18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 18 Mayıs 2015 EDITÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘AKP 3500 kişilik hile ekibi kurdu’ DP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP’nin baraj altında kalması için AKP Genel BaşMAHMUT kan Yardımcısı SüLICALI leyman Soylu’nun başında bulunduğu 3 bin 500 kişilik bir ekibin “simülasyon” ve “seçim hilesi” çalışmaları yürüttüğünü belirterek, “Soylu il il dolaşarak bunların hazırlığını yapıyor. AKP genel merkezinde de ayrıca ekipleri var. Bunu spekülatif bir bilgi olarak söylemiyorum. Bu ekipte yer alan herkese nerede ne yapacığını, sandık hilelerinin nasıl yapılabileceği konusunda eğitim veriliyor” dedi. Demirtaş, Yüksekova’da yaklaşık 3 hafta önce bölgede yapılacak operasyona karşı çıkan asker ile emniyetin özel hareket timi arasında çatışma çıktığı iddiasıyla ilgili kendisine gelen bilgiler olduğunu ifade ederek, “Bunun gerçek olduğuna dair ciddi veriler var” açıklamasını yaptı. Demirtaş, genel seçimlere yaklaşık 3 hafta gibi kısa bir süre kala Cumhuriyet’e çarpıcı açıklamalar yaptı. Demirtaş’ın yaptığı değerlendirmeler özetle şöyle: 8 yıldır parlamentodayız, kime tehdit olduk: (Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın Barajı geçerlerse büyük tehdit olur açıklaması üzerine) Son 8 yıldır parlamentoda bulunmamız, kimin için ve niçin bir tehdit ve tehlike yarattı? Ama barajı aşma bir tehdit oluşturuyorsa, kimin için tehdit oluşturuyor ona bakmak lazım. Matematiksel olarak AKP için bir tehdit oluşturuyor. Tek kaygıları kendi iktidarlarıdır. Hem kendisin (Akdoğan), hem Başbakan, hem de Cumhurbaşkanı “Ne yapıp edip HDP’yi baraj altında bırakın” talimatını açıkça vermiş oluyorlar. Yüksekova’ya ilişkin ciddi veriler var: (Yüksekova’da polisle askerin çatıştığı iddiası) Bu haber daha kamuoyuna yansımadan ben de böyle bir şey duydum. Bunun gerçek olduğuna dair ciddi veriler var. Çünkü isimler var. Hatta yaralılardan bazılarının yattığı hastanelerin isimleri var. Bursa’da bile bir yaralının yattığı, tedavi gördüğü söyleniyor. Fakat hükümet bunun üstünü nasıl örter, nasıl kapatır? Bu meselenin üstüne gideceğiz. Nedir, neyin nesidir? Orada da Ağrı Diyadin’e benzer bir provokasyon girişimi mi oldu? Hükümetin bunların üstüne gitmesi lazım. Hile ekibi simülasyon çalışması yapıyor: (HDP’nin baraj altında kalması için AKP’nin ekip kurduğu iddiası) HDP’yi baraj altında bırakmak için kurulan ekibin içinde toplantılara katılan biri bize bunu aktardı; “Be haber 5 Demirtaş, HDP’nin baraj altında kalması için çalışma yürütüldüğünü söyledi Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete! ürkiye’de din ve siyaset ilişkisi hep hem gerilimli, ama aynı zamanda iç içe oldu. Cumhuriyet rejimi, seküler bir modernleşme projesi zemininde din konusunu başından itibaren bir tehdit olarak algıladı. Dinin tehdit olarak algılanması, laik rejimin katı bir dayatma çerçevesinde şekillenmesine neden oldu, din ve vicdan özgürlüğü ve temel hakların bu çerçevede baskılanması meşru görüldü. Bu anlayışın en son ürünü 28 Şubat müdahalesi ve hatta 2008’de AK Parti’ye açılan kapatma kararıdır. Kendine demokrat ve özgürlükçü diyen kimse bu gerçeği yadsıyamaz. Diğer taraftan, din konusu sağ siyaset havzası için, 1950’li yıllardan itibaren sadece toplumsal destek alanı olmakla kalmayıp hep siyasi rant konusu edildi. Hem bu gerçek, sadece İslamcı kesim ve partiler için değil, sağ milliyetçilik ve merkez sağ partiler için de geçerliydi. O kadar ki, yetmişli yıllarda MSP lideri Necmettin Erbakan, partisini “dini suiistimal” etmekle suçlayan, AP lideri Süleyman Demirel’e cevaben, AP damgalı Kuranıkerim’leri basına göstererek asıl din suiistimalini AP’nin yaptığını ileri sürmüştü ve hiç de haksız değildi. Dahası, merkez sağ öteden beri dini cemaatler ile çeşitli pazarlık ve ittifak ilişkileri kurdu, nihayetinde 12 Eylül askeri rejimi, aynı şeyi yaptı; hatta Türkİslam Sentezi bu dönemde resmi ideoloji halini aldı. Soğuk savaş yıllarında, ABD öncülüğündeki Batı siyaseti de Müslüman ülkelerde, sol siyasetleri baskılamak üzere dini siyasetleri ve çevreleri sonuna kadar destekliyordu. Bir yanda böylesi bir gerçek, diğer yanda laiklik adına din ve vicdan özgürlüğünü baskılayan siyaset anlayışı din ve siyaset ilişkisini alabildiğine marazi bir zemine taşıdı. Şimdilerde bu marazi ilişki, soğuk savaş döneminde dahi görülmeyen bir hal aldı ve din, iktidar partisi ve onun liderliğini yapan Cumhurbaşkanı tarafından tam bir siyasi silah haline getirildi. İslamcı partilerin dahi veya hiç olmazsa açıkça, “şu partiye oy verirseniz imanınız zedelenir” dediğini hatırlamıyorum ama geçenlerde iktidar partisi milletvekili bir köşe yazarı, işi HDP’ye oy verenlerin namazının sakatlanacağını yazmaya vardırdı, dahası HDP’nin ülkeyi “Kâfiristan’a çevireceğini” iddia etti. H T “Din”in kamusal alanda varlığı ve hatta siyasi söylemler içinde referans olmasına dahi itirazı olmayan biriyim. Ama benim bunlardan anladığım, dindarların özgürce kamu hayatı içinde dinsel inançlarını yaşayabilmesi ve bu yönde siyasi hakları talep edebilmesi. Mesela, muhafazakâr bir partinin ramazan ayı için özel düzenleme yapmasını, bir toplumsal talebin demokratik cevabı olarak düşünüyorum; siyasetçilerin dindar, başörtülü, namazında niyazında olmasının yadırganmasına hep muhalefet ettim. Ancak dinin baskı aracı veya siyasi rant halini alması tümüyle farklı bir şey. AK Parti’nin bize, geçmişte olmayan özgürlüklerin yaşanması diye takdim ettiği “yeni Türkiye gerçeklerinin” demokrasi ve özgürlüklerden çok, dini baskı ve siyasi iktidar aracı olarak kullanması ile alakası var. Hem de çok çirkin bir biçimde. Artık muhalefet konusu dinsizlik ile eşitlenir hale geldi, kaldı ki, bu ülkede yaşayan herkesin dindar veya dini inanç sahibi olması zaruri olarak görülemez, görülürse o rejimin adı diniotoriter sistem olur. Özellikle CHP ve HDP’ye karşı, din üzerinden karalanma kampanyaları her gün daha beter bir hal alıyor. Özellikle, Kürt seçmeni HDP’den uzak tutmak için atılmadık çamur kalmadı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yurtdışında “domuz etli sandviç” yediği gibi bir habere bile tenezzül edildi. İşler o kadar şirazesinden çıktı ki, HDP’li belediyenin su tasarrufu için başlattığı kampanyada kullandığı “kan akan musluk” afişleri HDP tehdit ediyor diye çarpıtılarak takdim edilmişti, ülkenin Cumhurbaşkanı bu çarpıtmayı tekrar edip duruyor. Ama en çok kullanılan tema hep din ve hatta mezhep meselesi, o kadar ki Gezi olaylarından sonra, DHKPC adlı örgütün savcı cinayeti bile “Alevilik” ile bağlantılandırıldı. Yeni Türkiye’nin birinci sınıf vatandaşının Sünni Müslüman olarak düşünüldüğü o kadar açık ki, Yavuz Sultan köprüsünün isminden değil vazgeçmek, bu ismin özenle ve sembolik olarak seçildiği o kadar belli oldu ki! Tüm bunlar artık sıradan bir din suiistimali olmayı dahi aşmış, toplumsal barış, siyasal sistem ve hukuk düzenini hiçe sayan bir noktaya gelmiş vaziyette. Kısacası bindik bir alamete gidiyoruz “Kıyamet”e… Muhalif=dinsiz Dinden rant HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ Adana mitinginde güvercin uçurdu. (Fotoğraflar: DHAAA) Erdoğan bir kere de AKP’yi yuhalat ni de o toplantılara dahil ediyorlar. Türkiye genelinde 3 bin 500 kişiden oluşan bir ekip. Başında da Süleyman Soylu var” Bunlar HDP’yi baraj altında bırakacak hile simülasyonları, senaryoları üzerinde çalışma yürütüp, örgütleme yapıyorlar. Genel merkezde de ekip: Süleyman Soylu il il dolaşarak bunların hazırlığını yapıyor. AKP genel merkezinde de ayrıca ekipleri var. Ben de arkadaşlarımızı görevlendirdim. Ne tür hileler yapılacak bunların tedbirini almaya çalışacağız. Hem sandık başında yapılabilecek hileler, hem birleştirme tutanağı hazırlanırken, hem de YSK’da dijital ortam üzerin HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk dün Adana’da HDP milletvekili adayları ile birlikte sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Daha sonra gerçekleştirilen mitingde konuşan Demirtaş, AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin de birleştirilirken müdahele edilebilir. Bu bilgiyi veren kişi kimliğini deşifre etmek istemediği için başvuru yapamıyoruz. Başbakan’ın utanması varsa özür diler: (Cizre’de 67 Ekim olaylarında TOMA’nın içinden yoğun olarak biber gazı atılmasıyla ilgili görüntülere Şırnak Valiliği’nin soruşturma açması) Bu yalnızca bir tanesidir. Bunun gibi binlerce polis aracı sokaklarda aynı şeyi yapıyor. Bu görüntüleri bütün Türkiye görsün. Polise ben mi talimat verdim, benim çağrım üzerine mi polis bunları yaptı. Davutoğlu’nda şu kadar utanma duygusu olsa, 67 Ekim olaylarında bizi suçlayacağı yere, özür diler. l MERSİN Aktay’ın MİT TIR’larının Özgür Suriye Ordusu’na gönderildiğini itiraf ettiğini belirterek “Bu ülkede hiçbir cesur savcı yok mu?” dedi. Erdoğan’ın bütün partilere eşit mesafede olduğunu söylediğini anımsatan Demirtaş, “Bir kere de AKP’yi yuhalat biz de senin tarafsız olduğuna inanalım” diye konuştu. AKP’ye tehdit oluyor Fuat Avni’NİN İDDİASI AKP sonucu değiştirecek Twitter’daki “fuat avni” paylaşımlarını durdurmak için 81 ildeki UYAP personelinin görevden alınmasının ardından “fuatavni” hesabından yeni paylaşımlar yapıldı. Bugüne kadar pek çok operasyonu önceden haber veren hesap bu kez de AKP’nin seçim sonuçlarını değiştirmeyi planladığını yazdı. Paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Kaçak Saray’a gelen son bilgiye göre AKP’nin yüzde 39, HDP’nin yüzde 11.2 oyu var. Yezid, seçim sonucunun AKP yüzde 45, CHP yüzde 25, MHP yüzde 16, HDP yüzde 9 olarak ayarlanmasını istiyor. Anket şirketlerine ve Zift Medyası’na kamuoyunun bu rakamlara göre hazırlanması talimatı verildi. Bütün illerde UYAP’taki tüm sorumlular, yüzde 100 güvenilir partili isimlerle değiştirildi. YSK’de çalışan Efkan’ın (Ala) adamı Kadir Sağlam, seçim hileleri organizasyonunun başına getirildi.” Paylaşımlarda, YSK’nin da seçimde yapılacak hilenin içinde olduğu iddia edildi. YSK’de 12 adet bilgi işlemci alımına çıkıldığı ve “ayarlanmış kişilerin” alımının yapıldığı belirtilirken hilenin, bilgisayar ve seçim sisteminin yer aldığı ağ sistemi üzerinden müdahale şeklinde olacağı kaydedildi. Batı destekledi İl il dolaşıyor Yüksekova iddiası Mezhep meselesi HDP’liler, Adalar’daki saldırıya tepki gösterdi. Başında Soylu var Tekirdağ Saray’da geçen akşam HDP seçim bürosuna yapılan saldırının ardından bu kez Kapaklı’da HDP binası taşlı saldırıya uğradı. İstanbul’da ise Heybeliada ve Büyükada’daki HDP seçim stantlarına önceki gece yarısı yapılan saldırılarda, stant malzemeleri yakıldı. Adalar’daki AKP, CHP ve MHP il HDP’ye saldırıya 3 partiden tepki çe örgütleri de ortak bir açıklama yayınlayarak saldırıyı kınadı. Afyonkarahisar Emirdağ’da önceki gece AKP İlçe Seçim Bürosu, ülkücü olduğu iddia edilen bir grup tarafından basıldı, bayrak ve afişler yakıldı.AKP’lilerin dün de otobüslerinin saldırıya uğradığı ilçede 6 kişi gözaltına alındı. l Haber Merkezi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle