18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 18 Mayıs 2015 12 KONUK YAZAR AYSEL ÇELİKEL ÇYDD Genel Başkanı haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Sevgili yol arkadaşım için Onur’u ölürken tahliye etmişler Maltepe Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde gördüğü şiddet sonucu yaşamını yitiren 15 yaşındaki Onur’un annesi Nurcan Önal, oğluna bir veda bile edemeyişine öfkeli altepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’nde gördüğü şiddet soHİLAL nucu beyin kaKÖSE naması geçirerek yaşamını yitiren 15 yaşındaki Onur Önal’ın ölümüyle ilgili soruşturmada henüz bir gelişme yok. Anne Nurcan Önal ise oğlunun ölümünün aydınlatılması için mücadele etmeye kararlı. Sivas Açık Cezaevi’nden, bir haftalık izinle İstanbul’a gelen anne Önal, Onur’un yoğun bakımdaki fotoğraflarını bulup, savcılığa iletmesi için avukatına verdi. Nurcan Önal ile Bakırköy’de bir araya geldik. Sohbet ettik, acısına ortak olduk. Oğlunun hastanede çekilen ve öncesine ait ait fotoğraflarını gösterek soruyor acılı anne: “Bir çocuk hastanede bir ayda bu hale nasıl gelir?” Onur’un beyin kanaması geçirdiği ve öldüğü, o sıralarda cezaevinde olan annesinden gizlenmişti. Sahte para davasından hükümlü anne Nurcan Önal, vedaşalamadığı oğlunun acısını yüreğinde taşıyor. Ölüme ikna olamamış. Onur’un başına gelenleri ise aylar sonra şöyle öğrenmiş: Samsun’daki kapalı cezaevinden açığa geçtiğinde, bir gün izin vermişler. İstanbul’a gidip, Sivas’a yetişemeyeceğini düşünerek, Samsun’da cezaevinden tanıdığı bir arkadaşında kalmış. İlk işi, oğullarının facebook he 8 Mayıs 2009 sabahı güneş her zamanki gibi dünyayı aydınlatırken bizler için, Türkan Saylan’ın dostları, yol arkadaşları, lepralı hastaları, sevenleri, çağdaş yaşamın erdemini yaşayan gençlerimiz, kardelenlerimiz, yıldız kızlarımız için gün matem günüydü. 18 Mayıs sabahı Türkiye’nin aydınlık insanları, binlerce Atatürkçü yurttaş çiçeklerle, bayraklarla caddeleri doldurdu, onun arkasından gözyaşı döktü. Türkan Saylan görevini yapan bir insanın iç huzuru ile aramızdan ayrıldı. Ömrü boyunca gece gündüz demeden eşitlik, özgürlük, kardeşlik için, inandığı davalar için didindi durdu. 1 M Demokrat ve Atatürkçü Türkan Saylan dünyaya bakış açısı, hayatı algılayışı, düşünceleri, azim ve iradesiyle üstün nitelikli bir aydın, bir bilim insanı, namuslu ve demokrat bir Atatürkçüdür. Türkan Saylan yaşamı ciddiye alan, mütevazı, insan olmayı, insana yardım etmeyi yaşam biçimi olarak benimseyen çizgisiyle öne çıkmıştır. Yaşamını kolaylaştırdığı ve şefkatle ellerinden tuttuğu lepralı hastalara verdiği umut ve yaşama sevinci onu unutulmaz kılmıştır. Eğitim alanında verdiği emekle ve sevgi dolu yüreğiyle binlerce Kardelen’in, Yıldız Kızlarımızın, üniversiteli gençlerimizin üzerinde unutulmaz izler bırakmış, yaşamlarına yeni kapıların açılmasını sağlamıştır. 13 Nisan 2009’da iktidarın yargı yoluyla yaptığı acımasız, hoyrat muamele sevgisizliğin, ilkelliğin, kindarlığın açık örneğiydi. O kendi için üzülmedi. Topluma hizmeti ahlaki bir görev olarak algılayan çalışma arkadaşlarına yapılanlar için çaresizliğine kahroldu. Talan edilen ÇYDD Genel Merkezi ve şubeleri için üzüldü, 35 gün sonra da aramızdan ayrıldı. Daha fazla dayanamadı diye düşünüyorum. İddianamedeki suçlamaların sahte delillere, iftiralara dayandığı açıktı. Türkan Saylan ve ÇYDD’yi itibarsızlaştırma ve bitirme planı gerçekleşmedi. Bizler yıllarca yargı ve medya ile mücadele ederken ÇYDD’yi yaşatmayı ve büyütmeyi başardık. Sevgili yol arkadaşımız Türkan Saylan’ın emanetini, itibarını ve güvenilirliğini koruduk. Uzun ve meşakkatli çabalar sonunda avukatlarımızın aldığı bilirkişi raporları, dernekten toplanan hard disklerin açılıp içine yeni bilgiler yerleştirildiğini ortaya koydu. Yenilenen yargılamada sayın savcı, “ÇYDD’nin pozitif ayrımcılık yaparak Güneydoğu ve Doğu’dan metropole okumak için gelen öğrencilere burs vermesi suç teşkil etmemektedir” diyerek görüşünü açıkladı. Oysa birçok basın organı 2009’da ÇYDD’nin teröre destek veren bir dernek olduğunu söyleyerek acımızı bir kat daha arttırmıştı. Devletimizin topluma hizmet eden onurlu insanlar için sahte deliller üreterek, düzmece mahkemeler kurarak onları yok etmeye çalışacağını düşünemezdik. Bugüne kadar görülmemiş bir tuzak ve kirli uygulama, devletin varlık nedenini de ortadan kaldırıyordu. Adaletin er ya da geç ama mutlaka gerçekleşeceğine olan inancımız tamdı. Şimdi yargılanan üç arkadaşımız için ve Türkan Saylan için beraat ve itibarlarının iade edilmesini ve devletin özür dilemesini bekliyoruz. Onur Önal, 20 Mayıs 2014’te tutuklandı. 31 Temmuz’da komaya girdi, 1 Eylül’de beyin kanaması nedeniyle Marmara Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. 20 Eylül’de yaşamını yitirdi. Gardiyanlar, namaz kılarken fenalaştığını söylüyor. Koğuş arkadaşları, 30 ve 31 Temmuz’da iki gün boyunca, diğer tutuklularca darp edildiğini ifade etti. Şüpheli iki çocuk ise mescitte Kuran okurken sandalyeden düştüğünü iddia etti. saplarına bakmak olmuş. Bir tek Onur’un izini bulamamış. Sonra telefona sarılmış, büyük oğulları Özkan ve Kadir’den kaçamak yanıtlar alınca iyice endişelenmiş. Israr edince, Kadir ‘Onur, cezaevinde’ deyivermiş. Anlatırken gözyaşlarına hakim olamıyor. “Cezaevine teslim oldum ama içim içimi yiyordu. Sabahı zor ettim, kötü bir şey olduğunu anladım ama ölüm aklıma gelmedi... ” diyor. Özkan ve Kadir, bir Cuma günü Sivas’a gelmişler. Acı gerçeği o görüşmede öğrendiğini dile getiriyor. “Hani Onur diye sordum, susuyorlardı. ‘Ben zaten her şeyi biliyorum’ deyince, anlattılar. Cenazenin üzerinden zaman geçtiği için o gün oğullarımla çıkmama izin verilmedi. Benim cenazem bugün desem de fayda etmedi. ” Nurcan Önal, boşanmış ancak çocuklarının velayeti onda. Bu nedenle bir türlü anlam veremiyor. Onur’un ne tutuklandığı, ne komaya girdiği ne de öldüğü kendisine bildirilmemiş. Sık sık ‘nasıl yaparlar böyle bir şey’ diye soruyor: “Oğlumu hayatta bir daha göremeyeceğim. Niye çağırmadılar beni? Babası da cenazesini almamış. Kadir’in de son üç günde haberi olmuş. Sadece üç gün elini tutabilmiş kardeşinin. İkinci gün gittiğinde, jandarma ‘bu ilaçlar alınacak’ diye reçete tutuşturmuş eline, tahliye oldu demiş. Ölmeye yakın tahliye etmişler. Kadir, parasızdı, ilaçları alamamış. Çocuğuma bunu yapanların peşini bırakmayacağım. ‘Düştü, beyin kanaması geçirdi’ diyorlar. Düştü diyelim neden o an hastaneye gidilmedi, iğne yapıp koğuşa gönderdiler?” N Elektronik kelepçe istiyor Sevgi dolu bir yürek Kendi için üzülmedi Kardeşi 3 gün gördü urcan Önal, tutuklanmadan önce okul servisinde çalıştığını, evde kazaklara boncuk dikme işi de aldığını söylüyor. Banka kredisiyle Esenyurt’ta ev almışlar. Evi, Onur’la birlikte taşımışlar. Yaklaşık 6 ay sonra Yargıtay’ın onama kararı çalmış yeni evin kapısını. “Çocuklarımla yeni bir hayat kuracaktım, yalanı dolanı çıkarmıştım hayatımdan. Bir gün, ifadeni alacağız diye götürdüler. Onurumla o gün de vedalaşamamıştım, evde değildi ” diyor. Şimdi tek isteği, tahliye olduktan sonra her biri başka bir yerde olan 4 çocuğunu sağ salim bulabilmek. Elektronik kelepçeyle kalan cezayı çocuklarının yanında tamamlamak için başvurmuş, yanıt bekliyor. Beşiktaş’ta 19 Mayıs koşusu Beşiktaş Belediyesi’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı sebebiyle düzenlediği etkinliklerin ikinci günü dün Bebek’te gerçekleşti. Dört gün sürecek etkinlikler kapsamında dün Bebek sahil yolu adeta rengarenk toz boyalarla boyandı. Düzenlenen Color up koşusuna 17.00’da Bebek Parkı’nda start verildi. Kuruçeşme Parkı’nda son bulan koşuya katılan binlerce genç belirli noktalarda bulunan toz boya püskürtmelerle mor, pembe, yeşil, turuncu renklere boyandı. Koşunun son bulduğu Kuruçeşme Arena’da gece boyu süren eğlence Solo Türk gösterisi sırasında doruğa çıktı. (Fotoğraf: CAN EROK) İadei itibar Zeynelbey Türbesi taşınamaz Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak olan tarihi türbenin taşınması için 3. kez ihaleye çıkılıyor. Uzmanlara göre yapının taşınması imkansız CİVAN DEĞER Kaypakkaya unutulmadı 68 kuşağının önderlerinden, TKP/ ML TİKKO’nun kurucusu İbrahim Kaypakkaya, işkencede katledilişinin 42. yılında Çorum Sungurlu’da Karakaya köyündeki mezarı başında anıldı. Törene Kaypakkaya’nın annesi Şükran Kaypakkaya ve kardeşleri ile Sultan Karabulut, Demokratik Haklar Federasyonu, Partizan, HDP, Devrimci 78’liler Girişimi, Halkevleri ve DEMGENÇ katıldı. Şükran Kaypakkaya, oğlu için yazdığı şiiri okudu. Kardeşi Ali Kaypakkaya da abisinin katledilişinden bu yana mezarının bile denetim altında tutulduğunu söyledi. TEOG’da mazeret sınavları tamamlandı emel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) mazeret sınavları dün sona erdi. Türkiye’de 586 merkezde düzenlenen mazeret sınavlarına 5 bin 242 öğrenci katıldı. Yurt dışında ise 2 merkezde 162 öğrenci sınava alındı. Cumartesi günü Türkçe, Matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi sınavlarına giren öğrenciler, dün ise Fen ve Teknoloji, T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile Yabancı dil sınavlarına katıldı. Öğrencilere her sınav için 20 soru yöneltildi. TEOG kapsamında ikinci dönem sınavları 2930 Nisan’da düzenlenmişti. Mazeret sınavları, bu sınavlara katılmayan ve mazeretleri okul müdürlükleri tarafından uygun görülen öğrenciler için yapıldı. T Zeynel Bey Türbesi taşınırsa ciddi zarar görebilir. atman’da Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak olan 12 bin yıllık Hasankeyf ilçesinin girişinde bulunan tarihi Zeynelbey Türbesi’nin taşınması için 3. kez ihaleye çıkılıyor. Mimarlar Odası Batman Temsilcisi Muharrem Tüzün, türbenin taşınmasının mümkün olmadığını vurguladı. Tüzün, “Yapı malzemesi itibariyle taşınması ve yeniden inşası mümkün değil. Çünkü yapı malzemesi olarak kullanılan kireç taşı ve o dönemin bağlayıcı malzemesi şu anda yekpare olmuş durumda. Ta B şınırsa ciddi zarar görür. Bunun için teknik anlamda buna onay veremeyiz” dedi. Zeynelbey Türbesi’nin bulunduğu konum itibariyle Hasankeyf’e anlam kattığını vurgulayan Tüzün,“Zeynelbey türbesini taşımak bir kutup ayısını getirip sıcak bir iklimde yaşatmaya benzer. Onu ne kadar yaşatabilirseniz, Zeynelbey’i yerinden ettikten sonra kadar yaşatabilirsiniz. Mimarlar odası olarak türbenin taşınması için sicil durum belgesi vermeyeceğiz. Bu karar, Türkiye’de ki bütün mimar odaları tarafından uygulanacaktır. Mücadelemizi baraj bentlerini yıkıncaya kadar devam ettireceğiz” dedi. Batman Çevre Gönülleri Derneği Başkanı Recep Kavuş ise AKP’nin kendi çıkarları için tarihi değerleri heba ettiğini söyledi. Oldukça hassas olan Zeynelbey Türbesi’nin taşınması sırasında ciddi anlamda zarar göreceğini belirtti. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç ise Hasankeyf’teki tarihi eserlerin başka alanlara taşınabilmesinin mümkün olamayacağını belirterek “Ilısu Barajı, sadece Hasankeyf’i değil aynı zamanda Anadolu halklarının izlerini de yok edecek” dedi. l BATMAN İzleri yok ediyor C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle