23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Batı’nın seçim endişesi AKPM heyeti, Erdoğan’ın anayasaya aykırı olarak seçim kampanyalarında yer aldığına dikkat çekti 7 Haziran seçimlerini gözlemleyecek heyetler birer birer Türkiye’ye gelirken, bunlardan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ÜyeDUYGU si 7 kişilik ön heyet, seGÜVENÇ çimlere dair ilk izlenimlerini paylaştı. Heyet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasada tarafsızlığı için gösterilen açık hükme karşın seçim kampanyalarına katılmasının “ciddi endişe” kaynağı olduğunu belirtirken “Türk yasal sistemine ve Avrupa Konseyi standartlarına göre, seçimde eşit koşullar tüm katılımcılar için sağlanmalı” çağrısını yaptı. Heyet, seçimlerde sahtekarlık yapılacağına dair büyük endişelerin bulunduğuna da işaret ederek, “Umarız seçim sahtekârlığı olmaz” dedi. Hollandalı Tiny Kox başkanlığındaki 7 kişilik heyet, 56 Mayıs’ta Parti temsilcileri, YSK, İçişleri Bakanı, RTÜK ve sivil toplum örgütleriyle görüşmelerinin ardından izlenimlerini 4 sayfalık bir raporla paylaştı. Yurtdışındaki Türk vatandaşları için 47 ülkede seçimlerde oy kullanma olanağı sağlanmasının olumlu olduğuna işaret eden heyet, “Ancak oy pusulalarının 24 gün boyunca depolanması ve ve bunların sayım için transferi konusunda endişeler var” dedi. Heyet, yüzde 10 seçim barajının hala düşürülmemesinden duyduğu üzüntüyü tekrarlarken, “Bu bazı siyasi partilerin meclise girmesinin önünde büyük engel olarak duruyor ve seçmenin tercihi ile TBMM’nin oluşumunda büyük çelişkiye işaret edebilir” ifadelerini kullandı. Seçimlerde sahtekârlık yapılacağına dair kaygılara dikkat çekilen raporda, kamu kurumlarının tarafsızlığı ve medya özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların da seçmenin özgür iradesi önünde engel yaratacağı uyarısı yapıldı. Heyet TRT de dahil tüm televizyon kanallarına tarafsız ve kampanyada eşit medya olanağı verilmesi için çağrıda bulundu. l ANKARA 4 Selvi Kılıçdaroğlu barış ve huzur diledi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, memleketi Tunceli’de ziyaretlerde bulundu. Milletvekili adayları Saniye Barut, Kemal Atmış, Tunceli İl Başkanı Hüseyin Zeytin ve partililerle, Alevilerin kutsal saydığı Ana Fatma Ziyaretgâhı’nda lokma dağıtan Kılıçdaroğlu, mum yakıp dua etti. Kılıçdaroğlu, “Ana Fatma’nın huzurundayız. Lokmayı birçok şey için dağıtıyoruz. Bunun bileşeninde barış var, huzur var, insanların özgürlüğü var, demokrasi var” dedi. Selvi Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, daha sonra TOKİ Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret ederek, yaşlılara karanfil ve çeşitli hediyeler verdi. TUNCELİ/ Cumhuriyet Şiiri kim öldürebilir ki? kim öldürebilir ki? Kedi gibi ‘Şiiri yedi canlıdır şiir. Ona işkence Yurtdışı oylar için kaygı Huzur için 4 yıl süre verin Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında ayrım yapılmadan herkesin kucaklanacağını söyledi SEYFETTİN METE HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP iktidarının 13 yılda yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları bitiremediğini belirterek, “Çocuklarımız için, Ortadoğu bataklığından kurtulmamız için, uygar dünyanın parçası olmak için, demokrasi için CHP’nin iktidar olması lazım. Sizden Türkiye’nin huzuru için 4 yıl süre istiyorum” dedi. Partisinin Çorum Abide Meydanı’nda düzenlenen mitingine katılan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Başbakan Kemal” sloganları ile karşılandı. Sanatçı Zeki Alasya’nın cenaze törenine katıldığı için programında yaşanan gecikme nedeniyle Çorumlulardan özür dileyen Kılıçdaroğlu, “Çok değerli bir insandı. Onunla gülmeyi C kucaklayacağız. Resmi rakam 17 milyon yoksulumuz var. Nerede oturuyorlar; 3 milyon 750 bin hanede. Hiçbir ailenin aylık geliri 720 liranın altında olmayacak. Yoksulluğu ben 21. Yüzyıl’ın Türkiyesi’nde tarihe gömeceğim. Dilenci aile olmayacak” dedi. Aylık geliri 1000 liranın altında olan 8 milyon emekli olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Dedik ki emekli zaten perişan vaziyette. Ramazan ve kurban bayramında birer maaş ikramiye vereceğiz. Huzur içinde iki bayram geçirsin. Ne diyorlar? ‘Parayı nereden bulacaksın?’. Koro halinde bağırıyorlar. Sözüm söz; CHP iktidarında bayramlarda birer maaş ikramiye alacaksınız. Onlar da kaynağı görecekler” dedi. l ÇORUM ederler, sokaklarda sürüklerler, üstüne tükürürler, alay ederler, etrafını dört duvarla çevirirler, sürgüne yollarlar ama şiir bütün bunları yaşar, tertemiz bir yüzle, gülümseyerek ortaya çıkar sonunda…’ Pablo Neruda söylüyor bu sözleri; “Confieso Que he Vivido“ adını koyduğu anılarında, “Yaşadığımı İtiraf Ediyorum”. “Sanatsız bir toplumun damarları kopmuştur” demiştir büyük Atatürk. Atatürk Cumhuriyeti’nin kurumudur Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası. Cumhuriyet’in kurumlarıdır Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü. Milli Eğitim Bakanlığı “Dünya Klasikleri”ni yayımlamıştır. “Tercüme Bürosu” kurulmuş, dünyanın en iyi yapıtları çevrilmeye başlanmıştır. Bakan Hasan Âli Yücel’dir. Köy Enstitülerinin genel müdürü İsmail Hakkı Tonguç’la birlikte. O dönemde “devlet”, sanatın, kültürün kurucusudur, destekçisidir, yaygınlaşması için güç verenidir. İsmet İnönü ve eşi Mevhibe Hanım’ın Cumhurbaşkanlığı Konser Salonu’nda ayrılmış koltukları vardır. Her konseri dikkatle izlerler. Bugünlere gelene kadar bu heyecan sürmese de sanat kurumlarına pek dokunan olmamıştı. Ama şimdi böyle değil. Kaynağı görecekler CHP lideri Kılıçdaroğlu, Çorum’da partililerle selfie çektirdi. öğrendik” dedi. AKP iktidarının 13 yılda 6 milyon 2 bin işsiz yarattığını belirten Kılıçdaroğlu, “Hiçbir ayrım yapmadan inancı şöyleymiş, yaşam tarzı böyleymiş hiçbir ayrım yapmadan bizim iktidarımızda bütün insanlarımızı İNCE’DEN ERDOĞAN’A ÇAĞRI ‘Yolsuzluk yapmadım diye Kuran’a el basarak yemin et ’ Yalova’nın Çiftlikköy ilçesi seçim irtibat bürosunun açılışına katılan CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce AKP’nin seçimi kaybedeceğini anladığını belirterek “Bunlar kaybettiklerinde sadece seçim kaybetmeyecekler. M. İnce Bunlar kaybettiklerinde önce dolarları, Avroları kaybedecekler. Hortumlarını kaybedecekler. Onun için bunlar bir telaş içerisinde. Bunlar dertli” dedi. Erdoğan’ın yaptığı konuşmalara elinde Kuran’la çıkmasını eleştiren İnce şöyle konuştu: “O Kuran’a el sürdüğüne göre apteslisin. Allah kabul etsin. Şimdi o Kur’an’ın üzerine elini koy ve yemin et. O konuşmalar bana ait değildir, o paraları sıfırla diye oğlana söylemedim. O ses kayıtları bana ait değildir. Evde dolar, euro’lar yoktur. O konuşma montajdır. Diyebilir misin? Et bakayım Kuran’ın üstüne bir yemin” l YALOVA / DHA CHP’nin Kars adaylarından İltaş, en büyük destekçisinin oğlu olduğunu belirtiyor. CHP’li aday, 5 yaşındaki oğluyla oy istiyor CHP Kars 3. sıra milletvekili adayı gazeteci Aysel Sadak İltaş, seçim çalışmalarını 5 yaşındaki oğlu Dağhan ile birlikte sürdürüyor. Asker kıyafetiyle annesiyle birlikte sokak sokak gezen Dağhan, esnafa broşür dağıtıp “Anneme oy verir misiniz?” diyor. Oğluyla birlikte seçim çalışmalarını Anneler Günü’nde de sürdüren 47 yaşındaki Aysel Sadak İltaş, Kars’ın Türkiye’nin mozaiği olduğunu belirterek “Oğlum çok keyifle oy istiyor. Vatandaşlara ‘Anneme 60 bin 100 oy verir misiniz?’diyor. Bu da beni çok gururlandırıyor” dedi. l KARS/ DHA AKP’nin temsil ettiği anlayış, Batı kaynaklı evrensel sanata böyle bakmadı. Tersine, her fırsatta dile getirdiği hoşnutsuzluğunu ısrarla sürdürdü. Sanatın muhalif tutumunu hiçbir zaman içine sindiremedi. Başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteciler için patronlara “mademki paralarını siz veriyorsunuz, sizin söylediğinizi yapacaklar” dediği despot anlayışı AKP yönetimi sanata da uyguladı. “Mademki parayı devlet veriyor,o zaman bizim istediklerimizi yapacaklar.” Bu anlayışla tiyatroda oyun seçimlerine müdahale ettiler. Oyun yasakları konuldu. Oyuncular hakkında soruşturmalar açıldı. Operaya, “kafa şişirici gürültüler” dediler. Baleye, “çıplak kızlarla erkeklerin sahnesi” gözüyle baktılar. Dans sanatına “tövbe” dediler,“günahtır.” Heykel zaten yasaktı. “Ucube” deyip yıktılar. Resim her zaman kuşkuluydu. “Kadınlar örtülü mü, değil mi?” gözüyle dolaştılar. Şiir, ilahi olursa iyiydi, öykü, roman hep sansürden geçmeliydi. Sonunda,evet sonunda, bakın ne oldu? HHH Sonunda, “devletin sanattan elini çekmesi” üzerine kurulu bir plan buldular. “Devlet sanattan elini çekmeliydi, çünkü sanat özgür olmalıydı.” Planları buydu. Görünüş “sanatın özgürleşmesi” olduğu için de taraftar da buluyordu. Oysa, sanatın her dalına böyle müdahale eden, sanatçıyı her fırsatta kötüleyen bir anlayışın “özgür sanat” amacı olabilir miydi? Elbette olmazdı. Amaç, sanatı devlet hizmetinin dışına çıkarıp desteksiz bırakmak, sonra da kendi yandaşı olarak çalışacaklara “örtülü ya da örtüsüz destek vermek”ti. Yeniden “Saray sanatçıları” dönemine dönmeyi hedefliyorlardı. Saray mızıkacıları. Saray oyuncuları. Saray kasidecileri. Sanatı bu kafese hapsedip refahla ödüllendirmek,bilip yaptıkları tek şeydi. Aydın sanatçıların karşı çıktığı budur. Aydın sanatçıların kaygı duyduğu bu “despot din devletinin güdümündeki sanat görünümlü icazetli gösteriler”dir. Bu politik girişimi destekleyen kimi bilinçli, kimi bilinçsiz sanat çevresi insanları bu iktidarın politik tutumuna “evet ama yetmez” diyenlerin durumuna düşmektedirler. Sanata yapılan bu kasıtlı darbeye karşı çıkması gerekenler sadece sanatçılar değil, bütün sanatseverlerdir. Hemen belirteyim ki bu despot anlayış sanat alanından da elini eteğini çekecektir. Toplumun bilinçli direnişi bu despot iktidar anlayışını sandığa gömecek, sanatı da, hukuk gibi, eğitim gibi, özgür basın gibi üzerine çöken karabasandan kurtaracaktır. Merak etmeyin, “şiiri kim öldürebilir ki”?.. AKP döneminde sanat C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle