19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2015 SALI CUMHURİYET SAYFA Zenginle yoksulun enflasyonu da farklı u Betam’ın araştırmasına göre hane yoksullaştıkça enflasyonu da artıyor. 2013 sonu itibarıyla bu fark yüzde 13 iken 2014 sonunda yüzde 18’e yükseldi. enflasyon da artıyor EKONOMİ [email protected] 13 kirli hesaplar, tuzaklarla yola çıkarak siyaset yapanlar bile, “barış ve kardeşlik” söylem sınırlarının dışına taşamıyorlar... HHH Barış sürecinde, seçimler de yaklaşmışken aynı kavramlar üzerinden yaratılmış uçurum beklentilerle barış ve kardeşlikten söz açarak seçmene ulaşmak, ya da çok iddialı girilmiş süreçten vazgeçildiğini ilan etmek, siyaseten olanaksız gibi bir durum... Halk iradesi öylesine derinden, akan kanın durmasından, barış içinde birlikte yaşamdan yana ki... Beklentileri, çıkarları çok farklılaşmış İktidarları, Kürt cephesi değil sadece, Türkiye üzerinden emperyal hesaplar yapanlar da bir kıvılcıma bakacak iç savaş üzerinden oyun oyanayabilecek hallerde değiller... Anlaşamadan, anlaşmış gibi yaparak bir senaryo yazılmasının çok gerekli olduğu bir zaman diliminde, hatta saatleri içinde.. Bu ülkenin içinden yetişmiş dünyanın da çok iyi tanıdığı evrensel yazarı, Kürt kökenli Türkçeyi şiiri ile en güzel kullanmış yazarı, ömür boyu barış ve kardeşliği, en yoksullar, sol adına da insan eksenli, evrensel değerleriyle sansürsüz, yürekli savunmuş, dışlanma en hafifi, cezavleri sıradan, gereken her bedeli de ödemiş yazarı Yaşar Kemal son nefesini verdi... Gazetecilik, röportajlar, Anadolu kültür geleneklerinin tüm sanat dalları, öyküler ve romanları ile destanlaşmış, siyaset içindeki duruşlarıyla da kanıtlanmış, barış ve kardeşliğe ilişkin çıkışları, kavgası medyanın gündeminde, odağa yerleşiverdi... Uzun yıllar sadece barış ve kardeşliğe, birlikte yaşam iradesine ilişkin savundukları yüzünden yok sayılmış olmasının hesaplaşılmasının zamanı değil elbet... Ölümünün çakışması ile barış, kardeşlik, birlikte yaşam iradesi, çağrılarının karşılığını görebilmesi de çok anlamlı, önemli... Dün verildiği toprağından bize saçacağı ışıklardan çok mutlu olacağına hiç kuşkumuz yok... Kuşkumuz büyük yazarın savunduğu bu çok büyük değerlerin, “barış içinde, birlikte yaşam koşullarının” algılanmasının içinin boşaltılması yoluyla oynanabilecek oyunlar, kurulacak tuzakların kaygısı, hesapları üzerinden... Sevgili ailesi bana göre çok anlamlı bir ilkesellikten yola çıkarak, Yaşar Kemal’in anma etkinliğinde, yakın dostlarının bile değerlendirmelerini almak yerine, kendi yazdıkları, söylemleri, çağrıları ile, çok titiz, duyarlı bir sınır çizdiler... Bugüne kadar Yaşar Kemal’i evrensel ünlü yazarımızı, tam da tüm ürettiklerinin, çağrılarının bütünlüğü içinde yok saymaya, yeni kuşaklara tanıtmamaya çalışmış olanlara inat.. Yaşar Kemal’in “barış içinde birlikte yaşam, kardeşlik çağrılarının..” anlamını anlamak istiyorsanız, bugüne kadar okuyamadığınız, okuyup algılamasında zorlandığınız, bizi en çok da en alttakileri, en itilmiş kakılmışlarımızı sansürsüz, içtenlikle, sevgiyle kendi insan sıcaklığını katmış olarak anlatan kitaplarını, bir daha bir daha okuyunuz... Yaşar Kemal’in Barışı Kardeşliği... En çok yeni kuşaklar için dileğimdir... Eski kuşakların da yılların algı saptırmaları, kavram karmaşasında bilinçlerinde oluşmuş kirliliklerden arınmaları için sil baştan okumalarında büyük yarar olduğuna inanıyorum.. Toplumu her türden alt kimlik ayrımcılığında gettolaştırılmış, önyargılı, çatışmacı iç savaş bataklığına, kaosuna doğru sürüklemiş, ötekine düşman, öfke içinde saldırmaya, patlamaya hazır bir ülkenin bireyleriyiz. Hâlâ sınırlarımızın öte yakasındaki dibine kadar iç savaş kaosu, bataklığına sürüklenmiş, oluk oluk kan akıtılan, paramparça, ne zaman nereye kadar toparlanabilecekleri öngörülemeyen.. bize de en hafifi ile ölümden kaçmış milyonlarca sığınmacılarıyla ulaşmış ağır bedelleriyle.. Güncel en yakıcı IrakSuriyeLibya örnekleri.. Yetmezmiş gibi Cumhuriyet’in en uzun soluklu iktidarda büyüyen İktidarlarının saltanatında, sanki askeri darbeler riskleri azaltılmış, sivil, diktatoryal, polis devletinin hukuk devleti düzeni, demokrasiyi ayaklar altına almış, tüm kamu erklerini ele geçirmiş yapılanmasıyla, siyasal İslamcı kimlikli yürüyüşünde, algı yönetimi aracı olarak medyanın sonuna kadar kullanıldığı bir düzende.. Kirli siyasetin kirli çıkarları adına ağızlardan düşürülmeyen “insan hakları, demokrasi, barış, kardeşlik..” kavramlarının içi öylesine boşaltıldı ki... Elimizle dokunabileceğimize inandırıldığımız adımlarla, elimizden uzaklara, uçurumlara kaydırıldığını görmekte bile zorlanıyoruz... Hafta sonunun son yaşananları ile, ilçeler futbol karşılaşmalarında taraftarların, futbolcuların, kanlı bıçaklı düşmanlıklar ölçeğinde, öfkeli birbirlerine girişlerini, polisin uyguladığı gazlı zırhlı araçlarla şiddetle araya girişlerini kendi kendimize açıklayamıyoruz... Devletin ko rumasındaki çocukların işkenceye, tecavüzlerine seyirci kalınmış olaylara aklımız basmıyor, inamak istemiyoruz... 1980’li yıllardan bu yana gerçekten etkili kadın hakları örgütlülüğü, savaşımından sonra, kadın cinayetlerindeki patlamanın yıkıcılığını nerelere oturtacağız?.. Yaşamın dayattığı, sınırlar ötesindeki iç savaşlar bataklığında çürüme korkusu, toplumsal sağduyumuzu, iç savaş bataklığında boğulmadan, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet, Atatürk devrimlerinin önünü açtığı yolda, barış içinde birlikte yaşama ilişkin çoğunluk özlemlerini dipten gelen dalgalar halinde yeşertti... Kürt açılımı, barış süreci kapsamında yaşanan gelişmelerde; ister iç, ister dış odaklı olsun, ister ırkaşiret, isterse inançlar üzerinden olsun en lişen enflasyon farkı esas olarak konut ve gıda fiyat artışının ortalama enflasyonun üzerinde artmasından kaynaklandı. Yoksulluk arttıkça Ekonomi Servisi Konut ve gıda fiyatlarındaki ortalama artışın enflasyon üzerinde artması, zengin ile yoksul arasındaki enflasyon farkını da rekora çıkardı. Son altı yılda sürekli artış gösteren farklılık, geçen yıl fiyatları baz alındığında rekora ulaştı. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nden Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve Dr. Ayşenur Acar tarafından hazırlanan rapora göre, zenginle yoksul arasındaki enflasyon farkı geçen yıl bir önce ki yıla göre yüzde 13’ten yüzde 18’e yükseldi. Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün (TÜİK) Hane Halkı Bütçe Anketi’nin (HBA) tüketim harcamaları bilgileri kullanılarak, 20032014 dönemi için en zenginden en yoksula yüzde 20’lik harcama gruplarına ait farklı enf lasyon oranlarının baz alınarak yapılan araştırmaya göre zengin kesimden yoksul kesime gidildikçe fiyat endeksinin son altı yıldır belirgin biçimde farklılaştığı göze çarpıyor. 2013 sonu itibarıyla bu fark yüzde 13 iken 2014 sonunda bu fark 5 puan artışla yüzde 18’e yükseldi. Yoksullar aleyhine ge Yoksullar bütçelerinin büyük kısmını gıda, konut gibi zorunlu ihtiyaçlara ayırırken en zengin yüzde 20’lik dilimde bu ihtiyaçlar bütçenin çok daha sınırlı bir kısmına karşılık geliyor. Buna karşılık en zengin yüzde 20’lik kesim, ulaşım, giyim ve ayakkabı, eğlence ve kültür, eğitim, ev aletleri ve mobilya gibi ihtiyaçlara bütçesinde daha fazla yer veriyor. Bu nedenle enflasyon zorunlu harcamalarda ne kadar yüksekse, yoksul kesim fiyat artışlarından o ölçüde fazla etkileniyor. Ekonomi Servisi Garanti Bankası Genel Müdürü Özen`in görevini yıl sonunda bırakacağı iddia edildi. Bloomberg’ün konuya yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre Özen görevini yıl sonunda bırakacak ancak yönetim kurulunda yer almaya devam edecek. İspanya’nın ikinci büyük bankası Banco Bilbao Vizcaya Argentaria (BBVA), Garanti Bankası’nın yüzde 14,89 hissesinin Doğuş Holding’ten satın alınması konusunda dün yaptığı açıklamada, bu hisseler için 1,99 milyar euro ödeyeceğini ve Garanti’deki payını yüzde 39,9’a çıkaracağını tekrarladı. BBVA Mali İşler Direktörü Jaime Saenz de Tejada yaptığı açıklamada, “Alınan hisseler sonrasında Garanti Bankası’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’sunu değiştirebileceğiz” diye konuştu. ‘Ergun Özen ayrılıyor’ iddiası u Soğuk hava koşulları sebze ve meyve fiyatlarını ikiye hatta üçe katladı. Şubat başında kilosu 15 lira olan taze fasulyenin fiyatı yüzde 73 artışla 26 liraya çıkarken en yüksek oranlı fiyat artışı yüzde 100 ile narda görüldü. Fasulye 26, patlıcan 10 lira Ekonomi Servisi Ülke genelinde etkili olan soğuk ve kar yağışlı havanın da etkisiyle şubat ayında sebze ve meyve fiyatları hızla yükseldi. Gerek seraların donması, gerekse kötü hava koşulları nedeniyle ulaşımdan kaynaklanan fiyat artışları yüzde 300’e kadar çıktı. İstanbul Ticaret Odası ve TÜİK ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin verileri üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasında ciddi bir uçurum olduğunu ortaya koydu. Patlıcanın şubatta 68.5 lira aralığında olan kilo fiyatı martta 5.510 liraya yükselirken sakız kabağın 6.5 lira olan fiyatı mart ayında değişmedi. Fiyat artışları en çok meyveyi vurdu. Narın fiyatı yüzde 100 artışla 3 liradan 6 liraya çıktı. Armudun 3.5 lira olan fiyatı mart ayında yüzde 85 artışla 6.5 liraya yükseldi. Ayvanın fiyatı 7 liradan yüzde 28 artışla 9 liraya, muzun fiyatı 6 liradan 7 liraya, portakalın fiyatı yüzde 25 artışla 2 liraya yükseldi. Fiyat artışlarının kış sebzelerinde daha çok olması dikkat çekti. Şubatta 1 lira olan beyaz lahananın fiyatı yüzde 60 artışla 1.60 liraya çıkarken ıspanağın şubat ayında 4 lira olan fiyatı martta değişmedi. Karnabaharın kilogram fiyatı da yüzde 25 gerileyerek 3.5 liraya düştü. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, üreticilerde fiyatı artan ürünlere bakıldığında, fiyatı en fazla artan ürünün patates olduğunu belirterek fiyat değişimlerinin sebebinin geçen ay yaşanan don olayları olduğunu dile getirdi. Halkbank artıştan vazgeçti Ekonomi Servisi Halkbank daha hızlı sermaye artırım işlemi için kayıtlı sermaye sistemine geçme ve bedelli sermaye artırım sürecini iptal kararı aldı. Bankadan KAP’a yapılan açıklamada, kayıtlı sermaye tavanının 7.5 milyar TL olarak belirlenmesine karar verildiği belirtilerek, “Sermaye artırım işleminin kayıtlı sermaye sistemi içerisinde daha hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amacıyla kayıtlı sermaye sistemine geçilmesine karar verilmiştir” denildi. Cepten sağlığa 3.2 milyar lira çıktı u 2 milyar 223 milyon lira katılım payı ödeyen yurttaş, reçete parası olarak da 1 milyar liranın üzerinde ödeme yaptı. Nereye ne ödeniyor? * Yurttaş her bir muayene için ücret alınıyor. Devlet ve üniversite hastanelerinde katılım payı olarak 5 lira, özel hastanelerde de 12 lira tahsil ediliyor. * Reçete başına 3 lira, üçüncü ilaçtan sonraki her bir ilaç için de ek 1 lira alınıyor. * Muayene için randevu almak isteyen yurttaş 182 hattına da para ödüyor. Benzine zam Ekonomi Servisi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), 19 Şubat 2015’te aldığı tavan fiyatı kararı çerçevesinde bugünden itibaren il bazında uygulanacak kurşunsuz benzin türleri tavan fiyatlarını açıkladı. Buna göre ben zinin fiyatı 12 ku ruş artışla İstanbul’da 4.45, Ankara’da 4.48, İzmir’de 4.47 lira olacak. Diğer illerde ise benzinin litre fiyatı 4.45 ile 4.63 lira arasında değişecek. Ekonomi Servisi Yurttaş geçen yıl sadece hastane muayene katılım ücreti ve reçete parası olarak devlete 3 milyar 249 milyon TL ödedi. Bağımsız SağlıkSen Genel Başkanı Mehmet Bayraktar, hükümetin sosyal devlet olma yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek, “Ücretsiz olması gereken sağlık hizmetleri vatandaş için artık büyük bir külfet halini almıştır. Artık hastalardan muayene katılım payı ve reçete parası alınması gibi uygulamalara son verilmelidir” dedi. Bağımsız SağlıkSen’in Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerinden yaptığı hesaplamaya göre, 2014 yılında vatandaş muayene ve reçete ücreti olarak Hazine’ye 3 milyar 249 milyon TL’yi cebinden ödedi. Muayene başına 5 TL katılım payı alınan devlet ve üniversite hastanelerinde 346 milyon 700 bin muayene gerçekleşirken, muayene katılım payının 12 TL olduğu özel hastanelerde geçen yıl 87 milyon 110 bin muayene yapıldı. Ortalama 5 muayeneden biri ücret talep edilmeyen acil servisler ve katılım payı alınmayan başvurulardan oluşurken muayene katılım payı olarak devlete 2 milyar 223 milyon TL ödendi. Yurttaşın sağlıkta ödediği bir diğer ücreti de 3 TL’lik reçete parası oluşturdu. 2014’te 342 milyon reçete yazılırken, reçete parası olarak vatandaşın cebinden 1 milyar 26 milyon TL’nin çıktığı belirlendi. Dış ticaret açığı yüzde 15 azaldı Ekonomi Servisi Dış ticaret açığı şubat ayında yüzde 15.1 azalarak 4.62 milyar dolar oldu. İhracat şubatta yüzde 4.36 azalarak 12.24 milyar dolar, ithalat ise yüzde 7.57 azalarak 16.86 milyar dolar oldu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın şubat ayı dış ticaret verilerine göre dış ticaret hacmi bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6.24 azalarak 29.1 milyar dolara indi. Son 12 aylık dönemde ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2.2 oranında artış ile 153.389 milyon dolardan 156.760 milyon dolara yükselirken, ithalat yüzde 5.1 oranındaki azalış ile 250.990 milyon dolardan 238.151 milyon dolara geriledi. Bir önceki yılın aynı döneminde ise dış ticaret hacmi yüzde 2.3 oranında azalarak 394.912 milyon dolar, dış ticaret açığı ise yüzde 16.6 oranında azalarak 81.391 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 65.8 oldu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle