24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 22 Mayıs 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 7 Davutoğlu: DHKPC yaptı İçişleri Bakanlığı saldırıyı düzenleyen kişinin örgütüyle ilgili bilgi vermezken Başbakan Davutoğlu saldırıyı bir DHKPC’linin yaptığını söyledi aşbakan Ahmet Davutoğlu, partisince Sinop’ta düzenlenen mitingde, HDP’nin Mersin ve Adana teşkilatlarına yönelik bombalı saldırıları kişinin geçmişte DHKPC’den tutuklanmış bir terörist olduğunu söyledi. İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, saldırıyı düzenleyen kişinin örgütüyle ilgili bilgi verilmemesi dikkat çekti. İçişleri Bakanlığı, HDP’nin Mersin ve Adana teşkilatlarına bombalı saldırıda bulunan kişinin kimliğinin tespit edildiğini belirterek, “Eylemi gerçekleştiren şahsın daha önce 2007 yılında Ankara İlinde yasadışı sol bir örgütün faaliyetlerine katılarak tutuklandığı, yine aynı yılda İstanbul ilinde yasadışı sol bir örgüt faaliyetleri ile irtibatlı olmaktan gözaltına alındığı anlaşılmıştır” denildi. B İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, el yapımı bombaların patlaması neticesinde 4 vatandaşın çeşitli yerlerinden yaralanmış ve maddi hasar meydana geldiği anımsatıldı. Açıklamada şöyle denildi: “Yapılan çalışmalarda olayın çiçek saksıları içerisine gizlenmiş patlayıcı düzeneklerinin kullanılması neticesinde meydana geldiği anlaşılmıştır. Güvenlik görevlilerimiz tarafından yapılan yoğun ve titiz çalışmalardan; bombaların bir gün öncesinden şüpheli bir erkek şahıs tarafından bahsi geçen parti binalarına bırakıldığı, şahsın ailesi ile birlikte 1990 yılında Van’dan gelerek Adana’ya yerleştiği, her iki eylemin failinin de aynı şahıs olduğu belirlenmiştir. Şahsın açık kimliği güvenlik birimlerince tespit edilmiştir.” l ANKARA / Cumhuriyet HDP: Halkı aptal yerine koymayın ombalı saldırının failinin DHKPC militanı olduğu yönündeki açıklamalar HDP tarafından inandırıcı bulunmadı. HDP 1. sıra milletvekili adayı Rıdvan Turan, saldırının failinin DHKPC militanı olduğunu açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu halkı aptal yerine koymakla suçladı. HDP Mersin İl Eş Başkanı Selman Günbat da “saldırının arka planın çözülmesinin gerektiğine inanıyoruz” dedi. Turan,“Açıklanan failin inandırıcılığı bizim için yok. Ayrıca, ilgili örgütte ilişkisinin olmadığını ifade etti. Bu, hükümetin meseleyi çözmek ya da faili bulmak amacında olmadığını, kendi üzerindeki şüphe Seçmene taktik olmaz eçimlere az bir zaman kaldı. Durum saptaması yapalım. Kuşkusuz iktidar partisinden ya da daha doğru ifade ile iktidar blokundan başlamak yerinde olacaktır. İktidar bloku şu sıralarda parçalanmış ya da parçalanma eğilimi gösteren bir bloktur. Büyük ve derin parçalanma AKP ile Cemaat arasındadır. Yakın zamana kadar birlikte yöneten, iktidar olanaklarını birlikte kullanan ortaklar arasındaki kavga serttir; karakola düşmüş görünüyor. HHH İkinci önemli ihtilaf hükümet ile Cumhurbaşkanı arasındadır. Her ne kadar barış içinde, destekli seçim kampanyası havasında gidiyorsa da masa altından gelen tekme seslerini duyuyoruz. Yine de bu ihtilaf henüz olgunlaşmış değildir; seçim sonuçlarına göre şekillenecektir. Bu ihtilaftan bağımsız olmadığı izlenimi uyandıran ama bana kalırsa epeyce uzak olan üçüncü ihtilaf noktası eski Cumhurbaşkanı Gül ile Erdoğanhükümet ortaklığı arasındadır. Seçim sonrasını bekliyor; kitabı hazırdır. HHH Bu derin ya da şimdilik sığ anlaşmazlıkların, doğru vurguyla ihtilafların siyasetin bundan sonrasının renginin, kokusunun, şeklinin belirlenmesinde büyük önem taşıdığını söylemeye gerek yok. Ama Türkiye’nin geleceğinde yalnızca iktidar blokundaki bu ihtilafların nasıl gelişeceği değil, seçime katılan öteki partilerin durumu da etkili olacak. Kısaca onlara da değinelim de asıl büyük ve uykudan uyanma emareleri gösteren, kısa vadede olmasa da orta, uzun vadede etkili olacağının işaretlerini veren dip dalgasına bakarız. HHH Seçimlerde üç partinin; CHP, MHP, HDP’nin alacağı oylar önümüzdeki dönem beklenmedik sürprizler olmazsa belirleyici olacaktır. Özellikle de HDP’nin barajı geçip geçmemesi, AKP’nin, daha doğrusu iktidar blokunun geleceğini yakından etkileyeceği için daha fazla önem taşıyor. Merak da en fazla bu konudadır. HDP’nin bir etnik parti olarak değil de Türkiye partisi olarak oy istediğini biliyoruz. Bu nedenle de söylemlerinde bu vurgu öne çıkıyor. Asıl kavgasının öteki partilerle değil, iktidar bloku ile olmasını da bu nedenle hem anlıyor, hem önemsiyoruz. HHH Cumhuriyet’te yayımlanan, Can Dündar’ın da izlenimlerini aktardığı haber, “AKP ile seçim sonrası diyalog olacak mı” sorusunu ve yanıtını içeriyordu. Şimdi herkes bilineni tartışmanın abesliğini bir yana bırakıp, seçim taktiği üzerinde yoğunlaşmış görünüyor. Ama tuhaflığı bir yana bırakmakta yarar var; seçim sonrasında oluşacak tabloya göre Cumhurbaşkanı’nın bir tekmede dağıttığı Masa yeniden kurulmayacak mı, kurulmasın mı? Besbellidir ki AKP, HDP’nin devreden çıkmasını Meclis dışında kalmasını çok istiyor. HDP de parlamentoda var olabilme çabasındadır; bir Türkiye partisi olarak herkesten oy istiyor: Dindardan, solcudan, liberalden, Kürtten, Türkten... HHH Şimdi Sırrı Süreyya “Masa’yı sen devirdin” diye AKP’yi, Cumhurbaşkanı’nı suçlamıyor mu? Demek ki Masa beklemededir. Masa yeniden kurulacaksa, kurulmalıysa, başka alternatifler çıkmaz, ErdoğanAKP bloku iktidarını sürdürmeyi, HDP de Meclis’e girmeye başarırsa Masa’nın bir tarafında HDP oturmayacak mı? O nedenle Can Dündar’ın dediği gibidir; izlenimden rücu etmeye de, Demirtaş’ın seçmene taktik uygulamasına da gerek yoktur, çünkü seçmen oy verecekse hem HDP’nin misyonu yani Masa için, hem de AKP güçten düşsün diye oy verecektir. HHH İki önemli konuda görüşlerimizi söyleyebildik yalnızca; asıl önemli olan ise dip dalgasıdır... Onun üzerinde daha çok konuşacağız. Konuşmalı, hem de çok konuşmalıyız; sessizlikle boğulmasına da izin vermemeliyiz... Çünkü gelecek, geleceğimiz orada bir yerde duruyor, asıl sahibi odur... B leri uzaklaştırmak istediğini gösteriyor. Emniyet olayla ilgili hiçbir bilgiyi bizimle paylaşmıyor. Olayı 3. sınıf polisiye film senaryolarına döndürmeye gerek yok. Kendi üzerlerinden bu suçu atma gayretleri bunların suçlu olduklarını göstermektedir” dedi. HDP İmralı heyeti üyesi İdris Baluken de DHKPC’nin söz konusu olayla ilgili bir bağlantısının olmadığını kendi internet siteleri üzerinden kamuoyuna duyurduğunu anımsattı. Günbat da “Sayın Vali bize Başbakan’ın açıklamaları çerçevesinde bilgi verdi” dedi. Partinin avukatlarından Özgür Çağlar da, soruşturmayla ilgili TEM Şube Müdürlüğü’ne ve savcılığa başvurduklarını ancak gizlilik kararı nedeniyle dosyaya ulaşamadıklarını söyledi. İHD Adana Şubesi de dün saldırılarla ilgili basın toplantısı düzenledi. İHD Adana Şube Başkanı İlhan Öngör, başvurularına karşın emniyet yetkililerinin kendilerine bilgi vermediğini söyledi. Öte yandan ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi İşler Müsteşarı Justin P. Friedman, Adana İkinci Konsolosu James Michael Saxton Ruiz ile birlikte HDP Mersin İl yönetimini ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. l SAVAŞ KÜRKLÜ / ABİDİN YAĞMUR S Önder: Demirtaş’a suikast uyarısı geliyor Amerika’nın Sesi Radyosu’na konuşan HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreya Önder, Adana ve Mersin’de HDP’ye yönelik saldırılarla ilgilli “Bu saldırılara, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve bütün bakanlarca HDP’yi kriminalize eden, nefret diline varan söylemlerinin de büyük bir zemin hazırladığını düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı gayet tutarlı davrandı. Dolayısıyla kınamasını beklemiyordum, şaşırtmadı” dedi. Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik olarak da çok yaygın şekilde suikast söylentileri dillendirildiğini ifade ederek, “Ciddi kaynaklardan bize uyarılar geliyor. Fakat endişemizi sadece daha fazla çalışarak, daha dikkatli olarak aşıyoruz” diye konuştu.Öcalan ile 1,5 aydır görüşmelerine izin verilmediğini ifade eden Önder, “Öcalan ile görüşmedik ama devlet heyetinin en az iki görüşme gerçekleştirdiğini de biliyoruz. Muhtemelen arzu ettikleri bir doğrultuda göremedikleri için bizim görüşmemizi istemiyorlar” dedi. ‘HDP barajı geçerse süreç kalmaz’ aşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan; HDP’nin parti olarak seçime girip barajı geçmeye yönelik çalışmasının AKP’yi devirmek isteyenlerin bir planı olduğunu savundu. Akdoğan, A Haber televizyonunda katıldığı bir programda doğrudan HDP seçmenine seslenerek HDP’nin barajı aşması halinde çözüm sürecinin biteceği tehdidinde bulundu. Akdoğan, “Bizim özellikle şunu söylememiz lazım: HDP’ye oy veren insanlar, HDP’nin barajı geçmesi halinde AK Parti iktidarı güç kaybederse çözüm süreci falan kalmaz. Yani çözüm süreci daha güçlü çıkmaz buradan” diye konuştu. B Akdoğan, Ankara’da partisinin aday tanıtım toplantısında, PKK’nin partisinin peşine takıldığını belirterek, “HDP’nin seçime parti olarak sokulması, barajı geçmesi için uğraşılması bir projedir. Eski Türkiye’ye dönmek isteyenlerin projesidir. Türk askerini kaçıran terör örgütünün uzantısı, Türkiye partisi olabilir mi?” değerlendirmesini yaptı. Eşcinsel adaylar çıkaran bir partinin Türkiye partisi olamayacağını savunan Akdoğan, HDP’nin Kandil’den talimat aldığını ve Güneydoğu’da seçmenlerin tehdit edildiğini dile getirdi. Akdoğan, “Bu örgüt silahı bıraksın o zaman göreyim ben seni” diye konuştu. l ANKARA Cumhuriyet Demirtaş’tan metal işçilerine destek HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Renault ve TOFAŞ işçileri başta olmak üzere, bütün metal sektöründe çalışan emekçilere selam göndererek “Onların yanındayız. Haklı bir mücadele yürütüyorlar, alın terinin karşılığını istiyorlar. Sizler de çalıştığınız yerlerde onları yalnız bırakmayın. Onların sesine ses katın ki, işçinin gücü anlaşılsın, emekçinin gücü anlaşılsın. Sadece hırsızlar güçlü değil bu ülkede” dedi. Demirtaş, Ümraniye’de düzenlenen mitingde konuştu. Burada AKP’ye seslenen Demirtaş, “Güçlü olmanız her konuda haklı olmanız anlamına gelmez. AKP ‘her şey bizim olacak’ diyor, ‘ülkenin sahibi biziz’ diyor. Eğer ülkenin nimetlerini etrafınızdaki müteahhitlere peşkeş çekerek bu kadar insanı aç bırakırsanız orada adalet olmaz. AKP devletin gücünü ele geçirdi, şimdi de ‘bana oy vermeyenin canı cehenneme’ diyor” diye konuştu. Bir ülkede adalet sisteminin çökmesiyle devlet sisteminin de çökeceğini kaydeden Demirtaş, “Şu an da AKP’nin baskısı altında olan yargıçlar var. Bir gazeteci AKP’yi eleştirdi diye işinden atılabiliyor. Rektör olabilmeniz için AKP’li olmanız gerekiyor. İşte bunların hepsi güç zehirlenmesidir” diye konuştu. Demirtaş, AKP’yi eleştirdikleri için vatan hainliğiyle itham edildiklerini de belirterek “ Hangi hainliğimizi gördünüz? Biz kul hakkı mı yedik, hırsızlık mı yaptık, insanların köyünü mü yaktık, insanların dilini mi yasakladık, insanların inancını, mezhebini mi meydanlarda yuhalattık? İnsanız, insan gibi yaşamayı, savunmayı, meydanlarda yuhalatarak anlatmaya devam ediyorlar” dedi. l KAYHAN AYHAN / İSTANBUL HDP Eş Genel Başkanı Ümraniye’deki mitinginde AKP’yi eleştirdikleri için vatan hainliğiyle itham edildiklerini belirterek ‘Biz kul hakkı mı yedik’ dedi. (Fotoğraf: AFP) YSK topu RTÜK’e attı TÜK’ün muhalefet kontenjanından seçilen üyelerinin seçim dönemi yayınlarının katılımcının kimliğine göre değil yayının içeriğine göre incelenmesi gerektiği yönünde başvurusunu inceleyen Yüksek Seçim Kurulu (YSK), “Canlı yayınlara ya da programlara katılan kişilerin siyasi kişiliği olup olmadığına bakılmaksızın yapılan yayının seçime dönük yayın olup olmadığı, bir parti ya da aday lehine/ aleyhine yayın yapılıp yapılmadığı dikkate alınarak uzmanlar tarafından düzenlenecek raporların kurulumuza gönderilmesi gerektiğine kuşku yoktur” dedi. Kurul, oybirliğiyle aldığı ve başvuruculara gönderdiği kararında 290 sayılı Kararı’nda yer alan yayın ilkelerine atıfta bulunarak dikkat çekici şu yanıtı verdi: “TRT ile özel radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarında tek yönlü, taraf tutan yayın yapamayacakla R rı, adalet ve tarafsızlığa, kanunlara uygun davranmakla yükümlü oldukları... bir parti ya da aday lehine/aleyhine yayın yapılıp yapılmadığı dikkate alınarak uzmanlar tarafından düzenlenecek raporların RTÜK değerlendirilerek verilecek kararların kurulumuza gönderilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.” YSK kararındaki “Siyasi kişi olup olmadığına bakılmaksızın” şeklinde ifadelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarıyla ilgili yayınları da içerdiğini ifade eden RTÜK’ün HDP kontenjanından seçilen üyesi Ersin Öngel, şunları kaydetti: “YSK, topu RTÜK’e atmıştır. RTÜK, canlı yayınlanan konuşmaları içeriği bakımından siyasi partiler lehine ve aleyhine olup olmadığını denetleme göreviyle karşı karşıyadır. Buna cumhurbaşkanının siyasi konuşmaları da dahildir.” l FIRAT KOZOK/ ANKARA ‘Bir elinde Kuran bir elinde kefen’ SELDA GÜNEYSU HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bunlar bir elinde Kuran, bir elinde kefen, siyaseti yönetiyorlar” derken Erdoğan’ın 18 yaşındaki milletvekilleri için getirdiği “askerlik yapmasınlar” önerisini de “ölçüyü kaçırdı” sözleriyle değerlendirdi. Bahçeli, Bilecik mitingindeyse şu mesajları verdi: “Davutoğlu haberin olsun, yine çuvalladın, yine yaş tahtaya bastın. Cahil misin müfteri mi? Çamur musun münafık mı? Sayın Davutoğlu sen kimsin? Bu desteksiz atışları, bu yalan dolanı sana kimler öğretti? Milliyetçi Hareket’i 28 Şubat’ta iktidarda göstermek en hafif tabirle Türk milletine küfür, maneviyata saplanan zehirli hançerdir. 12 Eylül’ün gölgesinde pa M lazlanan, darbelerin yan ürünü olan Davutoğlu ve zihniyeti değil midir? Yalancı bir şahıstan başbakan olur mu? Paralel dediklerinin elinden tutup devlete yerleştiren bir anlayıştan bu ülkeye, bu millete hayır gelir mi? Başbakan HDP binalarına yapılan saldırıların failinin tespit edildiğini söylüyor. O zaman Basbakan’a düşen bu suikastçının kimliğini hemen açıklamasıdır. Neyi beklemektedir? MHP ile HDP paslaşıyor, kara çalmaya çabalayan Davutoglu bir şey biliyor da söylemiyorsa yalancıdır, müfteridir” ifadelerini kullandı. Akşener’in suç duyurusuna yetkisizlik banı oldular, AKP’ye kol kanat gerdiler” diyen Bahçeli, şöyle devam etti: “Türkiye’yi lojistik merkez yapma ve Anadolu’da mega kentler kurma hayaliyle durumu kurtarmanın arayışına girdiler... Kimileri adına vakıf denilen soygun ve rüşvet merkezleri açarak tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatmakta bir sakınca görmedi. Meclisteki çoğunluğu kullanarak engelleyince, meydan hırsızlara kalmış oldu. Şimdi de kefen siyaseti yapıyorlar.” TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener’in kaset iddialarına ilişkin suç duyurusu üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada, yetkisizlik kararı verildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nun yetkisizlik kararında, Akşener’in, TBMM Başkanvekili olarak Ankara’da bulunduğu, söz konusu televizyon kanalının yönetim faaliyetini de Beşiktaş’ta sürdürdüğü aktarıldı. Suçun işlendiği yerin öncelikli yetki kuralı gereğince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yargı sınırları dahilinde kaldığı belirtilen kararda, bu kapsamda yetkisizlik kararı verilerek dosyanın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği kaydedildi. ‘Mega kent’ eleştirisi Bahçeli Eskişehir mitinginde de CHP’nin “mega kent” projesini eleştirdi. “Yüzyılın projesi tantanasıyla üretimi dışladılar, vizyonsuzluklarının kur C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle