18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 18 Mayıs 2015 EDITÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Kılıçdaroğlu Ankara’nın ilçelerini gezdi, emeklilerle çay içti. CHP lideri ‘Bütün gözümüz sizde’ diyen emekliye “Benim de gözüm sizde” diye yanıt verdi FIRAT KOZOK ‘Gözüm emeklilerde’ H Zorunlu Davutoğlu molası Kılıçdaroğlu’nun konvoyu İrfan Baştuğ Caddesi’ndeyken, Başbakan Davutoğlu’nun konvoyunun geçecek olması nedeniyle durduruldu. Bu sırada Kılıçdaroğlu mola vererek bir kahvehaneye girdi. “Sayın Başbakan geçiyormuş, o yüzden trafiği kestiler, bizim de sizinle buluşma fırsatımız oldu” diyen Kılıçdaroğlu, vatandaşlarla sohbet etti. iki katına çıkacağız.” Star TV’nin “Liderler Star’da” programına katılan Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’nun kendisinin “1000 TL’nin altında 8 milyon emekli var” eleştirmesine Davutoğlu’nun kendi sözleri ile karşılık verdi. Kılıçdaroğlu, “Şu anda emekli sayısı 11 milyonu aşkın. TBMM’de yaptığı bir konuşma vardı. 1000 TL’nin altında aylık ayda 100 TL vereceklerdi. Emeklilerin yüzde 60’ı bundan yararlanacak demişti. 12 milyon ortalama yüzde 60’i, 7 milyon 200 bin yapıyor. Nasıl bir Başbakan? Yoksa eline bir karton verdiler onu mu okuyor. Dünyadan haberi yok bunun” dedi. Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirileri karşısında ise “Çatlasa da cevap vermeyeceğim. Yüreği varsa benim karşıma çıkar, kim dolandırıcı konuşalım” dedi. Kılıçdaroğlu, “CHP’nin oyu düşerse bu işi yapamadık diyeceğiz. Ama o AKP’nin oyu düşerse istifa edecek mi?” değerlendirmesini yaptı. MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun gazetemizde çıkan röportajında “CHP de adaylık teklif etti” sözleri üzerine de Kılıçdaroğlu, “Teklif ettim. Parlamenoda olması kazançtır” dedi. l ANKARA haber 7 İLHAN CİHANER ‘Seçimler devletleşmiş çeteye karşı’ afta boyunca süren miting programının ardından Ankara’ya dönen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başkentin ilçelerini gezdi. Emeklililerle bir araya gelip sohbet eden Kılıçdaroğlu, kendisine “Bütün gözümüz sizde” diyen kişiye, emeklilere yönelik vaatlerini anımsatarak “Benim gözüm de bütün emeklilerde” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Ankara turuna AKP’nin kalesi olarak bilinen Sincan’dan başladı. Lale Meydanı’nda halka seslenen Kılıçdaroğlu, yoksulu olmayan bir Türkiye inşa edeceklerini söyledi. CHP lideri, “Bu güzel ülkede, bu bayrağımın altında hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. 3 milyon 750 bin hanede 13 yılda 17 milyon yoksul yarattılar. Sözüm söz, 4. yılın sonunda hiçbir aile biz yoksuluz demeyecektir. Her ailenin 720 TL asgari geliri olacaktır” dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Çatık kaşlı insanların sokaklarında gezdiği bir Türkiye’yi de Yüreği varsa... Kılıçdaroğlu Ankara turu sırasında miniklerle yakından ilgilendi. ğil, huzur içinde bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Esnaf kardeşime sesleniyorum, çiftçi, işsiz kardeşime sesleniyorum; 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapalım. Onların derdi sarayları, yandaşları, köşeyi dönmek, zenginleşmek, yandaşa köşeyi döndürmek. Benim derdim esnaf, işsiz, işçi. Sandığa gideceğiz, yeni bir başlangıç yapacağız. Kadınların acaba bu ayı nasıl geçireceğiz diye bir kaygıya kapılmayacağı bir Türkiye. CHP iktidarında sosyal yardımlar kesilecek diyorlar. Hayatımda duyduğum en saçma şey. Yardımlar kesilmeyecek, en az Emekliden haberi yok Soma unutulabilir mi? akvimlerde 13.05.2015 manşet bulamıyorsa benim T yazıyordu. Yani 301 içimde yeşil bir dal kırıldı madencinin öldüğü büyük demektir. Akreditasyonun da ötesi varmış emen her hafta basın özgürlüğüne saldırı, engelleme girişimleri, çabaları bu köşede ele alınıyor, eleştiriliyor. Bu çabaların çoğunlukla amaçlarına ulaştığını da söylemeliyim. Gazetecilerin en önemli görevleri olup biteni izleme, okurlarına, izleyenlerine duyurma görevidir. Bu nedenle de gazetecilerin haber almasını önleyecek herhangi bir kısıtlamanın, sınırlamanın olmaması gerekliliği de demokrasinin bir kuralı, ölçütü sayılır. Bizde ise kamu kurumları, devlet katları, yargı, bürokrasi gazetecileri bilgiden, belgeden, olup bitenden uzak tutmak için elinden geleni yapıyorlar. Bunun için buldukları en etkili yöntemlerden birisi de akreditasyon yöntemidir. Yukarıdan aşağıya neredeyse her kurum bir akreditasyon listesi icat etmiş durumda. Listelerin kurum ve kuruluşların siyasi eğilimlerine göre düzenlendiğini, beğenilmeyen gazete ve TV kanallarının engellendiğini biliyor ve okurlarımıza duyuruyoruz. Ama son olay artık akreditasyon uygulamasını da aşarak medyaya toplu engellemeye dönüştü. Danıştay’ın kuruluş yıldönümü toplantısı medyaya topluca yasaklandı. Toplantının basına kapatılması “kendi aramızda bir kutlamadır” sözleriyle savunulmaya çalışıldı. Danıştay’ın kuruluş yıldönümü toplantısı Türkiye Barolar Birliği Başkanı dışında, ki o da ayrı bir skandaldır ve basının ilgisinin daha da artmasını gerektiren bir durumdur, tüm devlet protokolünün çağrıldığı, katıldığı bir toplantıdır. Böyle bir toplantı kamudan, basından gizlenemez. Neresinden baksanız basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına açık bir saldırıdır. Basın kuruluşları doğal olarak bu tutumu, yaygınlaşma eğilimi taşıyan bu uygulamayı kınadılar. Gazetecilerin, gazetecilerin meslek örgütlerinin ve duyarlı tüm örgüt ve kuruluşların, haber alma hakkına saldırılanların bu türden girişimlere karşı etkin bir çaba içine girmeleri gerektiği açıktır. Soma faciasının 1. yıldönümü. Gazetemiz Cumhuriyet’e bakıyorum, 1. sayfada tek bir satır yok. Niçin? Efendim, 7. sayfada arkadaşımız filancanın bir haberi var demeyin. Lütfen demeyin. Soma faciası 1. yıldönümünde Cumhuriyet’in 1. sayfasında kendisine bir Eğer Soma 1. sayfada yer bulamıyor ve Bülent Ersoy için hatırı sayılır bir yer ayrılıyorsa benim içimde yeşil bir dal kırıldı demektir. Referans gazetesi yerine bir popülistmagazin gazetesi istemiyoruz. Üzülüyoruz. Bizim için “Her sabah bir ekmek, bir Cumhuriyet” günaydın demektir. Bizi günaydınsız bırakmayın. Ali Can Polat Okur temsilcisinin notu: Gazetenin yayınından sorumlu arkadaşlar, yıldönümünde Soma cinayetlerine yeteri ölçüde geniş yer ayrılmamış olmasının yanlış ve ciddi bir hata olduğunu kabul ettiler. Cihaner, CHP’nin İstanbul 3. bölge 1. sıra adayı. (Fotoğraf: CAN EROK) ’nin 7 Haziran seçimlerine ilişkin düzenlediği panele katılan CHP İstanbul 3. bölge 1. sıra adayı Erzincan eski Cumhuriyet Bassavcısı İlhan Cihaner, “Herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Bu seçimler devletleşmiş bir çeteye karşı bir yapıyla mücadeledir” dedi. Okur, Çevre, Kültür ve İşletme Kooperatifi (KOOPC) dün Silivri Cumhuriyet Mahallesi İlhan Selçuk Krevi’nde “Türkiye’nin önündeki dönemeç” isimli panel düzenledi. Kooperatif üyelerinin katılımıyla gerçekleşen panele CHP İstanbul 3. Bölge 1. sıra adayı Erzincan eski Cumhuriyet Bassavcısı İlhan Cihaner konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan gazetemiz yazarı KOOPC başkanı Erdal Atabek, Cihaner’in bir hukuk sembolü olduğunu belirterek “Biz bugün hukukun ne kadar büyük bir kayba uğradığını görüyoruz. Suça göz yuman da ses çıkarmayan da suçu işleyen kadar suçludur. Bugün adalete çok ihtiyacımız var” diye konuştu. Cihaner ise konuşmasında 7 Haziran seçimlerine ilişkin şunları kaydetti: “İnanarak söylüyorum ki bu seçimde iktidar tek başına meclis çoğunluğu elde edemeyecek. Ancak seçim süreci sadece partilerin, örgütlerin çabalarına teslim bırakılamaz. Herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Bu seçimler devletleşmiş bir çeteye karşı bir yapıyla mücadeledir. Umudumuzu kaybetmemeliyiz.” l İSTANBUL Cumhuriyet KOOPC H “Kuzey Kore’de toplantı sırasında uyuyan bakan uçaksavarla öldürüldü” asparagası medyamızda geniş yer buldu. Haberin Güney Kore istihbarat örgütünün bir imalatı olduğu söylendi. Cumhuriyet gazetesinin de kendini koruyamadığı bu uydurma haberin basında nasıl yer alabildiği konusu üzerinde düşünmek gerekir. Birinci neden, insan hakları bakımından kötü bir tablo çizdikleri konusunda genel bir kanı olan Kuzey Kore ve Çin, Batı medyasının Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra zayıf halka olarak seçtiği ülkeler oldu. Herhalde itirazlar da zayıf olduğu için olsa gerek artık ölçü kaçtı. Düşük işçi ücretlerine dayalı bir kalkınma modeli konusunda Batı’dan herhalde çok mutlu oldukları için olsa gerek, herhangi bir eleştiri duyamıyoruz ama Kuzey Kore liderinin “olmadık işleri” hep belirli kaynaklar tarafından servis ediliyor. Peki ama gazetelerin editörleri bu türden haberler konusunda hiç mi araştırma yapmak gereği duymazlar. Örneğin uçaksavarla bir kişinin öldürülebilmesinin inandırıcı bulunması ve haber yapılması nasıl bir genel kültür bilgisine dayanıyor ki? Eleştiriönerisoru İki eleştiri 1) Selin Ongun’un Livaneli ile Konstantiniyye Oteli üzerine yaptığı söyleşi, ciddi bir kitap tanıtımı veya edebiyat sosyolojsidir. Yazıya konulan başlık, okuyucuyu yanıltıyor. (11 Mayıs) Karl Marx’ın “lumpenproleteriat” (cahil işçi sınıfı için kullandığı deyimi, bizim lumpen burjuvaların anlayacağından emin değilim. Okumayan burjuvalar, lumpen değil, “miş gibi davranan” zenginlerdir. Türkçe sözlükte bulunmayan bu kavramı yabancı sözlüklerde arayacaklarını sanmam. Buna karşılık İktidara yönelik “taşra İslamı” özgün bir tanı. Vurgulanması iyi olmuş. 2) Tam sayfa ölüm ilanları aile büyüğüne bir saygıdır ama gazetenin formatını bozacak ölçüde zorlamamalı. (Parayı bastıran varlıklı Ali Demir Ailesi olsa bile.) okunmayacak kadar küçük basılmasının bir gerekçesi var mı? Saygılarımla... Bozkurt Güvenç Okur Temsilcisinin notu: Ali Demir varlıklı olmakla değil, eğitim konusundaki çabalarıyla tanınıyor. Cumhuriyet okurlarının da yakından tanıdığı bir eğitimcidir. Okurlarımızdan Ertuğrul Yalçın da ilanlara ayrılan kaynağın eğitime harcanmasının daha doğru olacağını öne sürerek aileyi, reklam verenleri eleştirdi. Ama bazı acıların fiyatlandırılması, başka görevlerle karşılaştırılması doğru olmayabilir. İLK SKANDAL ALMANYA’DA Bir değerlendirme Kenan Evren’in elini öpen ve evinde ağırlayan medya ünlülerinin bu vesile anılıp onurlandırılması(!) isabetli bir fikirdir; ancak, iki ara başlık fazlaydı ve metindeki fotolar yanlış köşelerdeydi. Sosyal Medya Manşe@ lerine katkıda bulunan kişilerin ve resimlerinin Bir soru İnternet sitesine öneriler Okur temsilcimiz olarak sizden bir ricada bulunmak için yazıyorum. Ben ve etrafımdaki genç bir Cumhuriyet okur kitlesinin Cumhuriyet’in internet sitesine ilişkin birkaç sıkıntısı var. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Cumhuriyet internet sitesi son birkaç yıllık dönemde önemli bir gelişme gösterdi ve özellikle etrafımda sola eğilimli arkadaşlarımda bir sempati uyandırdı. Normal olarak Cumhuriyet gazetesini satın almayan arkadaşlar site sayesinde en azından hafta sonu gazete alır oldular. Ancak, gazete sitesinin daha kullanışlı bir hale getirilmesi konusunda bana çok dilek geliyor. Ana sayfadaki büyük haberler dışındaki bölümlerde yazıların küçüklüğü, iç içe geçmişliği, çok fazla seçeneğin bir arada oluşu gibi. Daha rafine daha okunur puntolu bir site olmasının iyi olacağını düşünüyoruz. Ayrıca spesifik olarak, yazı dizilerine kronolojik ve düzenli bir biçimde ulaşmak imkânsız. Bu konuda bir değişiklik yapılması konusunu değerlendirmeye alırsanız çok seviniriz. Çok teşekkürler ve saygılar... Kadriye Bodur Haber reklam iç içeliği Uçaksavarla infaz Geçtiğimiz hafta yazılı, sözlü, görsel ve sosyal medyanın önemli bir kesimi ibretlik manipülatif bir “haber”le sıkı bir darbe aldı. Antikomünizm zehirini bünyesinden atmamakta direnen kimi şaibeli haber kaynaklarınca “piyasaya” sürülen Kötü bir ilişkidir. Sınırın nereden geçtiğini anlamak kimi zaman zorlaşır. Okurların izleyenlerin birer tüketici olarak üretilen mallar hakkında, malların kalitesi, kalitesizliği hakkında bilgi alma hakkı ile firmaların mallarını tanıtma çabasını birbirinden ayırmak zor olabilir. Muhabirlerin, editörlerin ve özellikle sektör haberlerine sayfalarında yer veren ekonomi sayfaları yöneticilerinin, otomotiv sayfası hazırlayanların titiz olmaları gerektiği ortada. Bu konuda Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin formülasyonu; (gazeteciler, her alanda olduğu gibi, otomotiv haberlerinde de kamunun başka deyişle tüketicinin penceresinden bakmalı...) haberde doğru tutumu gösteriyor. Bildirici’nin söylediği gibi bu yöntemi tüm mallar, tüm sektörler için uygulamak, habere tüketici ya da daha genel söyleyelim okur açısından yaklaşmak, firmaların kendilerini tanıtma hakkını, görevini ise reklamlara bırakmak en iyisi. Haziran’da gerçekleştirilecek genel seçimlerin güvenliğine ilişkin tartışmalar sürerken, oy verme işleminin başladığı Almanya’nın Frankfurt kentinde başkasının yerine oy kullanırken yakalanan Diyanet imamı Hasan Tüfek sandık başkanlığı görevinden alındı. 6 No’lu sandığın başında olan Tüfek, bir hafta önce kendi oyunu kullandı. HDP’li sandık görevlisine fotoğraf da çektiren Tüfek, önceki gün telefonuna gelen Doğan Dönmez adlı kişiye ait TC kimlik numarasıyla yeniden işlem yaptı. Tüfek, bir haftada ikinci oyunu Hile girişimi. atarken yeniden fotoğraf çektirmek istedi. Bu sırada bir hafta önce fotoğrafını çeken HDP’li sandık görevlisinin uyarısıyla oy atması engellenen imam, “Karımın adına oy atıyordum” sözleriyle kendini savunmaya çalıştı. Ancak sandık görevlileri “Senin karının adı Doğan mı?” diyerek yaşanan bu hile girişimini zapta geçirdi. l Haber Merkezi İmam sahte oy kullanırken yakalandı 7 KISA... KISA CİZRE SKANDALI Dünya şampiyonu takıma haksızlık Gururumuz Eczacıbaşı Bayan Voleybol takımı Zürich İsviçre’de Dünya Şampiyonu oldu. TV’de Spor başlığı altında; Futbol, Basketbol, Formula 1, Tenis dışında, bu önemli karşılaşmanın hangi TV kanalından yayımlanacağı neden yer almadı? Formula 1’den daha mı önemsiz buldunuz? Saygılarımla. Bülban Bozok Kimi köşe yazıları konusundaki eleştirilerinizde haklısınız. Bazen yazılanlara bakıp, beyler bayanlar kendinize gelin demek geliyor içimden. Eleştiri, öneri tamam. Ama ölçü, saygı kalmadı. Diğer medya kuruluşlarında Cumhuriyet yazarları hakkında yazılanlara bakınca inanın Yılların birikimi utanıyorum. Cumhuriyet hepimizin. Birbirimizi sevmemiz, yapılan ve yazılan her şeyi onaylamamız gerekmiyor. Ancak kişisel sevgisizlikleri, kin ve nefret kusmaya dönüştürüp yılların birikimine zarar vermeyelim. İletimi paylaşırsanız sevinirim. Mehmet Hacıpaşaoğlu 4 polise idari soruşturma Ş Hep mi kaybediyorlar Çok uzun olmayan bir süredir ölüm haberlerinin hepsi “... hayatını kaybetti”, “yaşamını yitirdi” şeklinde duyuruluyor. Halbuki kaza, doğal afet ve tedhiş eylemi haricinde doğal yollardan, akut veya kronik hastalıklar dolayısı ile ölenler için “hayata veda etti”, “hayata gözlerini yumdu” ifadelerinin (eskiden olduğu gibi) kullanılması hususuna dikkat edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Dikkate alınırsa sevinirim. Saygıyla... M. Korhan Ertürk ırnak Cizre’de Kobani eylemleri sırasında 67 Ekim’de zırhlı bir polis aracının içinde çekilen görüntüler sosyal medyayı ayağa kaldırdı. Zırhlı aracın içinde bulunan polislerden biri tarafından çekilen görüntülerde kovalara doldurdukları biber gazı kapsülünü araçtaki mazgaldan tüfekle sokaklara atan 2 polisin görüntüsü yansıyor. Birkaç dakikalık görüntülerde aralıksız şekilde onlarca kez gaz bombası atan polisler arasındaki diyaloglarsa dikkat çekiyor. Araçtan bulunan bir polis “Tam bitirmeyin lan, dur az bir dur, kalsın?” derken polisler aralıksız gaz bombası atmaya devam ediyor. Şırnak Valiliği’nden yapılan yaçıklamada, Cizre’de görevli 4 polis memuruyla ilgili idari soruşturma açıldığı belirtildi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle