04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 9 ABD Kongresi Türkiye’ye zehir zemberek Kongre alt komite oturumunda Türkiye, Katar’la birlikte ‘terör destekçiliğiyle’ itham edildi. Dış Haberler Servisi ABD Kongresi Dışişleri Alt komitesi’nde önceki gün Türkiye ile ilgili zehir zemberek eleştirilerin sarf edildiği bir oturum yapıldı. Cumhuriyetçi Ileana RosLehtinen başkanlığındaki “Hamas destekçileri” başlıklı oturumda, Kongre üyeleri, Türkiye’yi Katar ile birlikte “terör destekçiliği” gerekçesiyle yerden yere vurdu; mali ve diğer yaptırımların uygulanmasını önerdi. Hem Demokratik hem de Cumhuriyetçi Partili üyeler, Katar ve Türkiye’yi “dost mu düşman mı olduğu belirsiz” ülkeler diye tanımladılar. Kimi vekiller “Erdoğan rejimi” ifadelerini kullanırken, kimileri Türkiye’yi “IŞİD’e alenen destek olmakla” itham etti. Oturumda, Katar’ın Hamas siyasi büro şefi Halid Meşal’e ev sahipliği yaptığı ve 400 milyon dolar yardımda bulunduğu, Türkiye’nin de açıkça Hamaslı sürgünlere yardım edip Gazze’deki Hamas hükümetine 300 milyon dolar verdiği aktarıldı. Türkiye hükümetinin Müslüman Kardeşler’le açık ideolojik bağlarına vurgu yapıldı. Cumhuriyetçi Ted Poe, “Mesajımız açık olmalı: Hamas’ı mali olarak desteklerseniz, ciddi ve rahatsız edici sonuçları olur. Umarım Katar ve Türkiye dinliyordur” dedi. RosLehtinen, “dost mu düşman mı belli olmayan” tanımına katıldığını söyleyerek, RosLehtinen “sözde müttefiklerle” ilişkilerin etkileneceğini savundu. Florida’dan Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Ron De Santis, “Benim için ilginç olan pek çok üyenin haklı olarak Hamas’ı fonlamakta Türkiye’nin, Katar’ın rolünden söz etmesi. Bu adamları IŞİD’le ilgili olup bitenlerde De Santis de ‘olağan şüpheliler’ olarak görüyoruz. Suriye’ye akan cihatçılar var, nereden geliyorlar? Türkiye’den. Açıkça kendini Müslüman Kardeşler’le aynı safta konumlayan bir lider var. Sözde bu NATO üyesi olan bir ülke” ifadelerini kullandı. De Santis, Türkiye ve Katar’ın küresel cihatçı yapılanmaya desteğinin yakından izlenmesini istedi. Demokrasileri Savunma Vakfı’ndan Jonathan Schanzer, hazinenin Türk ve Katarlı kişi ve kuruluşlara yaptırımlar getirmesi gerektiğini savunarak, “Türkiye ve Katar’a yönelik yumuşak yaklaşım işe yaramadı” diye konuştu. Türkiye’ye silah satışları ile Katar’la 11 milyar dolarlık silah anlaşmasının askıya alınması için Kongre’ye çağrı yapan Schanzer, “Katar’a, Hamas’la ilişkilerini sürdürürse, sonsuza dek ABD koruması altında olamayacağı çok açık bir mesajla iletilmeli” ifadelerini kullandı. IŞİD’le mücadelede Katar ve Türkiye’nin kilit rolünü anımsatarak çekincelerini dile getirenler de eksik olmadı. Dış İlişkiler Konseyi’nden Steven Cook, “Politika yapıcılar gerçekçi olmalı. Amerika’nın KatarHamas ve TürkiyeHamas ilişkilerini onaylamadığını Clegg Cameron Miliband Birleşik Krallık’ta İskoçya paniği ‘Kilit roller oynayabilirler’ belirtmenin, Doha ve Ankara’nın politikalarını değiştirmesi mümkün değil” dedi. Cook, AKP’nin Müslüman Kardeşler ve Hamas ile yakın ideolojik bağları olduğunu, Katar’ın ise Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri karşısında konumunu güçlendirmek amacıyla benzeri grupları desteklediğini söyledi. Kongre Türk dostluk grubundan Demokrat temsilci Gerald Connolly de, Erdoğan’a İsrail karşıtı sözleri nedeniyle mektup gönderdiklerini ve cumhurbaşkanlığı kampanyasında propaganda malzemesi yaptığını hatırlattı. Al Monitor sitesi, bir Kongre kaynağına dayanarak Amerikan hazine yetkililerinin, Hamas’a yaptırım konusunda yarın Kongre’ye bilgi vereceğini, Türkiye ve Katar’ın gündemin ilk sıralarında olacağını aktardı. (REUTERS) Cameron İskoçlara yalvardı: Ailemizi parçalamayın Dış Haberler Servisi İngiltere ve Galler ile 307 yıldır Britanya Adası’nda Birleşik Krallık’ın parçası olan İskoçya’da 18 Eylül’deki bağımsızlık referandumunun olumlu sonuçlanacağının işaretleri belirirken, Londra panikledi. İskoçya’ya bütçe dahil daha geniş yetkiler önerilirken merkez siyasetin liderleri bölgeye akın etti. Muhafazakâr Partili Başbakan David Cameron ise İskoçlara birliği bozmamaları için yalvararak, “Uluslar ailemizi parçalamayın” diye seslendi. Anketlerde İskoçya Ulusal Partisi’nin (SNP) başını çektiği “Bağımsızlığa Evet” kampı ile “Birlikte Daha İyi” kampı başa baş. Üçü de İngiltere doğumlu olan Cameron ile ortağı Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg ve muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Ed Miliband İskoçya’ya giderek “Birlikte Daha İyi” kampanyası yürütmeye başladı. Ortak açıklamalarında, “Bizleri bölen çok şey var fakat üzerinde tutkuyla ortak olacağımız bir tek şey var ki o da Birleşik Krallık’ın birlikte çok daha iyi olduğu” mesajı verdi. Cameron ise dün Daily Mail’de yayımlanan makalesinde İskoçlara adeta yalvardı: “Birleşik Krallık çok özel ve nadide bir ülkedir. Tehlikede olan da bu. Bizimle kalmanızı istiyoruz. Bu uluslar ailesinin dağılmasını istemiyoruz. Eğer bir araya getirmiş olduğumuz ve birlikte muhteşem işler başardığımız bu uluslar ailesi parçalanırsa hayal kırıklığına uğrayacağım.” Anketler, İskoçya bağımsızlığı seçerse, Cameron’ın sorumlu tutulup 2015 seçimlerini Miliband karşısında kaybedebileceğine işaret ediyor. Cameron İskoçya’da popüler değilken, son çabaları SNP lideri Alex Salmond alayla karşıladı. Üç lideri kast ederek “Otobüsle geleceklerini düşünseydim, paralarını yollardım” diyen Salmond, “Westminister’in en az güvenilir üçlüsü” diye nitelediği liderlerin İskoçya’daki varlığının “Evet” oylarını patlatacağını savundu. Britanya’nın İskoç kökenli eski İşçi Partili Başbakanı Gordon Brown ise memleketlilerine duygusal bir çağrı yaparak “Çok çaresizim. Eğer İskoçya parçamız olmaktan çıkarsa, her açıdan ulus olarak zayıflayacağız, ahlaki olarak, siyasi olarak her somut meselede” dedi. Kraliçe 2. Elizabeth ise konuya hiç karışmıyor. Ancak medya anketler karşısında “dehşete kapıldığını” yazarken, sözcüsü, “Majesteleri bu meselenin İskoçları ilgilendirdiği görüşünde” açıklamasıyla yetindi. 1707’de İskoçya, İngiltere ve Galler’den oluşan resmi birliğe 1801’de İrlanda’nın katılmasıyla bugünkü resmi ismiyle “Büyük Britanya Birleşik Krallığı ve Kuzey İrlanda” ortaya çıkmıştı. ‘Olağan şüpheliler’ Yaalon’dan sert çıkış Dış Haberler Servisi İsrail Savunma Bakanı Moşe Yaalon, Türkiye’yi Katar ile birlikte “açıkça terörizmi desteklemekle” suçladı. “Hamas’ın komuta operasyonları İstanbul’da, Salih Aruri orada oturuyor” diyen Yaalon, Türkiye’nin durumu saklamaya çalışmadığını ekledi. Yaalon, “terör destekçilerinin BM NATO üyesi kalmasına izin verildiğini” savundu. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı stratejisini açıklarken Irak’tan sonra Suriye’de de hava saldırıları için yeşil ışık yakılıyor. New York Times ile Washington Post, Obama’nın “doğrudan askeri eylemi” içeren yeni strateji çerçevesinde IŞİD’i Suriye’de de vurmaya ve “ılımlı” cihatçı muhaliflere desteği artırmaya hazırlandığını yazdı. Washington Post, Obama’nın pazartesi verdiği yemeğe katılanlar arasında bulunan eski Savunma Bakan Yardımcısı Michele Flournoy’un, “Obama her nerede stratejik IŞİD hedefi varsa vurmaya kararlı” sözünü aktardı. Flournoy, “IŞİD uluslararası sınırlara saygı gösteren bir örgüt değil. Onlara güvenli bölgeler bırakamazsınız” diye konuştu. New York Times’a göre ise Obama’nın planları hakkında bilgilendirilen kişiler, Suriye’de “ABD’nin Yemen, Pakistan ve başka yerlerde kullandığı hedef gözeten saldırılardan çok daha karmaşık ve uzun dönemli bir kampanya başlatılacağını” söylediler. ABD Başkanı önceki gün görüştüğü Kongre liderlerine, IŞİD’e operasyonlar Obama Suriye’yi havadan vuracak için Kongre onayına ihtiyacı olmadığı inancını iletti. Senato’daki Demokrat çoğunluğun lideri Herry Reid, Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat azınlık lideri Nancy Pelosi ile Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi çoğunluğun lideri John Boehner ve Senato azınlık lideri Mitch McConnell ile görüşen Obama, Irak ve Suriye’de operasyonları, Türkiye’nin de dahil olduğu “çekirdek koalisyon” ortaklarıyla genişletmeyi içeren stratejiyi anlattı. ABD Başkanı kara harekâtı seçeneğini tümden dışladı, ama hava saldırılarını Suriye’ye yayabileceğini belirtti. Kongre liderleri, Obama’nın Suriye’ye yönelik hava saldırısı planlarını bloke etmişti. Daha önce Suriye’de ılımlı muhalefet yaratma çabalarını “fantezi” diye nitelemiş olan Obama’nın, “ılımlı” grupları silahlandırma ve eğitim için 500 milyon dolar sunmaktan söz etmesi dikkat çekti. Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde bölgenin Sünni ülkelerini buluşturacak zirveye katılması öncesinde dün sürpriz biçimde Irak’ın başkenti Bağdat’a giden ABD Dışişleri Baka Kerry Bağdat’a uğradı nı John Kerry yeni hükümeti kuran Haydar el Abadi ile görüştü. Yeni hükümeti “Büyük dönüm noktası” diye niteleyen Kerry, bunun IŞİD’e karşı mücadelede hayati önem taşıdığını vurguladı. Bağdat’taki temaslarının ardından basın toplantısı düzenleyen Kerry, IŞİD’e karşı koalisyonun önümüzdeki günlerde büyümeye ve derinleşmeye devam edeceğini söyledi. Yaklaşık 40 ülkenin, IŞİD’le mücadele kapsamında askeri ya da insani yardım çalışmasına katkı yaptığına dikkat çeken Kerry, “Her ülke, bu örgüte karşı oluşturulan koalisyona kendi gücü nisbetinde katkı sağlayabilir” dedi. Kerry, IŞİD’le mücadelede izlenecek stratejinin askeri yardımlar ve hava bombardımanlarıyla sınırlı kalmayacağını belirtti. Kerry, IŞİD’e karşı İran’la işbirliği yaptıkları iddialarını ise yalanladı. Öte yandan Kerry’nin ziyareti sırasında başkent Bağdat’ta düzenlenen saldırıda 12 kişi öldü. Washington Post ve ABC’nin anketlerine göre, Amerikan halkının çoğunluğu IŞİD’i ciddi tehdit görüyor ve yüzde 60’ları aşan oranda hava saldırılarını destekliyor. Salmond: Otobüs paralarını verirdim Mindanao’da özerklik barış getiriyor n Dış Haberler Servisi Çoğu Katolik 100 milyon nüfuslu Filipinler’de azınlıktaki Müslümanların isyanı özerklik verilerek dindiriliyor. Moro İslami Cephesi ile martta imzalanan anlaşmasının ardından Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino III, “Bangsamoro” adı verilen Mindanao’nun güneyi için “daha geniş özerklik” tasarısını Kongre’ye sundu. Tasarı savunma, dış ilişkiler ve mali konular dışında tarım, ticaret, turizm ve eğitimde özerklik sunuyor. Kendi bayrağı bulunan bölgede şeriat hukuku uygulanabilecek. 389 milyon dolarlık özel kalkınma fonu sunulacak. Moro İslami Kurtuluş Cephesi ise uluslararası gözlemcilerin gözetiminde silahsızlanacak. 40 yıldır süren çatışmalarda en az 150 bin insan ölmüştü. O Barış için dua günü Genişleme dosyası Avusturya’nın Dış Haberler Servisi Avrupa Birliği’nin idari organı Avrupa Komisyonu’nun 1 Kasım’da göreve başlayacak 28 üyesi belli oldu. Eski Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker’ın başkanı olduğu komisyonda kilit koltuklar Fransız ve İngiliz üyelere giderken Avusturya’dan Johannes Hahn, Avrupa Komşuluk Politikaları ve Genişlemeden Sorumlu üye oldu. Hahn’ın “Türkiye dosyasını iyi bilen” bir isim olduğu belirtiliyor. Juncker’in dosyaları açıklarken “genişleme” yerine “genişleme müzakereleri” ifadesini tercih etmesi dikkat çekti. Yeni AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin başkan yardımcısı da olacağı 28 kişilik komisyonda 7 başkan yardımcısı var. Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans kurumlar arası ilişkiler, hukuk devleti ve Temel Haklar Şartı’ndan; Komisyon’un İnsani Yardım ve Uluslararası İşbirliği’nden sorumlu üyesi Kristalina Yeni Komisyon Başkanı Georgieva Juncker, 28 üyeli ekibini bütçe ve insan açıkladı. kaynaklarından; (REUTERS) eski Estonya Başbakanı Andrus Ansip, dijital ortak pazardan sorumlu başkan yardımcıları oldu. Juncker mali istikrar, mali hizmetler ve sermaye piyasaları birliğinden sorumlu üyeliği Lordlar Kamarası’nın eski muhafazakâr başkanı Jonathan Hill’e verdi. Fransa’nın eski Sosyalist Partili Maliye Bakanı Pierre Moscovici ise ekonomik ve mali ilişkilerden sorumlu üye oldu. AB ile Türkiye arasında vize liberalizasyonunda rol oynayan, eski içişlerinden sorumlu üye Cecilia Malmström artık ABABD arasında yürütülen serbest ticaret anlaşmasını da kapsayan ticaretten sorumlu isim olacak. (AFP) rtadoğu’daki çatışmalarda din giderek önemli bir rol oynamaya başlarken, çeşitli dinlerin temsilcileri Belçika’nın Antwerp kentinde buluşarak barış için dua ettiler. Uluslararası Barış İçin Dua Günü dolayısıyla bir araya gelen din adamları tüm insanlık ve dinleri için iyi dileklerini iletirken, barış için birlikteliğin ve ortak seslerin önemini vurguladılar. Paraşenko, Donbass’a ‘özel statü’ sunacak nDış Haberler Servisi Ukrayna’da kriz Minsk’te imzalanan ateşkes protokolüyle yatışırken, Kiev açılımlara yöneliyor. Devlet Başkanı Petro Paraşenko, ülkeyi bir arada tutmak için doğuda Rusça konuşan nüfusun yaşadığı Donetsk ve Lugansk’tan oluşan Donbass bölgesine özerklik vaat etti. Paraşenko ayrılıkçılığa geçit vermeyeceği vurgusu eşliğinde “yeni statü” yasasını gelecek hafta parlamentoya sunacağını duyurdu. Paraşenko “Ateşkes durumu temelinden değiştirdi” dedi. Rusya yönetimi Kiev’i bir an önce Donetsk ve Lugansk’ın statüsüne ilişkin görüşmelere başlamaya çağırıyordu. Kremlin danışmanı Yuri Uşhakov, memnuniyetlerini dile getirdi. Ahrar el Şam’a büyük darbe Dış Haberler Servisi Suriye’deki en güçlü cihatçı gruplardan Ahrar el Şam’ın lideri Hasan Aboud ve komuta ekibi öldürüldü. Muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, önceki akşam İdlib kırsalındaki bombalı saldırıda toplam 47 kişinin öldüğünü duyurdu. Suriye İhvan’ı saldırıdan Şam yönetimini sorumlu tuttu. Ancak baş şüpheli IŞİD. Ahrar el Şam dün YouTube üzerinden Aboud’un yerine liderliğe Haşem el Şeyh’in, komutanlığa Ebu Salih Tahhan’ın getirildiğini duyurdu. Edinilen bilgiye göre, İdlib’in Ram Hamdan bölgesinde bir yeraltındaki sığınakta 50 komutanın katıldığı toplantı sırasında girişe yerleştirilen bombanın patlamasıyla gerçekleşti. Sığınağın tek çıkışı kapandı ve içeridekilerin çoğu boğularak öldü. Ahrar Lazkiye ve Kesab katliamlarında rol oynamakla suçlanan örgütün lider kadrosu yok edildi. Baş şüpheli IŞİD. Haşem el Şeyh ile Ebu Salih Tahhan yeni liderler ilan edildi el Şam, 2013 sonunda Hür Suriye Ordusu’nun fiilen sonunu getiren Suudi destekli İslami Cephe’nin parçasıydı. Örgüt, Cephe içinde Türkiye ve Katar ile bağları olduğu söylenen aşırılıkçı grupların başında geliyor. Lübnan medyası lider kadrosunun yok edilmesine yol açan bombalı saldırıyı “Türkiye ve Katar’a vurulmuş ağır bir darbe” olarak nitelendirdi. Türk yardım örgütü İHH’nin bu örgütle bağlarına dair iddialar ortaya atılmıştı. İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın konuşmacı olarak katıldığı 15 Mart 2013’te yapılan “Direnişin 3. Yılında Suriye ve Yetimleri” başlıklı panelde, konuşmacılardan biri Ahrar el Şam temsilcisi Ebu Abdurrahman’dı. Örgüt 2013 yazında Lazkiye bölgesindeki Alevi katliamları ile geçen martta Ermeni kasabası Kesab’da yürütülen katliamlara da katılmakla itham ediliyor. Örgütü hedef alan operasyonlar, El Kaide lideri Eyman el Zevahiri’nin, El Nusra ve IŞİD liderlerine elçi gönderdiği Ahrar el Şam’ın eski lideri Ebu Halid es Suri’nin öldürülmesiyle başlamıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle