28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Ekim 2015 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 13 nkara’daki kanlı patlamadan sonra üç bakan dün olay yerine gitmeye kalktı. Gazeteciler, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Adalet BaKenan İpek kanı Kenan İpek, İçişleri Bakanı Selami Altınok gösterilen tepki yüzünden 1 dakika içinde bölgeden kaçmak zorunda kaldı. Üç bakan daha sonra Başbakanlık’ta basın toplantısı yaptılar. Reuters haber ajansından Gülsen Solaker, İçişleri Bakanı Altınok’a, “Güvenlik zafiyeti tartışmaları açıldı. İstifayı düşünüyor musunuz?” diye sordu. İşte tam bu anda, Adalet Bakanı Kenan İpek, üstte görüldüğü gi 95 kişi öldü, 246 yaralı var sizce Bakan Bey neden gülüyor Erdoğan’ın ismen şikâyet ettiği Bülent Mumay’ı görevden aldılar 012 yılının Haziran Berberoğlu’na, “Sizin gaayı. Erdoğan, kalazetenin internet sitesinbalık bir grup heyetle deki Bülent Mumay” diye gittiği Brezilya’dan dönüyor. adını vererek, Mumay’dan Gazetelerin o dönemdeşikâyetçi oldu. ki yayın yönetmenleri de yaAradan zaman geçti. nında. Mumay, bu kez HürAralarında Hürriyet’ten riyet internet sitesinde, Enis Berberoğlu, Mısır’ın devrik lideri MurBülent Mumay Habertürk’ten Fatih Alsi için “Yüzde 52 oy alan taylı, Sabah’tan Erdal ŞaCumhurbaşkanı’na idam” fak, Akşam’dan İsmail Küçükkabaşlığı atılınca, Erdoğan’ı ima ediyor ya, Vatan’dan Tayfun Devecioğlu, diye yine suçlandı. Zaman’dan Ekrem Dumanlı, Star’dan Mumay dün itibarıyla, Hürriyet’teki Mustafa Karaalioğlu, Türkiye’den Nuh bu görevinden alındı. Albayrak, Yeni Akit’ten Hasan KaraBöylece, Erdoğan’ın ve AKP’lilerin kaya var. yıllardır istedikleri bir şey gerçekleşBu isimlerin birçoğu görevlerinden miş oldu. alındılar. Babadan bir gazeteci daha işsiz kalErdoğan, meslektaşlarının önündı. de Hürriyet’in Yayın Yönetmeni Enis Katkısı olanlar kutlama yapabilir. A 2 Her şeye kan bulaştı! Ankara Garı’nın önü felaket sonrasındaki ıssızlıkta cep telefonlarının sesiyle ağlıyordu. Büyük saldırıda yaşamını yitirenlerin, yaralı olarak hastaneye kaldırılanların olay yerinde kalan cep telefonları bir yükseltiye yan yana konmuş... Biri çalıyor, biri susuyordu... Olay yeri görevlileri çalan telefonlara refleksle bakıyor, sonra sanki telefon sahibinin yüzünü görmüş gibi başını çeviriyordu. Cep telefonlarının hemen hepsine kan bulaşmıştı. Ölü ve yaralıların kaldırılmasından sonra gittiğimiz Ankara Garı’nda kan bulaşan sadece cep telefonları değildi. Patlama yerinde asfaltın rengi kaybolmuştu. Kirli bir kan rengine bürünmüştü. Az ötede parçalanmış simit tezgâhı vardı. Çevreye dağılmış simitlere kan bulaşmıştı. Cep telefonlarının az ötesinde, arta kalan giysiler vardı. Tanımı zor bir et ve kan kokusu yayıyordu çevreye. Mitinge gelenlerin ellerindeki pankartların bir bölümü harman yapılmış, çevreye dağılanlar da parçalanmıştı. Onlar da akan kandan payını almıştı... Olay yeri inceleme ekipleri özel giysileriyle, ayakkabı poşetleriyle, hiçbir şeye bulaşmamaya çalışıyordu. HHH Yazıyı kaleme aldığımız saatlerde ölü sayısı 90’a yaklaşmıştı. Sözcüklere dökebildiğimiz kadarıyla olay yerinde her şeye kan bulaştığını aktarmaya çalıştık. Kan, sadece olay yerinde mi aktı? Barışa kan bulaştı... Yeryüzünde insanların en büyük özlemi barıştır. Ne yazık ki bu sözcük de kirlendi, kirletildi. Seçime kan bulaştı... 1 Kasım’da genel seçimlerin yapılacağının ilan edilmesinden bu yana birinci gündem maddesi seçimlerin güvenliği oldu. Derme çatma seçim hükümetinin pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da topluma güven verebilecek bir iradesi yoktu. Hatta çok kanlı olaylar meydana gelirse, seçimin olmayabileceği bile konuşuluyordu! Kardeşliğe kan bulaştı... Tıpkı barış gibi kardeşlik sözcüğü de kirlendi, kirletildi. Bütün bunlara karşın kardeşlikten yana olanların daha baskın olduğunu bilmek umudu diri tutuyor. Geleceğimize kan bulaştı... Önceki gün İzmir’de gençlerle konuşurken gelecekte ne yapmak istiyorsunuz soruma çoğunluğu, “yurtdışına gitmek istiyoruz” deyince üzüldüm. Her şeye karşın geleceklerini doğdukları ülkede aramalarını diledim. Bunun için çaba harcadığımızı vurguladım. Dünkü olay ne yazık ki gençlerimizin geleceklerini bu topraklarda arama duygusunu zayıflatıyor. HHH Böyle bir olayın üzerinden siyasal eleştiri üretmek şık olmaz. Ancak şunları söylemeden edemiyoruz: Keşke, bu ülkenin cumhurbaşkanı anayasanın 104. maddesinde dile getirilen ana sorumluluğunu yerine getirebilecek, parlamentodaki 4 partinin liderini makamında toplayıp topluma güven verebilecek bir iradeye sahip olsaydı. Keşke, ülkenin güvenliğinden sorumlu birimler istihbarat deyince, muhaliflerin adım adım izlenip ne yaptıklarının kayda geçirilmesini anlamasıydı da seçim süreci gibi önemli dönemlerde her türlü teröre karşı istihbarat toplamaya göre konuşlandırılmış olsaydı. Keşke, partilerin hiçbirinin üzerinde terör örgütüne destek gölgesi olmasaydı. Böyle bir gölge algısı oluştuğunda gereğini hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek biçimde ortadan kaldırabilseydi. Ama keşkeler sorunu çözmüyor... Her şeye kan bulaştı... Barış, akıllı insanların işidir. Şimdi, aklımızı kullanabilme, bu cinnet ortamında sağlıklı düşünebilme zamanı... Selami Altınok bi güldü. Acaba neye gülmüş olabilir diye şıklar yazalım: 1 İstifa sorusunu bana sormadılar, şimdilik yırttım. 2 İstifaymış, milyarları sıfırlayanlar oturuyor, biz niye istifa edelim, istifade dururken... 3 Bu gazeteci bizi Japon bakan, bu ülkeyi de Japonya sanıyor galiba. 4 İyi ki, sabah o yatıştırıcı ilacı almışım. ‘Koyun gibisiniz kardeşim’ umartesi sabahı Türk Hava basa dolduğu halde hareket C Yolları’nın İzmirİstanbul etmeyince, bir yolcu şoföre uçuşu. bağırdı: Yolcu o kadar çok ki, sefere nerdeyse 350 yolcu alan, geniş gövdeli Boeing 777 konulmuş. Uçak saat 10.30’da zamanında İzmir’den kalktı. Normalde 50 dakika sürecek yolculuk, havada turlamalar, taksi filan derken 1.5 saati geçti. Uçakta bekleme, apronda otobüs bekleme derken sinirler gerildi. Otobüs, ağzına kadar tıka “Gitsene kardeşim, ne bekliyorsun. Zaten geç kaldık. Bu yolcular da koyun gibi maşallah, itiraz eden yok.” Bir yolcu da “Ne koyunu kardeşim, sen de salak mısın?” dedi. Bu kez “Geri zekâlı” yanıtı geldi. Allahtan kavga çıkmadı. Ortam gerildi. Yolcuların yarısı yabancı. “Niye bu gerginlik” diye şaşkın baktılar. Yandaş gazeteci Cem Küçük’e göre sıra gazetelere el koymada S PekerFidan Y eni Şafak yazarı, dün Ülke TV’de anlatıyor. “Öyle bir hale geldik ki, artık ülkede küçük bir olay olunca, Sedat Peker, büyük bir olay olunca Hakan Fidan suçlanıyor. Kimse başka suçlu aramıyor.” Bunu başkası söylese, tefe koyarlar, yandaş söyleyince arada kaynayıp gidiyor. Ama kaynamasın diye duvara yazıyoruz. aray gazetecisi Cem Küçük dün buyurdu: “Digitürk’ün FETÖ kanallarını çıkartması yerindedir. Şimdi aynı hareketi Türksat ve Tivibu’nun da yapması gerekir. Ben Cem Küçük yapacaklarını düşünüyorum. Milli güvenlik bunu gerektirir. Gazetelere gelince. FETÖ’nün gazetesi de olamaz. Ben olsam gazetelerine de el koyarım. Öyle olduğunu hep beraber göreceğiz.” Türkiye kimlere kaldı... KCK eylemsizlik ilan etti CK’nin dün yaptığı yazılı açıklamada “Türkiye içinden ve dışından gelen çağrıları da dikkate alan hareketimiz, halkımıza ve gerilla güçlerine saldırılmadığı müddetçe gerilla güçlerimizi eylemsizlik konumuna çekme kararına varmıştır” denildi KCK’nin yaptığı açıklamada, 7 Haziran seçimleri sonrası demokratik bir iklimin oluştuğu, barış ve huzurun hâkim olacağı düşüncesinin oluştuğu, Türkiye demokrasi içinde birlikte yaşama umudu yakalanmışken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başka Dün yapılan yazılı açıklamada, ‘Halkımıza ve gerilla güçlerine saldırılmadığı müddetçe gerilla güçlerimizi eylemsizlik konumuna çekme kararına varılmıştır’ denildi K nı Devlet Bahçeli’nin erken seçimi gündeme getirdiği, AKP’nin siyasi darbe yaparak, meşruiyeti kalmayan iktidarını sürdürmeye çalıştığı belirtildi. AKP’nin iktidarını sürdürmek için savaş ilan ettiği ve savaş kararının 30 Kasım 2014 tarihli MGK toplantısında alındığı, bunun 24 Temmuz’da uygulamaya konulduğu ifade edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dolmabahçe mutabakatını reddederek, Öcalan ile görüşmelere izin vermeyerek, seçim öncesi yaşanan provokasyonlarla çözüm sürecini sona erdirmeye çalıştığı, seçim son rası da savaş konseptinin devreye sokulduğu belirtildi. KCK açıklamasında, “Savaşın şiddetlendiği, AKP’nin seçim ortamında seçim güvenliğini tehdit ettiğimiz yalanına sarıldığı ve başlattığı savaşın nedenlerini halktan gizlemeye çalıştığı bir ortamda, Türkiye içinden ve dışından gelen çağrıları da dikkate alan hareketimiz, halkımıza ve gerilla güçlerine saldırılmadığı müddetçe gerilla güçlerimizi eylemsizlik konumuna çekme kararına varmıştır. Gerilla güçlerimiz bu Saldırı olmadıkça eylemsizlik süreçte planlı eylemler yapmaktan uzak duracak, mevcut konumunu koruma dışında bir hareketlilik içinde olmayacak, eşit ve adil bir seçimin yapılmasını engelleyecek veya sakatlayacak hiçbir girişimde bulunmayacaktır” denildi. Demokratikleşme için adım Türkiye’nin demokratikleşmesi, barış ve istikrar yönünde adım atıldığının vurgulandığı KCK açıklamasında, “Başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin temel sorunları çözülmediği müddetçe Türkiye’de kalı cı barış ve istikrar sağlamak mümkün değildir. Bu açıdan otoriter, hegemonik ve baskıcı politikaları aştırıp Türkiye’yi demokratikleşme yoluna sokmak için tüm demokrasi güçlerinin, devrimcilerin ve Türkiye halklarına sorumluluk duyan tüm güçlerin büyük çaba göstermesi ve bu yönlü mücadele içinde olması gerekir. Bu açıdan tüm demokrasi güçlerini demokratikleşme ve sorunların kalıcı çözümü için tutumlarını açıkça ortaya koymaya çağırıyor, bu yönlü mücadelelerinde başarılar diliyoruz“ ifadelerine yer verildi. 13 tutuklama 15 gözaltı var l Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde DBP’yi Eş Belediye Başkanı Abdulsamet Bilgin ile Belediye çalışanı İlhami Güzel, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” iddiasıyla tutuklandı. lVan’ın Özalp ilçesinde “canlı kalkan” eylemine katılan DBP’li Belediye Eş Başkanı Handan Bağcı ile Eş Başkan Yardımcısı Okan Bayram ve Belediye Meclis Üyesi Kasım Hazır tutuklandı. l Ağrı’nın Patnos ve Tutak ilçesinde “terör örgütüne yardım ve yataklık” iddiasıyla 5 kişi gözaltına alındı. DBP’li Bülent Oğul ve Abdullah Demir tutuklandı, 3 kişi serbest bırakıldı. l Van, HDP Edremit İlçe Başkanı Recep Gültepe savcılığın itirazı üzerine tutuklandı. l 8 Ekim’de PKK’ye eleman temin ettiği ve kuryelik yaptığı iddia edilen A.G. “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklandı. “Komployu kınıyoruz, halkımızın özyönetimini selamlıyoruz” pankartını açan F.K., M.Ç. ve M.Ö. tutuklandı. 9 Ekim’de “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan aranan F.K’nin tutuklandığını belirtti. l Adana, Seyhan’da 20 adrese, 350 polisle düzenlenen operasyonlarda 15 kişi gözaltına alınırken, çok sayıda av tüfeği ve mühimmat ele geçirildi. Yasağı ölümler izledi Diyarbakır’da 1 polis şehit oldu, 6’sı yaralandı, 1 sivil yaşamını yitirdi iyarbakır dün yine yasaklarla uyandı. Diyarbakır Valiliği Sur ilçesinde 7, Yenişehir ilçesinde Cem Tayfun 2 mahallede sokağa çıkma yasağı ilan etti. Operasyona 2 helikopter destek verirken, binalara keskin nişancıların yerleştirildiği, özel harekât polislerinin yanı sıra komando birliklerinin de operasyona katıldığı belirtildi. Yasak kararının ardından ilçede çatışma sesleri duyuldu. Güvenlik güçleri ile YDGH üyeleri arasında çatışmalar yaşanırken, YDGH’lilerin polise roketatar ve otomatik silahlarla ateş açtığı belirtildi. Çatışmada 1 YDGH’linin öldürüldüğü, 2 YDGH’linin yaralı yakalandığı belirtilirken, Sur’da yola döşenen patlayıcının polis aracı geçerken patlatılması sonucu 7 polis yaralandı. 23 yaşındaki Cem Tayfun şehit oldu. Tayfun için Emniyet Müdürlüğü’nde tören düzenlendi. Tayfun’un cenazesi katafalka konurken, annesi Pervin Kara oğluna ait eldivenleri takarak “Oğlum daha çok küçük. Can yoldaşımdı” diye feryat etti. Fatihpaşa Mahallesi’nde oturan Halil Tüzülerk’in evinin çatısında beslediği güvercinlere bakmak için çatıya çıktığı sırada yaşamını yitirdiği belirtildi. Adı açıklanmayan bir kadın ağır yaralandı. l MAHMUT ORAL D Polise bombalı tuzak oday’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş, attığı ve paylaştığı bazı tweetlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği suçlamasıyla tutuklandı. İlk kez yayın yönetmeni tutuklandı T ‘Babamı istiyorum anne’ iyarbakır’ın Hani İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan polis memuru Salih Eroğlu (30) önceki gün rahatsızlanan eşi Yağmur Eroğlu’nu (28) yanlarına oğlu 3 yaşındaki Yusuf’u da alarak muayene etmek için Diyarbakır’a getirdi. Hastanede ikinci kez baba olacağını öğrenen polis, ailesini de alarak Hani’ye harekete geçti ancak Eroğlu’nun kullandığı otomobile Büyükakören köyü yakınlarında saat 18.30 sıralarında yol kesen PKK’liler tarafından uzun namlulu silahlarla D ateş açıldı. Hamile eşi ve 3 yaşındaki oğlunun yanında şehit olan polis memuru Eroğlu için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü binası önünde düzenlenen törene Vali Hüseyin Aksoy, Emniyet Müdürü Adnan Taşdan, askeri erkân, kamu kurum müdürleri ve şehidin yakınları katıldı. Eroğlu’nun oğlu Yusuf’un ağlayarak “Babama gitmek istiyorum. Evimize gidelim” demesi üzerine annesi Yağmur Eroğlu’nun “Evimiz mi kaldı” diye feryat etmesi yürekleri dağladı. l DİYARBAKIR/ DHA Güvercinlere bakacaktı Geçen günlerde adli kontrol şartlı serbest bırakılıp sonra tekrar gözaltına alınan Keneş “Serbest kaldıktan sonra tweetlerine devam ediyor diye yakalama gerekçesini kabul etmiyorum. Açıkça sansür uygulanmaktadır” diye tepki gösterdi. Uluslararası Af Örgütü, Türkiye Uzmanı Andrew Gardner, Türk Ceza Hukuku’ndaki hakaret ile ilgili hükümlerin eleştirel gazeteci ve muhalifleri “sindirme Sindirme amaçlı amaçlı” kullanıldığına dikkat çekti. CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, Sözcü Gazetesi yazarları Necati Doğru’ya 11 ay hapis cezası verilmesi ve Keneş’in tutuklanmasına sert tepki gösterdi: “Sonu yaklaşan diktatörlerin tavrı dünyada hep böyle olmuştur.” l CİHAN Bülent Keneş C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle