28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Çarşamba 13 Mayıs 2015 Palalıların 3. kurbanı Bangladeş’te 4 ay içinde 3. laik yazar palayla katledildi. Palalı bir grup sokak ortasında ateist blogcu Ananta Bijoy Day’i katletti. Eşi başından yaralandı ve bir parmağını kaybetti. EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE Akdeniz’de ilk RusÇin tatbikatı ABD’ye karşı ittifak halindeki Rusya ile Çin ilk kez Akdeniz’de ortak tatbikat yapıyor. İki ülkeden 10’ar gemiyle Karadeniz’de başlayan “Deniz İşbirliği 2015” isimli tatbikat, Akdeniz’de devam edecek. Akdeniz’de gerçek mermilerle ateş edilecek. 17 AP raporu Türkiye’ye eleştiri dolu A vrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu, yolsuzlukla mücadele, ifadebasın özgürlüğü, yargı bağımsızlığıyla ilgili sert eleştiriler yönelten 2014 Türkiye raporunu 6’ya karşı 45 oyla kabul etti. Hollandalı Kati Piri’nin hazırladığı ve 442 değişiklik önergesinin sunulduğu raporun ana mesajları şöyle: 1) Sosyal medyaya erişimi engelleme ve siteleri mahkeme kararı olmadan kapatma kınanıyor. İfade özgürlüğüne kısıtlama ve medyaya baskının üzüntü verici olduğu belirtiliyor. Aralık 2013’teki yolsuzluk skandalı sonrası ifade özgürlüğü ihlallerinde artışa dikkat çekiliyor. 2) Türk hükümetinden AB’nin odağında yer alan demokratik değerlere ve ilkelere tümden saygı gösterme taahhüdü bekleniyor. Müzakerelerde ilerlemenin hukuk devleti ve temel haklara saygıya bağlı olduğu hatırlatılıyor. 3) İç güvenlik paketi için “polise yargı denetimi ilkesine ters ve kapsamı çok geniş” denilerek endişe beyan ediliyor. 4) 17–25 Aralık’a atıfla eski bakanlarla ilgili son derece ciddi yolsuzluk soruşturmalarının devamının gelmediğine dikkat çekiliyor. Yolsuzlukla mücadele için uygun yasal çerçeve isteniyor. 5) HSYK’daki son değişiklikler ve çok sayıda savcı ve polisin yerinin değiştirilmesinin yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve etkinliği konusunda ciddi şüphe uyandırdığı belirtiliyor. Yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarında acil reform ihtiyacının altı çiziliyor. Rapor bu ay AP Genel Kurulu’nda tartışılıp oylanacak. Yaralar sarılmadan ikinci deprem vurdu epal, 7.8 büyüklüğündeki depremle yerle bir olması, 8 bini aşkın kişiyi kurban vermesinden 18 gün sonra 7.3 büyüklüğünde depreme uğradı. Nepal ve komşu ülkelerde 67’den fazla kişi öldü, en az 1117 kişi yaralandı. Dağlık bölgelerden daha fazla can kaybı haberi gelebilir. Merkez üssü, başkent Katmandu’nun yaklaşık 80 km. uzaklığındaki Everest Dağı’na yakın kuzeydoğu bölgesi. Komşu Hindistan, Bangladeş ve Tibet’de de hissedilen deprem, toprak kaymalarına yol açıp önceki depremden ağır hasarlı yapıları da yerle bir etti. Daha ilk depremin yaralarını saramayan Nepal halkı, dün yine korku içinde sokaklara döküldü. Yerin 18.5 km altındaki depremin 25 saniye sürdüğü söyleniyor. Arama kurtarma ekipleri Katmandu ve Dolkha’da enkazdan 12 kişiyi canlı çıkardı. 25 Nisan’daki ilk depremin ardından yardım çalışmalarının merkezi haline gelen Chautara’da çok sayıda binanın yıkıldığı söyleniyor. Uluslararası yardımlar için hayati önemdeki Katmandu Havaalanı da bir süre kapatıldı. Başbakan Suşil Koirala, kabineyi olağanüstü toplarken, 7.8’lik depreme binlerce can veren Nepal, 18 gün sonra 7.3’lük depremin şokunda. Bu kez merkez Everest yakınında. Onlarca ölü, yüzlerce yaralı var Fantezi uriye için heyecan, rejim değişikliğinin yaklaştığını düşündüren haberlerin ayyuka çıktığı 2012’deki gibi dorukta. Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez’in Sünni monarşileri ile Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı heyetin desteklediği “Fetih Ordusu” maskeli tekfirci gruplar ve El Kaide’nin kolu Nusra Cephesi, Suriye’ye “demokrasi” götürecekler. ABD Başkanı Barack Obama’nın geçen yılki adlandırmasıyla “fantezi” bu... HHH Bir yılda nasıl bir ideolojik aydınlanma yaşandıysa artık, Batı medyasında bu fantezi ile uyumlu argümanlar dolaşımda. New York Times’ın geçen yılki “daha az aşırılıkçılar” etiketiyle başlayan süreçte, haberanalizlerde “ılımlılar” daha çok boy gösterir oldu. Betimlemeler “isyancılar”dan “Müslüman militanlar”a uzanıyor. Kimin ne olduğunu tam bilmediği “Özgür Suriye Ordusu” yine sahnede. BM terör örgütleri listesindeki Nusra Cephesi, IŞİD’in yanında neredeyse “iyi çocuklar” diye anılmak istense de kuşkuların mecburen dile getirildiği makaleler döşeniyor. En son Atlantic Council’deki makalede “milliyetçi isyancılar” ifadesini gördükten sonra artık beni iyice gülme tuttu. Ama haklarını yemeyelim, Batılıların işi zor. Afganistan’da Sovyetler’e karşı mücahitlerin “iyi çocuklar” oldukları zamanlar geçti. Suriye’de tanımlardan tanım beğenmek durumundalar. HHH Riyad’da kral Salman’ın başa geçmesiyle kartlar yeniden karılıyor. Yeni kral selefi gibi İhvan’a alerjik değil. En hakiki derdi İran. Ve Obama’nın İran’la nükleer anlaşma tutkusu ABD’nin Körfez’deki geleneksel müttefikleriyle onarılması güç yaralar açtı. Nisan başında “Salman Doktrini” başlıklı yazımda Suudi kraliyetine danışmanlık yapmış Jamal Khosshaggi’nin ağzından ABD’ye rağmen bölgede “kendi işini görecek ülkeler” olarak SuudiTürk ittifakını aktarmıştım. Geçen hafta da Suudi tahtındaki yeniden yapılanmayı irdelediğim yazıda Riyad’ın Obama’nın son iki yılının ötesine baktığını... Nitekim Suud, İran’la nükleer anlaşma belirir belirmez Körfez liderlerini Camp David’e çağıran Obama’nın davetine kral düzeyinde icabet etmeyerek ilk yanıtını resmen vermiş oldu. Gerisi Suriye ve Yemen’de geliyor zaten... HHH Obama 2012’den itibaren Suriye’den mümkün olabildiğince uzak durmaya çalışmış, 2013’te kimyasal silah komplosunu bile atlatmıştı. Ama Suriye’de de, yakın zamanda Yemen’de de gördüğümüz pek hevesli olmadığı “müdahilliği” bir biçimde “yansıtmak” durumunda. Eğitdonat tipi oyalamalarda olduğu gibi... Yine Nusra’nın başını çektiği Fetih Ordusu ile tekfirci grupların İdlib’i SuudiKatarTürkiye silah ve lojistik desteğiyle ele geçirmesinde, ABD’nin Türkiye’nin güneyinde ve Ürdün’de kurulan “operasyon odalarının” tahmin edebileceğimiz koordinasyonunun katkısını Foreign Policy’de Charles Lister’ın “Why Esad is loosing” (Esad niye kaybediyor) başlıklı makalesinden öğrendik. Şimdi de Batılı analistlerin “İslamcıların” Nusra etkisinden nasıl “kurtarılacağına” dair telkinlerle yüklü analizlerinden geçilmiyor. HHH Yine de kanımca en dikkat çekici olanı geçen hafta Amerikan Associated Press (AP) ajansındaki haberanaliz. Bir Türk yetkilinin Ankara ile Riyad’ın ittifakını doğrulayıp “ABD’ye rağmen işlerini nasıl gördüklerini” güzelce anlattığı yazıda asıl mühim mesaj, Obama yönetiminin bu ittifaktan kaygıları ve bu yüzden radikal grupların Nusra liderliğinde birleşip Esad’ı devirmesinin açıkça istenmediğiydi. Obama kalan iki yılında Sünni bloka topyekun teslim olur mu? Olmayacaksa “kendi işini görenlerle” nasıl halleşecek, orası meçhul. HHH Suriye’ye “demokrasi” taşıyanların öyküleri şimdilik böylece sürüp gidiyor... İçinde Suriye için “heyecan duyulacak” bir şey yok. Yalan dolan ve manipülasyon düzeyi Irak savaşındakini aşalı çok oldu. Kimse BM’nin Suriye temsilcisi Stefan de Mistura’nın Cenevre’de bugüne kadar en geniş katılımla başlattığı diyalog süreciyle alakadar değil elbette. Tekfirci grupların durdurulmamaları halinde yapacaklarını da Katar şeyhinin kanalı El Cezire Arapçadaki “Alevilere soykırım yapmak hakkımız” temalı programlardan öğreniyoruz. Bakalım Batılıların haber ve makalelerinde dolaşıma sokacakları isimlendirmeler daha nelere evrilecek. N S Zincirleme tepki Hindistan’da yakınlarını kaybedenler fenalık geçirdi. Bu kez Nepal’in dağlık kuzeydoğusu yıkıldı. Depremin sebebi Himalaya Sıradağları’nın altındaki kıtasal tektonik tabakaların çarpışması. Uzmanlar iki deprem için “Zincirleme reaksiyonunun parçası” yorumu yaptı. İlk depremin riskli hatları daha kırılgan hale getirdiği, stresin daha da arttığı söyleniyor. Dolayısıyla yeni büyük depremler meydana gelebilir. halka cesaret ve sabır, uluslararası topluma da yardım çağrısı yaptı. İkinci deprem en ücra bölgelere yeni ulaşı lırken geldi. İlk depremde on binlerce ev, okul, hastane yıkılmıştı. Gıda, barınma, su sıkıntısı hala devam ediyor. SURİYE TürkSuud ittifakı Batı’yla ters düştü The Independent’tan Kim Sengupta, Türkiye ile Suudi Arabistan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirmek için kurduğu ittifakın Batılı hükümetleri endişelendirdiğini yazdı. Bunun Suriye’de cihatçı örgütlere silahpara yardımı yapılmasına kesinlikle karşı çıkan “ABD’nin yaklaşımına ters düştüğü” belirtildi. “TürkSuud yaklaşımının, Sünni güçlerin Suriye’deki çıkarlarının, ABD’nin çıkarlarından ayrıştığını ortaya koyduğu” vurgulandı. Muhalifler Türkiye’den Suriye’ye militan geçişi için Güveççi, Kuyubaşı, Hacıpaşa, Beşaslan, Kuşaklı ve Bükülmez köylerinin en çok tercih edildiğini söyledi. ‘Kürtlere silah vermek Irak’a zarar’ BD merkezli düşünA ce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu (ICG), IŞİD’le RUSYA Fidel her mevsim kıymetli ABDKüba ilişkilerinin normalleşmesinin ardından Batı’nın Küba pazarına iştahı kabarıyor. Küba’yı ziyaret eden ilk Fransa Cumhurbaşkanı olan François Hollande, Devlet Başkanı Raul Castro ve efsanevi lider Fidel Castro ile bir araya geldi. ABD’nin yarım asırlık ambargosunun Küba’ya büyük zarar verdiğini vurgulayan Fransa lideri, “Küba’nın ekonomik reformları yaşama geçirip küresel sisteme girmeye çalışırken Fransa’nın vefalı bir müttefik olacağını” söyledi. 1 saat görüştüğü Fidel’i “tarihi kişilik” diye tanımlayan Hollande, gazetecilere “Karşımda tarih yaratmış bir adam vardı” dedi. Küba televizyonu Fransız şirketi Total’in Küba açıklarında petrol araması için anlaşma yapıldığını öne sürdü, ama Total bunu yalanladı. savaş için Bağdat’tan bağımsız Iraklı Kürtlerin silahlandırılmasının risklerine dikkat çekti. ICG raporunda “Batı IŞİD tehdidi karşısında aceleci şekilde Iraklı Kürtleri silahlandırmaya başladı. Bu IŞİD’in yenilgiye uğratılması için çözüm olmayacağı gibi bölgede daha önceden varolan çatışmaları körükleyebilir” denildi. Bu stratejinin Irak’ın birliğine zarar verdiği, Kürtler arası kamplaşmayı artırdığı, SünniKürt gerilimini tırmandırğı belirtildi. KDP ile KYB’nin aralarındaki anlaşmadan uzaklaşmaya başlaması, BarzaniTalabani çekişmesi, birinin Türkiye, diğerinin İran’a yakınlığı üzerinden yeni iktidar savaşı uyarısı yapıldı. Hep Barzani’nin peşmergelerine silah verilmesinin dengesizlik yarattığı belirtildi. Kerry Putin’le buzları eritti ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Ukrayna krizi çıktığından beri ilk kez Rusya’yı ziyaret edip Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile iki yıl aradan sonra görüştü. Gündemde Ukrayna ateşkesinin tam hayata geçmesinin yanısıra Suriye, İran, Irak, Libya, Yemen vardı. Soçi’de Putin’le sıcak bir el sıkışmayla başlayan görüşmenin ardından, Kerry “Ukrayna ateşkesinin şartları tam yerine getirilirse, ABD ve AB’nin Rusya’ya yaptırımları kalkar” diye konuştu. Kerry “küresel meydan okumalara karşı ABD ile Rusya’nın işbirliğine acil ihtiyaç olduğunu” vurguladı. ABD yetkilileri “Rusya’nın Suriye’de birlikte daha fazla şey yapma fırsatı görüp görmediğini öğrenmek istiyoruz” dedi. Kerry Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile Meçhul Asker Anıtına çelenk koydu. ‘Amerikan İHA’larına prensipte izin’ ugün Antalya’da başlayacak NATO dışişleri bakanları toplantısı öncesi, Financial Times Ankara’nın Batı karşıtı söylemlerinin NATO içindeki konumuna ilişkin gerilimi tırmandsırdığını belirtti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD’nin IŞİD’e hava saldırılarında amacın “petrol” olduğu ve “dış güçlerin ülkesini işgal planları yaptığı” söylemleri gerilimi tırmandıran ifadeler arasında sayıldı. Türkiye’nin IŞİD’le savaşta “ayak sürümesinin”, sınırdan silah ve militan geçişlerini denetlemekte “düzensiz” olmasının durumu kötüleştirdiği eklendi. Atlantik Konseyi’nde B Financial Times: Batı karşıtı tiratları yüzünden Türkiye’nin NATO üyeliği sorgulanıyor. Telafi için Ankara, üslerinden ABD silahlı İHA’larının IŞİD’i vurmasına prensipte razı geldi görevli ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone “Erdoğan’ın sözlerini ciddiye almamak bir hata olur. O kalbiyle konuşan bir adam ve kullanılan dil önemlidir, özellikle de demokraside” yorumunu yaparken, FT de “Türkiye’nin jeopolitik konumu, büyük ekonomisi ve bölgede az sayıda demokrasiden biri olması bakımından, NATO devletleriyle arasında kalıcı bir çatlağın çok mühim olacağına dair yaygın bir mutabakat var” izlenimini aktardı. “Bu NATO toplantısında hangi eğilim üstün gelecek: Kavgacı dil mi yoksa daha yakın işbirliği mi? Ankara perde arkasında farklılıkları daraltmak için çalışıyor” diyen gazete, ABD’nin IŞİD’i vurmak için Türkiye’deki üslerden silahlı insansız hava aracı uçurmak için istediği izne dair Ankara’nın tavrının değişmeye başladığını aktardı: “Konuşmalardan haberdar bir kişinin aktardığına gö re, Ankara Washington’la gizli görüşmelerde bulunuyor ve bu tip saldırılara onay verilmesi için prensipte anlaşmaya vardı. Bu, ABD Başkanı Obama’nın Türklerin tepkisini çekmemek için ‘Ermeni Soykırımı’ dememesinin sebeplerinden biri.” ABD Kıbrıs’tan memnun, Atina garantörlüğe karşı Kıbrıs’ta müzakerelerin cumartesi yeniden başlayacak olmasını Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi “Memnunuz. Her yardıma hazırız” diye karşıladı. Dün Ankara’yı ziyaret edip Cumhurbaşkanı, Başbakan ve mevkidaşıyla görüşen Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias “Garantör güçlere ihtiyacı olmayan bir Kıbrıs” vurgusu yaptı. Yunan bakan, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı için “Önemli fırsat, Kıbrıs ruhunu barındırıyor” dedi. ‘Çin’den olmaz’ FT, Türkiye’nin Çin’den alması planlanan füze savunma sistemi anlaşmasını ertelediğine de dikkat çekti. AB’nin eski Türkiye Temsilcisi Marc Pierini, bunun NATO’nun tüm savunma sistemine “bomba etkisi” yaratacağını söyledi. FT “Türkiye’nin rakip Fransızİtalyan sistemini alacağını” öngördü. ‘Ciddiye almalı’ ‘Obama demedi...’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle