18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Acı öfkeye dönüştü Soma maden faciasının 1’inci yıldönümünde acılı aileler buluştu boğazlar düğüm oldu. Aileler “Gerçek katilleri koruyorlar” dedi HAKAN DİRİK / OĞUZ YILDIZ 6 oma’da yaşanan iş cinayetinin birinci yıldönümünde Anneler Günü burukluğu yaşandı. Evlatlarını ya da eşlerini yitiren annelerin gözyaşı, 301 can için ilçede yapılan yürüyüş ve mitinge katılanların boğazlarının düğümlenmesine yol açtı. Mitingde sık sık “Annelerin gözyaşı katilleri boğacak” ve “Soma’nın kömürü katilleri yakacak” sloganları atıldı. İş katliamının birinci yıldönümünde madenci aileleri ve Sosyal Haklar Derneği öncülüğünde düzenlenen miting için yurdun pek çok yerinden gelen katılımcılar, Soma’da buluştu. 301 madencinin adı tek tek okunduğunda katılımcılar hep bir ağızdan “burada” diye bağırdı ancak “yer bildirimi” madenci aileleri için hiç kolay olmadı. Zaten gözyaşlarına hâkim olamıyorlardı; megafondan çıkan ses yakınlarını anons ettiğinde fenalaşanlar oldu. Ölen madencilerden Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak, ölenlerin birer isim ve rakamdan ibaret olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Acılar öfkeye dönüştü. Failleri bizden kaçırıp gerçek katilleri koruyorlar. Bu katliamın hesabını sormak, biz aileler kadar tüm Türkiye halkının boynunun borcudur.” Mustafa Kaya’nın eşi Naciye Kaya, Anneler Günü’nde eşinin ilk kez ken S ‘Bugün olsa gene asardım’ ugün size “ahh o kötü generaller” her zamanki öykünün ötesini anlatacağım. 1) Darbe kimin: “Bizim Çocuklar başardı..” 12 Eylül 1980’de Amerikalıların Pentagon’a geçtikleri mesajdı. K. Evren yedikleri haltın çok doğru olduğuna hep inandı: “Bugün olsa yine asardım..” Gençleri sağdan soldan ipe çeken katiller güruhu iktidarı ele geçirmişti. 1980’ler Amerikalıların Sovyetler Birliği’ni, Müslüman ülkelerle (yeşil) kuşatma projesi zamanlarıydı. “Komünizm tehdidine karşı köktendinci ılımlı İslamcı hareketleri desteklemeyi” planlıyordu. Nitekim K. Evren’ler, baş alet olarak, İslamcıların iktidar sürecini başlatacaktı. Ordu, ABD’nin sıkı denetimindeydi. Türk Ordusu muydu yoksa Amerikalıların mı?.. Amerikalılar Türkiye’de olmayan komünizm tehlikesiyle orduyu damardan doktrine etmişti. Ordu en büyük kalesiydi. Henüz dünyada “darbeler zamanı” geçmemişti. Ayrıca Türkiye küresel ekonomik sisteme tam bağlanmalıydı, darbeden 8 ay önce Özal’ın 24 Ocak kararlarıyla halk yeniden krizin esaretine sokulmuştu ve askerin de zapturaptı zorunlu olmuştu. 2) Mesele salt askeri darbe mi? Gazetelere bakıyorum, bizimki dahil, sanki ordu durup dururken darbe yaptı! 2012’de yazmıştım: “12 Eylül öncesinin vahşeti ile 12 Eylül sonrasının vahşeti, orantılıdır!” 12 Eylül öncesini anımsayan var mı, yok. O dönem bir siyasi alçaklıklar dönemidir. Milliyetçi Cepheler, vuruşmalar, katillerin iktidarları, yüzlerce genç boğazlanıyor, iplerle boğuluyor, taranarak öldürülüyordu. Seçilmişler, ülkeyi ve insanlarını mahvetmekle görevliler adeta. Siyasal iktidarların tüm icraatları, orduyu askeri darbeye kışkırtmak üzerine kuruluydu! 3) Kimler vuruşturuyordu? Tabii 12 Eylül öncesi Demirel’in Milliyetçi Cephe iktidarları (ve Ecevit ile uzlaşma yapılmaması), ülkemizde demokrasinin D’sinin olmadığının en büyük kanıtıdır. Demokrasinin D’sinin varlığı için önkoşul, bir uzlaşma kültürünün var olmasıdır. Ülkeyi kaostan çekip çıkarmak büyük politikacıların işi olabilir; 12 Eylül öncesi siyasetini yönetenlerin hepsi minik adamlardı. Bugün de ülkeyi gerilim, bölüp parçalama taktiğiyle yönetenler, aslında 12 Eylül öncesi siyasetin sürdürücü B Birer rakam değiller Faciada yakınlarını kaybedenler anma yürüyüşünde fenalaştı. (AFP) disini yalnız bıraktığını dile getirerek “Bu fıtr at değil, cinayet” diye haykırdı. AKP hükümetinin işçi ve maden politikalarını sorgulayan konuşmalar yapılırken kitleden de “yuh” sesleri yükseldi. “Katillere oy yok” sloganları atıldı. Kürsüdeki konuşmalardan: CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel “Taşeron sistemi katildir. Evlatlarımızı siyaset, sermaye, sarı sendika kara deliği yutmuştur” dedi. Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı, “Her yer Soma, her yer direniş” diyerek Gezi’nin selamını Soma’ya getirdi. Birleşik Haziran Hareketi’nden Erkan Baş, “Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Katliamın sorumlusu AKP’dir” dedi. HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de Somalı ailelerin “adalet istiyoruz” çağrısını kürsüde yineledi. l SOMA Soma Holding’e bağlı Gürmin Madencilik A.Ş.’nin, özelleştirilen Yeni Çeltek Maden İşletmesi’ni devralmasına tepkiler dinmiyor. Çevre örgütleri dün maden önünde bir protesto eylemi düzenleyerek hem şirketi protesto etti hem de 301 madenciyi andı. Açıklamada “Yeniçeltek Soma olmasın” denildi. l MEHMET MENEKŞE/ AMASYA Yeniçeltek Soma olmasın Demirtaş, kendisini İngiltere’de istifa eden muhaliflerle eleştiren Başbakan’a yanıt verdi ALİ AÇAR İngiltere yerine Japonya’ya bak alkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul’da partisinin düzenlediği bir dizi etkinliğe katıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim sonrasında “Seçimi kaybedersek ertesi gün siyaseti bırakacağım. Peki siz bırakmaya hazır mısınız” sözlerine yanıt veren Demirtaş, “Kaybedersek hiç tereddütünüz olmasın... Biz koltuk sevdalısı değiliz. İngiltere’ye bakacağınıza Japonya’ya bakın. Oradaki bakanlar kendi işçileri iş cinayetinde yaşamını yitirdi diye istifa etmekte kalmadılar, intihar ettiler. 300 maden işçisi Soma’da diri diri yerin altına gömüldü. Onlar çıktılar ‘Bu işin fıtratında var’ dediler. Bize istifayı hatırlatanlar siz o mekanizmayı unutalı çok olmuş”dedi. AKP’nin HDP’nin parlamentoya girmemesi için elinden geleni yaptığını belirten Demirtaş, “Çirkin iftiralar, yalanlar, hakaretler gırla gidiyor. HDP bu ülkenin gerçeğidir. Bizsiz bir H Demirtaş konuşmasında Soma’daki maden faciasını hatırlattı. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Heykel Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, Trakya bölgesinde halkın soluduğu havanın zehre, beslendiği toprağın kuraklığa mahkum edildiğini söyledi. AKP’nin halkların kalkınma ve adalet isteğini sömürdüğünü söyleyen Yüksekdağ, “3 yılda yeni zenginler türettiler. AKP utanmaz bir sınıf yarattı. El ele gelir dağılımı adaletsizliğini büyüttüler. Zenginin daha zengin sultan, padişah olduğunu fakirin daha fakir olduğu bu düzeni bizler değiştireceğiz. Sadece ekonomide değil, siyasette de adaleti sağlayacağız. Yaşamın, doğanın ve çocuklarımızın geleceğini bu siyasi iktidarın kâr hırsı için yok etmesine izin vermeyeceğiz” dedi. l Yurt Haberleri AKP çevreyi talan etti ülkenin tadı tuzu olur mu? Bırakın HDP’yi oy alan her parti Meclis’te temsil edilmeli” dedi. Demirtaş, Davutoğlu’nun seçim meydanlarına kendilerine yönelik sorduğu soruları da eleştirdi. Demirtaş,“Ya sen hoca değilsin ki başbakansın. Kendini hâlâ hoca, bizi de öğrenci sa nıyor. Soruları biz soracağız sen cevap vereceksin. Roboski’de katlettiğiniz 34 çocukla ilgili neden dava açmadınız? 13 yılda sokakta katlettiğiniz 336 çocuğun, Gezi’de öldürdüğünüz çocukların hesabını neden vermiyorsunuz?” dedi. l İSTANBUL ‘Davutoğlu Truva Atı’dır’ Bahçeli: Başbakan, başkanlık sistemi için çaba harcıyor cinde barış diyen iktidarın batışın kapısını araladığını ileri sürerek, “Bu tahribata yol açan uyduruk Başbakan ve saraya çöreklenen 17 25 Erdoğan’dır” dedi. Bahçeli özetle şunları söyledi: Şaftı kaydı: Diyarbakır’da Serok Ahmet, Adıyaman’da Mele Ahmet, Osmaniye’de Ahmet Sani olan; Doğu’da Kobani’yi selamlayan, Kandil’e gülücükler saçan, batıda bayrak diyen, Türkmen ve Yörük sömürüsü yapan Davutoğlu’nun ayarı hepten bozulmuş, şaftı tamamen kaymıştır. Başbakanın kartvizitinde boş yer kalmamıştır, başbakan unvan konusunda rekor kırmıştır. Bal gibi Erdoğan tertibi: Davutoğlu, eski Cumhurbaşkanı Sayın Gül’le polemiğe girmiştir. Davutoğlu’nun Gül’e laf yetiştirmesi, Pensilvanya’yla yakınlığını alttan alta ima etmesi bal gibi Erdoğan tertibidir. Çeyrek başbakan düşe kalka 7 Haziran’a gitmektedir. Erdoğan’ın başkanlık rüyası gerçek olursa Davutoğlu’na ihtiyaç kalmayacaktır. l AYDIN leridir. Bugün de siyasete egemen olan vuruşma kültürüdür, uzlaşma kültürü sıfırdır. Dolayısıyla demokrasi de ortadaki şaibeli sandıktır ve hukuk sıfırdır. Sandık demokrasisinin asgari ölçüleri bile yoktur. Vuruşturanların askeri kanadı, NATO kuruluşu olan, ordu ve halk içindeki uzantıları kontrgerilla merkezidir. Tüm bu vuruşturmalar kanlı bir ortam yaratmış, askeri darbeye çok geniş çoğunluğun “ohh” dedirteceği bir darbe sonrası destek oluşturmuştu. Zaten amaç da buydu... 4) Büyük iflasa doğru: Askerlerin Özal’lı yönetimleri, siyasiekonomik mafyanın Türkiye’yi ekonomik bitirme dönemini başlattı. Bu süreç taaa 1997 “postmodern” müdahale ile ülkenin en büyük ekonomik iflasına kadar uzadı. Sonuçta ortada “merkez sağ” diye bir siyaset kalmadı, hepsini AKP toparladı. Bugünkü İslami iktidar 12 Eylül darbesinin uzun vadeli bir amacı olarak 2002’de gerçekleşti. 5) RTE’nin Evren’i aşan yönetimi: İktidar, 12 Eylül darbecileri ile fikirsel işbirliği içindedir. Özal’ın vurguncu ekonomisini daha büyük boyutta sürdürüyor. RTE ve adamları, 12 Eylül’ün ana kurumları olan a) diktatoryalbaskıcı yönetim, b) Evren’e tanınan özel yetkiler, c) seçimlerde yüzde 10 barajı ve d) YÖK gibi kurumları sahiplendi, bunları katmerleştirerek daha büyük bir baskı aracına dönüştürdü. 6) Basını susturmada rekabet: İktidar, 12 Eylül anlayışının sivil izdüşümüdür! Dahası, cunta basına sadece kapatmalar uygulayabilmişti! Bunlar örneğin basını da susturdu. Şüphesiz o dönem de darbecilere hemen yamanan gazeteciler ortaya çıkmıştı, şimdi olduğu gibi! 7) 12 Eylül göstermelik mahkemesi! Yetmez ama evetçiler ve bir kısım liberal solcular, 12 Eylül darbecileri yargılanacak müsameresinin baş aktörleri oldu. Gittiler mahkemede kuyruğa girdiler. Büyük bir şov bizınıs’in aleti oldular. 4 kişiden intikam alma davası oldu! Ne 12 Eylül öncesinin siyasisivil kepazelikleri ve cinayet kışkırtıcıları gündeme geldi, ne de gladyo bağlantıları... Özetle: 12 Eylül askeri darbesi, 4 general olayı değil. 1950 sonrasında ülkenin ve ordunun Amerikan savaş makinesinin bir parçasına dönüştürülmesinin bir ara öyküsü... Ve aynı zamanda ülkenin ekonomik çöküşlerinin de. Erzurum ve Bolu’da seçim gerginliği: 2 yaralı rzurum’da Cumhuriyet Caddesi’nden geçen HDP’ye ait seçim otobüsü taşlı saldırıya uğradı. Camları kırılan seçim otobüsünün etrafını saran grup otobüsün içerisindekilere saldırdı. Olaya anında müdahale eden polis, kalabalığa engel oldu. HDP’lilerin içinde bulunduğu araç ise olay yerinden uzaklaştı. Otobüste bulunan HDP’lilerin bıçak ve pala göstererek küfürler savurduğunu ve olayların da bu yüzden çıktığını ileri sürüldü. Bolu’da da önceki gece saat 00.15 sıralarında İzzet Bay E Bahçeli’nin konvoyunda kaza Bahçeli’nin Aydın mitingi sonrasında MHP konvoyunda bulunan araçlar miting alanından çıkarken, Aydın Emniyet Müdürlüğü’ne ait bir araç zincirleme kazaya neden oldu. Emniyetin aracı MHP konvoyunun arasına girdi ve hıza yetişemeyerek, öndeki kadın kollarını taşıyan araca çarptı. Basın mensuplarını taşıyan MHP aracı da arkadan emniyetin aracına çarptı. Kazada yaralanan kimse olmazken emniyetin aracı ağır hasar aldı. Bahçeli konuşmasında taşeron işçilere kadro vaat etti. SELDA GÜNEYSU Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yüklenerek “Davutoğlu belirsiz ve tanımsız bir şahsiyettir. Hükmü şahsiyetini Erdoğan’a bağlamış, ipleri Erdoğan’ın eline vermiştir. Davutoğlu; Erdoğan’a çalışan, başkanlık sistemi için mücadele veren Truva Atı’dır” dedi. Bahçeli, Aydın mitinginde, Başbakan Ah MHP met Davutoğlu’nun MHP’nin de ortak olduğu koalisyon hükümetleri döneminde milli gemilerin olmadığı yönündeki sözlerini hatırlatarak, “Gemiden kastın bakan ve başbakan çocuklarının filolarıysa, bizim ne milli ve ne de gayri milli gemiciğimiz dahi olmamıştır. Davutoğlu, Erdoğan’ın limanında bağlı olan üstüne kayıtlı gemileri milli olarak görüyorsa bunu da yutturacağını sanıyorsa Aydınlı’dan hak ettiği cevabı alacaktır” dedi. Bahçeli çözüm süre sal Caddesi’nde HDP’liler bayrak asmak isteyince çevrede bulunan bir grup tepki gösterdi. Tartışmanın kavgaya dönüşmesinin ardından HDP’li grubun arasında bulunduğu iddia edilen kişiler, 2 kişiyi bıçakladı. Hafif yaralanan 2 kişiden birinin uzman çavuş olduğu öğrenildi. Kent Meydanı’nda toplanan 700 kişi olayı protesto etti. Dört eve yapılan baskında, arasında HDP Bolu İl Başkanı Özgür Günaydın ve üniversite öğrencilerinin de yer aldığı 12 HDP üyesi gözaltına alındı. l ERZURUMBOLU/DHA enelkurmay Başkanlığı, Muş’un Malazgirt İlçesinde ikamet eden iki yurttaşın Bölücü Terör Örgütü mensubu dört terörist tarafından kaçırıldığını açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde konu ile ilgili yer alan açık Genelkurmay: 2 kişi kaçırıldı G lamada “Malazgirt İlçesi Hasanpaşa Köyünde ikamet eden iki vatandaş, Bölücü Terör Örgütü mensubu dört terörist tarafından, Bölücü Terör Örgütünün dağ kadrosuna götürülmek üzere kaçırılmıştır” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle