Katalog

Cuma 22 Mayıs 2015 haber TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK 12 Manşetlerimiz kapak oldu Erdoğan’ın derdi ne Mursi ne de Mısır... dülfettah el Sisi’nin elbette ki desteklenebilecek hiçbir yanı yok. Kendisi sonuç itibarıyla Hüsnü Mübarek’i aratmayan klasik anlamda bir diktatör. Sisi’nin, devrik devlet başkanı Muhammed Mursi ile Müslüman Kardeşler’i faşizan askeri yasalarla ezmeye kararlı olduğu da kesin. Yüzde 52 oy ile seçilmiş olan Mursi’ye verilen idam cezası bu niyetin sadece son yansımasıdır. Aslında kimse bu cezanın infaz edilmesini beklemiyor. Gönlünde yatan ne olursa olsun, bunun Mısır’da bir iç savaşı aratmayacak karışıklıklara neden olacağını Sisi de görüyor. “Darbeci” olmasına rağmen, Sisi uluslararası profilinin şu sıralarda yüksek olduğunu da biliyor. Bunun her zamankinden daha az istikrarlı olan Ortadoğu’nun acı gerçekleriyle ilgili bir mesele olduğu aşikâr. Kaldı ki, Mursi de cumhurbaşkanı olarak kendisini desteklemeyenlere karşı pek demokratik davranmamıştı. Bugün ister Washington, ister Moskova, ister Vatikan, ister Madrid olsun Sisi her gittiği yerde en üst düzeyde kabul görüyor. Mursi’nin idam edilmesi halinde bu kapıların yüzüne kapanacağı kesin. Sisi’nin uluslararası itibarı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çileden çıkarıyor. Bunu son günlerde yine görüyoruz. Erdoğan, “yüksek ahlak perdesinden” fırlattığı salvolarla hem Sisi yönetimini, hem de buna karşı sessiz kalan Batı’yı ağır sözlerle eleştiriyor. Ancak bunu yaparken esas kaygısının Mısır demokrasisinin ayaklar altına alınmasıyla ilgili olmadığına dair sinyaller de veriyor. Erdoğan açıkçası Sisi ve Mursi üzerinden iç siyaset yürütüyor. Asıl derdi Türkiye’deki hararetli seçim ortamında yandaşlarını hizada tutmak ve Mısır örneği üzerinden AKP’ye yeni yandaş kazandırmak. “Darbe fobisine” tümüyle teslim olmuş biri olarak, kendisince nereden geleceği belli olmayan bir darbe olasılığına karşı bu yoldan tedbir almaya çalışıyor. Batı’ya karşı duyduğu kızgınlığı da bu çerçevede görmek lazım. Erdoğan kuşkusuz, kendisine karşı olası bir darbede Batı’nın, Mursi’nin devrilmesinde olduğu gibi, genelde sessiz kalacağını düşünüyor. Kullandığı sözlerin satır aralarında bunu sezmek mümkün. Aleni bir şekilde Batı düşmanlığı yapan, ayrıca anti demokratik söylemleri ve eylemleri yüzünden Batı’da pek sevilmeyen biri olduğunu bilmesi de bu kaygısını körüklüyordur. Ancak burada Erdoğan için bir sorun var. Darbeler genelde demokratik kültürün oturmadığı ve bu nedenle bu olasılığa karşı koruyucu mekanizmaların zayıf olduğu ülkelerde olur. AKP ve bizzat Erdoğan sayesinde demokrasimizin çok da sağlıklı bir görüntü vermediği ortada. Bu da Erdoğan’ın darbe fobisini pekiştiriyor olabilir. Türkiye’de artık bir darbenin olabileceğine inanmak gerçekten güç. Bugünün gerilmiş Türkiye’sinden iç çatışmaların çıkma olasılığı daha yüksek. Erdoğan’ın kızgın ve ayrılaştırıcı söylemi de bu tehlikeli bölünmüşlüğü artırıyor. Öyle bir durumla karşı karşıyayız ki, sanki pek gerçekçi olmayan darbe olasılığını önlemek, Erdoğan için içerdeki tehlikeli bölünmüşlüğün üstesinden gelmekten daha önemli. Erdoğan’ın, ister Türkiye’de, ister dünyada olsun, demokrasiyi tehdit edenlere karşı ilkeli bir duruş sergilediği konusunda yaratmaya çalıştığı imaj da pek inandırıcı değil. Her şeyden önce Batı’ya Mısır konusunda çatarken, başta Suudi Arabistan olmak üzere Sisi’nin asıl destekçileri olan bölgesel güçlere çok fazla eleştiri yönelttiği görülmüyor. Tam aksine, Yemen veya Suriye krizlerinde olduğu gibi, hiçbiri demokratik olmayan bu ülkelerle ittifaklar peşinde koşuyor. Mursi ile Müslüman Kardeşler’i baş düşmanları arasında sayan bu ülkelerin rejimleri ile “Sünni ekseni” görüntüsü veren ilişkiler oluşturmaya çabalıyor. Oysa iddia ettiği kadar “ilkeli” olsaydı, bu ülkeleri de eleştirip onlardan uzak durması gerekirdi. Durmadığına göre Erdoğan’ın asıl derdi ne Mursi, ne de Mısır’daki demokrasinin bekası. Onun derdi çok farklı ve iktidarını ansızın kaybetmesiyle ilgili. ısır’ın darbe ile iktidara gelen ve M yaptığı seçimlerle kendisini meşrulaştırmaya çalışan devlet başkanı Ab ‘Açmaya doyamadılar’ ve ‘Fay canına’ Uykusuz ve Penguen’in kapağında... Uykusuz, 15 Mayıs Cuma günü manşetten duyurduğumuz “Fay canına” başlıklı haberimizi dün kapağına taşıdı. izah dergileri Uykusuz ve Penguen bu haftaki baskılarında gazetemizin manşetten duyurduğu iki özel haberi kapaklarına taşıdı. Penguen dergisi 16 Mayıs Cumartesi günü manşetten duyurduğumuz “Açmaya doyamadılar” başlıklı haberini dün esprili bir dille kapağına yansıttı. Amasya muhabirimiz Mehmet Menekşe tarafından yapılan haberde Amasya’daki katı atık tesisi için AKP’li yetkililer tarafından tam 5 kez düzenlenen açılış töreni anlatılıyordu. Tesis, iki başbakan, iki bakan ve bir belediye başkanı tarafından değişik tarihlerde açıldı. Uykusuz dergisi de 15 Mayıs Cuma günü yine manşetten duyurduğumuz “Akla zarar teklif. Fay hattını kaldırdılar” başlıklı haberimizi dün kapağına taşıdı. Belediye muhabirimiz Hazal Ocak tarafından yapılan haberde, AKP’li Pendik Belediyesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Pendik Güzelya M lı Mahallesi’nde yapılacak akaryakıt istasyonu için hazırladığı plan tadilatı teklifinde ‘fay hattının kaldırılması’ isteniyordu. Uykusuz dergisi resmi twitter adresinden kapağını duyuran bir Tweet attı. Tweete cevap veren Pendik Belediyesi gazetemize yaptığı açıklamayı ekleyerek “Merhaba; Tarafımızca fay hattına yönelik yeni bir çalışma yapılmamıştır. Plan tadilatı ile fay hattının kaldırıldığı iddiası açık bir çarpıtmadır” tweetini attı. Tweet üzerine birçok yurttaş da belediyeye tepki gösterdi. Uykusuz Dergisi’nin Twitter hesabı ise bu cevabı takipçilerine retweet’ledi. Kamuoyunda büyük tartışma yaratan haberimizde yer alan teklifte AKP’li ilçe belediyesi, Pendik “akaryakıt, satış, servis ve bakım istasyon alanı”na alınması istenen alanın güneyinde kalan “fay hattı”, “park alanı” ve “yol alanı”nın yeniden düzenlenmesini ve bu çerçevede de “fay hattı taramasının iptal edilmesi”ni istiyordu. Penguen, 16 Mayıs’tamanşetten duyurduğumuz “Açmaya doyamadılar” haberini kapağına yansıttı. Vali polis dayağını savundu Tokat Valisi Can, polisin vatandaşa tekme atmasını ‘Polis görevini yaptı’ diye savundu okat’ın Turhal ilçesinde Turhal ne müdahalede bulundu. Bu sırada MuPancar Ekicileri Kooperatifi Olaharrem Keskin polis tarafından yere yağan Mali Genel Kurulu öncesi mevcut tırılarak gözaltına alındı. Torununu serbaşkan Yalçın Bekler ile eski başkan best bırakmasını isteyen çiftçi 60 yaşınCemalettin Uzamış taraftarları arasındaki Mehdi Altınkaynak da, polisin tekda çıkan kavgaya müdahale eden pomesiyle yere düştü. lisin, Muharrem Keskin’i yere yatıraVurmayın dedim ama... rak gözaltına almasının ardından dedesi 60 yaşındaki Mehdi Altınkaynak’ı da Altınkaynak, oy kullanmaya başlatekmelemesi kamuoyunda tartışma yadıkları sırada polisin kendilerine basrattı. Tokat Valisi Cevdet Can ise o tekkı yaptığını, oy kullandırmamaya çalışmeyi savundu. Can, “İnceleme yapatığını iddia ederek, “O arada çiftçiyi dıcak bir olay yok. Poşarıya attı. O sırada lis görevini yaptı” debenim torunum Mudi. Valiliği’nden yaharrem Keskin’e bipılan yazılı açıklamaber gazı sıktılar. Arada ise, İçişleri Bakanbaya götürünce koşlığı ve Emniyet Genel tum peşlerinden. ‘Ne Müdürlüğü’nün incegeliyorsun’ diye baTokat Valisi Cevdet Can, çıkan leme başlatarak müna vurdular düşürdüolayların basın ve kamuoyunda fettiş görevlendirdiği ler. Tekmelerin altıngeniş yankı bulmasının ardından belirtildi. dan bir zaman kalkaDHA’ye telefonla açıklama yapTurhal Pancar Ekimadım ben. ‘Vurmatı. Can, bir soruşturma başlatıcileri Kooperatifi Olayın’ dediysem de, ben lıp başlatılmadığı sorusu üzeriğan Mali Genel Kuru60 yaşındayım, bu ne, “İnceleme yapacak bir olay lu öncesi mevcut başyaştaki adama bu kayok. 1945 kişi mevcut başkanın kan Yalçın Bekler ile dar işkence yaptılar. yanında var. 150 kişi ise kareski başkan CemaletBunun sorumlusu da şı taraftan var. Karışıklık çıkıntin Uzamış taraftaroradaki emniyet amica polis görevini yaptı” diye ceları arasında gerginridir” dedi. Torun Muvap verdi. Cumhuriyet Başsavcılik çıktı. Bu sırada çeharrem Keskin’in de lığı tarafından da bir soruşturma vik kuvvet ekipleönceki akşam serbest başlatılmadığı öğrenildi. ri iki tarafın üyeleribırakıldığı öğrenildi. T meye Sözleş du kon Beylikdüzü Belediyesi ile DİSK Genelİş Sendikası toplu sözleşme imzalandı. Şiddet gören eşe kocasından yarım maaş eylikdüzü Belediyesi ve DİSK Genelİş Sendikası arasında imzalanan toplu sözleşmeye göre eşine veya çocuğuna şiddet uygulayan işçinin 1 yıl boyunca maaşının yarısı karısına verilecek. Beylikdüzü Belediyesi ile DİSK Genelİş Sendikası arasında 157 işçiyi kapsayan toplu sözleşme, DİSK ‘İncelenecek bir olay yok’ B Genel Başkanı Kani Beko ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında imzalandı. Sözleşmeye, kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için eşine veya çocuğuna şiddet uygulayan işçinin 1 yıl boyunca maaşının yarısını karısına verileceği yönünde madde konuldu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Palalı saldırgandan polise: DHKPC’yle alakan mı var? Gezi parkı olaylarında göstericilere palayla saldıran Çelebi duruşmada tanık polise “Senin DHKPC’yle bir alakan var mı?” dedi. Polis de “Şaka mı? Ben Rizeliyim. DHKPC’li diyecek kadar düştünüz mü?” diye karşılık verdi. ezi Parkı odaklı olaylarda Taksim’de gösteri yapan gruptakilere palayla saldıran Sabri Çelebi’nin de aralarında bulunduğu 4 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, sanık Sabri Çelebi ile tarafların avukatları katıldı. Dünkü duruşmada, polis memuru Ramazan Ezen ‘tanık’ sıfatıyla dinlendi. Olay sırasında Taksim’de görevli olduğunu anlatan Ezen, “Bana doğrudan sanıklar tarafından ve Gezi eylemcileri tarafından bir saldırı olmadı. Ancak sanık Sabri Çelebi’nin müdürümüz Kayhan Şahan’a saldırdığına tanık oldum. Elinde palayı sürekli sağa sola sallıyordu” dedi. Tanık polisin bu beyanı üzerine sanık Sabri Çelebi, tanık polise “Senin DHKPC’yle bir alakan var mı?” dedi. Basını ayağa kaldıran talep 7 G IŞİD’e katılmak isteyen kız Türkiye’de yakalandı Örebro şehri Vivalla Polis Şefi Fredrik Malm, İsveç’in Örebro şehrinde yaşayan 15 yaşındaki İsveç vatandaşı bir genç kızın, IŞİD’e katılmak için Suriye’ye giderken Türkiye sınırında yakalandığını açıkladı. Fredrik Malm, İsveç radyosu P4’e yaptığı açıklamada, genç kızın ailesinin son anda olayı fark ederek durumu polise bildirdiğini söyledi. Ailenin başvurusunun ardından ailesine teslim edildiği belirtildi. l AA Şaka mı bu, ben Rizeliyim Sanık avukatı, müşteki avukatına “Sen provakatörlük yapıyorsun”, müşteki avukatı ise “Duruşmayı siz mi yönetiyorsunuz” dedi. Daha sonra söz alan sanık Sabri Çelebi, “Evet bu soruyu tanığa ben sordum” deyince tanığa sarf edilen söz tutanağa geçirildi. Tanık polis bunun üzerine “Şaka mı bu. Ben Rizeliyim. Polis memuruyum. DHKPC’li diyecek kadar düştünüz mü?” dedi. Duruşma Ekim ayına ertelendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet İddianamede şüpheliler Sabri Çelebi, Ahmet Girgin, Şeyhmus Kırmızı ve Murat Ertik’in 27 yıla kadar hapsi talep ediliyor. C M Y B Sedat Ergin Haziran genel seçimleri için AKP’den İstanbul Milletvekili aday adayı olan Avukat Rahmi Kurt, Mısır’ın Devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye verilen idam kararı yayınıyla Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ve Doğan Medya Grubu’nun bazı yöneticileri hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ iddiasından tutuklanma istemiyle suç duyurusunda bulundu. Kurt, daha önce de Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesinin ardından aralarında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu 27 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yaptığı açıklamada “Ergin’in tutuklanma istemi ve bu istemin kabul görmesi ülkede basın özgürlüğünün sonuna gelindiği anlamını taşıyacaktır” denildi. Basın Konseyi de yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Söz konusu haberin, zorlayıcı ve yönlendirici olmadığı açıktır. Ergin ve yöneticiler hakkında tutuklama talebi ile suç duyurusunda bulunulması, basın ve ifade özgürlüğünü yok saymaktır.” Öte yandan Hürriyet Gazetesi, Erdoğan’a 20 bin lira manevi tazminat ödeyecek. Mahkeme, Mehmet Yılmaz’a ait köşe yazısında Erdoğan’ın “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğuna” karar verdi. l Haber Merkezi