18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Mayıs 2015 Devlet töreni yapılmasın darbe meşrulaştırılmasın 2 Eylül darbesininin “lideri” Kenan Evren için, darbe mağduru ve mağdur yakınlarının itirazlarına karşın “7. Cumhurbaşkanı” sıfatı nedeniyle salı günü Ankara’da “ulusal cenaze töreni” düzenlenecek. Cunta yönetiminin mağdur ettiği onbinlerce mağdur ve mağdur yakını “devlet töreni düzenlenmesi”ni protestoya hazırlanırken, “Devlet Cenaze Yönetmeliği” gereği resmi tören düzenleneceği belirtiliyor. Yönetmelik gereği Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü başkanlığında dün yapılan toplantıda Evren’in cenazesinin ayrıntıları ele alındı. Dışişleri Bakanlığı’nda bugün de ulusal cenaze töreni için çalışmalar devam edecek. Evren’e yönelik tepkiler dikkate alınarak, programın buna göre şekillenmesi bekleniyor. Evren salı günü düzenlenecek ulusal cenaze töreniyle Devlet mezarlığına defnedilecek. Evren’in naaşı salı günü sabah saatlerinde GATA’dan cenaze aracı ile Genelkurmay 10 diktatörün ölümü EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Evren için yönetmelik gereği resmi tören düzenlenmesi gerekiyor. Programın, Evren’e yönelik tepkiler dikkate alınarak şekillendirilmesi bekleniyor. Evren öldü... 12 Eylül ölmedi! Eylül askeri darbesinin komutanı Kenan Evren öldü. 12 Eylül darbesinin hemen ardından 1982 Anayasası ile birlikte kendisini anayasanın içine koyup Cumhurbaşkanı seçtiren Kenan Evren öldü. Yaptığı her Anadolu gezisinde sözlerine Kuran’dan ayetlerle başlayıp peygamberin sözleriyle bitiren Kenan Evren öldü. 17 yaşındaki bir gencin yaşını büyütüp astıran, buna tepki gösterenlere de “Asmayıp da besleyelim mi” karşılığını veren Kenan Evren öldü. Askeri dönemin ardından Kasım 1983 seçimlerinden bir gün önce, “Oylarınızı 12 Eylül icraatını sürdürecek olanlara verin” diyen, ama bu çağrısı ters tepen Kenan Evren öldü. Devletten aldığı güçle, kudreti devam ederken yaptığı resimlerin her biri açık artırmayla milyarlarca liraya satılan, ama iktidar gücünü yitirince tabloları çerçevesi kadar bile para etmeyen Kenan Evren öldü. 1990’lı yılların başına dek hemen her ilin ana caddelerinden birine ve okullarına adı verilen, sonra da bu tabelaları tek tek sökülen Kenan Evren öldü. HHH Şimdi madalyonun öbür yüzüne geçelim... Yukarıda tek tek sıraladığımız gerçeklerin aktörü önceki gece 98 yaşında öldü. Peki Evren’in adında vücut bulan yönetim anlayışı öldü mü? Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturunca, “Devletin en tepesinde ben varım. O zaman her şeyi yapmaya yetkim var. Demokrasinin tarifini de ben yaparım, kuvvetler ayrılığını ayrılıkçılık sayıp, bütün kuvvetleri kendimde birleştiririm” diyen anlayış öldü mü? Halktan aldığı gücü bir sorumluluk olarak taşımak yerine halka karşı kullanmak şeklinde yorumlayan diktatöryal davanış öldü mü? Kendisi yada yakınları adına özel sermaye ve siyasi güç odakları oluşturup mevcut devlet kurumlarının önüne bunları koyan anlayış öldü mü? Kendisini siyasi partilerin üzerinde görüp onları her fırsatta küçümseyen siyaseti sadece kendi gücüne güç katan bir araç olarak gören anlayış öldü mü? Ekonomiyi çalışanlarla değil, sadece sermaye sahipleriyle birlikte yönlendiren, liberalizmi sadece sermayenin önünün açılması, ama emeğin bütün haklarının gasp edilmesi olarak uygulayan anlayış öldü mü? Gençliği, ülkenin geleceğini kuracak bir potansiyel olarak görmek yerine, her an suça bulaşmaya eğilimli, kontrol altında tutulması gereken tehlikeli bir kesim gibi gören bakış öldü mü? HHH Yazının başındaki saptamalara ve yukarıdaki sorulara daha pek çok ek yapılabilir... 2000’li yılların başında yapılan bir anket anımsıyorum. Üniversite öğrencilerine, “Kenan Evren ismi size ne çağırıştırıyor” sorusu sorulduğunda, birinci sırada futbolcu çıkmıştı. Bugünün gençliğine Evren deyince, uzayı mı konuşacağız, diye düşünebilirler. Yurttaş Kenan Evren öldü. Ancak diktatör Kenan Evren’in ruhu bugünkü yönetim anlayışında yaşıyor. 12 Eylül döneminde Kızılay ve Türk Hava Kurumu dahil her yer kapatılmış, sadece bugünkü yönetim anlayışının kökenlerini oluşturan dernekler açık tutulmuş ve palazlandırılmıştı. Şimdi onlar devletin her yerini sardı. 12 Eylül’e rahmet okutacak bir karanlık yarattı. Kenan Evren öldü... 12 Eylül ölmedi, üstelik 12 Eylül 2010’da doğum yaptı. Yakın geçmişi bu çizgiye oturtup çağdaş, demokratik, laik hukuk devleti mücadelesini bu bilinçle sürdürmeliyiz. 1 MUHALEFET TÖRENE KATILMIYOR leri olduğunu 2 Eylül darbesinin lideri ve 7. bildirdi. Cumhurbaşkanı KeHDP Eşbaşnan Evren için “devlet kanı Selahattöreni” düzenlenmesi tin Demirtaş konusunda tartışmaise yaptığı açıklar sürerken, siyasilelamada partirin de tavırları netleşsinden “tek bir meye başladı. kişinin bile” Kılıçdaroğlu Bahçeli Demirtaş CHP Genel BaşkaEvren’in cenaBahçeli, gazetecilerin sorunı Kemal Kılıçdaroğlu’nun zesine gitmeyeceğini bildirsu üzerine 7 Haziran seçimEvren’in cenazesine katıldi. Demirtaş, “HDP’den tek lerine dönük mitingler nede bir kişi Kenan Evren’in cemayacağı öğrenilirken, törende CHP’nin temsili konu niyle Ankara’da olmayacağı nazesine de devlet törenine nı ve dolayısıyla da Evren’in de gitmeyecek, o kadar ansunda da parti içinden bir cenazesine katılmayacağını katılım olmayacağı görüşü neyi ağlatan kişinin cenazesöyledi. Bahçeli salı günü de sine kimse gidemez. Kimler ağır basıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Aksaray ve Nevşehir miting katılacak göreceksiniz” dedi. Başkanlığı karargâhına getirilecek ve Genelkurmay Başkanlığı yaptığı için burada askeri bir tören düzenlenecek. Törene, ordunun komuta kademesi ile eski komutanlar katılacak. Yönetmeliğe göre ikinci törenin Meclis’te yapılması gerekiyordu. Ancak Meclis tatilde olduğu gerekçesiyle bu törenden vazgeçildiği, ailenin de Meclis’te tören istemediği iddia edildi. Cenaze namazının ise Ankara’nın yeni protokol camisi olarak da adlandırılan Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde kılınması üzerinde duruluyor. Yönetmelik gereği, törende Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı tören taburu ve bandosu görev alacak. Evren’in naaşı, top arabası üzerinde taşınacak. Dışişleri kaynakları da yönetmeliğe karşın Evren için aynı büyüklükte ve özende bir tören yapılmayacağını ancak bunun için nihai talimatın beklendiğini belirtti. Yetkili, son anımsanan cenaze töreninin Turgut Özal olduğunu 1 anımsatarak, “Ancak o gün yapılanlara karşın, bugünün koşullarına göre bir tören düzenlenecek. Aynısının olacağını söyleyemeyiz” dedi. 12 Hükümet reddetmişti Evren için “devlet töreni” düzenlenmesine özellikle darbe mağdurları ve yakınları karşı çıkıyor. Devlet töreninin yapılmaması için ancak yasal düzenleme ile mümkün oluyor. Ancak hükümet şimdiye kadar bu yönde düzenleme yapmadığı gibi mağdurların başvurusunu da redddetti. 12 Eylül Girişim Grubu, geçen mart ayında Başbakanlık’a yazılı başvuruda bulundu. Başvuruda, Evren’in ölmesi halinde devlet törenin “darbeyi meşrulaştırmak” anlamına geleceğine dikkat çekilmişti. Evren için “devlet töreni yapılmaması” için yasal düzenleme yapılması talebine yer verildi. Başvuruya BİMER aracılığıyla yanıt veren Dışşileri Bakanlığı, yasal düzenleme konusunda herhangi bir yorumda bulunmazken, Devlet Cenaze Töreni Yönetmeliği’ni vurgu yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Özal gibi olmayacak’ Devlet mezarlığı Yargılama tam bir tiyatroydu 2 Eylül 1980 darbesinin yargılama süreçlerini ve şimdi hesabın kimden sorulacağını hukukçular gazetemize değerlendirdi: Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan 12 Eylül yargılamalarına ilişkin şöyle konuştu: “12 Eylül yargılamaları tamamen bir tiyatroydu. Duruşmaların her biri bir tiyatro sahnesiydi. Süreçte geçici 15. maddenin kaldırılması da yargıyı da ele geçirmek için kurulan düzmece bir oyundu. 12 Eylül’ü yargılayacağız diye bir Turgut Kazan şey attılar da ne oldu? Evren’in lüklerin daha büyük olduğunu yasası hâlâ geçerliyken, % 10 barajı hâlâ geçerliyken adil bir ve bugünlerin hesabınïn nasıl verileceğini merak ediyorum.” yargılamadan, adaletten söz edilemez. O kişiyi yargılarken onun kurallarıyla yönetim sağ Sistemi yaşıyor 12 Eylül davasına müdalayamazsınız. İşin özü oyun olduktan sonra mahkum oldular hil olan oğlu Cemil Kırbayır’ı da ne oldu? O ihtiyarın yargıla gözaltında kaybeden Berfo Kırbayır’ın avukatı Eren Kesnamayacağını hepimiz biliyorkin ise şöyle konuştu:“12 Eylül duk. Bugünün kahramanının askeri darbesi Türkiye’de milionun yanında diz çökmüş fotarizmin en uç noktasıydı. Bir toğrafları varken kimi yargılıyorsunuz ki? Devlet hesap ver çok acıya sebep olundu. Baş meli ama 12 Eylül’ün değil, bu mimarı da Evren’di. Evren’in günün. Evren’de öldü, o günle ölümüne kimsenin üzülmemerin hesabı kime nasıl sorulabi si bunun en büyük göstergesi. Ancak ölüm ya da kişi üzelir? Ancak bugün bütün kötüvermekle bu dava çözülmez.” Devrimci 78’ler Federasyonu avukatı olan ve 12 Eylül davasına idam edilen Erdal Eren, Veysel Güney, Necati Vardar, Ali Aktaş’ın avukat olarak katılan Mehmet Haruş ise davalara ilişkin şunları kaydetti: “Tahsin Şahinkaya hayatta olduğu için dosya düşmüş değil. Bu aşamada Yargıtay’ın bir an önce karar vermesini bekliyoruz. Bu mahkumiyet kararı bu 2 generalin nezdinden öte 12 Eylül rejimini mahkum eden bir karardır. Bu isimler sembolik ancak tek yürütülen dosyalar bu 2 isim üzerine değil. Ankara Başsavcılığı’nda sıkı yönetim komutanları, valiler, il emniyet müdürleri, danışma meclisi üyelerinin soruşturulduğu davalar var. 57 ile dağıtılmış sistematik işkence soruşturmaları var. Yani bütün dosyalardan hızla karar çıkmalı. Ben bir dönemin kesinlikle kapandığını düşünmüyorum. 12 Eylül’ün tüm kurumları ayaktayken dönem kapanmaz.” l İSTANBUL Cumhuriyet Kenan Evren, 12 Eylül sabahı yönetime el koyduklarını açıkladı. Bu açıklamanın ardından tüm yurtta sıkıyönetim ilan edildi. 100 binlerce insan gözaltına alındı Hukukçular, 1980 darbesi adaletini ve Evren’in yargılanmasını değerlendirdi 1 Karar verilsin Burhan Kuzu Evren’i övdü ‘Yaptığı en önemli icraat din dersini zorunlu hale getirmesi’ enan Evren’in ölümünün ardından nadir övgülerden biri AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’dan geldi. Kuzu, sosyal paylaşım sitesi Twitter’deki hesabından yazdığı mesajlar ile Evren’in en önemli icraatının zorunlu din dersini getirmek olduğunu söyleyip onlarca genç hakkında verilen gözaltı, işkence ve idam kararlarını es geçti ve “7. Cumhurbaşkanı Evren, vefat etti. Yaptığı en önemli icraatı, din kültürü ve ahlak dersini ilk ve orta öğretimde zorunlu ders saymasıdır” diye yazdı. Bunun üzerine Twitter kullanıcılarından büyük tepki geldi. Kuzu’nun, bir süre sonra da “12 Eylül darbesi yapıldığında ülkede 5200 gencimiz öldürülmüş durumdaydı. Bu ölüme sebep olanlar bugün sarmaş dolaş. Olan gençlere oldu” diye yazması dikkat çekti. Kuzu, Evren’in hiçbir idam ve işkence suçuyla ilişki kurulmadan yargılandığı davanın da AKP’nin yaptığı anayasa değişikliği sayesinde olduğunu eklemeyi ihmal etmedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet K Eren Keskin rine değil, sistem üzerine konuşmak gerekiyor. Evren öldü, ancak onun sistemi hala yaşıyor. Evren mirasını Tayyip Erdoğan’a bırakarak gitti. Bugün aynısını Erdoğan yürütüyor. 12 Eylül’ün acıları değil, tüm kurumları sahipleniliyor.” Yargılama engellendi 80 darbesi döneminde cezaevine girip, cezaevinde avukat olarak çıkan ve 12 Eylül yargılamalarında da davaya müdahil avukatlardan biri olan Osman Başer ise süreci şöyle yorumladı: “Bir dar Mehmet Haruş be dönemi kudretli generali öldü. Ölmesini istemezdim. Çünkü bir dönemin üniversite gençlerine Mamak’ta, Diyarbakır’da, Metris’te akla hayale sığmayan işkencelere maruz kaldı. 1980 tarihe düşülmüş kara bir leke. Yargılamalar Türkiye Cumhuriyeti için kara bir leke. Türkiye gençliği katledildiği bir olay yaşanırken, dava sahipsiz kaldı. 12 Eylülcüler davasında Türk hukukçular da iflas etti. Güçlü bir yargılama olmadı. Bunu en başta siyasiler engelledi. 2 tane eli kanlıya ceza C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle