28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Anayasaya Aykırılık Paketi Sicil Silen Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu, AKP iktidarının bugüne kadar torbadan çıkardığı hiçbir yasanın, hazırladığı “İç Güvenlik Paketi” adı verilen tasarı kadar anayasaya aykırı hükümleri içermediği kanısında: “Tasarı, öncelikle anayasanın başlangıç bölümünde belirtilen kuvvetler ayrılığı ilkesine, 2. maddesinde yer alan Hukuk Devleti ilkesine, 6. maddesinde belirtilen ‘hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ hükmüne aykırıdır. 13. maddede gösterilen temel hak ve özgürlüklerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebepler ve anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzenine ve ölçülülük ilkesine dayanılmadan sınırlanmasına çalışıldığı için, anayasaya aykırıdır. ‘Yargı yetkisi 9. madde uyarınca Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır’ hükmünü yürütmeyi, yargı yerine soruşturma ve kovuşturma evresine kattığı ve yetkili kıldığı için anayasaya aykırıdır.” Gelelim, hem anayasaya, hem de uluslararası sözleşmelere aykırılıklara... Sabih Kanadoğlu, onları da şöyle sıralıyor: “Polisin silah kullanma yetkisinin, belirsiz bir biçimde genişletilmesi, basınçlı ve kimyasal boyalı su kullanılması, yaşam hakkını güvence altına alan anayasanın 17. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (İHAS) 2. maddelerine aykırıdır. Polisin şüphe duyduğu her durumda, yargı kararı hatta yetki verilen merciin yazılı emri olmaksızın kişileri ve araçlarını kapsamlı olarak araması, özel hayatın gizliliğini güvence altına alan anayasanın 20. ve İHAS’nin 8. maddesine aykırıdır. ‘Polise koruma altına alma’ adı altında, anayasada belirtilmeyen yeni bir özgürlükten yoksun bırakma yetkisi ile eylemin ve durumun niteliği yani kişisel suç algısına göre, olay yerinden uzaklaştırma yetkisinin tanınması anayasanın 13, 19, 34 ve İHAS’ın 5 ve 11. maddelerine aykırıdır. Kolluğa, istihbari dinleme yetkisinin genişletilerek verilmesi, haberleşme özgürlüğünü düzenleyen anayasanın 22. ve İHAS’ın 8. maddesine aykırıdır.” Anayasaya aykırılık olarak sayılanlara; polise, müşteki ile mağdur ve tanık ifadelerini ikamet ettikleri yerlerde veya işyerlerinde ifade almak yetkisi tanımayı, jandarmanın belirli rütbelerinde bulunanların terfi ve atama işlemlerinin yürütmenin yetkisine verilmesini, valiye lüzumu halinde kolluk amir ve memurlarına suçun aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken acele tedbirlerin alınması konusunda emir verme yetkisinin tanınması da eklenince güdülen amacın ne olduğu Kanadoğlu’na göre çok açık hale geliyor: “Siyasi iktidar, terörle mücadele adı altında genel seçim öncesi ve çözüm süreci sonunda, olası eleştirileri ve gösterileri önlemek ve tasarladığı başkancı sistemin altyapısını oluşturmak çabasındadır. Tasarı yasalaşırsa artık hukuk devletinden söz edilemez. Kurulmak istenen polis devletidir. Türkiye bir polis devleti olmaya layık değildir ve Türk milleti böyle bir rejimi kabul etmeyecektir.” DANIŞTAY VALİDEBAĞ PLANINI İPTAL ETTİ Uğur Mumcu’nun “araştırmacı gazeteci” tanımına tam anlamıyla uyan, yazdığı haberler, kitaplar ile çeşitli ödüller almasına karşın yaklaşık bir yıldır işsiz (!) olan değerli meslektaşım İlhan Taşcı, bir AKP belgeseli olan “Maskesiz Soygun” kitabında Recep Tayyip Erdoğan’ın adli sicilinin nasıl silindiğini şöyle anlatır: “Kapatılan Diyarbakır 3 No’lu DGM, Recep Tayyip Erdoğan’ı Siirt’te okuduğu şiir nedeniyle Türk Ceza Yasası’nın ‘halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği’ gerekçesiyle mahkum etmişti. Erdoğan’ın bu mahkumiyeti de adli sicil kaydına işlenmişti. Erdoğan’ın avukatları 9 Eylül 2000 tarihinde Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, DGM’nin kararının ‘vaki olmamış’ sayılmasını ve mahkumiyetin adli sicil kaydından silinmesini istediler. İsmail Rüştü Cirit başkanlığındaki Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi, DGM’nin kararının ‘vaki olmamış sayılmasına, adli sicil kaydının silinmesine’ oyçokluğu ile karar verdi.” İlhan Taşcı, bu kararı veren mahkeme başkanı İsmail Rüştü Cirit’in, AKP döneminde HSYK kararıyla Yargıtay üyeliğine seçildiğini de kitabında belirtir. İşte o İsmail Rüştü Cirit, bugün Yargıtay Başkanı olmuştur! çakılamaz’ ÖZLEM GÜVEMLİ ‘Çivi dahi Hadım Kadınları kapatarak, örterek, dışlayarak erkeği “baştan çıkaran mahlukat”tan sayanlar; şimdi Özgecan için dövünüyor! Hadım etmekten söz ediyorlar bir de... Yaptılar yapacaklarını... Düşüncesi, aklı, bilinci, beyni kısırlaştırılmış bir topluma doğru sürüklüyorlar ülkeyi. Özgecan’ın kesilmiş, yakılmış insan bedeni onların eseridir. Tokmak İç Güvenlik Paketi daha tasarı iken tokmak oldu, milletvekillerinin kafasında patladı. Yürürlüğe girdiğinde, büyüyecek, halkın tepesinde balyoz olacak... Üsküdar Validebağ Korusu için hazırlanan 1/5 bin ölçekli 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Çevresi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı iptal edildi. İptal edilen plana göre koru içinde yapılan otopark inşaatı, Adile Sultan Kasrı’nın çevresini betonlaştıran yol düzenlemesi, İzci Evi inşaatı da yasal dayanaktan yoksun kaldı. Kararı değerlendiren Validebağ Gönüllüleri Derneği Başkanı Arif Belgin, “Mahkeme kararı henüz kesin değil ama şu anki haliyle zaten hukuksuz olan inşaatların yasal dayanağı ortadan kalkmış oldu. Şu an burada çivi dahi çakılamaz” dedi. Belgin kararın 19 Şubat’ta kendilerine tebliğ edildiğini ve 15 günlük “karar düzeltme talebi” sürecinin başladığını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, iptal kararının bozulması istemiyle Danıştay’a başvurdu. Danıştay 6. Dairesi de iptal kararını hukuka ve usulüne uygun bularak temyiz istemini 16 Aralık 2014’te oybirliği ile reddetti. Erkek çocuğa tecavüz suçundan ceza alan Akabe cemaatinin liderinin konferansı tepkiler üzerine iptal edildi HÜKÜMET EK KAYNAK AKTARDI Cemaatler birbirine girdi İstanbul Haber Servisi 12 yaşındaki bir erkek çocuğuna tecavüz suçundan yargılanan ve ceza alan Akabe cemaatinin lideri olan Mustafa İslamoğlu’nun AKP’li Bağcılar Belediyesi’nin organize ettiği etkinlik kapsamında vereceği konferans tepkiler üzerine iptal edildi. Başta Cüppeli Ahmet Hoca olmak üzere bir çok cemaatin tepki gösterdiği Mustafa İslamoğlu ile Nurcular arasında da uzun süredir gerginlik yaşanıyor. Tepkiler üzerine Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, 24 Şubat’ta gerçekleştirilmesi planlanan “Mustafa İslamoğlu ile Adanmış Ömürler Programı”nın program yoğunluğu nedeniyle ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu. KonfeCemaati’nin önde gelen isimleransın iptal edilmesinin ardından ri, Furkan Vakfı lideri Alparslan İsmailağa Cemaati’nin öne gelen Kuytul, Rotterdam İslam Üniverisimlerinden Salih Diner, sosyal sitesi (IUR) Rektörü Prof. Ahmet medyada “Allahımıza şükürler olAkgündüz, İslamoğlu’nu zaman sun, sizler gibi ehlisünnet kardeşzaman sert bir dille eleştirmişti. lerimizin tepkilerini Allahu TeaOda TV’nin haberine göre Cübla tesirli kıldı, Bağcılar Belediyebeli Ahmet Hoca, İslamoğlu’nun si ehlisünnet düşmanı Mustafa Bursa Büyükşehir Belediyesi taİslamoğlu’nun konferansını ip Mustafa İslamoğlu rafından “Kader Konferansı”na tal etti” mesajını paylaştı. davet edilmesine “Bu adamı ko1980’li yıllarda Kayseri’de dini eğitim nuşturanlar, İslam’ı yıkmaya yardım verdiği 12 yaşındaki bir çocuğa tecavüz ediyor” diye tepki göstermişti. AKP’ye ettiği gerekçesiyle ceza alan Mustafa İs yakınlığıyla bilinen İslamcı yazar Kadir lamoğlu diğer cemaatler arasında tartış Mısıroğlu da “İslamoğlu’nun gölgesiyle malara neden olan bir isim. İsmailağa gölgem yolda üst üste çakışsa muzdarip olurum” demişti. İslamoğlu ile Nurcular arasındaki da uzun süredir büyük bir kavga var. İslamoğlu, Çay TV’deki bir programda Nurcuların ayrı bir dine doğru gittiğini iddia ederek “Tüm Nurcu kardeşlerime sesleniyorum. Eğer bu gidişle giderse, bu ekol yüz seneye kalmadan İslamdan kopmuş bir din halini almaya hazır görünüyor dedim. Örneklerini verdim. Bahailik, yezidilik bir örneği” demişti. Cübbeli Ahmet Hoca bunun üzerine Hz. Muhammed’e “Kibirli Adam” dediği iddia edilen Mustafa İslamoğlu’nu eleştirerek “Sapıklıklarına yetişecek zamanımız yok, Allah aşkına bu adamı durdurun” ifadelerini kullanmıştı. Diyanet’e 5 milyar da yetmedi MUSTAFA ÇAKIR KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ANKARA Hükümet, 5.7 milyar liralık “dev bütçesiyle” tam 11 bakanlığı geride bırakan Diyanet’e, ek kaynak aktardı. Yasadaki artırma yetkisini kullanan hükümet, Dini Yayınlar Döner Sermaye İşletmesi’nin sermayesini 40 milyon liraya çıkardı. Sermaye iki kat artırılmış oldu. Diyanet ocak ayında bütçesinden yaptığı 607 milyon 123 bin liralık harcama ile de birçok bakanlık ve kurumu geride bırakmıştı. Diyanet’in 2015 bütçesi 5 milyar 743 milyon 383 bin lira olarak belirlendi. Böylece 11 bakanlığın bütçesini geride bırakıyor: İçişleri Bakanlığı (3.8 milyar TL), Dışişleri Bakanlığı (2 milyar TL), Sağlık Bakanlığı (2.7 milyar TL), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (1.8 milyar TL), Kültür ve Turizm Bakanlığı (2.2 milyar TL), AB Bakanlığı (291 milyon TL), Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (3 milyar TL), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (1.3 milyar TL), Ekonomi Bakanlığı (1.4 milyar TL), Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (764 milyon TL), Kalkınma Bakanlığı (2.1 milyar TL). Mahkeme gönüllü hekimlerin Gezi Direnişi’nde yaralıları tedavi etmesini hukuka uygun buldu BULMACA SEDAT YAŞAYAN Hekimlerin Gezi zaferi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gezi eylemlerinde gönüllü hekimlerin polis şiddeti sonucu yaralanan yüzlerce yurttaşa sağlık hizmeti vermesi üzerine Sağlık Bakanlığı’nın Ankara Tabip Odası’nın yönetim kurulunun görevden alınması talebini reddetti. Duruşmada tanık olarak ifade veren meslek kuruluşu örgütlerinin temsilcileri ile CHP’li vekiller, bakanlığın eylemlerde görevini yapmadığını belirtti. Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın 3. duruşmasında karar çıktı. Duruşmayı CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın yanı sıra Norveç Tabipler Odası Başkanı Björn Oscar Hoftuet ile İnsan Hakları İçin Hekimler Birliği İletişim Müdürü Dede Dunevant da izledi. Olaylara bizzat sokağa inerek şahitlik eden ve zaman zaman polis şiddetine müdahale eden Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Gezi’de sağlık hizmetlerine ilişkin “Olaylar asıl ara sokaklardaydı. Sağlık Bakanlığı görevlisi yoktu. Olaylar vahşet durumuna gelmişti. Eğer o hekimler bulunmasaydı bugün bizim binamıza sığınan birçok yaralı bugün ya ölmüş, ya da ağır kalıcı sakat kalacaktı” dedi. Feyzioğlu, konuşmasını, “Allah, yaralılara yardım eden o hekimlerden razı olsun” sözleriyle tamamladı. CHP’li Aylin Nazlıaka, Gezi eylemlerinde polis şiddeti yaşandığını, bir kişinin gaz bombası sonucu gözünü kaybetmesine bizzat tanıklık yaptığını kaydetti. Yaralananların fişlenecekleri kaygısıyla korkudan hastaneye gitmek istemediklerini belirten Nazlıaka, “Türkiye’de böyle hekimler olduğu için gurur duyuyorum” dedi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, eylemler sırasında gaz fişeğinin Sevgi Korkmaz adlı bir kadının bir bacağından girip diğer bacağından çıktığını gördüğünü anlattı. Ambulansından bile göstericilere gaz bombası atıldığını dile getiren Gök, “Ethem Sarısülük, 20 metre ötemde vuruldu. Onun kurşunla öldüğünü tam 14 gün Sağlık Bakanlığı sakladı. Gönüllü hekimlere dava açmak yerine onlara teşekkür etmek gerek” diye konuştu. Yargıç Zerrin Berke, gönüllü hekimlerin Gezi eylemlerindeki müdahalesini hukuka uygun buldu. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com HARBİ SEMİH POROY SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Aptal, ser 1 sem, budala. 2 2/ Mükem mel olama 3 ma korkusu. 4 3/ Mantarlar 5 dan ileri ge6 len bir bitki hastalığı... 7 Amerika’da 8 yaşayan ve 9 “çamaşırcı ayı” da deni1 2 3 4 5 6 7 8 9 len bir hayvan. 4/ 1 G İ Y O T İ N D Giysilerde, omuz 2 A T E L O F O B İ ların dik durması 3 için konulan parça. 4 R M E T A T E Z R A L O K T T A 5/ Gümüşhane’nin A Ş A N kuzeydoğusunda 5 O F İ S 6 T A K I N T I T ünlü bir manas7 E K N O K L E tır... Parlak kırmızı AMA D E A R renkte bir süs taşı. 8 6/ Kanatların bağ 9 A N A V A T A İ lı bulunduğu kapı ya da pencere çerçevesi... Rus köylü topluluğuna verilen ad. 7/ Evlatlık olarak alınan ve ev işlerinde çalıştırılan kız. 8/ Tavlada “üç”sayısı... Uzaklık işareti... Büyük demiryolu durağı. 9/ Bir borcu azar azar ödeyerek kapatma... “Üç günlük dünyada / Ölmeden gülen öğünsün” (Karacaoğlan). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Argoda alık, bön kimseye verilen ad... Bir nota. 2/ Soyundan gelinen kimse... Tapınak. 3/ İşkil, kuruntu. 4/ Bir renk... Osmanlı mimarlığında, bir eksen üzerinde dizilmiş dükkânlardan oluşan çarşı. 5/ Ayakkabı kalıbının çapı... Bir nota. 6/ “Ufuklar” anlamında eski sözcük... Kuzu sesi. 7/ Nohut büyüklüğünde hamur taneleri ve sarımsaklı yoğurtla yapılan bir yemek. 8/ Bir gösterme sıfatı... Fas’ta yetişen ve meyvesinden değerli bir yağ elde edilen dikenli bir ağaççık. 9/ Bir müzik parçasının son bölümü... Oylumlu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle