23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 Ayşe FeRHAngİl 1 milyon imza işe yaramadı BBC’de yayınlanan Top Gear’ın sunucusu Jeremy Clarkson ‘ırkçılık’ gerekçesiyle işten uzaklaştırılmış, göreve iadesi için hayranları 1 milyon imza toplamıştı. BBC sunucunun işine son vereceğini açıkladı. EDİTÖR: AYŞE FERHANGİL TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Kirli hava beyne zarar Hava kirliliğinin beyin kanamasını artırdığı saptandı. Hava kirliliği ile beyin kanaması arasındaki ilişki 28 ülkeden 94 hava araştırmasının sonuçlarını incelenerek saptandı. Perşembe 26 Mart 2015 Aşktan sonra işbirliği Mudo’nun yönetim kurulu başkanı Ömer Taviloğlu ile uzun süredir birlikte olduğu Made in Love markasının yaratıcısı Hande Çokrak ilk defa güçlerini birleştiriyor udo’nun 17 yaş üzeri genç kızları hedefleyen markası Fts 64 ile Türk modasının rengarenk markası Made in Love işbirliği yaptı. Mart ayı sonunda piyasaya çıkacak ve Türkiye’de 25 mağazada ve online olarak satılacak bu işbirliğinin romantik bir yanı da var: Mudo’nun ikinci kuşak temsilcisi Ömer Tavioğlu ile Made in Love’ın yaratıcısı Hande Çokrak’ın uzun yıllardır süren ilişkisi. İki marka için de bir ilk olan bu işbirliğini yaratıcılarından dinledik: Mudo ve Made in Love birleşince ortaya ne çıktı? Hande Ç: Mudo için Made in Love’ın yaz koleksiyonunun uzantısı olan 34 parçalık bir kapsül koleksiyon hazırladık. 1980’lerin eğlenceli hayatından ilham aldığımız High5 adlı koleksiyon için renkli dijital baskıların hakim olduğu tişörtler, sweatshirtler, penye ve jarse etekler hazırladık. Bir kayırma var mı? Ömer T: Biri birini kayırdıysa, Hande bizi kayırmıştır. Şaka bir yana, Made in Love’ın seçiminde benim beğenmemden çok, şirketteki arkadaşlarımızın ve tasarım ekibimizin konuya heyecanlanması ana kriterdi. Çünkü hakikaten ben taraf olabilirdim. FTS 64 için genç bir tasarımcı ararken Hande’nin koleksiyonunu çok beğendiler, çok heyecanlandılar. Böyle bir heyecan her zaman gelmez. Bu işbirliği iki markaya ne kazandırır? Hande Ç: Londra’dan döndükten sonraki ilk işim Mudo’daydı ve FTS 64 ilk kurulduğunda oradaydım. O yüzden ne eki M Hande Çokrak, Ömer Taviloğlu Atışmalar ve Çatlaklar 1725 Aralık 2013’te AKP ile Cemaat arasındaki olay kadar şaşırtıcı ve sert bir kavga koptu iktidarın üst yönetimi içinde! Çok kısaca anımsayalım: Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Erdoğan, hükümetin PKK ile sürdürdüğü Barış Süreci’ni eleştirdi... Başbakan Yardımcısı Arınç, hükümet adına buna sert bir tepki gösterdi... Erdoğan geri çekilmedi, eleştiri yapmanın görevi olduğunu söyledi... Arınç buna karşı, bir yandan Erdoğan’ı pohpohlarken, öte yandan hükümeti savunmanın kendi görevi olduğunu belirterek atışmayı sürdürdü... Tam bu noktada, işin içine Ankara Belediye Başkanı Gökçek girdi ve Arınç’ı “Paralelci” olmakla, yani son günlerin en ağır suçlaması olan “Cemaatçi” olmakla itham etti... Arınç yanıt olarak Gökçek’in hem “Ankara’yı cemaate parsel parsel sattığını” öne sürdü, hem de ona “havlamak” gibi ağır sözlerle saldırdı ve bunları oğlunun milletvekilliğini garanti etmek için söylediğini öne sürdü... Bu sırada Başbakan Davutoğlu, gerek Arınç’ın gerekse Gökçek’in hatalı olduğunu ve atışmalara parti disiplini çerçevesinde bakılacağını belirtti... Kulislere Gökçek’in Erdoğan’dan onay alarak Arınç’a saldırdığı bilgisi sızdı... Son olarak, Cumhuriyet savcılıklarına her iki politikacı için de şikâyette bulunuldu ve soruşturma başlatıldı. HHH Aslında bütün bu süreç içinde ortaya atılan çok önemli iddialar ve sergilenen son derece rahatsız edici tutum ve davranışlar var ama şimdilik ayrıntıları bir yana bırakıp, atışmanın temel olarak hangi “çatlaklardan” kaynaklandığına bakmak istiyorum: 1) Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı makamına çıktıktan sonra, hükümetin icraatını yeterince hızlı ve yakından izleyememesi, denetleyememesi, yönetememesi ve bunun kendisinde yarattığı rahatsızlık... 2) Erdoğan’ın başkanlık rejimi dayatması ve bunun hem parti hem de hükümet içinde yarattığı rahatsızlık... 3) Erdoğan’ın seçimlere giderken birbirine bütünüyle karşı iki duruş sergileyen PKK ve MHP’den aynı anda oy devşirmek istemesi ve bu nedenle yaptığı çelişik eylem ve söylemler... 4) Erdoğan’ın mevcut Anayasa’nın hemen hemen bütün hükümlerini ihlal eden tutum ve davranışları, özellikle de seçim kampanyası çerçevesinde Başbakan Davutoğlu’nu bütünüyle gölgeleyen eylem ve söylemleri... HHH Atışmaların üstü örtülebilir... Ama bu çatlaklar devam ettiği sürece AKP’nin kan kaybı sürer! Fotoğraf: VEDAT ARIK be, ne de üretim sürecine yabancıydım. Mudo üniversite gibidir, ben de herşeyi orada öğrendiğim için bu genç markanın DNA’sı benimle aynıydı. İlk işbirliğimi ilk çalıştığım yerde yapmak ve ilk defa tasarımlarımın bu kadar fazla insana ulaşacak olması çok önemli. Her kapı ona açıldı Mudo’da Yönetim Kurulu başkanı olarak ilk yılınızı doldurdunuz. Hedeflerinizi tutturabildiniz mi? Ömer T: İlk senemde iki tane seçim ve kur oynamalarını gördük. Tutturabildiğimiz hedeflerimiz de ulaşamadıklarımız da var. Ama hedeflerimizi küçültmedik. Ben kendimize ‘Mara toncuyuz’ diyorum, sonunda 50 yıldır Mudo olarak koşuyoruz. Şimdiki hedefimiz Mudo kadınını yeniden oluşturmak. Yeni sezonda Mudo Collection’ı Gamze Saraçoğlu’na, işe giden kadınlara hitap ettiğimiz koleksiyonlarımızı ise Arzu Kaprol hazırlayacak. Mudo ailesine ilk olarak koleksiyonunuzla girmiş oldunuz. Planlarınızda evlilik var mı? Hande Ç: Evlenme ihtiyacı duymuyoruz, halimizden de fazlasıyla mutluyuz. Ama ‘mahalle baskısı yok’ diyemeyeceğim. Her görenin ilk sorusu bu oluyor. Ömer T: Evlilik sembolik bir kurum. Bence olayın özü evlenmek değil aile olmak. Aile olma durumunun merkezinde de çocuk var. Dolayısıyla çocuk yapmak gibi heyecanlar duyduğumuz noktada evliliği düşünürüz. Birbirinize destek olduğunuzu düşünüyor musunuz? Ömer T: Çiftlerin birlikte olmalarının altında birbirine destek olmak yatıyor, bu anlamda tabii ki oluyoruz. Bu işbirliği özelinde konuşmam gerekirse, Hande’yle beraber olmasak da şu anda FTS 64 markası için bir işbirliği düşündüğümde Hande Çokrak’ı seçerdim. Bunu benim her yolum Hande’ye çıkıyor olarak da düşünebiliriz. Made in Love’nin Mudo FTS 64 koleksiyonu ay sonunda piyasada. Avrupa Birliği, Türk Hastalıklara gözden teşhis mallarını da toplatıyor Göz alanında yaptığı buluşlarla tanınan Prof. Pallikaris, “Gelecekte bir çok hastalığın teşhisi göze bakılarak yapılacak” dedi. SİBel BAHÇetePe Avrupa ithal ettiği ürünlerin kontrolünü sıkılaştırdıkça, Türk markaları da olumsuz etkilenmeye başladı Ayşegül Altın Pallikaris şöyle devam etti: ünyanın en önemli oftalmologlarından, Avrupa Katarakt ve Refraktif Cerrahi Derneği’nin eski Başkanı Prof. Dr. Ioannis Pallikaris, önümüzdeki yıllarda birçok hastalığın teşhisinin göze bakılarak yapılacağını söyledi. Göz alanında yaptığı buluşları ve geliştirdiği tedavi yöntemleriyle tıp dünyasına ışık tutan, lazer tedavilerinde kullanılan “Lasik” yönteminin mucidi ve Dünya Göz Hastaneleri’nin Medikal Direktörü Prof. Dr. Pallikaris, dün Çırağan Sarayı’nda muhabirlerle bir araya geldi. Prof. Dr. Pallikaris, alzheimer hastalığına yol açan plakların (Beta amiloid) beyinden önce göz merceği ve retinada biriktiğini, bu nedenle detaylı göz muayenesi ile biriken plakların beyni etkilemeden tespit edilmesinin mümkün olduğunu söyledi. Pallikaris “Gözümüz aslında bütün vücuProf. Dr. dumuzun Pallikaris, bir ayna‘Lasik’ sı” dedi. yönteminin mucidi. D Kanser teşhisi “Bazı kanser türleri de göz muayenesi ile saptanabilir. Doktor olan arkadaşlarımdan birini kaybettim. Başağrısı vardı, doktorlar herhangi bir sorun saptayamadı. Gözlük almak için göz muayenesine geldi. Yaptığım muayenede bir sorun gördük ve beyin kanserinden kısa sürede ne yazık ki yaşamını yitirdi. Bu hastalıkların teşhisi için detaylı muayene şart. Özellikle retina tomografisi gibi özel yöntemler kullanılır. Genetik araştırmalar da oftalmolojide çok önemli ve giderek önem kazanıyor. Genleri saptayıp tedavi konusunda ileriye gitmek istiyoruz. Nüfusu yaşlı olan ABD’de Başkan Obama, beyin İnisiyatifi (Brain Initiative ) adlı bir proje başlattı. Obama, 2020’ye kadar, alzheimer’da ilaçların bulunmasını istiyor. Dünya Göz Hastaneler Grubu olarak yıllık 1 milyon TL ARGE bütçesi ayırdık.” vrupa Birliği, tehlikeli ithal ürünler konusunda giderek artan düzeyde farkındalık yaratmaya çalışırken denetimleri sıkılaştırıyor ve üye ülkelere de bu konuda uyarılar yapmaya devam ediyor. Tehlike yaratan ürünlerin yüzde 64’ünün Çin’den geldiği belirtilirken, Türkiye’den ithal ürünlerin yüzde 2’sinin tehlike arz ettiğine dikkat çekiliyor. Büyük bölümü Çin’den gelen bazı mallarda güvenlik riskinin giderek arttığını belirten kurum, bunlar arasında çocuk oyuncaklarından tekstil ürünlerine kadar pek çok sınıfta mal bulunduğuna dikkat çekti. A Raporda, ürünün boyun bölgesindeki iplerin boğulma riski taşıdığı ve ürünün piyasadan çekilmesi gerektiği belirtiliyor. Daha öncede Bulgaristan’dan benzer bir uyarının geldiğinni söyleyen Çiçek Tekstil Pazarlama Müdürü Siyami Fergani, “Bulgaristan AB’nin söylediklerini kelimesi kelimesine yerine getirmeye çalışıyor ama bazen çok gereksiz durumlarda da bizi zorluyorlar. Biz butik bir şirketiz ve ürünlerimizin kalitesinden eminiz. Bize henüz uyarı gelmedi. Geldiğinde ürünlerimizi toplatır, gereken değişikliği yapar ve yeniden gönderirirz” dedi. Kozmetik sorunlu Boğulma riski Rapora göre zararlı ürünler arasında iki Türk markası yer alıyor. 20 Mart’ta yayımlanan raporda, Türkiye’den Avrupa’ya ihraç edilen iki markanın toplam 5 ürünü var. Bunlardan biri Bulgaristan’ın şikayette bulunduğu, 7 yaşına kadar olan çocuklar için üretilen boyun ve göğüs kısmında büzmek için ipler olan Cichlid markalı boleralar. Markayı üreten Çiçek Tekstil. Diğer dört ürün ise Papilion markasına ait. Çek Cumhuriyeti’nden gelen dört şikayet Papilion’un kozmetik ve hijyen için kullanılan ıslak mendili, bebekler için kullanılan ıslak havlusu, rahatlatıcı ıslak havlu ve ıslak havlu Aloe Vera isimli ürünleri ile ilgili. Raporda, bu ürünlerde kullanılan IPBC isimli maddenin üç yaşından küçük çocukların sağlığına ciddi anlamda olumsuz etkilerinin olduğu belirtiliyor. Kozmetik ıslak mendiller için “Ürün Kozmetik Yönetmeliğine uygun değildir” denildi. ‘Cezayirli Kadınlar’ ne kadara çıkar? Dünyaca ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso’nun başlıca yapıtlarından “Cezayirli Kadınlar” tablosu Christie’s müzayede evinde açık artırmaya çıkmaya hazırlanıyor. 11 Mayıs’ta gerçekleşecek müzayedenin baş eseri olması beklenen ünlü sanatçının 1955 tarihli tuval üzerine yağlı boya çalışması için açık artırmada fiyatın 140 milyon dolara çıkabileceği yorumları yapılıyor. Picasso’nun bu tablosu 19541955 yılları arasında yarattığı 15 parçadan oluşan eserlerinden biri. Bunu yaparken ünlü ressam Eugene Delacroix’in Paris Louvre müzesinde sergilenen 1834 tarihli “Apartmanlarındaki Cezayirli Kadınlar” tablosundan esinlendiği biliniyor. Arjantin ormanHitler ölmedi, çizen araştırmacılar lık alanı Teyu CuaHitler’in bir süre bure Ulusal Parkı’nda Arjantin’de yaşadı rada yaşamış olabikeşfedilen yıleceği ihtimalini dükık yapıların Nazilere ait sığınakşünüyor. Sovyetler Birliği, Hitleri’in lar oldukları sanılıyor. 2’nci Dün1945’te intihar ettiğini, cesediya Savaşı’nın sona ermesinin arnin yakıldığını açıklamıştı. Cesedi dından 180 kadar Nazi savaş suçteşhis edilmeyen Hitler bu yüzden lusunun Arjantine kaçtığının altını komplo teorilerine konu oluyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle