23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baran Tursun Vakfı, polis kurşunuyla ölen 183 yurttaşı manşet yapan gazetemizi Meclis’te dağıttı 11 Vekillere Cumhuriyet Polis kurşunuyla öldürülen Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun, Meclis’te gazetemizi dağıtırken özellikle CHP, MHP ve HDP’li vekillerin kendilerini olumlu karşıladığını söyledi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) RIN A L N A C U B ÖNCE İN R E V I N I B A S HE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Baran Tursun Vakfı, İç Güvenlik Paketi’nin görüşmeleri sırasında, dün Meclis’te bulunan tüm milletvekillerine Cumhuriyet gazetesi verdi. Polis kurşunuyla 8 yılda öldürülen 183 yurttaşı manşetine taşıyan gazetemizi vekillere dağıtan Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun, parti ayrımı yapmadan tüm milletvekillerine gazeteyi verdiklerini söyleyerek 8 yılda yaşanan polis şiddetini hatırlatmayı amaçladığını belirtti. Tursun, yaşananları İç Güvenlik Paketi görüşmeleri sırasında vekillere hatırl atarak paketin gözden geçirilmesini istedi. Tüm milletvekillerine ulaşamadıklarını ifade eden Tursun, özellikle CHP, MHP ve HDP’li vekillerin kendilerini olumlu karşıladığını söyledi. Vekillerin odalarına da davet edildiklerini dile getiren Tursun, “İzmir’den, polis tarafından katledilen insanlar için buraya geldim. Öldürülenlerden hiçbiri polise saldırmadı. Hepsi hikâye. Bunları aydınlatmak için Meclis’e geldik” diye konuştu. Tursun, gazeteyi gün boyu AKP’li vekillere de ulaştırmaya çalıştıklarını söyledi. AYM’nin yeni başkanı Zühtü Arslan, mahkemenin ‘yürürlük durdurma’ yetkisine karşı. Bu nedenle muhalefette, ‘Paketi Meclis’te durdurmak zorundayız’ görüşü öne çıkıyor Meclis’ten geçmesin ERDEM GÜL u 2007 yılında polise getirilen “Kendi öngörüsü ve takdiri ile zor ve silah kullanma” serbestisinin bedelini Türkiye 8 yılda 183 ölümle ödedi. TBMM’deki İç Güvenlik Paketi’nin kabul edilmesi halinde yargısız infazlar artacak. 183 acılı aile pakete tepkilerini ve beklentilerini anlattı. Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan: ANKARA Hükümetin, muhalefetin Meclis’teki direnişine karşı siyasi tarihe geçen “tokmaklı” müdahalelerle yasalaştırması durumunda güvenlik paketini durduracak tek kurum olarak Anayasa Mahkemesi (AYM) kalacak. Ancak yeni başkan Zühtü Arslan’ın bilinen yaklaşımları muhalefete güven vermiyor. Arslan, muhalefetin önemli bir silahı olan “yürürlüğü durdurma” yetkisini kullanmasına karşı. Meclis’te muhalif milletvekillerinin hastanelik edilmesine neden olan “İç Güvenlik Paketi” için CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin farklı bir noktaya dikkat çekiyor. Paketin anketlerde AKP’nin oy oranının ciddi olarak düşüşe geçmesi nedeniyle getirildiğini belirten Tekin, “Bize de ulaşan anketlerde yüzde 40’ın altını gördüler. Hatta kendilerine son verilen ankette AKP’nin oy oranı yüzde 37. Yeniden iktidarda olmak onlar için ölüm kalım meselesi haline döndü ve sıkıyönetim yasasına başvurmak zorunda kaldılar. Her türlü sokak muhalefetini, hatta seçimde iktidara karşı yürütülecek kampanyaları bile bu yasayla bastırmak istiyorlar. Böylece seçim sürecini devlet zoruyla ellerine almak istiyorlar” diyor. AKP’nin seçimi kaybetmesi durumunda 1725 Aralık operasCHP Genel Sekreteri yonlarına bulaşan siyasetçi, bürokrat ve işaGürsel Tekin, damlarının yargılanagüvenlik paketi için, cağına da vurgu yapan “Bunların kur“Seçim için çıkarılmış Tekin, tarılması için de seçim bir sıkıyönetim önemli” görüşünde. SENDİKALAR VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ PAKETE İSYAN ETTİ: Elleri çok pislenecek Önce canların hesabı verilmeli. Şu anki düşünceleri katilleri ve kendilerini korumaya yönelik. O yüzden diretiyorlar. Bence bütün sivil toplum kuruluşları, bütün partiler ve tüm destek olmak isteyenler bir araya gelip bu yasanın çıkmamasını sağlamalı. Bu yasa çıkarsa sokakta insanın can güvenliği dahi olmayacak. Çünkü polis istediği herkesi gözaltına alacak. Hatırlarsınız gözaltında kaybolan bir sürü insanı. Aynı şeyleri yaşayacağımızı düşünüyorum. Elleri çok pislenecek. Bakıyorum şu tabloya, dün Ankara’da Meclis’teydik. Oraya gelen insanların yakınları hep polis tarafından, devlet tarafından katledilmiş insanlar. Hiçbirisinde de suçlular ceza almamış, hep ödüllendirilmiş hatta suçlanmış aileler. Bu yasaya “dur” demeliyiz. Çayan Birben’in kuzeni Nehir Birben: Bu polis mi koruyacak? ANKARA / İZMİR (Cumhuriyet) Sendikalar, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütleri İç Güvenlik Paketi’ni protesto etti. Ankara’da TBMM’nin Dikmen Kapısı’nda toplanan DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri “İç Güvenlik Yasası geri çekilsin” pankartı açtı. Ortak açıklamayı okuyan KESK Başkanı Lami Özgen, anayasanın, uluslararası sözleşmelerin ayaklar altına alındığına dikkat çekti. Özgen, “Tasarı ile hayata geçirilmek ve kamu güvenliği yalanıyla gizlenmek istenen tedbirler açıkça faşizan tedbirlerdir” dedi. İzmir’de de DİSK, Birleşik Kamuİş, Türkİş, KESK Şubeler Platformu, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Diş Hekimleri Odası basın açıklaması yaptı. Diş Hekimleri Odası temsilcisi İlkay Demirci Ülkü, “Toplumsal güvenliğin sağlanması özgürlükleri ve insan haklarını kısıtlamakla değil geliştirmekle olur” diye konuştu. Faşizmin ayak sesleri yasasıdır” diyor. AYM için eskisi kadar umut yok Muhalefet, paketi içtüzük çerçevesinde sonuna kadar engellemekte kararlı. Ancak yasalaşması durumunda da AYM’nin yolunu tutmak zorunda. Ancak muhalefet, 17 üyeden 11’inin oyunu alan yeni başkan Zühtü Arslan’ın görüşleri nedeniyle AYM’den çıkacak karar için eskisi kadar umut taşımıyor. Arslan, bu konudaki görüşünü 2008 yılında bir panelde, “... Yürürlüğü durdurma yetkisini anayasa, Anayasa Mahkemesi’ne vermiyor. Ayrıca son olayda (türbanı serbest bırakan anayasa değişikliği) yürütmeyi durdurmanın anlamını kavramış değilim. Neyin yürürlüğü?” diye ifade etmişti. Arslan aynı konuşmasında, “AYM 153. maddeyi de ihlal etmiştir. Gerekçesi açıklanmadan iptal kararını yine açıklamıştır” dediği için muhalefetin umutsuzluğunu çoğaltıyor. Bu nedenle muhalefette AYM’ye güvenmeden, pakete Meclis sürecinde sonuna kadar direnme görüşü bir zorunluluk olarak kendini gösteriyor. Paket, basın özgürlüğü Kadınlar zihniyetle için de büyük tehdit mücadele edecek İstanbul Haber Servisi Küresel ölçekte medya özgürlüğünü savunmak için çalışmalar yapan Paris merkezli Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, Doğu Avrupa ve Orta Asya bürosu sorumlusu Johann Bihr, İç Güvenlik Paketi’nin basın özgürlüğü için de büyük tehdit oluşturduğunu söyledi. Bihr, yaptığı açıklamada, “Polisi yargı denetiminin dışına iten bu tasarı nedeniyle haber özgürlüğü de tehdit altında bulunuyor” dedi. Bihr, “Görevini kötüye kullanan polisin gazetecilere yönelik ihlalleri zaten kronik bir hal almışken, bunların cesaretlendirilmesine değil, cezalandırılmasına ihtiyaç var. Milletvekillerini, bu tasarıyı reddetmeye çağırıyoruz” dedi. İstanbul Haber Servisi Aralarında Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Uçan Süpürge, Mor Çatı, KADER, Kadın Partisi, İzmir Kent Konseyi Kadın ve Siyaset Grubu, Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği, Kadın Haklarını Koruma Derneği, Eşit Yaşam Derneği ve Sosyal Dönüşüm Vakfı Girişimi temsilcileri ve aktivistler İstanbul’da bir araya gelerek kadını erkeğin mülkü olarak gören zihniyet ile mücadele kararı aldı. Kadınlar, katliamları, “kadın erkek eşitliğini” reddeden, “kadınların erkeğin mülkü olduğu” görüşünü toplumda yaygınlaştırmaya çalışan siyasi anlayışa bağladı. Kadınlar, TBMM’de HDP’li Sebahat Tuncel’in AKP’lilerce saldırıya uğramasını kınadı. Birben’in ablası Özge Birben de “Artık başkaları ölmesin” dedi. Çayan hasta olduğunu söylemesine karşın polisler biber gazı sıktı. Fenalaşınca ambulans çağırıp tedavisini yaptırmayarak ölümüne sebebiyet verdi. Rastgele herkese biber gazı sıkan bu polisler mi bizi koruyacak? Bu yasa tasarısı ile polise daha büyük yetkiler veriliyor. Polis devleti olmak istemiyoruz. Aile olarak, hükümetin İç Güvenlik Yasası’na hayır, diyoruz! Başka Çayan’lar veya Berkin’ler ölmesin. Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun: Bilirkişi raporunda Burak Ünveren’in gözünü yitirmesine neden olan iki polisten birinin gaz kapsüllerini hedef alarak ateşlemeyi alışkanlık haline getirdiği belirtildi Polisin kör eden ‘alışkanlığı’ CANAN COŞKUN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tüm Gezi dosyalarını elinden aldığı bilirkişilik makamı Ulusal Kriminal Büro’nun raporu, Gezi Direnişi’ndeki polis şiddetini bir kez daha gözler önüne serdi. Yıldız Teknik Üniversitesi araştırma görevlisi Burak Ünveren’i biber gazı kapsülüyle vurarak gözünü yitirmesine neden olduğu öne sürülen iki polisten birinin gaz kapsüllerini yere paralel bir şekilde, insanları hedef alarak ateşlediği belirtildi. Ulusal Kriminal Büro’nun raporunda, Ünveren’in 1 Haziran 2013 günü Beşiktaş’taki olaylar sırasında yaralandığı belirtilerek olaylar sırasında “nişan alarak paralel sıkma alışkanlığında bir memur” olarak tanımlanan bir polisin ZET ile gaz kapsülü attığı belirtildi. Atışı yapan ZET’çi polis ise yaklaşık 180 cm boylarında, atletik yapılı ve saçları alın kısmından her iki yana oldukça seyrekleşmiş olarak tasvir edildi. Raporda, şahit ifadeleri ve mağdur beyanına göre ifade edildiğinde, olayı yapan ZET’çi polis memurunun Alkım Kitabevi önünde bekleşen ZET’çilerden kasksız olan, yere paralel sıkan memur olduğunun değerlendirilebileceğine işaret edildi. Konuşlandıkları Alkım Kitabevi önünde kamera kadrajına girdiği kadarıyla sadece 2 ZET polisinin atış yaptığı kaydedildi. Gezi Direnişi’ndeki polis şiddetine ilişkin soruşturmayı yürüten Memur Suçları Bürosu, direniş dönemine ilişkin bilirkişi raporu düzenlenmesi için Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilen tüm dosyaları gerekçesiz bir şekilde geri aldı. Büronun hazırladığı birçok rapor, emniyetin başta Berkin Elvan olmak üzere soruşturmaları ciddiye almadığını ortaya koymuştu. Savcılığın son hamlesiyle de soruşturmaların üstünün kapatılmak istendiği kuşkusu akıllara geldi. Soruşturmalar kapatılacak mı? Bu yasayı taş, molotof, bilye atanlara karşı çıkardıkları iddiaları tamamen yutturmaca ve kandırmacadır. Tam tersine polisin öldürme gücünü yükseltmeye çalışıyorlar. 183 kişinin içinde tek bir kişi bile polise molotof atmamıştır. Kimisi Baran Tursun gibi doğum gününden dönmüştür, kimisi 17 aylık Mehmet Uytum gibi anasının kucağında uyurken polisin gaz bombasına maruz kalmıştır. Kimisi de 85 yaşındaki Hacı Zengin gibi pazardan dönerken gaz bombası yemiş ve yaşamını yitirmiştir. Bu yasa çıkarsa, bundan sonra evimizin içinde uykudayken veya spor yaparken bile polis tarafından öldürülebiliriz. Üstelik, yasanın ardından tek bir polis bile ceza almayacaktır. Çünkü polise makul şüphe, öngörü ve duraksamadan ateş etme yetkisi veriliyor. Bundan sonra polisler hak hukuk, anayasal garantilerden ziyade, iktidar yöneticilerinin ne dediğine bakacak. Onların vekilinin, bakanının, valisinin isteğine göre polis vatandaşa şiddet uygulayacak. 2007’den bu yana 183 kişi öldü. Bu yasanın çıkması durumunda bir yılda 183, 283 kişi ölebilir. Üstelik bu rakamları olağan sayacaklar. Umarız, çocuklarımızın geleceği için bu yasayı hep birlikte engelleyeceğiz. Evimizde öldürecekler C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle