17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 bilmiyorum... Benim umudum hiçbir zaman kaybolmaz, kaybolduğunu sandığım an karşıma çıkar. 12 Eylül darbesi, infazlar, mahkemeler, işkenceler, Ankara’nın ünlü işkence merkezi DAL... Fikret Akal, prangalara, işkenceye teslim olmadı... Daha sonraki yılları da acılıydı, paramparça bir yürekle umudun, mutluluğun yakasını bırakmadı. Direndi! Yılmadı! Duvara dayalı bir hayat, hüzün yumağı... Ahmet Aziz, bırakılan izi romanlaştırmış, arı bir dille... Daha önce yayımladığı görkemli ilk romanı “Triumvira”, yakın tarihimizi, İttihat ve Terakki dönemini olağanüstü akıcılıkla anlatmıştı. Bir yazın ustası bu son romanıyla da edebiyatımıza yeni bir soluk getirmiş. Okumanızı öneririm... HHH Gecenin bu geç saatinde, bir film geri geliyor, yorgun dönüyor... Titreyen bacaklarını görür gibi oluyorum hayatın! Ben o saatte, geride bıraktığımız yıllara dönüyorum yeniden... Komünizmle Mücadele Derneği, kitlesel katliamlar, Gladyo. Taksim’de, Dolmabahçe’de, İzmir Kordonboyu’nda gençlere karşı girişilen eylemler, Kanlı Pazar, “cihat” çığlıkları... Aradan 46 yıl geçmiş ama ben daha dün gibi anımsıyorum... Umutla yaşayan insan geçmişi unutmaz! Bir dönem 6. Filo’nun conilerini koruyup kollayan, emperyalizme karşı direnen gençlerin üzerine bıçakla, silahla saldıran “cihatçılar” bugün hangi koltuklarda oturuyor, nerelerde barınıyor? Ya “Komünistler Moskova’ya” diyen yaratıklar nerede? Birçoğu Moskova’da işadamı olup köşeyi çoktan döndüler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından... Hayat böyle işte! Gece geç vakit eve dönüyorum. Son bir kez bilgisayardan haberlere bakıyorum. Genç bir meslektaşın, Nuh Köklü’nün acı haberini görüyorum. Nuh’u atvSabah grevinden, NTV televizyonundaki değerli çalışmalarından, demokrasi ve özgürlük mücadelesi içindeki eylemlerinden iyi tanıyorum. Kartopu oynayanların çocuksu sevincinden cinayet çıkaran ruhları düşünüyorum. Özgecan’ın acısını daha içimizden atamadan... Pencereden dışarıya bakıyorum.. Lapa lapa kar yağıyor... Tren gelir oy gelir! Hükümet seçim öncesi AKP’li belediyelere büyük kıyak geçti. İstanbul, Ankara ve Antalya’da metro hatlarının yapımını devlet üstlenecek MUSTAFA ÇAKIR Kartopu Cinayeti!.. Siyaset yazmak istemiyor canım... Hayatı yazmak, insana dokunmak gibi bir şeydir. Bundan böyle daha az güncel siyaset yazıp daha çok demokrasi ve özgürlük isteyen yazılara doğru yelken açacağım... Hayatın o daracık yollarında yürürken, eski zaman masallarını anlatacağım... Tepeden tırnağa aşkla yanıp tutuşan yürekleri, akşam vakitlerini, engin denizleri, ormanları anlatmaya çalışacağım... Bir çocuğun gülümsemesini, bir sevdalının gizemli yüzünü... Yükselen suya düşen bir kadının bakışını, şiddetin sarmalında büyüyen o çocuk gelinleri, Sümbül Dağı eteklerinde açan çiçekleri, barış rüzgârlarını... Öpüşmelerden yoksun günlerin acısını çıkarırken, zalimliğin, zorbalığın adresini arayacağım. Anıların, acıların, resimlerin kan ırmağından akışına bilmem tanık oldunuz mu? O kan ırmağını, çileli hayatları, gece baskınlarını, faili belli cinayetleri... Kanlı pazarı yazacağım, gençler anımsasın diye, tarihin sayfalarını çevireceğim... Gezi’den önceyi, Gezi’den sonrayı! Taksim’de bir de “Kanlı Pazar” vardı, birden aklıma geldi. Bir de “Komünizmle Mücadele Derneği”, hani “Komünistler Moskova’ya” diyen milliyetçimuhafazakâr takımı... Anlatsam anlar mısınız yüreğimin içinden geçenleri... O acıyı, hüznü, yalnızlığın fırtına vadisini... HHH Kar yağarken bahçeye çıkıp yürüyorum gecenin geç saatinde... Beyaz giysilerini giymiş karanlık... Sarı ışıklı sokak lambaları... Ağrı Dağı eteklerinden aşağıya iniyorum, sonra İyonya kıyılarına vuruyorum kendimi... Bu bir düş benim için! Düşlerle yaşamayı, avunmayı seviyorum yalnızlığın soğuk havasını ciğerlerime doldururken... Bir süre dolaşıp evime giriyorum... Elimde Ahmet Aziz’in son romanı: “Biz Cenneti Yeryüzünde Kuracaktık” (Yalçın Yayınları). Bıraktığım yerden yeniden okumaya başlıyorum... Ahmet Aziz, yıllar önce tanıdığı Fikret Akal’ı anlatıyor; onun hep mutluluktan söz ettiğini yazıyor, kitabın arka kapağında... Mutlu ve umutlu olmak! Ben hep böyleyim, nedendir ANKARA Hükümet seçim öncesinde AKP’li belediyeleri rahatlattı. İstanbul, Ankara ve Antalya belediyelerinin metro hatlarının inşasını devlet üstlendi. Ayrıca bundan böyle devlet, belediyeler tarafından yapımına başlanılan metro hatlarını devralıp tamamlamak yerine en baştan yapımını kendisi üstlenebilecek. Ancak hangi kentteki hangi belediyenin projesinin üstlenileceğine ise hükümet karar verecek. Bu da iktidar partili belediyelere büyük avantaj anlamına geliyor. Ayrıca belediye Hazine’den karşılanan maliyet bedelini de hemen ödemek zorunda olmayacak. Uzun vadede metrodan para geldikçe ödeyecek. Yani yıllar yıllar sonra ödeyebilecek. Hükümet, şehir içi raylı ulaşım sistemleri, metrolar ve bunlarla ilgili tesislerin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından devralınması ve tamamlanması, devri ile ilgili şartların belirlenmesine ilişkin kararda değişiklik yaptı. Yeni karara göre Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı şehirlerdeki metroları devralıp tamamlamanın yanı sıra yapımlarını tamamen kendisi de üstlenebilecek. Bakanlık metronun yapımını tamamladıktan sonra maliyet bedeli üzerinden belediyelere devredecek. Devralan kuruluş yani belediye ise bütçeden karşılanan maliyetlerin karşılığı olarak metrodan sağlanan gelirleri Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen banka hesabına aktaracak. Oysa eski kararda belediyelerin tüm brüt gelirlerini proje maliyetinin karşılığı olarak Hazine’nin verdiği banka hesabına yatırması öngörülüyordu. Böylece Hazine’nin alacağı da hemen ödeniyordu. Ancak yeni kararla belediyeler, metroyu devraldıklarında Hazine’den karşılanan bedeli hemen ödemek zorunda olmayacak. Maliyet, sadece metrodan sağlanan gelirle ödenecek. Yani belediyeler Hazine’ye ödemeyi yıllar sonra yapabilecek. Belediyelerin metroların zarar ettiği açıklamaları dikkate alındığında, Hazine’ye bu ödemenin nasıl yapılacağı da soru işareti yaratıyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı devraldığı projeler dışında kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve il özel idarelerinin metro ve şehir içi raylı ulaşım sistemi kurma taleplerini de değerlendirecek. Ancak “uygun gördüklerini” Bakanlar Kurulu’na sunacak. İŞTE DEVLETİN YAPACAĞI HATLAR Kararla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen İncirliSefaköy metro hattının yapımı da Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından devralındı. Bunun dışında bakanlık AKP’li üç belediyenin projesini de tamamen üstlendi. Karara göre Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait Yenikapıİncirli metro hattı, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait AKMGarKızılay metro hattı ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait MeydanHavaalanıEXPO raylı sistem hattının yapımlarını üstlendi. CHP MYK toplandı. Özgecan için sert tepki gösteren Koç, AKP’yi suçladı ‘Meczuplar yarattınız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Özgecan cinayetine ilişkin çok sert açıklamalarda bulundu. Kadını ikinci plana atan ve kadını “mal ve namus” olarak gören söylemlere yanıt veren Koç, “Ben annem hastayken banyoda yıkadım be Allah sizin belanızı versin” diye Haluk Koç konuştu. CHP, MYK Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında dün toplandı. Koç, partisinin MYK toplantısı devam ederken gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP Parti Sözcüsü Koç, AKP iktidarının “Karun gibi zenginleştiğini” vurgulayarak, “En basiti yeni bir gemi daha filoya katıldı. Torpil iltimas rutinleşti mi rutinleşti. Bunlar açıklandı bu kürsüden biri de çıkıp açıklama yapamadı. Rütbe sırasına göre avantalarını aldılar” diye konuştu. AKP iktidarının dini kullandığını belirten Koç, “Bunlar firavun oldular, bunlar ah aldılar, beddua aldılar, almaya da devam ediyorlar” dedi. AKP yetkililerinin kadına yönelik yaptıkları açıklamaları tek tek anımsatan Koç, “6 yaşında bir kız çocuğu ile evlenilebileceğini söylediler. O sözleri söyleyenler Özgecan cinayetinin azmettiricileridir” dedi. Koç, “En iğrencini, en yaralayıcısını, en utanç vericisini söyleyeceğim; ‘ananızın dizinin üstünün görünmesi dahi bir tahriktir’ diyor. Allah belanızı versin. Ben anamı hastayken, banyoya sokup yıkayan adamım, nur içinde yatsın. Böyle bir zihniyet, mantık olabilir mi? Türkiye’yi yıllardır bu düşüncelerle kıskaca aldınız. Bir sürü meczup yarattınız toplumda. Hedef ne? Hedef, evine hapsedilen, iş yaşamından koparılan kadın, hedef haline getirilen kadın, tecavüze ve öldürülmeye adeta teşvik çıkarılan kadın. Bu sözleri söyleyenler en başından en altına kadar hepiniz Özgecan ve benzeri kadın cinayetlerinin azmettiricisisiniz. Yürekli bir savcı varsa gider üstüne” ifadelerini kullandı. Hedef eve hapsedilen kadın AFAD’ın 22 lojistik merkezinin açılışını yapan Cumhurbaşkanı, Türkiye’de doğan ve kendi adını da taşıyan Suriyeli çocuklara armağan verdi. (Fotoğraf: DHA) Recep, Tayyip, Erdoğan’a altın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) 22 lojistik merkezinin açılışını ATO Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen törenle yaptı. Erdoğan, “1999 Düzce depreminde yıkıntıların altında kalan bir devletten, bugün ülke içinde ve dünyada yaşanan tüm afetlere, krizlere anında ve etkin şekilde müdahale edebilen bir Türkiye’ye geldik” dedi. Erdoğan, dün gerçekleştirilen açılış töreninde AFAD’ın Van depreminin ardından yaptığı çalışmaları övdü. TOKİ’nin Van’da 17 bin konut inşa ettiğini belirten Erdoğan, “Ben göl demiyorum, Van Denizi’ne nazır şehirler inşa ettik. Bundan dolayı iftihar ediyoruz, bunun kadrini kıymetini bilmeyenler olabilir. Ama biz, ‘At denize, balık bilmezse Halik bilir’ dedik ve böyle attık” diye konuştu. Türkiye’de 2 milyon civarında Suriyeli mülteci yaşadığını belirten Erdoğan, kendilerini öven ancak, maddi destek vermeyen Batılı ülkeleri eleştirdi. Erdoğan, yapılan AFAD lojistik merkezlerinde, dünyanın her yerine anında gönderilecek yardımların konteynerler içinde hazır beklediğini söyledi. Erdoğan, Türkiye’de doğan ve kendi adını taşıyan Suriyeli çocukları da bir süre sevdi, birer altın armağan etti. DALAN’IN YAKALAMA KARARI KALDIRILDI İstanbul Haber Servisi Ergenekon ana davasında kararla birlikte dosyaları ayrılan 5 firari sanıktan İSTEK Vakfı kurucusu Bedrettin Dalan hakkında ifadesi alınamadığı gerekçesiyle çıkarılan yakalama kararı kaldırıldı. Dalan ile birlikte eski AKP milletvekili Turhan Çömez, emekli Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Emrah Gönenci ve Saipir Debzlelvidze’nin İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına ise devam ediliyor. Dalan hakkında Nisan 2010’da Dalan yakalama kararı çıkarılmıştı. O tarihten bu yana firari olan Dalan’ın dosyası ayrılmıştı. Daha önce de yakalama kararının kaldırılması talep edilmiş, son olarak 6 Şubat 2015’te görülen davada mahkeme bu talebi reddetmişti. Dalan’ın avukatları da bir üst mahkeme aracılığıyla itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi yakalama kararının kaldırılmasına karar verdi. Dalan’ın avukatı Celal Ülgen, Dalan’a ilk haberi ailesinden birisinin verdiğini söyleyerek, “Daha sonra ben aradım. Sayın Başkan (Dalan) bana ‘haklılığımız anlaşıldı. Çok çok geç kalınmış bir karar oldu’ dedi” bilgisini verdi. Ülgen, Dalan’ın dönüşe ilişkin detayları ise kısa bir süre sonra açıklayabileceklerini söyledi. l Siirt merkezli 6 kentte paralel operasyonu düzenlendi Dumanlı’nın polis kardeşine gözaltı SİİRT (DHA) Siirt merkezli 6 ilde düzenlenen paralel yapı operasyonunda Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın Siirt Polis Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı olan kardeşi Halil Dumanlı’nın da içinde bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı. 2 polisin ise arandığı belirtildi. Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, kurulan örgüte üye olma, kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kaydetmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, suç uydurma, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından yürüttüğü bir soruşturma dün savcılık talimatıyla paralel yapıya yönelik dün Siirt, İzmir, Mer AKP’nin seçim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, kendisi ile ilgili bazı gazetelerde çıkan ve Twitter fenomeni fuatavni ile işbirliği yaptığı iddiasına dayanan haberlere tepki gösterdi. AKP’nin seçim kampanyasının başladığını ifade eden Oran, kampanyayı “Dinle, fişle, izle, sahte belge üret, havuz medyasına servis et” olarak nitelendirdi. Oran, “Yeni kumpaslar üretiliyor. Bunun adı siyaset değil, kara propaganda” ifadelerini kullandı. Oran, kendisi ve CHP ile ilgili dünkü bazı gazetelerde çıkan manşet haberlere tepki gösterdi. Hükümetin devletin tüm kalelerini zaptettiğini, istihbarat birimlerini de ele geçirdiğini dile getiren Oran, “İnsanları istediği gibi iz l Havuz medyasının hedef gösterdiği Oran: CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Akşam, Star ve Güneş gazetelerinde yer alan haberlerde kişilik haklarına saldırıldığı gerekçesiyle gazete yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. kampanyası başladı liyor, fişliyor. Sahte belgeler düzenliyor. Yalan, üretilmiş bilgileri havuz medyasına sunuyor” dedi. Bunun en çarpıcı örneğinin Hitler döneminde yaşandığını ifade eden Oran, “Gerçek bir diktatörlük” ifadesini kullandı. Kendisine ve partisine yapılalara karşı mücedele edeceğini, pabuç bırakmayacağını ifade eden Oran, “Bütün dünyada hesabı sorulacak. Bütün dünya bunu takip ediyor. Bunun adı siyaset değil. Kara propaganda. Haksızlığın, huhuksuzluğun hesabını soracağım. Partim de soracak” dedi. Seçimlere 105 gün kaldığına işaret eden Oran, “AKP’nin seçim kampanyası başladı. Dinle, fişle. izle, sahte belge üret, havuz medyasına gönder” tepkisini gösterdi. İlk yorumu: Haklılığımız anlaşıldı sin, Balıkesir, Elazığ ve Sakarya’da eşzamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, 14 Aralık’ta gözaltına alınan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın Siirt Polis Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı olan kardeşi Halil Dumanlı ve 1 komiser yardımcısı ile 4 polis Siirt’te göz altına alınırken Sakarya’da polis memuru, Balıkesir’in Erdek ilçesinde 1 komiser yardımcısı, Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde 1 komiser yardımcısı, Mersin’de 1 eski Emniyet müdürünün gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada, İzmir Emniyet Müdürlüğü emrinde görevli 1 başkomiser ile Siirt Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 1 polis memurunun da yakalanması için çalışmaların devam ettiği belirtildi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle