZEKİMETİN İKİLİSİNDEN METİN AKPINAR: ‘Bugün sevdiği yemeği yapmıştım’ Son günlerinde sanatçının yanında olan Metin Akpınar, Zeki Alasya’nın hayatının kaybetmesinin ardından “Zeki benim yarımdı. Yarım gitti, canım gitti. Her ölüm erkendir, ama Zeki erken öldü. Beklemediğimiz bir hastalıkla öldü. 15 gündür çok kötü bir tablo vardı. Bugün sevdiği yemeği yapmıştım. Onu götürecektim, olmadı. 1962’de tanıştık. Ondan önce de kader bizi birleştirmişti. Babalarımız aynı yerde çalışırdı. Kader bizi birleştirdi. Annelerimizin imamları bile aynıydı. Bu yazgı bizi birleştirdi ve ölüme kadar da ayrılmadık. Ayrılık dedikoduları saçma sapan dedikodulardı. İşte şimdi ayrıldık, sevinenler kına yakabilir” dedi. SİYASİLERDEN BAŞSAĞLIĞI Sanatçılığıyla herkesin sevgisini kazandı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: Sanatçı kişiliği ve canlandırdığı karakterlerle her yaştan vatandaşımızın sevgisini kazandı. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik: Sinemamız ve tiyatromuz adına dönüm noktası olarak tanımlanabilecek pek çok çalışmanın sahibi Alasya, yetiştirdiği değerli isimlerle de bu toprakların her zaman gurur ve şükranla yad edeceği bir isim olacak. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Merhum Alasya milyonların gönlüne girmiş, usta oyunculuğu, sade ve gösterişten uzak hayatıyla, taraflı tarafsız herkesin takdir ve sevgisini kazanmıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Türk sinema ve tiyatromuza büyük değer kattı. MüjDAT GEZEN’DEN ZEKİ ALASYA’YA: Sevgili kardeşim Zeki. Bu sana ilk ve son mektubum. Bundan evvel mektup yazmama gerek yoktu çünkü yüz yüze görüşebiliyorduk o nedenle ilk mektubum. Son mektubuma gelince bundan sonra sana mektup yazamayacağım için. Güzel günlerimiz oldu. Özellikle Cennet Mahallesi’nde 2 yıllık dizi çekimlerimiz sırasında hep güldük eğlendik. Ben ne zaman hasta olsam kuliste uzandığımda yanıma ge İlk ve son mektup lir “Ufki Müjdat” derdin. Yani yatay. Seninle nasıl olsa bir gün buluşacağız. Sen yaşadığın sürece insan biriktirmeyi para biriktirmeye tercih ettin. Ev sohbetlerimizde hayata dair hep olumlu yaklaşımların olurdu. Güzel insandın. Ben seni hep sevdim Zeki. İçtenliğin iyi insanlığın yardımseverliğin üst üste eklenince kaçınılmaz olarak oradan iyi oyuncu çıkıyor. Pazar günü sana veda edeceğiz. Kuşkusuz bu mektubumu okumadan gideceksin. Ama sen gittikten sonra da insanlar seni izleyip mutlu olacaklar. Güle güle git güldüre güldüre git canım kardeşim. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle