29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 15 Ekim 2015 2 İstanbul 24/15 Ankara 22/9 İzmir 26/14 Antalya 28/21 Mersin 32/22 Trabzon 19/16 Kars 13/4 Diyarbakır 28/10 Bursa Adana Artvin Çanakkale Balıkesir Sivas Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 26/11 32/18 15/11 22/16 23/13 18/8 16/4 23/8 32/15 28/13 24/12 26/17 Atina 8/3 Berlin 30/21 Girne 13/8 Londra 7/2 Moskova 8/3 Paris 20/7 Madrid Amsterdam 12/2 21/12 Roma 19/8 New York 22/14 Tokyo EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ utlu TARİHTE BUGÜN 1927: Gazi Mustafa Kemal’in ‘Büyük Nutuk’ eseri CHP kurultayında okunmaya başlandı. 2008: Ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, İstanbul’da 94 yaşında yaşamını yitirdi. 2008: Gazetemiz yazarlarından Deniz Som, 57 yaşında yaşamını yitirdi. ğmur İğneada mahvolacak Danıştay’ın yapılamaz kararına rağmen Enerji Bakanı Alaboyun, 3. nükleer santralın İstanbul’a 262 km uzaklıktaki İğneada’ya yapılmasını planladıklarını söyledi. İğneada longoz ormanları, uçsuz bucaksız kumsalı, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle eşsiz bir dünya... nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, doğa katliamına neden HAZAL olacak 3’üncü OCAK nükleer santralının Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı ve Avrupa’nın en büyük longoz ormanlarına sahip İğneada beldesine yapılmasının planlandığını açıkladı. Bölge halkı sert tepki gösterirken Trakya bölgesinde “enerji üretim santralı” yapılamayacağına dair Danıştay kararı olduğu ortaya çıktı. Alaboyun bu tesisin kimler tarafından yapılacağı sorusunu, “Çinliler ve Amerika’nın Westinghouse firmasıyla muta E bakat zaptı şeklinde bir anlaşma imzalandı. Ama teklif vereceklerle de görüşüyoruz. Japonların yine ilgisi var, bu nükleer tesisin teknolojisinin de aynı olmasını istiyoruz” dedi. Trakya Platformu Hukuk Kurulu üyesi Avukat Bülent Kaçar Trakya’yı kapsayan üst öl çekli planlarda 2013 yılında yapılan değişiklikle “enerji üretim santralları yapabilir” eklendiğine dikkat çekerek bu maddeye dava açtıklarını ve “yürütmeyi durdurma kararı” aldıklarını söyledi. Trakya bölgesine enerji üretim santralı kurulamayacağını belirten Ka çar şöyle konuştu: “Mevcut bölge planına ve Danıştay 6. Dairesi’nin kararlarına göre ne İğneada’ya ne de Trakya’nın herhangi bir yerine enerji üretim santralları hukuken yapılamaz. Trakya ve İğneada halkı hiçbir enerji santralının kurulmasını istemiyor. Avrupa’nın en büyük longoz ormanı Demirköy Belediye Başkanı MHP’li Muhlis Yavuz da nükleer santralın ilk gündeme geldiği günden bu yana ilçede ve beldede halkı tarafından istenmediğini söyledi. Bunun için defalarca eylemler yapılarak seslerini duyurduklarını söyledi. Beldenin yüzde 89’u ormanlarla kaplı. İğneada, Avrupa’nın en büyük subasar (longoz) ormanlarına sahip. Nadir bulunan bu ormanlar aynı zamanda önemli bir kuş göç yolu üzerinde. arlamenter demokrasiyi tehdit eden en büyük hastalık “Parti Devleti” hastalığıdır... “Parti Devleti” hastalığı, devletin ve toplumun bütün hücrelerine nüfuz ettiği için, “Lider Sultası” denilen hastalıktan bile daha kötüdür: “Lider Sultası” hastalığında, Meclis’i oluşturan milletvekilleri kendi iradeleriyle değil, liderin emri ile ellerini kaldırıp indirirler... Bu durum Meclis’in iradesini liderin iradesine indirgediği için yasama organını yozlaştırır... Elbette yasama organı yozlaşınca toplumun tüm yapısı da etkilenir ama yasama yoluyla bir toplumu bütünüyle kısa zamanda yozlaştırmak çok olanaklı olmadığı için bu hastalık ancak uzun vadede etkisini gösterir. Oysa “Parti Devleti” hastalığında, sadece yasama organı Meclis değil, devlet dediğimiz varlığı oluşturan bütün organlar, yürütme ve yargı mekanizmaları ile birlikte özerk kuruluşlar da “Parti”nin veya doğrudan “Parti”yi de yöneten liderin emrine girerek yozlaşır. HHH “Parti Devleti”nin çok önemli özelliklerinden biri, meşru güç kullanma yetkisine sahip olan, devletin güvenlik ve istihbarat örgütlerinin, “Parti”nin emrine girmiş olmasıdır. “Parti Devleti” yapısında, bu güçler: Devletin değil, toplumun hiç değil... Parti’nin çıkarlarına uygun olarak davranır... “Parti”nin güvenliğini sağlar, onun ideolojisinin koruyuculuğunu yaparlar. HHH “Parti Devleti” hastalığının öldürücü darbesi: Adalet mekanizmasının da “enfekte” olması, yani halk deyişiyle “iltihaplanması” ve bu hastalığın Parti devleti 1 P pençesine düşmesidir! Böylece zaten “Parti”nin emrinde olan yürütmenin hiçbir eylemi, evrensel hukuk anlamında bir “yargı denetimine” tabi olmaz... Sonuç olarak, soyut anlamda devletin veya somut anlamda toplumun genel çıkarları yerine “Parti”nin (liderin) özel çıkarları korunur. Elbette “Parti Devleti” bütünlüğü içinde, bilim, haberleşme, ekonomi yönetimi gibi günlük siyasetin çalkantılarından daha az etkilenmesi gereken alanları düzenleyen TÜBİTAK, YÖK, TRT, Bilgi Teknolojileri Kurumu BTK ve ona bağlı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı TİB, Merkez Bankası gibi özerk kurumlar da yozlaştırılır. “Parti Devleti” yönetiminde, artık ne evrensel demokratik değerler, ne anayasa, ne yasalar, ne yönetmelikler, ne gelenekler, ne genel ahlak, ne meslek ahlakı söz konusudur: Sadece ve sadece partinin, ideolojisi, çıkarları ve emirleri dikkate alınır. HHH “Parti Devleti” kendi sermayesini ve kendi dalkavuklarını da üretir: Devletin bütün olanakları, “Parti Devleti” çerçevesinde partiye (lidere) hizmet eden işadamlarına, müteahhitlere tahsis edilir... Gerekirse, sıfırdan milyonerler bile yaratılır ve toplumun belli kesimleri parayla ya denetlenir ya da doğrudan satın alınır. Dalkavuklar her alanda öne çıkarılır: Dalkavuk profesörler, yazarlar, sanatçılar, özellikle yeteneksizler ve başarısızlar arasından seçilir ki, bağımlılıkları her türlü mantık, ahlak ve en önemlisi utanma sınırlarını aşsın, gerektiğinde de tetikçi olarak kullanılabilsinler. HHH “Parti Devleti” hastalığının ilacı sandıktadır! C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle