19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 26 Mart 2015 eDitÖR: SERKAN OZAN taSaRıM: ŞÜKRAN İŞCAN işte aKM’nin iÇ YÜzÜ haber 13 Onarım adı altında 7 yıldır işgalde İstanbul’da kültür ve sanat denince akla gelen ilk mekânlardan biri olan Atatürk Kültür Merkezi, “onarım” adı altında tam 7 yıldır işgal altında. AKM’deki talana, işgale ve vurdumduymazlığa itiraz eden çok sayıda sivil toplum örgütü, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunarak yeni bir hukuk mücadelesi başlatıyor. Uzmanlar ise AKM için hâlâ geç olmadığını belirterek “Böyle giderse yalnızca AKM değil, hiçbir değer geleceğe kalmayacak” diyor. ‘Kapattınız, işgal ettiniz, talan ettiniz’ diyen AKM gönüllüleri suç duyurusunda bulunacak GERI ISTIYORUZ polis işgali ne zaman bitecek? CHP’den Bakan Çelik’e sorular C HP’nin Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, TBMM Başkanlığı’na Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in yanıtlaması için yazılı soru önergesi vererek AKM’deki polis işgalinin ne zaman sona ereceğini sordu. Yüceer’in önergesinde şu sorular yer alıyor: 4 Binanın aksamlarının sökülmesi için kim talimat vermiştir? Aksamlar kime satılmıştır? 4 Koruma Kurulu’nun 31 Aralık 2009 tarihinde AKM’nin mevcut haliyle onarımı yolunda aldığı karara neden uyulmamıştır? 4 AKM’nin onarımı için çeşitli bakanlıklar, kurum, kuruluş, sivil toplum örgütlerinden ne kadar gelir elde edilmiştir? Bu gelirler nerelere sarf edilmiştir? 4 AKM’de yaşanan fiili polis işgali ne zaman bitirilecektir? Polis işgali altında bir yenileme gerçekleştirilmesi mümkün müdür? 4AKM’nin bahçesinin bir bölümünün, hemen yanda bulunan bir pastane tarafından işgal edildiği iddia edilmektedir. Bakanlık ve belediyenin bu konuda ne gibi yaptırımları olmuştur? edi yıldır kapalı olan, polis karargâhına dönüştürülen Atatürk KülCEREN tür Merkezi’nin ÇIPLAK (AKM) onarım mücadelesi yeniden yükseldi. Aralarında AKM’deyiz İnisiyatifi, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, KültürSanat SEN, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, İŞTİSAN, Taksim Dayanışması, Oyuncular Sendikası, İstanbul Kent Savunması, TOMEB, TOBAV, Beyoğlu Kent Savunması, Halkevleri İstanbul Şubesi, Haziran Beyoğlu / Birleşik Haziran Hareketi ve Occupychp’un da bulunduğu grupların girişimiyle AKM için hukuki süreç başlatılıyor. Sivil toplum örgütleri, yıllardır kapalı olan ve akıbetinden endişe duydukları AKM’deki talana, işgale ve vurdumduymazlığa itiraz etmek, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmak için yarın saat 10.30’da Çağlayan Adliyesi önünde buluşarak şuç duyurusunda bulunacak. Y Kimliği zarar görmemeli Mimar Doğan Hasol: Asıl amaçları yıkmak stanbul’un 2010 yılının Avrupa Kültür başkentlerinden biri olduğunu anımsatan Mimar Doğan Hasol, “Ne yazık ki hepimiz o yılı, İstanbul’un tek kültür merkezinden yoksun olarak geçirmenin utancını yaşadık. Son olarak, 2012 yılında AKM önünde yapılan törende, 2013 Cumhuriyet Bayramı’nda yeniden açılacağı bildirilmişti. Bugün ise âdeta yıkılmaya terk edilmiş durumda” dedi. Siyasal iktidarın Taksim’de yeni yapılaşmalar için arsa arayışı içinde olduğunu ifade eden Hasol, şöyle devam etti: “Taksim Gezi Parkı... İşte AKM... Gezi Parkı, eski Topçu Kışlası’nın yeniden yapılması bahanesiyle yok edilmek istendi ve Gezi Direnişi’ne neden oldu. Aslında yapılacak olan hiç kuşkusuz, “kışla” değil, sözde tarihi kışla kılıfı içinde ticari mekânlar üretmekti. AKM’ye gelince... İktidarın asıl amacının, AKM’yi yıkmak olduğu biliniyor. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, dönemin başbakanı Erdoğan’ın baştan beri AKM’nin yıkılmasından yana olduğunu söylemişti.” İ Ömer Çelik AKM için geç değil Kültürel kırım Mimar Korhan Gümüş, AKM olayından ilgili bütün tarafların ders çıkarması gerektiğini belirterek “Sağlam vaziyette ve korunması gereken metal merdiven, kaplamalar, hurda olarak para edecek ne varsa her şey yağmalanmış! Birinci grup olarak tescilli olan bu yapının başına gelenler Türkiye’deki yönetim zihniyetini ele veren bir belge. Bu gidişle AKM’den geriye fotoğraflardan başka bir şey kalmayacak. AKM’yi daha yeniyken yakıp kül haline getiren zihniyet iş başında. Üstelik bu işi bilerek ve isteyerek yapıyor. Türkiye’de devlet eğer bu şekilde yönetilirse, yalnızca AKM değil, hiçbir değer geleceğe kalmayacak” dedi. 75 milyonluk bütçeye ne oldu? İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın AKM’nin onarımı için ayırdığı 75 milyonluk bütçenin akıbeti de bilinmiyor. Bütçenin ne gerekçeyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na aktarılmadığı da açığa çıkmadı. AKM’nin soyulup, “kaba yapı” durumuna getirildiğini anlatan Gümüş, “Yapının içinde bu geçen uzun sürede gerçekleşen yıkımlar, sökümler, yağma buna neden olmuştur. Yapı artık bir sahibi, yönetimi kalmadığı için bu hale gelmiş olmalı. Yenileme sürecinde yapılan hatalar da yapının bu hale gelmesinin nedenleri arasındadır. Müteahhitlerle restorasyon projesi yapılamaz. Müteahhitlik mantığı başkadır, mimarlık yaratıcı bir zekâ gerektirir. Bu işleyiş yüzünden birçok anıt yapı restorasyon adı altında yıkılıp yeniden yapılıyor” diye konuştu. Müteahhit mantığı Çürütme politikası KM’nin “polis karakolu” olmadan önce çekilen fotoğrafları da AKM’nin çürümeye terk edildiğini kanıtlıyor. Mimarlar bu fotoğraflara bakınca, AKM’nin doğa koşulları ve zamanın etkileri nedeniyle değil, yöneticilerin zihniyeti, iş bilmezlikleri nedeniyle bu hale geldiğini söylüyor. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, “Bu bir çürütme politikası” diyor. Yapıcı, iktidarın uzun yıllardan beri dönüştürmek istediği her alanı bilerek çöküntüye terk ettiğini, bakımsızlık halinin de yıkımının meşrulaştırılmasına neredeyse 7 yıldır istanbul’un bir konser salonunun olmadığını anımsatan Mimar Korhan gümüş, “Bunun bedeli, şehre verdiği zarar onlarca aKM’ye bedeldir. asıl mesele, iktidarın aKM’yi, bir opera binası olarak yok etmek istemesidir. Bu yüzden restorasyon süreci baltalandı, aKM’den çok istanbul halkı cezalandırıldı. aKM bir “kültürel kırım” örneği olarak tarihe geçecek. ancak hâlâ geç değil” dedi. Ankara AKM tehlikede İstanbul AKM’nin yokluklar içinde yıllarca süren bir çabanın ürünü olarak yapıldığını belirten Hasol, binanın modern mimarlık tarihimizin önemli yapıtlarından biri olduğunu ve bir kültür varlığı olarak korunması gerektiğini vurguladı. Hasol, “AKM’de doğru çözüm, uygar dünyada pek çok örneği görüldüğü gibi, yapıyı kimliğini bozmayacak şekilde, gerekli ekleme ve düzenlemelerle güncelleştirmek olmalıdır. Bunu yapmak hiç de zor ve olanaksız değildir. Ne yazık ki Ankara AKM de bugün benzer bir kaderle karşı karşıya. Ülke yöneticileri geçmişteki mimarlığımızla övünmeyi biliyorlar; ancak Cumhuriyet dönemi mimarlığına aynı özenle yaklaşmıyorlar. Yaptıklarımızı kendi ellerimizle yıkıp yok edersek, geleceğe bugünden ne bırakacağız?” dedi. A neden olduğunu söylüyor, örnek olarak da Sulukule, Tarlabaşı’nı gösteriyor. AKM’nin gözümüzün önünde tüm uyarılara rağmen onarılacak durumdayken birtakım kaynak eksikliği gibi gerekçelerle onarımının geciktirildiğini vurguluyor. Bu süreç sonunda da düzmece raporlarla “AKM’nin güçlendirilmesi olanak dışıdır” denileceğini belirtiyor. Açık bir şekilde AKM’nin bakımsızlığa terkedilmesinin anayasal bir Mücella Yapıcı suç olduğunu belirtiyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle