19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 14 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR Fransız yönetmen Luc Besson, Fransa’daki Müslüman gençlere seslendi EMEK MAHKEME JESİ PRO SİNEMASI UKA VE İÇİN ‘HUK RARINA KAMU YA EDİ AYKIRI’ D u Emek Sineması’nın yeni projesiyle ilgili olarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi yeniden yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar, yeni proje üzerinden yürütülen inşaatın durdurulması anlamına geliyor. Ancak Türkiye’de bu kararlara karşın yapımı tamamlanan pek çok hukuka aykırı proje olduğunu da unutmamak gerekiyor. ‘Silaha değil kaleme sarıl’ Kültür Servisi Ünlü Fransız yödece toplumun bir parçası olmanetmen Luc Besson, Fransa’nın yı isteyen bu gençliğe yardım saygın gazetelerinden Le edin” diye seslendi. Monde’da ülkesindeki Müslüman Gençlere, toplumu değiştirve yoksul gençlere yönelik bir mekmek için öneride bulunmaya datup kaleme aldı. Gençlere “Karvet eden Besson, onların silah yerideşim” diye seslenen ne kalem gibi demokBesson, “Gücü eline rasinin soylu araçlau Besson, ‘Senin al ve kimsenin senin rına sarılmalarını sasırtından güçlenmesilık verdi. “Gücü deiçin ve güzel ne izin verme. Sen eli mokratik olarak eliama lekelenmiş, kanlıların kardeşi dene al ve tüm kardeşğilsin, biz bunu bililerine yardım et” diaşağılanmış, alay yoruz” dedi. yen Besson, terörizedilmiş dinin için “Senin için ve gümin hiçbir zaman kazel ama lekelenmiş, zanmadığını belirtiracı çektim. Sana aşağılanmış, alay ken “Bugün daha yesunduğumuz toplum, ni doğmuş binleredilmiş dinin için acı çektim” diyen Besson, ce Cabu ve Wolinski para, kâr, ayrım gençlere “Bu adaletvar” dedi. ve ırkçılık üzerine sizlik ve bunu birlikte Besson, gençlere düzelteceğiz. Seni se“Kimsenin üstünden kurulu’ dedi. vecek ve yardım edegüçlenmesine izin cek milyonlarız” diye verme. Sen bugünün seslendi. iki eli kanlılarının Fransa’da yaşam şartlarının kardeşi değilsin; biz bunu biliolumsuzluklarını dile getiren yönetyoruz” derken mektubunu “Yarın, men “Sana sunduğumuz toplum, kardeşim, daha güçlü, daha bağpara, kâr, ayrım ve ırkçılık üzerilı, daha dayanışma içinde olacane kurulu” dedi. Fransa’daki ayğız. Sana söz veriyorum. Ama rımcılığa dikkat çeken yönetmen, bugün kardeşim, seninle ağlıyoegemenlere de “Aşağılanmış, sarum” diye sonlandırdı. ‘Emek’ kurtulacak mı? CEREN ÇIPLAK ‘Tuzağa düşmeyin’ çağrısı Haber Merkezi Nöbel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen saldırının Avrupa’da İslamofobi’nin gittikçe arttığı bir döneme denk geldiğini belirterek, “Eminim Avrupa, öfkesini tüm Müslümanlara yöneltme tuzağına düşmemeye dikkat edecektir. Bu vahşi saldırıların tırmanmamasını umuyorum, ama bunun gerçekleşmesinden endişe duyuyorum” dedi. Pamuk’un İtalyan La Repubblica gazetesi için kalame aldığı makale baş sayfadan “Müslümanlara uzatılan el” başlığıyla yayımladı. Gazetenin yorum sayfasında ise “Batı’da yaşayan Müslümanların umudunu öldürmeyelim” başlığıyla sunulan yazıda Orhan Pamuk, “Benim ilk dürtüm, Charlie Hebdo’ya saldıran kişilerin motivasyonlarını analiz etmek değil. Paris’ten gelen haberler bende her şeyden önce muazzam bir öfke ve üzüntü yarattı. Çünkü bu saldırı Müslümanların Avrupa’da Hristiyanlarla yan yana barış içinde yaşayabileceğine inanan benim gibi kişilere bir darbe oldu. Bu saldırı, bu umudu öldürmeye yönelik bir girişimdi” ifadelerini kullandı. Orhan Pamuk, ifade özgürlüğünün tehlike altında olduğu ülkelerde mizah dergisi geleneğinin de güçlü olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Yakın geçmişte Twitter ve YouTube’un yasaklandığı ülkemde bu dergiler hep baskı altında olmuştur. Charlie Hebdo’da yaşananlarla kıyaslanabilecek seviyede bir olay burada yaşanmasa da Türkiye’de çok sayıda kişi Fransızların öfkesini ve hüsranını paylaşıyor. Dünyanın bu kısmında, muhalefeti ya da konuşma özgürlüğünü terörle, cinayetlerle ya da yasalarla susturma girişimleri uzun ve üzücü bir geçmişe sahip.” Pamuk, ifade özgürlüğünü savunmanın herkesin sorumluluğu olduğu yorumunu da yaptı. Paris’teki saldırıyı “dehşet verici” olarak tanımlayan Pamuk, “İfade özgürlüğüne, yaratıcılığa ve insan onuruna yönelik bu saldırıya karşı dik durulmalı” dedi. Saldırının Avrupa’da İslamofobi’nin gittikçe arttığı bir döneme denk geldiğini vurgulayan Pamuk, “Eminim Avrupa, öfkesini tüm Müslümanlara yöneltme tuzağına düşmemeye dikkat edecektir. Bu vahşi saldırıların tırmanmamasını umuyorum, ama bunun gerçekleşmesinden endişe duyuyorum” diye ekledi. Pamuk’tan Avrupa’ya Yaklaşık beş yıldır kamuoyu tarafından yıkılmaması için büyük mücadele verilen, ancak 2013’te yıkılan Beyoğlu Emek Sineması’nın yeni projesiyle ilgili olarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi yeniden yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar, yeni proje üzerinden yürütülen inşaatın durdurulması anlamına geliyor. Ancak Türkiye’de bu kararlara karşın yapımı tamamlanan pek çok hukuka aykırı proje olduğunu da unutmamak gerekiyor. Mimarlar Odası’nın İstanbul şubesinde dün düzenlenen basın toplantısına katılan oda avukatlarından Can Atalay, “Yürütmeyi durdurma kararı bugünden itibaren uygulanmazsa ilgili herkes suç işlemiş olur” dedi. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin basın sözcüsü Mücella Yapıcı ise mahkemenin karar gerekçesini ve konuyla ilgili basın açıklamalarını okudu. Mahkeme, karar gerekçesinde Emek projesinin kamu yararına ve hukuka uygun bulunmadığı belirtiliyor. 2010’da Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonucu mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Ancak bu karar mahkeme tarafın dan bilirkişi raporuna dayanılarak kaldırılmış, böylece Emek’in yıkım süreci başlamıştı. Yapıcı, Emek Sineması ve içinde bulunduğu tarihi yapı kompleksinin, hukuksuz, usulsüz ve etik dışı proje ve yıkım sürecini asla unutmayacaklarını ve bu konuda vebali bulunan tüm yetkili ve ilgililer hesap verene dek konunun takipçisi olacaklarını vurguladı: “Hukuk, bilim, mesleki etik, koruma kavramları, kamu vicdanı yok sayılarak gerçekleştirilen hukuksuzluk ve yağma sürecine, başta sanatçılarımız olmak üzere tüm İstanbul halkının karşı çıkışına, dünyaya örnek gösterilecek mücadelesine ve çabası na tanık olduk. Ancak ne yazık ki Emek Sineması da İstanbul’daki hukuksuzluk ve yağma çılgınlığının araçlarından olan 5366 sayılı yasanın kurbanları arasına girmiş ve hepimizin gözleri önünde bir tarih, kültür ve hukuk katliamı sonucunda yıkılmıştır.” Yapıcı, ayrıca polis eşliğinde acımasızca ve barbarca yok edilen Emek Sineması’nın proje ve yıkım sürecinde işlenen suçların inşaat aşamasında da pervasızca devam ettirildiğini söyledi. Emek Sineması için 17 Ocak Cumartesi günü saat 17.00’de Emek Sineması önünde bir eylem düzenlenecek. ‘EMEK’İN PROJE YÜRÜTÜCÜSÜNDEN AÇIKLAMA ‘İnşaata devam’ Emek Sineması projesini yürüten Kamer İnşaat konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, söz konusu kararın avan proje aşaması ile ilgili olup, onaylanmış ve ruhsatlandırılmış hali ile devam eden uygulama projesini kapsamamakta olduğu belirtiliyor. Açıklama şu sözlerle devam ediyor: “Cercle D’Orient binası ve Emek Sineması’nın evrensel koruma ilkelerine uygun olarak onarılıp projelendirilerek asli işlevleriyle acilen toplum hizmetine sunulması konusunda, daha önce de kamuoyu ile paylaşmış olduğumuz üzere, büyük bir hassasiyet gösterilmektedir. Yapılan plan dahilinde Emek Sineması’nın, diğer sinema salonları ile birlikte en kısa sürede sinemaseverlerin hizmetine sunulması hedeflenmektedir.” 8. ÇUKUROVA KİTAP FUARI İLK GÜN BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ Kitapseverler Adana’da buluştu SAVAŞ KÜRKLÜ İDİL BİRET İLE BORUSAN DÖRTLÜSÜ’NÜN SCHUMANN YOĞUNÇALARI TANITILDI EGEMEN BERKÖZ Ustalık ve gerçekleşen düşler İdil Biret’in, Borusan Dörtlüsü ile birlikte çaldığı Schumann’ın Op. 44 Piyano Beşlisi ile yine Schumann’ın Op.13 Senfonik Etütleri’nin yer aldığı yeni yoğunçalarının tanıtımı önceki akşam Borusan Müzikevi’nde yapıldı. Toplantı Biret ile Dörtlü’nün (Esen Kıvrak 1. keman, Olgu Kızılay 2. keman, Efdal Altun viyola ve Çağ Erçağ viyolonsel) çağrılılara tadımlık sunduğu Schumann Beşli’yle başladı. Tadına doyulamayan bu küçük dinletinin ardından Biret’in kayıt çalışmalarının düzenleyicisi, eşi Şefik Büyükyüksel yoğunçalarla ilgili bazı bilgiler verdi. Bu yoğunçaların 1959’dan bu yana kayıt yapan Biret’in basılmış 105. kaydı ve Naxos etiketiyle çıkan 55. yoğunçaları olduğunu, IBA (İdil Biret Arşivi) başlığı altında yakında çıkacak olan Schumann kutusunda yer alacağını ve tüm IBA yoğunçalarlarının Naxos etiketiyle tüm dünyada satışa sunulduğunu anlatan Büyükyüksel sözlerini, Cumhuriyetin müzik devriminin ürünü olan Türk sanatçılarının tüm dünyada dinlenmesinin önemini vurgulayarak tamamladı. Ancak ben, Biret’in, “müzikte kendiliğindenlik çok önemli, bunun ölmemesi gerek, müzik ya etkileyici olur ya da yapay olur” ve “kayıtta değişik çalışlardan bölümler alınarak bir araya getirilir, bunlar genellikle kısa bölümlerdir, bizim kaydımızda uzun bölümler birleştirildi, kurgu az oldu, konser gibi bir sonuç çıktı” sözlerinin altını çizmek istiyorum, yoğunçalarda ne nitelikte bir müzik dinleyeceğimizi gösterdikleri için. ADANA Yeni yılın ilk kitap fuarı olan “8. Çukurova Kitap Fuarı” dün TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı. Çok sayıda yazar, şair ve çizerin 6 gün boyunca okurla buluşacağı, 250’nin üzerinde yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun standlarıyla katıldığı fuarda, panel, söyleşi, şiir dinletisinin yanı sıra, aralarında Cumhuriyet yazarları Sevgi Özel, Ataol Behramoğlu, Can Dündar ve Mustafa Balbay’ın da bulunduğu önemli isimler kitapseverlerle söyleşi ve imza günlerinde buluşacak. 18 Ocak Pazar günü sona erecek fuara 300 bin kitapsever bekleniyor. TÜYAP Adana Fuarcılık A.Ş. ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği, ÇUFAŞ Çukurova Fuarcılık A.Ş., Adana Valiliği, Büyükşehir Belediyesi desteğiyle gerçekleşen fuarın açılışı da görkemli oldu. İlgili kurum ve kuruluş yetkililerinin katıldığı açılışa Vali Mustafa Büyük, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ile protokolün yanı sıra Doğan Hızlan, Ercan Karakaş gibi isimler de katıldı. Fuarla ilgili kısa bilgi veren Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı ve Cumhuriyet yazarı Deniz Kavukçuoğlu, “Çok sayıdaki kültür sanat etkinliğinde, yazın dünyasında isimleri öne çıkmış yazarlarımız okurlarıyla buluşacak. Muzaffer İzgü, Atilla Dorsay, Ahmet Telli, Ali Kırca, Gülten Dayıoğlu, Behiç Ak, İpek Ongun, İsmail Beşikçi, Doğan Cüceloğlu, Enver Aysever, İhsan Eliaçık, Banu Avar, Nasuh Mahruki gibi isimlerin renk ka tacağı okur fuarındaki etkinliklerde sanatseverler de beğendikleri yazar, şair, çizerlerle söyleşi ve imza günlerinde bir arada olabilecek” dedi. Kavukçuoğlu sözlerini, “Edebiyat dünyasının görkemli fuarına tüm kitapseverleri, öğrencileri bekliyoruz. Özellikle üniversite kesimini, öğrencileriyle öğretim üyeleriyle stantlarda, söyleşi ve etkinliklerde görmeyi umut ediyoruz” diye konuştu. ‘Netekim Karakolu’ filminin yönetmenliğini Mersinli yönetmen Yasin Korkmaz üstleniyor büyük ilgi Cumhuriyet Kitapları’na İlk gün özellikle öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği fuarda Cumhuriyet Ki 34 yıl sonra gösterimde ABİDİN YAĞMUR tap Kulübü (CKK) standı da okurların uğrak yeri oldu. Bu arada Dil Derneği ile CKK’nin ortak düzenlediği, “Çakma Osmanlı’nın Osmanlıca Düşü” başlıklı söyleşinin konuşmacısı Sevgi Özel, cuma günü 16.45’te okurlarıyla buluşacak. Ataol Behramoğlu ise cumartesi günü 18.15’te, “Ataol Behramoğlu 50. Sanat Yılı Kutlaması”nda okurlarına şiirlerinden de bir demet sunacak. Can Dündar ise pazar günü 14.30’da, “Deniz Gezmiş’ adlı söyleşisinde Deniz’in kardeşi Hamdi Gezmiş ile birlikte kitapseverlerle buluşacak. Aynı gün Mustafa Balbay da katılacağı söyleşiden sonra kitaplarını imzalayacak. MERSİN Mersinli sinema yönetmeni Yasin Korkmaz’ın, babası Zeynel Korkmaz’ın senaryosundan çektiği ve Erdemli’de, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra yaşanan gerçek olayları konu alan “Netekim Karakolu” filmi, 13 Şubat’ta sinemalarda izleyiciyle buluşacak. Netekim Karakolu’nda, 1970 yılında amatörce film çekmek isteyen köylülerin darbeden sonra yaşadıkları anlatılıyor. 12 Eylül 2013 tarihinde Mersin’de çekimine başlanan Netekim Karakolu, filme konu olan gerçek mekânlarda çekildi. Filmde 12 Eylül’de sorgulanan köylülerden bir kısmı da rol aldı. Filmin yönetmenliğini Yasin Korkmaz, görüntü yönetmenliğini de Kadir Baziki yaptı. Filmin lojistik desteği, Toroslar Belediyesi, Erdemli Belediyesi, Limonlu Belediyesi ve Erdemli Ziraat Odası tarafından sağlandı. Yönetmen Yasin Korkmaz, Netekim Karakolu’nun, 12 Eylül döneminde birbirini aratmayan karakolların ortak adı olduğunu ifade ederek “Senaryo öncesinde ciddi bir saha araştırması yaptık ve çok sayıda canlı tanık dinledik. Kimseye haksızlık yapmak istemedik. Bu tanıkların anlattıkları da kayıt altındadır. İlçede kendini tüm otoritelerin üzerinde gören bir yerel diktatör heveslisinin sergilediği komiklikler ve gülünçlükler izleyenleri mutlaka güldürecek” dedi. Film, sinema meraklısı bir genç olan Zeynel (Şamil Mehmet Korkmaz) bir Almancıdan emanet aldığı amatör kamera ile bir aksiyon filmi çekmesiyle başlıyor. Aradan 10 yıl geçtikten sonra Zeynel gecikmeli de olsa üniversiteye başlar. Askeri darbe olur ve herkesin yaşamı değişir. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle