19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 15 Ekim 2015 dizi EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 8 ürkiye, Suriye’deki iç savaşın başlangıcında Arap Baharı’ndan esen rüzgârların da etkisiyle Suriye lideri Beşar Esad ile köprüleri atmakta tereddüt etmedi. Esad’ın diğer Arap ülkelerindeki liderler gibi halk ayaklanmaları yoluyla düşeceğini umut eden Türkiye, gösterilerin kısa sürede bastırılması ve Suriye’nin cihatçı grupların akınıyla hızla bir iç savaşa sürüklenmesinin ar T dından da tutumunu değiştirmedi. Cihatçı gruplara destek vererek Esad’ın düşmesi hedefine kilitlenen ve tehlikeli bir oyuna gözünü kırpmadan giren iktidar, bugün kanlı saldırılardaki sorumluluğunun dile getirilmesine büyük tepki gösteriyor. Oysa Türkiye’nin diğer radikal İslamcı örgütlerin yanı sıra IŞİD’le flörtünün Niğde, Diyarbakır, Suruç ve Ankara’daki barış mitingine yönelik kan lı saldırıların da yolunu açtığı herkes tarafından görülüyordu. Irak’ta 2. Körfez Savaşı’ndan sonra Sünni direniş grupları içinde örgütlenerek ortaya çıkan, ancak adını ve ününü Suriye’deki iç savaşta alan tarihin en kanlı terör örgütlerinden IŞİD’e verilen desteğin siyasi, ekonomik, askeri ve lojistik birçok yönü bulunuyor. Bu yazı dizisinde, bu ilişkinin bir fotoğrafını çekmek hedefleniyor. Türkiye’nin dört yanından gençler IŞİD’e katılırken devlet hiçbir önlem almadı. IŞİD’e karşı yapılan operasyonların ne kadar göstermelik olduğu, örgütün Türkiye’deki kanlı eylemleriyle kendisini gösterdi ŞİD militanlarına yönelik en önemli destek IŞİD’in örgütlenmesine ve propagandasına serbestlik tanımak ve sınır geçişlerinde izin vermekti. IŞİD için İstanbul, Gaziantep, Düzce ve Adapazarı gibi yerlerin teröristlerin toplanma noktaları haline geldiği iddiaları sıkça dile getirildi. IŞİD, eğitim ve toplanma açısından o kadar rahattı ki, eğitimler sırasında çekilen videolar kendilerine yakın sitelere yükleniyordu. Bu videolardan biri de İstanbul’da yaptıkları bayram etkinliğine ilişkindi. Sitenin haberinde “İstanbullu Müslümanlar 2014/1435 Ramazan bayramı namazını düzenlenen bir organizasyonla hep birlikte eda etme imkânı buldular” ifadeleri yer alıyordu. Bu videodaki görüntülerin ardından İstanbul Valiliği “etkinlik için yetkili mercilerden izin alınmadığını” açıklamakla yetiniyordu. Aynı etkinlik bir yıl sonra Suruç saldırısından günler önce İstanbul Ömerli’deki bir piknik alanında tekrarlanıyor, adate geleneksel hale geliyordu. Görüntülere kadın ve çocukların da yer aldığı yaklaşık bin kişinin katıldığı “bayram namazından” sonra ‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk topluluğa cihat ve dini konularda konuşma yansıyordu. IŞİD’in Türkiye’deki örgütlenmesine yönelik yabancı basının ilgisi hiç kesilmedi. Alman Devlet Televizyonu Kanal 1 (ARD) IŞİD’in Gaziantep’teki eğitim kampını görüntülüyordu. Haberde, Gaziantep’te terör örgütü IŞİD için savaşmak üzere gençlerin kampta nasıl örgütlendikleri ve tel sınırlar üzerinden “kontrolsüz” bir biçimde Suriye ve Kuzey Irak’a geçtiklerine ilişkin görüntüler yer aldı. Almanya’dan yaklaşık 400 gencin IŞİD’e destek vermek için bu bölgelere gittikleri belirtilen haberde IŞİD’e katılan ailelerin avukatı Mahmut Erdem’in, Avrupa’dan gençlerin MİT operasyonuyla kamplara götürüldüğünü ileri sürdüğü de yer aldı. Buna göre gençler Gaziantep’teki kamptan Suriye ve Kuzey Irak’a götürülüyor ve sınırlarda hiç kontrol yapılmıyordu. Ankara’nın göbeğindeki Hacıbayram da dokunulmaz bir IŞİD üssü haline geldi. Mahallede yaşayanların anlatımlarına göre güvenlik birimlerinin gözü önünde en az 100 kişi Hacıbayram’dan IŞİD’e katılmak için Suriye’ye gitti. Sosyal medya hesaplarında yer alan fotoğraf ve bilgilerden Hacıbayram’da IŞİD’in insan toplamak için kullandığı IŞİD bayrakları asılı barakalar olduğu, bu barakaları IŞİD’in Türkiye’deki önemli isimlerinden Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un ziyaret ettiği görülüyordu. Hacıbayram’da “İslam okulu” adı altında küçük çocuklara yönelik eğitimler de verildiği ve “İslam karnesi” verildiği de paylaşımlardan anlaşılıyordu. Ma IŞİD’in Türkiye’de üslenmesine göz yumuldu I ul 2014 İstanb am toplu bayr namazı IŞİD, eğitim ve toplanma açısından o kadar rahattı ki, eğitimler sırasında çekilen videolar kendilerine yakın sitelere yükleniyordu. lantıda Vali’den aldığı bilgileri aktararak “Şu anda, IŞİD’in ağına takılmış 100 kadar Konyalı Suriye’de ve bir bombalamada bunların toplu bulunduğu yerde 1015 Konyalı vefat etmiş” bilgisini veriyordu. bunun tipik bir örneğiydi. Operasyonda 40 adrese baskın düzenlendi ve 11’i Suriye uyruklu 15 kişi gözaltına alındı. Zırhlı araçlar eşliğinde bir şov havasında yapılan operasyonda gözaltına alınan 15 kişi ise savcılık emriyle serbest bırakıldı. CHP’nin Adıyaman raporunda da IŞİD örgütlenmesine karşı Emniyet’in kayıtsızlığı çarpıcı bir örnekle anlatılıyordu. CHP’li vekiller vatandaşlardan gelen Suriye’den bir IŞİD militanının kente gel Tedavi et, serbest bırak Gaziantep’te kamp “Cihada açılan kapı” , polisi ’da astsubay inde Ulukışla ren üç İŞİD üyesinrih ta 14 20 t öldü 20 Mar tanıtan kişi r yurttaşı da şehit eden, bi endim Ramadani” olaraknmuştu. “Ç vu i in sa nd ye den ke ap işledim” di , katliamı “Sev halleden IŞİD’e katılan ilk isimlerden biri olan Oğuzhan Gözlemcioğlu’nun yakın zamana kadar sık sık Ankara’ya geldiği ve Suriye’ye her dönüşünde yanında mutlaka yeni militanlar götürdüğü biliniyordu. Ankara’da IŞİD üssü Emniyet’in IŞİD’e ‘uyarısı’ Hacıbayram’dan IŞİD’e katılan, Suriye’de çatışmalara katılan, kelle keserek cellatlık yapan C.A., Birgün gazetesine yaptığı açıklamalarda, mahalledeki örgütlenmeye devletin göz yumduğunu açıklıkla ortaya koyuyordu. C.A., daha önce mahalleye polisin istihbaratın hiç gelip gelmediği, bilgi toplayıp toplamadığı yönündeki soruya “Hayır, yeni başladı. İki gün önce arkadaşın birini Emniyet İstihbarat muhtarlığa çağırmış. ‘Buna alışkın olun’ demişler” yanıtını veriyordu. Türkiye’nin dört yanından gençler IŞİD’e katılırken devlet hiçbir önlem almıyordu. Konya, Adıyaman ve Bingöl gibi iller bu katılımlarda öne çıkarken Konya Müftüsü, ilçe müftüleriyle yaptığı top İngiliz Daily Mail gazetesi, çok sayıda yabancı militanın Suriye ve Irak’ta IŞİD’e katılmak için Türkiye üzerinden seyahat ettiğini ama Türkiye’nin onları durdurmak için hiçbir şey yapmadığını yazıyordu. Makalede, özellikle de İngiltere’den giden yabancı savaşçıların Suriye ve Irak’a rahatlıkla geçtiği anlatılırken sınıra ‘Cihata açılan kapı’ deniliyordu. Habere göre Türk askerleri ya onları görmezden geliyor ve geçmelerine izin veriyor, ya da cihatçılar sınırı aşabilmek için görevlilere 10 dolar kadar düşük bir ödeme yapıyordu. IŞİD’çilerin sınır dışına çıkmak için kullandıkları bir yöntem de ambulansları kullanmaktı. CHP’nin Adıyaman’daki IŞİD örgütlenmesine ilişkin raporunda ambulanslarla sınır dışına geçen militanların bunun için sadece 20 TL ödediği bilgisi yer alıyordu. Göstermelik operasyon IŞİD’e karşı güvenlik operasyonlarının ne kadar göstermelik olduğu IŞİD’in Türkiye içindeki kanlı eylemleriyle kendisini gösterdi. Operasyonların birçoğu uluslararası baskıdan ve özellikle Suruç’tan sonra yurtiçindeki tepkileri dindirmek için yapıldı. Polisin uzun süre IŞİD örgütlenmesine göz yumduğu Hacıbayram mahallesine Suruç saldırısından sonra 28 Temmuz 2015’te düzenlenen operasyon ŞİD’e yönelik operasyonların göstermelik niteliği istatistiklerle de ortaya konuluyor. HDP milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın soru önergesine Adalet Bakanlığı tarafından verilen yanıt da IŞİD’e yönelik soruşturmaların göstermelik niteliğini de ortaya koyuyor. Bakanlık verilerine göre 10 Ağustos 2015 itibarıyla cezaevlerinde IŞİD üyesi olduğu iddiasıyla sadece 126 kişi bulunuyor. Bunlardan sadece 2’si hakkında verilen hüküm kesinleşmiş durumda. Bakanlığın bildirdiğine göre hükümleri kesinleşen 2 IŞİD üyesi “uyuşturucu ticareti, basit yaralama, dolandırıcılık, ruhsatsız silah bulundurmak Sadece 2 IŞİD’li mahkum oldu I ve terör örgütüne silah sağlamak” suçlarından hüküm giydiler. Cezaevindeki 3 kişi hakkındaki mahkumiyet kararı ise Yargıtay’da temyiz aşamasında bulunuyor. Cezaevindeki geri kalan 121 kişi ise tutuklu statüsünde kalıyor. İstatistikler cezaevindeki IŞİD davalarından tutuklu ve hükümlü olanların büyük çoğunluğunun “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılandığını gösteriyon. 112 kişi hakkındaki bu suçlamaya karşılık 3 kişi hakkında “terör örgütüne silah sağlama”, 3 kişi hakkında da “terör örgütü yöneticiliği” suçundan davalar görülüyor. Türkiye, diğer cihatçı örgütlerle birlikte IŞİD militanlarının tedavasinde de önemli bir rol oynadı. IŞİD’cilerin tedavi edilmesi ulusal basının yanı sıra yabancı basında da sıkça gündeme geldi. Bir IŞİD komutanı Washington Post’a 12 Ağustos 2014’te, ”Bazı savaşçılarımız, hatta IŞİD’in üst düzey üyeleri Türk hastanelerinde tedavi gördü” dedi. Bu demecin yayımlanmasından kısa bir süre sonra Rakka’ya yapılan ABD bombardımanında bacağı kopan IŞİD’in önemli yöneticilerinden Ahmet El H.’nin de aralarında bulunduğu 9 IŞİD militanının Şanlıurfa’daki değişik hastanelerde tedavi edildiği ortaya çıktı. Üstelik militanların tedavi masrafları da devlet tarafından karşılandı. Yine IŞİD üyesi Amman Alo da Kobani kuşatması sırasında yaralandıktan sonra Şan3 Kasım 2013 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Tuluhan Tekelioğlu lıurfa Mehmet Akif Gaziantep’teki pansiyon görünümlü hastaneyi haberleştirmişti. İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde diği bilgisini Emniyet’le paylaşmalarına tedavi edilirken fotoğraflarının interrağmen bu kişi gözaltına alınmamış, sornette yayımlanması üzerine başka gulanmamıştı. Aynı yetkililer IŞİD’e katıbir hastaneye sevk edildi. lımla ilgili olarak “seyahat özgürlüğü” geHükümet IŞİD’lilerin tedavi edilmerekçesini ileri sürüyordu. Başbakan Ahlerini “insani” gerekçelerle açıklıyormet Davutoğlu’nun Ankara’daki saldırıdu. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzidan sonra söylediği “Elimizde liste var noğlu konuya ilişkin olarak “Biz hiç ama eyleme geçmedikleri için bir şey yakimsenin, kimliğine, dinine, ırkına, pamıyoruz” sözleri de bu yaklaşımın iktirengine, mezhebine bakma noktadarın zirvesindeki ifadesini gösteriyordu. sında değiliz. Bizde dağda PKK’lı teröristi bir saat önce askerimize silah çekmiş teröristi yaralı olarak geldiğinde tedavisini yaptık, sonra emniyet ve adliyeye teslim ettik. Bizim görevimiz adli kolluk değildir” diyordu. Bakan Müezzinoğlu’nun açıklamalarının aksine, IŞİD militanlarının tedaviden sonra tutuklanmak bir yana hiçbir şekilde adli işlem yapılmadan, sorgulanmadan serbest bırakılmaları “tedavinin” insani veya tıbbi etik gerekçelerden daha farklı bir içerik kazandığını gösteriyor. Ankara’nın Hacıbayram semtinde otururken IŞİD’e katılan 14 yaşındaki Taylan Özgür Y.’nin yaralandıktan sonra Şanlıurfa’da tedavi edildiği, hakkında hiçbir işlem yapılmadığı, 1.5 yıl sonra yeniden IŞİD’e katılmak üzere Suriye’ye gittiğine ilişkin gelişmeleri kamuoyu her aşamada gazetelerden okuyarak öğrendi. 10 Ağustos 2015 itibarıyla cezaevlerinde IŞİD üyesi olduğu iddiasıyla 126 kişi bulunuyor. Bunlardan sadece 2’si hakkında verilen hüküm kesinleşmiş durumda. YARIN: MİT’in IŞİD’le ilişkisi. IŞİD’in içinde MİT’çiler var mı? C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle