19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Ekim 2015 Ankara katliamı TASARIM: ZARİFE SELÇUK 8 TASARIM: SERKAN OZAN İLK PATLAMA HDP’LİLERİN YOĞUN OLDUĞU ALANDA MEYDANA GELDİ İKİNCİ PATLAMANIN MEYDANA GELDİĞİ NOKTADA EMEP’LİLER VARDI Düşen sadece ‘barış’ın dövizi “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi!” sloganıyla düzenlenen “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi”ni kana bulayan saldırılar birbirine çok yakın noktalarda gerçekleşti. Barışı katlettiler aşkent Ankara’da “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi!” sloganıyla düzenlenen “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” kana bulandı. Halaylar çekilip, barış şarkıları söylenirken art arda iki patlama meydana geldi. Miting öncesinde toplanma alanı olan Ankara Tren Garı önünde HDP ve EMEP kortejinin içerisinde gerçekleştirilen patlamalarda ilk belirlemelere göre en az 95 kişi öldü, 28’i ağır, 246 kişi yaralandı. Patlamalara bir ya da iki canlı bombanın neden olduğu üzerinde duruluyor. Görgü tanıkları, patlamadan hemen önce elinde megafon olan sakallı bir kişinin MUSTAFA anonslarla HDP kortejini ÇAKIR patlamanın yaşandığı yere yönlendirdiğini söylerken, başka bir görgü tanığı da patlamadan önce bir kişinin “Allahu Ekber” diye bağırdığını anlattı. DİSK, KESK, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile Türk Tabipleri Birliği, Sıhhıye Meydanı’ndaki miting için saat 10.00’da Ankara Tren Garı önünde toplanma çağrısı yaptı. Türkiye’nin değişik illerinden çok sayıda katılımcı miting için otobüslerle Ankara’ya geldi. Katılımcılar saat 09.00’dan itibaren Ankara Tren Garı önünde toplanmaya başladı. Polis mitingin gerçekleştirileceği Sıhhıye Meydanı’nın çevresini demir bariyerlerle kapatırken, meydan çevresindeki her 10 metreye de polis yerleştirildi. Saat 10.00’da kortejin önü tren garı önünden Sıhhıye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Kısa süre sonra da patlamalar meydana geldi. ANKARA’DAKİ BARIŞ MİTİNGİNE BOMBALI SALDIRI O B ü l ö 5 9 lı a r a y 246 SENDİKALARDAN JET DİLEKÇE: Savcılık soruştursun KEMAL GÖKTAŞ Barış Anneleri’ni vurdular Garın önündeki gruplar halaylar eşliğinde sloganlarla yürüyüşe hazırlanırken yan yana duran HDP ve EMEP kortejlerinin içerisinde peş peşe iki ayrı patlama oldu. İlk patlama anı kameralara yansıdı. O sırada bir grup halay çekiyordu. Grup hep bir ağızdan söylediği şarkının “Bu meydan kanlı meydan” sözlerine geldiğinde ilk patlama gerçekleşti. ilk patlamanın saati 10:04 oldu. Patlamanın etkisiyle kalabalık, etrafa kaçışırken, 3 saniye sonra da ikinci patlama yaşandı. Bombalardan birisi, “Barış Annelerinin” içerisinde patlatıldı. Patlamalar 20 metre arayla iki ayrı noktada gerçekleşti. Cesetlerin arasında canlı aradılar Ağır yaralılar pankartların üzerlerinde taşınarak yakındaki araçlarla hastanelere götürüldü. Yaralıların bir bölümü de tren garının içerisine taşındı. Sonrasında ambulanslar geldi. Yaralılar ambulanslarla Numune başta olmak üzere yakındaki hastanelere kaldırıldı. Hastanelerde yer kalmazken, patlamanın ardından yoğunluk nedeniyle alanda cep telefonları da kilitlendi. Patlamanın ardından yerde yatanların arasında dolaşan bir yurttaşın, “Canlı var mı?” diye bağırarak, yaşayan olup olmadığını kontrol etmesi yürekleri dağladı. Her yerde kan kokusu Tren garı ile Ankara Arena Spor Salonu arasındaki geniş alana insan parçaları dağıldı. Patlamanın gücü, ölenlerin cesetlerini daire şeklinde etrafa saçtı. Büyük panik yaşanırken, garın önü de kan gölüne döndü. Feryatlar yükseldi. Ağlayanlar, çığlık atanlar, yaralılar, yaralılara yardım etmeye çalışanlar birbirine karıştı. Alan feryatlarla can pazarına dönerken etrafı kan kokusu kapladı. ‘HDP kortejini patlama bölgesine yönlendirdiler’ HDP Genel Merkezi’ne gelen bir görgü tanığı patlamadan önce elinde megafon olan sakallı bir kişinin anonslarla HDP kortejini patlamanın yaşandığı yere yönlendirdiğini ifade etti. Bu kişinin üzerinde görevli olduğuna yönelik herhangi bir ibare de bulunmadığını kaydeden görgü tanığı, “Sakallı kişi sürekli olarak ‘HDP’liler şuraya toplanın’ diye anons yaptı. Daha sonra peş peşe patlamalar oldu” dedi. HDP korteji içerisinde yer alan başka bir görgü tanığı yanlarından sakallı, eli çantalı bir kişinin geçtiğini bir süre sonnkara’daki patlamalar sonrası gelişmelere ilişkin radyo ve televizyon yayınları Başbakanlık tarafından sansürlendi. RTÜK, yasağın Başbakanlık tarafından getirildiğini duyururken, “Ankara’da meydana gelen terör saldırıra da patlamanın meydana geldiğini anlattı. Başka bir görgü tanığı da patlama öncesinde bir kişinin “Allahü Ekber” diye bağırdığını ifade etti. Üzerinde hâlâ insan parçaları duran başka bir görgü tanığı ise, patlama sırasında bir bedenin havaya savrulduğunu gördüğünü ifade etti. İnsan parçalarının üzerlerine sıçradığını anlattı. Başka bir görgü tanığı bombadan çıkan ve ayakkabının altını parçalayan demir bilyeyi gösterdi. Bilyenin birkaç santim daha yukarıya gelmesi halinde ayağının kopacağına dikkat çekti. l ANKARA sı nedeniyle Başbakanlık konuya ilişkin geçici olarak yayın yasağı getirilmesine karar vermiştir” denildi. Yayın yasağı, RTÜK Yasası’nın “Olağanüstü dönemlerde yayınlar” başlıklı maddesine dayandırıldı. l FIRAT KOZOK / ANKARA itingi düzenleyen sendikaların avukatları, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na soruşturmanın karartılmaması için gereken tedbirlerin alınması talebiyle başvurdu. Tertip Komitesi’nin mitingden önce 2 kez Emniyet’le güvenlik önlemlerinin alınması için toplantı yaptığı belirtilen dilekçede, “Emniyet görevlilerinin olay sırasında gerek güvenlik tedbiri almayarak gerekse olay sonrası yaşam kaybını artıracak eylemleri nedeniyle soruşturmayı karartma olasılığı nedeniyle tüm soruşturma işlemlerinin bizzat savcılık tarafından yürütülmesini talep ederiz” denildi. Talepler şöyle: l Kayıtları bize de verin: Tren Garı, Arena Spor Salonu, Lunapark, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü binaları ve yollarda bulunan MOBESE kayıtlarının olaydan bir hafta öncesinden itibaren derhal tespit edilerek kayıt altına alınması, birer örneğinin tarafımıza verilmesi, l Görüntülere müdahale olmasın: Bu kayıtlar üzerinde daha önceki benzer olaylarda yaşandığı üzere herhangi bir silme, vb müdahalenin yaşanmaması için söz konusu delillerin yakınanlar ve zarar görenlerin vekilleri ile birlikte kayıt altına alınmasını, l Özerk kurumlar incelesin: Kayıtların çözümünün, yine daha önceki deneyimler ışığında bağımsız özerk üniversite ve/veya kurumlarda yaptırılmasını, Ankara Valiliği ve Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından hangi tedbirlerin alındığı, l İstihbarat var mıydı: Güvenlik birimlerince olaya ilişkin her hangi bir istihbarı bilgi alınıp alınmadığı, kaç polisin görevlendirildiği, patlama anında ve öncesinde toplanma yerinde ne kadar güvenlik görevlisinin bulunduğuı, l Gaz emrini kim verdi: Güvenlik görevlilerinin olayın olduğu yerde toplanan kalabalığı saat kaçta ve nasıl yönlendirdiği, olay sonrası gaz ve basınçlı su kullanma emrini kimin verdiği, savcılığın olay yerinde saat kaçta inceleme yapmaya başladığı hususlarında gerekli araştırmanın derhal başlatılarak en kısa sürede tarafımıza bilgi verilmesini talep ediyoruz.” M koku burnumdan gitmiyor. Biliyorum, yaşadıkça gitmeyecek. Aklımdan da. Patlamanın ardından Gar alanına ulaştığımda hissettiğim ilk şey o: Burnuma dolan kan kokusu. İlk gördüğüm ise: İki TOMA. Ambulanslar yanaşmaya çalışıyor. Ağır çekime alınmış bir korku filmi izler gibi her şey... Üzerine “barış” pankartları örtülü, parçalanmış bedenleri daha sonra fark ediyorum. Yarım saat öncesine dek barış için halay çeken, yürüyüşe hazırlanan, arkadaşlarıyla buluşan bedenler. Yanlarından geçtiğim, sağ kalabilmiş herkes ağlıyor... “İyiyim” deyip kapatıyorlar telefonu. Polis noktasından güçlükle geçebilen bir otomobilden bir kadın sesi yükseliyor. Başını camdan çıkarmış. Yakınını arayan bir kadının feryadı bu. Gözleri kıpkırmızı, el ele tutuşmuş onlarca kadınerkek. Yarım saat öncesine dek, “barış” adına birlikte yürümeye hazırlandıkları insanların artık yaşamayan vücutlarının çevresinde el ele tutuşarak canlı bir güvenlik çemberi oluşturmuşlar. O noktaya saatler sonra gelecek adli ekipler için. Katliamla yaşadıkları dehşetin büyüklüğüne rağmen, insanüstü bir gayretle sakin kalmaya çabalayıp dayanışma içine giren gençler. Ayaklarımın takılacağı şeylerden korka korka, gözlerim yeri taraya taraya adım atıyorum... Kana bulanmış bir “Barış Hemen Şimdi” dövizi... Az ötede parlak lame bir ayakkabı teki... Neşeyle ayağına geçirdiği sahibi kimbilir nerede?.. Yanında yanmış siyah bir kadın çantası. Camına kan sıçramış kırık bir gözlük, telefon kılıfı. Geçen hafta cansız bedeni panzerin ardında sürüklenen Hacı Birlik’in fotoğrafının yer aldığı yuvarlak dövizler. “Buradaki işimiz bitti. Şimdi bütün arkadaşlar hastaneye kan vermeye” anonsu arasında alandan ayrılıyorum. Havada ağır bir kan kokusu... Sabahın erken saatlerinden itibaren, alana akan yüzlerce otobüs dolusu insanın tek amacı vardı: Barış, demokrasi ve kardeşlik talebi. Bu talebi haykıracakları Ankara’nın güvenli olduğunu düşünmüşlerdi. Ankara’ydı orası. Ne ki, İçişleri Bakanı’nın “güvenlik açığı yok” diyebildiği başkentte resmi açıklamalara göre 95 hayat bitti. “Barış”ın dövizi yere düştü. Biten hayatların üzerine örtüldü. Ama sorumluluklarını örtemeyecek olanlar bilsin: Düşen, sadece “barış”ın dövizidir. SOSYAL MEDYA DA DURDU Saldırının ardından kısmi bir sansür de sosyal medyada yaşandı. Yurttaşlar saat 14:30’dan itibaren Twitter’a girememeye başladı. Aynı dakikalarda Facebook da kilitlendi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı sosyal medyadaki sorunla ilgili bir açıklama yapmadı. GSM operatörlerinin aboneleri zor da olsa her iki adrese girerken, Telekom kullanıcıları sitelere erişemedi. Biri havaya uçtu Demir bilyeler saçıldı Patlama o kadar şiddetliydi ki garın bütün camları da yere indi. Garın duvarları, gar önünde park eden araçların ve katılımcıların üzerleri insan parçaları ile kaplandı. Bombanın içerisindeki demir bilyeler kurşun gibi uzak noktalara saplandı. Tekbir sesi duyuldu Başbakan’dan A yayın yasağı C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle