Katalog

Pazartesi 11 Mayıs 2015 EDITÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 5 Süleyman Şah’a sürpriz ziyaret Başbakan Ahmet Davutoğlu, Şanlıurfa mitingi öncesi helikopterle Suriye’nin Eşme Köyü’ne geçerek Süleyman Şah Türbesi’ni ziyaret etti. GAP Havalimanı’ndan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar ile birlikte helikopterle 7. Hudut Bölük Komutanlığı’na geçen Başbakan Davutoğlu burada askeri yetkililerden bilgi aldı. Davutoğlu, daha sonra özel araçlarla Türkiye sınırına 253 metre uzaklıktaki Suriye’nin Eşme Köyü’ne nakledilen Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşlarının bulunduğu türbeye giderek dua etti. Hatay’ı seven Suriye’deki yangına körükle gitmesin! eçtiğimiz hafta, bir konferans vesilesiyle, uzun yıllar sonra Antakya/Hatay’a gitme fırsatı buldum. Buralar benim çok sevdiğim yerler ve öte tarafta çok sevdiğim yerlere, Halep’e, Lazkiye’ye, yani Suriye’ye komşu yerler. Çok şükür, sınırın bu tarafında hayat, dışardan görüldüğü kadar kaygı verici değil, her şey yolunda devam ediyor gibi. Nitekim, bizi ağırlayanlar da “Söylentiler çok karanlık bir tablo çiziyor, ne olur gördüğünüzü yazın, insanlar burayı savaş mahalli gibi görmesin” diyor. Gördüklerimiz, gördüğümüz kadarıyla iyi, güzel, ama sorun göremediklerimiz, ilk bakışta görünmeyenler hakkında duyduklarımız. G 12 Eylül’ü temizledik Davutoğlu, Şanlıurfa mitinginde AKP’nin 12 Eylül yasaklarını kaldırdığını savundu Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren’in ölümünün ardından konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Evren’in ismini anmadan,12 Eylül yasaklarını kaldırdıklarını savunarak, “Berfo Ana bir daha oğlunu göremedi, 105 yaşında vefat etti. 12 Eylül’ün kalıntılarını kim temizledi? 12 Eylül’de, işkencelerde ölenlerden sonra Türkiye’de işkenceyi tümüyle kim kaldırdı? 12 Eylül’ün yasaklarını kim kaldırdı” dedi. Şanlıurfa Topçu Meydanı’nda konuşan Davuoğlu, sözlerine anneler gününü kutlayarak başladı. Miting öncesi Süleyman Şah Türbesi’ni ziyaret ettiğini belirten Davutoğlu, “Onu, mukaddes mekânın emanetlerini bir gece, 12 lama olayının mahkemesinin temmuza ertelendiği gün Reyhanlı’da konuştuklarımız, her şeye kuşku ile bakıyor. Ölüm oranının 53 üzerinde olduğu ve gizlendiğini, bu olayın provokasyon olduğu ile başlayıp, pek çok iddia ileri sürüyor. Gerçek olan tek şey; buralardaki insanların artık her şeye kuşku ile baktığı. Sokaktan ambulans geçerken, ‘bunların içinde hasta değil, silah var’ diyorlar, diğerleri ‘yok niye ambulansla taşısınlar büyük araçlar zaten silah taşıyor’ diye karşı çıkıyor, daha neler neler anlatıyorlar... bir şubat gecesi bulunduğu yerden getirip, Şanlıurfa’nın kenarında Eşme köyüne, Suriye içindeki Eşme köyüne getiren bütün Mehmetçiklerin alnından öpüyorum. Şanlıurfalılar, artık Süleyman Şah önce millete sonra Şanlıurfa’ya emanettir. Artık Şanlıurfa Süleyman Şah ile de anılacak ve Suriye toprakları içinde Süleyman Şah’ın mekanı içinde bu al bayrak ebediyete kadar dalgalanacak” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır” dediğini iddia eden Davutoğlu, “Ey Şanlıurfalılar, ‘Kudüs Yahudilerin kutsal mekânıdır’ diyenlere dersini verecek misiniz? Onlara Şanlıurfa’da hiç unutmayacakları bir dersle, ‘Şanlıurfa, Kudüs’ün kardeşidir, kardeşi kalacaktır’ diyecek misiniz? Bir kez daha bu tarih cahillerine, bir kez daha ders vermeye hazır mısınız?” dedi. Davutoğlu Şanlıurfa’nın ardından Adana’ya geçti. Adana mitingi için kentin kuzeydeki uzak bir noktasında bulunan Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin bahçesi bu bölgedeki AKPliler için toplanma yeri olarak belirlendi. Bazı çevreler, hastane çalışanlarının da mitinge katılmaya zorlandıklarını belirtti. Merkez Sarıçam ilçesindeki kampta bulunan Suriyeliler de otobüslerle miting alanına taşındı. TÜRGEV yurduna gitti İstanbul’da MÜSİAD’ın 25. kuruluş yıl dönümü programına katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki akşam sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Davutoğlu, Cevahir Kongre Merkezi’ndeki etkinliğin ardından Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile birlikte, 1725 Aralık yolsuzluk operasyonuyla adı gündemden düşmeyen TÜRGEV’in Şişli’deki Mihri Hatun Yüksek Öğretim Kız Öğrenci yurdunu ziyaret etti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Çocuklar bile biliyor Derin ayrışma Suriyeliler de mitingde Demirtaş tarih cahili Haberim olsaydı ben o arabayı verme derdim Almanya ve Belçika’da gurbetçilerle buluşan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı’na sahip çıktı umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in makam aracıyla ilgili tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Erdoğan “Çıkmışlar, Diyanet İşleri Başkanı’nın arabasıyla uğraşıyorlar. Kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanım, eğer benim haberim olsa ben derdim ki, ‘Sakın bu arabayı verme.’ O makam, bu tür bir arabaya fazlasıyla layık” dedi. Erdoğan dün Almanya ve Belçika’da gurbetçilerle buluştu. Erdoğan Belçika’daki gençlik buluşması etkinliğinde konuştu. Erdoğan isim vermeden HDP’yi eleştirip HDP ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki atışmayı yorumladı. Erdoğan, eleştiriler üzerine makam aracını bırakacağını açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e “Çıkmışlar, Diyanet İşleri Başkanı’nın arabasıyla uğraşıyorlar. Kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanım, eğer benim haberim olsa ben derdim ki, ‘Sakın bu arabayı verme.’ O makam, bu tür bir arabaya fazlasıyla layık. Öyle de büyütüyorlar ki. 1 milyon. Öyle bir araba 1 milyon olmaz, yalan. Velev ki olsun, kendileri bu tür arabaların daniskasına biniyorlar” diye konuştu. Erdoğan, “Bugün Türkiye’de Boko Haram gibi, DAEŞ gibi örgütler varlık gösteremiyorsa bunda en büyük pay Diyanet İşleri Başkanlığımızındır” dedi. Erdoğan yaptığı konuşmaların HDP tarafından Yüksek Seçim Kurulu’na şikâyet edilmesine ise şu karşılığı verdi: “YSK’ya şikâyet ediyorlar. ‘Cumhurbaşkanını yasaklayın, meydanlara çıkmasın.’ Bir, iki, üç müracaat ettiler, hepsinden de oy birliğiyle ret aldılar. Anayasayı da bilmiyor. Acaba cumhurbaşkanı nerede suç işler? Cumhurbaşkanının vatana ihanetten başka suçu yoktur. Meydanlarda konuşma hürriyetimi size yedirmem. Alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağım.” C Görmez’e sahip çıktı Duyduklarımız hiç iç açıcı değil. AleviSünni ayrışması dışardan duyduğumuzdan daha derin, daha çok Alevileri, ama tüm kesimden insanı fazlasıyla kaygılandıracak boyutta. Bugüne kadar, tüm farklılıkların bir arada kardeşçe yaşadığı iddiası Türkiye’nin geneli için de, buralar için de sorgusuz sualsiz kabul edilebilir bir tablo değil. Nitekim, burada yaşayanlar, her zaman Aleviler ve Sünniler arasında telaffuz edilmeyen duvarlar olduğunu ama ayrışmanın hiç bu kadar yoğun olmadığını söylüyor. Suriye savaşı, tüm hayatı olumsuz etkilediği gibi, bu ayrışmayı da derinleştirmiş. Yok, meselenin kökünde iktidar karşıtlığı yatmıyor, sorunun başını çeken iktidarın Suriye politikaları olmuş. Yoksa, her kesimden insan, Suriye ile vizelerin kalktığı dönemi özlemle yad ediyor. Vizelerin kalkması da mevcut iktidarın attığı bir adımdı, ama hayırla yâd ediliyor. Yıllarca aşılamayan sınırların birdenbire kalkması, hem ekonomiyi canlandırmış, hem kültürel, coğrafi yakınlık bağlarını canlandırmış, o dönem Halep su yolu olmuş. Ama aniden her şey tersine dönmüş, insanlar neye uğradıklarını anlayamamış. O kadar da değil, buraların savaşın sınırı, havzası, hatta parçası olması, hayatı toptan değiştirmiş. Bu kadarını dışardan da izleyebildik; Suriye’den göç edenler, cihat için Suriye’ye geçenler, mola verip Suriye’den dönenler; hepsi hakkında çokça yazılıp çizildi, hatta dünyabasınının mevzusu oldu. Öyle olduğu halde, buralardaki pek çok insan bu konulara girmekten çekiniyor ama hem çekiniyor, hem de anlatmak, duyurmak istiyor. Gelmişken, Reyhanlı’ya gittik, gazeteci olduğunuzu öğrenenler fısıltı ile seslerini duyurmaya çalışıyor, çarşıda, pazarda rastladığınız genç kızlar usulca, sokağa çıkmaya korkuyoruz, etrafta dolaşanları tanımıyor, tedirgin oluyoruz, daha pek çok şey var ama neyse deyip susuyor. Açık konuşan da var; 11 Mayıs 2013’te 53 kişinin ölümü ile sonuçlanan bomba “Savaşların ilk zaiyatı gerçeklerdir” denilir, sahiden de can kaybına, her türlü acıya hep gerçeklerin kaybı eşlik ediyor gerçek olan ne tevatür olan ne ayırt etmek imkânsız hale geliyor. Sonuçta önemli olan algılar; doğru veya yanlış, insanlar artık resmi açıklamaların tamamının çarpıtma olduğunu düşünür hale gelmiş. Bir de, ‘savaş mahalleri’nin başka gerçekleri var, savaş ekonomisinden çıkar sağlayanların nasıl ortalığı kapladığı da tüm açıklığı ile sayılıp dökülüyor. Her şey mezhep, ideoloji değil bazen daha önemlisi başta mazot olmak üzere, yeni zenginlik kaynağı olan kaçakçılık. Bu sıradan kaçakçılık değil, Suriye’nin yağmalanması, daha sonraları IŞİD’in finansman kaynağı olan kaçak ekonomisi. İktidarın ‘yabancı basının Türkiye’yi karalaması’ diye tanımladığı şeyleri, burada sokaktaki çocuklar bile biliyor. Buralaradaki hastanelerde, Suriye’de savaşırken yaralanaların tedavisine rastlamayan yok. Bundan sonrası farklı iddialar, kimi devlet hastanelerinde yaralı Suriyelilere öncelik verildiğinden söz ediyor, kimi özel hastanelerin paralarını Katar’dan aldığından! Hangisi, ne kadar doğru bilmek zor, ama görünen tablo, buralarda hayatın ciddi darbe aldığı, bu darbenin siyasi tercih meselesini çoktan aştığı. Tam da bu nedenle, Antakya merkezin otel, kafe ve lokantaya çevrilmiş avlulu evlerinde, ikram edilen şahane yemekler boğazıma dizildi. Allah korusun, benzetmek gibi olmasın, ama Halep’in hayali bir an bile aklımdan çıkmadı. Dört sene öncesine kadar Halep’te benzer yerlerde benzer yemekleri yerken, bugünkü kâbusu düşünmek imkânsızdı, şimdi ise Halep’in tekrar eski haline gelmesini hayal etmek imkânsız hale geldi. Ne olur, bu kâbusun sınırın bu tarafına sıçramasına izin vermeyellim, benden uzak demeyin, artık kâbus bize çok yakın! Hafta sonu Hatay’da miting yapan Başbakan, iddia ettiği gibi Hatay’ı çok seviyorsa, her şeyden önce Halep’teki yangını körüklemekten vazgeçsin. Hayat darbe almış Tek gerçek: Kuşku Erdoğan, Belçika’nın Hasselt kentindeki Ethias Arena’da düzenlenen etkinlikte konuştu. (AA) Benden daha Alevisi yok lmanya Karlsruhe kentinde düzenlenen “Gençlik Buluşması”nda gurbetçilere seslenen Erdoğan, Avrupa’daki seçmenlerin 7 Haziran’da belirleyici rol oynayacağını vurguladı. “Gücünüzü en etkin şekilde gösterebileceğiniz yer dağlardaki silahlar değil, sandıktır, sandık” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek A Yedirmem hakkımı vatan, tek devlet” diyerek Rabia işareti yaptı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yapılmakta olduğunu da hatırlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları ifade etti: “Yavuz Sultan Selim Köprüsü bile rahatsız etti. Niye? ‘İsmini nasıl olur da Yavuz Sultan Selim Köprüsü koyarsınız’. Almanya’da falan, Avrupa’da ‘Alisiz Alevilik’ diye bir şeyler çıktı ya şimdi bu Alisiz Alevilerin içerisinden bir tanesini de aday yaptılar, milletvekili adayı. Kardeşlerim, uyanık olmaya mecburuz. Eğer Alevilik, Hazreti Ali Radiyallahu Anh Efendimizi sevmekse, benden daha Alevisi olamaz. Ama yok, Alevilik bir dinse, orada Tayyip Erdoğan yok.” Bürüksel Büyükelçiliği Cumhurbaşkanı’nın toplantısına cami cemaatinin katılımını sağlamak için seferber oldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’e yapacağı ziyaret öncesinde büyükelçiliğin “cami cemaati”nin toplantılara katılımını sağlamak için “seferber” olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü Brüksel toplantısı için Erdoğan’ı dinlemek için her camiden 50 kişi Büyükelçiliğin talebi üzerine Din Hizmetleri Müşavirliği devreye girdi. Din hizmetleri müşavir vekili olarak görev yapan Refik Güner’in imzasıyla gönderilen bilgi notunda camilerden, Erdoğan’ı dinlemek için 50 kişilik isimlerin belirlenmesi istendi. l DUYGU GÜVENÇ/ ANKARA Protesto edildi Almanya Alevi Dernekleri Federasyonu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yaptığı Karlsruhe kentinde protesto gösterisi düzenledi. Cumhurbaşkanı’nın konuşma yapacağı salona yaklaşık 100 metre uzaklıkta toplanan kalabalık slogan atarak, Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto etti. C M Y B