28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 26 Mart 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 7 ‘Kentlerini parsel parsel satanlar kaybedecek’ İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaşama geçirilen Fuar İzmir’in açılışında başka bir programı olduğu gerekçesiyle yer almadığı açıklanan Vali Toprak, uzun süre yuhalandı HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kendi yönettiği kenti parsel parsel satanlar kaybediyor, kaybedecek” dedi. “CHP İzmir 2. bölge 57. sıra aday adayı” sıfatıyla İzmir’e gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce yaşama geçirilen Fuar İzmir’in açılışına katıldı. AKP’nin hemen her etkinliğinde “başrolde” yer alan İzmir Valisi Mustafa Toprak “başka bir programı olduğu” gerekçesiyle açılışta yer almayınca büyük tepki topladı. Vali Toprak, yardımcısı Hasan Hüseyin Can’ın gerekçesini açıklaması üzerine, açılışa katılanlar tarafından uzun süre yuhalandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ayağa kalkarak protestoları dindirmeye çalıştı. Protestolar üzerine törene katılan AKP ilçe belediye başkanları, Torbalı’dan Adnan Yaşar Görmez, Kemalpaşa’dan Arif Uğurlu ve Menderes’ten Bülent Soylu alanı terk etti. Protokolde oturan AKP İzmir İl Başkanı Bülent Delican ile Kadın Kolları İl Başkanı Gözde Keskin de, Kocaoğlu’nun konuşması sonrası Kılıçdaroğlu’nun mesajlarını beklemeden etkinlikten ayrıldı. Kılıçdaroğlu, fuar alanı inşaatı öncesinde Kocaoğlu’nun kamulaştırma Cumhurbaşkanı Bir Yasağı Daha Deldi... ürkiye’de siyasetin girmediği, el atmadığı alan kalmadı desek yanılmış olmayız. Örneğin başbakan atar, bakan atar, milletvekili (sayısını seçmen belirlese de) atar, yüksek yargıdan yereline yargıç, savcı atar, rektör atar, gazete patronu atar, yazar atar. Uzun sözün kısası atar oğlu atar. Üstüne de rant dağıtır. HHH Haberi arkadaşımız İklim Öngel patlattı. Yazıişlerimiz de “karın tokluğuna propaganda” başlığı ile okurlarımıza sundu. Cumhurbaşkanı, parlamenter sistemi kaldırıp başkanlık sistemini getirme girişimi kapsamındaki beyin yıkama çabalarını alanlardan sonra kapalı alanlara da taşıdı. Bunun çaresi de muhtarlarla Kaçak Saray’da düzenlediği toplantı dizisiyle bulundu. Öngel’in haberine göre hepsi birlikte çağrılamadığı için 53 bin muhtardan her toplantıya sınırlı sayıda katılım olduğundan toplantı 5 yıl sürecekmiş. Muhtarları karşısına alıp, başkanlığa ulaşmak için AKP’ye oy istemekle kalmıyor, iç siyasetteki durumu da kendine özgü sözcüklerle yorumluyor. Oysa siyasetin girmesinin yasalarla açık seçik yasaklandığı tek alan var: Muhtarlık... Partiler bir tek muhtarlık seçiminde aday gösteremiyor. HHH Ülkemizde iki tür muhtarlık söz konusu: Köy muhtarı, mahalle muhtarı. Köy muhtarının ortaklaşa görev yaptığı kurullara ihtiyar meclisi, mahalle muhtarlarınınkilere de ihtiyar heyeti deniliyor. Köydekilere “meclis” denilmesinin de önemli bir nedeni var. Bu meclisin yetkileri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bile fazla. TBMM yasa çıkarırken “nesnel ve soyut” davranmak zorundayken, köy meclisi “öznel ve somut” karar alabiliyor. Örneğin köyün ortak giderlerinin karşılanması için salma saldığında kişilerin mali durumlarına göre tutarlar belirliyor. Kurallara uymayana uygun gördüğü tutarda para cezası kesiyor. Köylüler arasındaki anlaşmazlıkların sulh yoluyla çözmek de köy muhtarı ile köy meclisinin görevleri arasında. HHH Köyün, oy verme hakkı bulunan halkına “köy derneği” deniyor. Köy muhtarı ve köy meclisinin seçiminde açıktan adaylık da yok. Belirli günde köy derneği toplanıyor, oylama yapıyor ve köy muhtarı, köy meclisi üyeleri ve yedeklerini seçiyor. Demokrasinin eski Roma ve Yunan’da uygulanan yöntemine benzer bir durum. Demokrasiden gittikçe uzaklaşıyorlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sıradanlaştırılması için çabaların yoğunlaştığı bir ülkede ilginç bir demokrasi görüntüsü... HHH Ancak, büyükşehir ya da bütünşehir uygulamaları nedeniyle, deyiş yerindeyse 15912 köy muhtarı attan inip eşeğe bindiler. Köyler mahalleye dönüştüğü için mahalle muhtarı oldular, yetkileri ellerinden gitti. Belki de bu nedenle muhtarlara Kaçak Saray toplantılarında söz hakkı verilmiyor. C T Fuar İzmir’in açılışına Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ve Kocaoğlu katıldı. (Fotoğraf: AA) çalışmaları yaparak kâr ettiğini söyledi. CHP lideri, “Kocaoğlu, fuar alanıyla ilgili bana ‘parsel parsel satın aldım’ dedi. Bir de Ankara’yı düşünün, parsel parsel lafı size bir şey hatırlatıyor herhalde. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Hükümet Sözcüsü, kendi partisinden belediye başkanı için ‘Ankara’yı parsel parsel sattı’ diyor. Birileri parsel parsel tezgahlıyor, satıyor, birileri ise parsel parsel gör kemleştiriyor. Aradaki fark budur” diye konuştu. Başta İzmir olmak üzere CHP’li belediyelerin yaptığı çalışmaları öven Kılıçdaroğlu, “İstanbul ve Ankara yaşanabilir bir kent olmaktan çıktı. Eğer Amerika’daki sivil toplum örgütleri İzmir’i dünyanın en saygın kentlerden biri kabul ediyorsa, bu İzmir’de CHP’li bir belediye olduğu içindir. İstanbul yaşanabilir olmaktan çıktıysa AKP’li belediye tarafından yönetildiği içindir. Her şeyi sattılar. Kendi yönettiği kenti parsel parsel satanlar kaybediyor, kaybedecekler” dedi. Açılış sırasında katılımcılardan biri, yürüyen merdivenlerde dengesini kaybedince arkasından gelen CHP İzmir Milletvekili Güldal Mumcu’nun üzerine yuvarlandı. lİZMİR /Cumhuriyet ‘Gel sana maliye dersi vereyim’ Kılıçdaroğlu’ndan yanıt Ne cemaat ne hükümet! MHP ‘tartışmalı milletvekili’ adayı istemiyor illetvekilliği aday adaylığı başvurularını 12 18 Mart tarihleri arasında alan MHP, 7 Haziran seçimlerine “tartışmalı” isimlerle gitmek istemiyor. Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün adaylık başvurusunun reddedilmesinde “paralel” iddiaları ile “hakkında başlatılan soruşturmanın” dayanak gösterildiği belirtilirken, parti yönetimin bu konuda tavrı net. M C HP lideri Kılıçdaroğlu, emeklilere yapmayı vaat ettiği ödemeyle ilgili Başbakan Davutoğlu’nun sözlerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, İzmir programının ardından Denizli’nin Bekilli İlçesinde halka hitap etti. Davutoğlu’nun ‘emekliye 2 ikramiyenin nereden verileceğini’ sorduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, kendisinin maliyeci olduğunu ve paranın nasıl toplandığını, harcandığını bildiğini söyleyerek, “Hiç meraklanma Davutoğlu. Benim için yandaş yok, benim için vatandaş var” dedi. Daha sonra Burdur’a giden Kılıçdaroğlu, hükümet sözcüsünün “Gökçek Ankara‘yı parsel parsel sattı” diyerek yolsuzluğu itiraf ettiğini ve AKP iktidarının 12 yıldır devleti soyduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, Twitter’dan “Davutoğlu bayramlarda emekliye bir maaş ikramiye verilecek diye telaşlandı! Evet, senin yandaşa, saraya akıttığın parayı emekliye vereceğim. Davutoğlu’nun muhalefete hazırlanması normal. Çünkü CHP ile kaynakların emeklinin, emekçinin, halkın yararına kullanacağı günler çok yakın!” mesajını paylaştı. Yurt Atayün MHP’ye göre “cemaat hükümet” geriliminde ne hükümetten yana ne de cemaatten yana tavır SELDA GÜNEYSU sergilenecek. Aday adaylık başvuruları sona eren ve cumartesi günü 11. Olağan Büyük Kurultayı’nı gerçekleştiren MHP, emekli albay Erdal Sarızeybek’in milletvekili aday adaylığı başvurusunu kabul bile etmedi. Eski Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı da olan ve Tunceli’den aday olacağını açıklayan eski Kültür Baka 11 yeni seçim şarkısı MHP, aralarında Kıraç’ın bestelediği “Türkiye Marşı” da bulunan 11 seçim şarkısı hazırlattı. MHP, seçimlerde “Bizimle Yürü Türkiye”, “Türkiye Marşı”, “Selam Anadolu’ya”, “Haydi Geç Harekete”, “Biz Türkiyeyiz”, “Hep Beraber Türkiye”, “Vur Mührünü MHP’ye” şarkılarıyla seçmenin karşısına çıkacak. nı Namık Kemal Zeybek ile eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün başvurusunu ise iade etti. Parti yönetiminden edinilen bilgiye göre, MHP’nin Atayün’ün aday adaylığına sıcak bakmamasının en önemli nedenlerinden biri parti yönetiminin daha önce cemaathükümet arasındaki tartışmalar konusunda belirlediği “mesafeli durma” yaklaşımı. Atayün hakkındaki “paralel” iddialarının ve “hakkında başlatılan soruşturmanın” partinin adaylık kriterlerine uygun olmadığı kanaatine varıldığı dile getirilirken, bu durumun partiyi zora sokabileceği endişesinin güdüldüğü de kaydedildi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de 7 Haziran seçimlerine “tartışmalı” isimlerle ve partinin misyonuna zarar verebilecek adaylarla gidilmeyeceği yönündeki talimatının olduğu kaydedildi. lANKARA Yok yok, Melih Gökçek’e bir şey söylemiyorum. Yani başlık “Affedersiniz Melih Gökçek bey, sizi meşgul ediyorum ama bir şey diyecektim de...” filan gibi bir cümlenin girişi değil. Peki ne? Anladığınızı sanıyorum. Ama doğrusu ona bir sorum var. “Bizim safkan İstanbul fırlaması, yurttaşım, dahası pek yakın arkadaşım Hayko Bağdat’la ilgili dava başvurusunda siz avukatınızın densizliğine mi kurban gittiniz? Yoksa siz de avukatınız gibi mi düşünüyorsunuz” diye sormak istiyorum. Hani ola ki eğrisi doğrusuna gelir, koskoca başkentin Belediye Başkanı, “Aman efendim olur mu öyle şey? Bunca yıllık siyasetçiyim, içinde Ermeni yurttaşlarımızın da yaşadığı başkentin bunca yıllık belediye başkanıyım, böyle bir nefret söyleminin bana yakışmayacağını bilmez miyim” filan der. Hatta belki de “Zaten o avukatı hemen azlettim” diye ekler... Gerçi hiperaktif bir Twitter tutkunu olarak attığı binlerce (yoksa yüz binlerce mi) tweet arasında sanki benzerlerine epey rastladık gibi bir his var içimde. Ama Twitter dünyasında çok az turladığım için emin değilim. Haksızlık etmemeliyim... Gerçi Ermeni sözcüğünün Gökçek’in avukatının dava dilekçesinde “Halk tarafından tiksinti veren anlamında Affedersiniz Melih Gökçek kullanılan bir kelime” olarak nitelenmesi bilmediğimiz, ilk kez duyduğumuz bir zihniyetin dışavurumu, dile getirilmesi değil. Yıllardır “Ölü ele geçirilen PKK’liler Ermeni çıktı. Hepsi sünnetsizmiş” yollu haberler okumaya alışkınız. Biz de “Ulan bu ne iş!.. Çatışmada öldürdüklerinin önce pipisine mi bakıyor bu yiğitler” diye dalga geçtik. Dahası, yıllar önce MHP’nin ünlü “Asena”larından biri nasılsa ve nedense içişleri bakanlığı koltuğuna oturduğunda, Öcalan’a olan nefretini ifade ederken “Ermeni dölü” dediğinde partisinin lideri de dahil hiçbir siyaset esnafının “Hoooop!.. O nasıl söz öyle” dediğini duymadık... Yani Gökçek’in avukatının ve o sözleri benimsiyorsa bizzat Melih Gökçek’in son marifeti şaşırtmadı, “Olamaz, dememiştir canım” gibi parantezler açmadık... Sadece bilinçaltlarını böyle dile getirenlerden tiksindik... Bu ülkenin cumhurbaşkanının bir zamanlar başbakan iken söylediği “Affedersiniz, bana da Ermeni diyorlar” cümlesini duyduğumuzda bunun bir dil sürçmesi olmadığını hemen kavradık ve utandık... O söze kılıf bulmak için bin takla atan meslektaşlardan meslek adına hicap duyduk. Hele bunu kendisi de Ermeni olan yazarlardan okurken kederlendik... O kadar... HHH Geçen yüzyılın başlarında imparatorluklar dönemi sona erer, anlı şanlı imparatorlukların cenaze namazı kılınır, ulusal kurtuluş savaşı veren ülkelerde art arda ulusdevletler kurulurken kaçınılmaz düşmanlıklar da kabardı; toplumsal belleklerde derin izler bıraktı.. Türkçede bu düşmanlıkların yansısı çok deyiş, çok deyim var. Pis Araplar, kahpe Yunan, Moskof ayısı, ödlek İtalyanlar, zalim Bulgarlar... Hangimiz çocukluğunda ve sonrasında bu deyimleri duymadı ki? Gidin Yunanistan’a, bir Yunan milliyetçisi, ırkçısı olmayan sıradan insanların bile “cellat Türkler” dediklerine tanık olursunuz... (Ben oldum.) Gidin Bulgaristan’a “Ayıdan post Türkten dost olmaz” gibi bir halk deyişi kulağınıza çalınabilir... (Benim çalındı.) Gidin Belgrad’a “İki yüzyıl balı Türk yedi, çanağını Sırp yaladı” diyen birine çattığınızda, orada edindiğiniz bir tanıdık anlamadığınızı görünce utanıp “Türk ile Sırp iki yüzyıl aynı çanaktan bal yedi” diye çevirir. Siz de yutmuş gibi davranırsınız... (Ben öyle davrandım.) HHH Ama artık 21. yüzyıldayız. 20. yüzyılın besleyip büyüttüğü önyargıları, düşmanlıkları, buram buram ırkçılık kokan zihniyeti aşamayana acımaktan öte ne gelir elimizden?? Bugün iyimserliğim üstümde. Melih Gökçek’in bile bunu başarabileceğini ummak istiyorum. Fazla mı iyimserim?.. Olsun... Bu yazı, ona bile bir şans tanımak için yazıldı zaten... Bakan açıkladı: Ege adaları fiilen işgal altında illi Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ege kıyılarında yer alan 16 Egemenliği Andlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Kaya ve Kayacıkların (EGAYDAAK) fiilen Yunan işgali altında olduğunu açıkladı. TBMM Genel Kurulu’nda torba yasa teklifi üzerinde görüşmelerde, muhalefet partililer Yılmaz’a, 16 adada Yunan bayraklarının yer aldığını belirterek, bu durumun nedenini sordu. Bakan Yılmaz ise adaların “fiilen işgal altında olduğunu ancak hukuken egemenlik haklarının hiçbirinin ortadan kaldırılmadığını” söyledi. Bu sözler üzerine Genel Kurul’da “fiili işgal” tartışması çıktı. MHP sıralarından Bakan Yılmaz’a, “Vatan toprağı işgal edilmiş, sen bu durumu kabul ediyorsun” diye bağırdı. Yılmaz, tartışmalar arasında genel kurulu terk etti. lANKARA / Cumhuriyet M DÜZELTME Gazetemizde dün 10. sayfada yayımlanan, haberde, CHP 3. bölge milletvekili aday adayı Hüseyin Özkahraman’ın adı yanlış yazılmıştır. Düzeltir, Özkahraman’dan ve okurlarımızdan özür dileriz. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle