03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Halktan ve Meclis’ten gizlenen 4 bakan hakkındaki 17 Aralık fezlekelerinin eklerinden çok önemli ayrıntılar ortaya çıktı M.K.: Ee oraya en yüksek teklif 534 milyon arsa payı geldi E.B.: He... M.K.: Yüzde 40 e Eltes ile Dap Yapı. E.B.: Kimdir Eltes. M.K.: Eltes Ağaoğlu’nun başka bir firması Dap Yapı’da bu Ziya Yılmaz var belki bu Kartal da projeleri filan var. E.B.: Ha... M.K.: İkincisi de Ofton 530. E.B.: Ha... M.K.: Attı o da böyle bir teklif geldi Bakanım. E.B.: Onun şeyini zorla okeylettim bugün bu Bakırköy’deki imar planını yapmıştım onu da Başbakan’a arz ettim bugün okeylettim onu söyle onu yani ama yarım saat yalvardım yani onun için artık. M.K.: Tamam bununla ilgili Bakanım siz de uygun görürseniz şeyin öne çıkmasını istiyorum yani bu Ziya Dap Yapı’nın. E.B.: Ziya Ziya çıksın öne. M.K.: Ha ha yani çünkü zaten hani o bölgede iş yapan da o. E.B.: Ha ha Dap Yapı desin Dap Yapı diye onu öyle lanse etsinler. M.K.: Hı hı tamam ben o şekilde şey yapayım ee şeyi bekleyelim mi? E.B.: … kaçıncı oldu Mesa kaçıncı oldu? M.K.: Onlar ya 3 ya 4 Bakanım e şimdi dışarıdayım satış ofisindeyim. E.B.: Ha... M.K.: E 4. ya da 3. E.B.: Tamam M.K.: Yani tabii şey hani yüksek bir teklif bayağı katılım talep vardı da şeyde artık yapacak bir şey yok. E.B.: Kaç kişi katıldı. M.K.: 10 kişi şey yaptı 2. şeyi. E.B.: Ha çok rakam ya. M.K.: Baya çekişme oldu yani. E.B.: Ha tamam. M.K.: Bu şeyle ilgili ne ne yapalım onay işlemine devam edelim mi Bakanım? E.B.: Onayla gitsin ya yani yapacak bir şey yok adam ihaleye girmiş almış ya. M.K.: Tamam. E.B.: Yani çünkü bir şey yok ki orada adam normal açık ihale adam dünyanın parasını vermiş yapacak bir şey yok 50 kusür milyon lira sana peşin verecek. M.K.: Evet… E.B.: 50 kusür milyon lira sana peşin verecek. M.K.: Evet Bakanım. E.B.: Yapacak bir şey yok onu onayla. M.K.: Tamam Bakanım e bu Kayabaşı’nda okul vardı onu da şey yapacağım. E.B.: Onu verme ona artık canım. M.K.: Öyle mi? E.B.: Yok canım adamlara bunlar çünkü adam iflahı kesilmiş ya adama şimdi oraya okul yap buraya okul yap doğru değil ki ya. M.K.: Hım. E.B.: Adam şimdi işini doğru dürüst yapsın ya bizim yüzümüzü güldürsün ya. M.K.: Anladım tamam bakanım. E.B.: Ha iyi oldu çok sağol, hayırlı akşamlar. M.K.: Peki Bakanım hayırlı akşamlar. İktidar Çözüm Sürecinde Açmazda... IŞİD’e neden terörist diyemiyor RTE ve Davutoğlu? IŞİD’in varlığını sürdürmesini niye istiyorlar? IŞİD ile Kürt meselesi arasındaki ilişki ne? PKK+Peşmerge nasıl “yükselen yıldız” oldu? CHP Kürdistan kurulmasında öncü mü olmalı?! Erdoğan ve Davutoğlu, ABD’nin, Suriye ve Irak’ta SünniSelefi kafa kesenler devletine karşı alınacak önlemlerle ilgili “dayatması” karşısında iki arada bir derede kaldılar... Hayır, zorlukları, 49 Musul Başkonsolosluğu personelinin IŞİD’in elinde esir veya rehine olmasından kaynaklanmıyor. (Bu konuda yazılıp çizilememesi, iktidarın mahkeme yasağı koyması ve bu yasağa uyulması.. bunların hepsi Türkiye ve hepimiz açısından utanılacak bir durum.) Sorunları, IŞİD’in Obama’nın açıkladığı askeri önlemler ve kurulan askeri koalisyon sonucu geriletilmesi veya parçalanıp yok edilmesi durumunda, Çözüm Süreci’nde, içeride ve Ortadoğu’da izledikleri Kürt politikalarının tamamen kendi denetimlerinden çıkacak olmasından kaynaklanıyor. Yarım ağızla, o da son zamanlarda IŞİD MIŞİD demelerine bakmayın, terör örgütü deyimini bile kullanmadıkları ve iktidarın kendisine hem politik hem diniideolojik yakın hissettiği bir örgütten/ devletten bahsediyoruz. Neden kendilerine yakın hissediyorlar, diyorum, uyduruyor muyum? HHH Zerre kadar hayır... 49 yurttaşımızın IŞİD’in elinde esir/rehin olması, iktidarın bugün için sadece bir bahanesi.. Yurttaşlarımızın esir/rehin alınmasından önce de, ne RTE’nin ne de Davutoğlu’nun söylem olarak IŞİD’den terör örgütü diye bahsettikleri görülmedi. Davutoğlu 7 Ağustos’ta en çok şunu dedi: “IŞİD dediğimiz yapı radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir, ama oraya katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkelere büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu.. IŞİD öfkeyle büyüyen bir tehdit, ama işin özünü unutmamalı..” İşin özü olarak da Irak’ta Sünnilerin dışlanmasını ve Suriye’de Esad rejimini gösteriyordu.. “Öfkeliler topluluğu” diyor. Uluslararası teröristleri de unutmuş. Sünnilerin Irak’ta dışlanması ve IŞİD’e destek vermesi ne kadar doğruysa, kurulan halifeliköktendinci İslam Devleti’nin tamamen terör yöntemleriyle kitlesel katliam yaptıkları da o kadar doğru. Karşımızda aynı zamanda bölgeyi köktendinci İslamize etmeye yeminli bir yapı var. Afganistan’daki yapılanma, IŞİD yanında zavallı kalır. Yanı başımızda bize büyük tehdit, ülkemizde örgütlü ve büyük destek alıyor. Petrol bölgeleri üzerinde hak talebi ile uluslararası petrol yollarını tehdit ediyor. Ama Davutoğlu, RTE ile paralel görüşte, IŞİD’in niteliği ve bölgede üstlendiği işlev konusunda, sus pus.. Terör devleti değil, Öfkeli İnsanlar Topluluğu... HHH Davutoğlu ve RTE neden IŞİD’e bu yaklaşım içinde ve neden ABD’nin IŞİD dayatması ve politikası karşısında derin rahatsızlık ve açmaz içinde? 1) IŞİD’in bir devlet olarak kesin ve sürekli bir nitelik kazanması, iktidarın işine geliyor. Düşünsenize, artık ebedi ve ezeli düşmanlarına dönüşen Esad’ı alt edecek tek yapı IŞİD orada oldukça ne Suriye yeniden eski Suriye olarak kurulabilir ne de Esad orada rahat oturabilir... Ama ABD şimdi Esad ile yeniden ilişkiye geçti ve bizimkilerin politikasını yerle bir eden süreci başlattı.. Bu yapının kesin sonu gözüktü.. İki arada bir deredeler... 2) IŞİD devleti, RTE+Davutoğlu’nun elinde Kürt politikası ve “Çözüm Süreci”nde müthiş bir koza dönüşmüştü. IŞİD oradan Kürtleri de sıkıştırıyorlardı, dolayısıyla Kürtlerin RTE’ye muhtaç durumları artıyordu ve iktidar pazarlıklarda önemli bir koza sahipti.. 3) Peşmerge+PKK, IŞİD karşısında tutunamayarak, aslında bir “bağımsız devlet” olarak var olmaktan ne kadar uzak olduklarını gösterdi.. ABD günlerdir havadan IŞİD’i bombalayarak, PeşmergePKK’ye nefes aldırdı ve ayakta tuttu. ABD bunca zamandır geliştirdiği planını da kurtarmış oldu. Bazı yazarların “Kürtler bölgenin kazananı ve yükselen yıldızı” sözlerinin ardındaki gerçek de bu. Öyle bir noktaya geldi ki durum, Demirtaş, Türkiye’nin PKK’yi IŞİD’e karşı silahlandırması gerektiğini bile söyledi! Öyle ya “çözüm ortağı” değiller mi?! İnsan ortağını ortalıkta yalnız ve üstelik Amerikan emperyalistlerine muhtaç bırakır mı?! 4) Evet, IŞİD’e askeri müdahale ve Türkiye’nin de buraya katılması, RTE+Davutoğlu’nun tüm plan ve programını yerle bir etmiş durumda. Çözüm Süreci artık nasıl seyreder, hep beraber göreceğiz... 5) Ortada, Çözüm Süreci’ne dahil olmak için çırpınan üstelik hem de televizyon tartışma moderatörlerince bile pata küte o sürece itilmeye çalışılan CHP var... “AKP’nin ne planladığını bırak. Onu bile aşarak sürece sahip çık..” CHP’ye Kürdistan kurduracaklar.. Sana yakışır diyorlar.. RTE ise “Tek millet tek vatan, tek bayrak, tek dil” diyor... 6) Bu süreç CHP’yi belki de Meclis’te bile saf dışı bırakma sürecine dönüşme potansiyeline sahip... Yoo hayır, ben sadece durum analizi yapıyorum.. Çözüm Süreci’ne diğer yönleriyle bakmayı sürdüreceğim. Bu süreç şüphesiz ki Türkiye’nin çözmesi gereken en temel meselesi.. Ama nasıl?! Halktan ve Meclis’ten gizlenen 4 bakan hakkındaki 17 Aralık fezlekelerinin eklerinden çok önemli ayrıntılar çıkıyor. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezlekede yer alan ve Adalet Bakanlığı’na gönderilen bir yasal dinleme kaydı “bir bakanın, bir işadamı için başbakana yarım saat yalvardığını” ortaya koyuyor. 17 Aralık sabahı gözaltına alınan bürokratıyla görüşmesi dinlemeye takılan Bayraktar, 17 Aralık operasyonunda gözaltına alınan isimlerden işadamı Ali Ağaoğlu’nun İstanbul’daki bir projesi için yaptığı aracılığı, “Onun şeyini zorla okeylettim. Başbakan’a arz ettim bugün okeylettim onu. Söyle ona, onu yani ama yarım saat yalvardım yani onun için artık” sözleriyle itiraf ediyor. Fezlekede Bakan Bayraktar ile işadamı Ağaoğlu arasındaki önemli bir görüşmede dinlemeye takılıyor. Bugüne kadar kamuoyuna yansımayan bu görüşmelerde Ali Ağaoğlu’nun dönemin başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle Diyarbakır’daki İlim Yayma Cemiyeti için bir “hayır” işi yaptığı anlaşılıyor. Bayraktar aynı “hayır işinden” memleketi Trabzon’a da yapması için Ağaoğlu’ndan ricacı oluyor. Ağaoğlu da Bayraktar’ı kırmayarak “Trabzon’a da seve seve yaparız” diyor. Bakan Bayraktar ve işadamı Ağaoğlu yapılan bu hayır işlerinin “Başbakan’a sunulacak bilgi notuyla paylaşılması için” de anlaşıyor. Erdoğan Bayraktar aşbakan’a söz verdim’ ‘B Tarih: 22 Ekim 2012… Saat: 12.23… Telefonun bir ucunda dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, diğer ucunda işadamı Ağaoğlu var. Görüşme 1 dakika 34 saniye sürer… Erdoğan Bayraktar: Efendim. Ali Ağaoğlu: Sayın Bakanım saygılar sunuyorum hayırlı haftalar diliyorum. E.B.: Size de size de… A.A.: Sağolun Sayın Bakanım bu İlim Yayma Cemiyeti’nin Diyarbakır Başkanı Doçent Doktor Mustafa Sarıbıyık… E.B.: Hı sen yapmışsın zaten yapacağını yapmışsın daha bir şey yapmana gerek yok oraya ya Diyarbakır’a bir Trabzon’a yapacağız bir Diyarbakır’a. Bakanı var bilmem nesi var bizim Trabzon’da sıkıntılarımız var ya. A.A.: Tamam o diğer şey, Trabzon ayrı, o benim kendi memleketim seve seve yaparım oraya ama burası Sayın Başbakan’ın da şeyi ol Erdoğan’a yalvarmış duğu için orda da söz verdim ona. E.B.: Hayır tamam da onları bana bilgi notunu ver ben de Başbakan’a arz edeyim onları diyeyim ki yani şey yapalım yani işte böyle böyle yapıldı diye sen kendin görüşürsen sen kendin. A.A.: Orda Vali he Vali Bey olsun Mustafa şey Cumaali işlem şey olsun orda geldiler şey yaptılar ben de orda bizzat Sayın Başbakanım buna çok önem verdiğini bildiğim için bakarız demiştim şimdi yapın talimatını verdim parada gönderdim size de şey… akşam şeye sormuştunuz ya. E.B.: Tamam sen şey yap. A.A.: Şey yani Mustafa Sarıbıyık Doçent Doktor oranın başkanı. E.B.: Tamam tamam sen onu onun birisine bilgi notu hazırlattır ki bende bulunsun sen kendin Başbakan’a ulaşırsan kendin arz edersin olmazsa ben arz ederim. A.A.: Tamam Sayın Bakanım ben onun şeyin üzerindeyim. E.B.: Tamam olur olur hadi kolay gelsin… Ali Ağaoğlu Ağaoğlu için u görüşmeden tam iki ay sonrası… Tarih: 25 Aralık 2012… Saat: 17.40… Telefonun bir ucunda Bakan Bayraktar, diğer ucunda 17 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan isimlerden Emlak Konut GYO Başkanı Murat Kurum var. Bu B görüşme Bayraktar hakkındaki fezlekeye “Ağaoğlu Bakırköy 46 isimli proje için illegal bir şekilde imar izni alınması karşılığında maddi menfaat temin edilmesi” başlığı altında özetlenerek konulmuş. Yasal dinleme kaydının tam metni şöyle: Murat Kurum: Buyurun Bakanım. Erdoğan Bayraktar: Ne var ne yok Murat nasılsın? M.K.: Sağolun Bakanım siz nasılsınız. E.B.: Vallahi biz de mücadele ediyoruz, koşturuyoruz yoğun işte. M.K.: Allah kolaylık versin Bakanım ben bu şeyle ilgili bilgi vereyim diye aradım Bakanım bugün bizim Kartal’ın şeyini yaptık. E.B.: Ha... İnce’den Kılıçdaroğlu’na: CHP, MAHALLE HIRSIZLIĞININ İPTALi İÇİN ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİDİYOR Kimse delegeyi aşağılayamaz ‘Bu yasa kabadayılığıdır’ İstanbul Haber Servisi Torba yasa ile yapımı devam eden Finans Merkezi’nin içinde bulunduğu Barbaros Mahallesi’nin Ataşehir’den Ümraniye’ye kaydırılmasına tepki gösteren Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, “Bu yapılan yasa kabadayılığıdır. Bu yapılan mahalle hırsızlığıdır. Burada kanun vardır” dedi. İlgezdi, CHP’nin yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini açıkladı. Belediye Başkanı Battal İlgezdi, CHP milletvekilleri Kadir Gökmen Öğüt ve Celal Dinçer ile birlikte Ataşehir Belediyesi’nde basın toplantısı düzenledi. İlgezdi Barbaros Mahallesi’nin Ataşehir’e ait olduğunu, Ümraniye ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi. İlgezdi, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Finans Merkezi diye ilan edilince hep Ataşehir Finans Merkezi deniliyordu. Biz devreye girip ‘Ataşehir ise vergileri, harçları neden Ataşehir’e ödemiyorsunuz’ dediğimizde hemen adını İstanbul Finans Merkezi olarak değiştirdiler. Harç ve vergiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınmıyordu. Ta ki bundan 6 ay önce Emlak Gayrimenkul Ortaklığı borsaya açılınca, zorunlu olarak harç ve vergi ödemek zorunda kaldı. Burada yasa ne diyor. Bu harç ve vergi alınmak zorunda. Buranın çöplerini biz temizliyoruz, yollarını biz yapıyoruz” dedi. Finans Merkezi’nin tamamlanmasının ardından bölgeye 40 bin kişinin geleceğini söyleyen İlgezdi, bölgeye ait tapu kayıtlarının yetkili mercilere yaptıkları tüm başvurulara karşın haksız ve kanunsuz bir şekilde Ümraniye Tapu Müdürlüğü’nde bulunduğunu ifade etti. İlgezdi, yapılanın arkasında müteahhitlerle AKP’nin işlerini “al gülüm ver gülüm” ilişkisi içinde rahat bir şekilde sürdürme isteğinin olduğunu vurguladı. Barbaros Mahallesi Muhtarı Ercan Ersan da toplantıya katıldı. Ersan, “Finans Merkezi’nin burada olması bu mahalleleri kuran insanların yerlerinin değerlenmesine sebep oldu. Bir gece yarısı kararıyla biz de şoka uğradık” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, “1 Ekim’de toplanmak üzere Meclis’i tatil ettiler. Birden ‘ayın 8’inde toplanacağız’ dediler. Öğretmenlerin ataması yapılması lazım denildi. Soma’daki kömürcüler kötü durumda denildi. Biz de toplandık. ‘Başka bir madde eklenmeyecek’ dediler. Bir gece yarısı bu maddeyi getirdiler. Sebep anlaşıldı. Bu madde için Meclis’i topladılar” diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer ise Ataşehir Belediyesi’ne 3 kilometre yakındaki araziyi alıp 12 kilometre uzaktaki Ümraniye’ye taşımanın rant hırsızlığı olduğunu belirtti. BOLU (Cumhuriyet) CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun imza verip oy vermeyenleri ikiyüzlülükle suçladığını öne sürerek “Kimse partinin delegesini aşağılayamaz” dedi. Kılıçdaroğlu’nun gazetemize verdiği röportajı hatırlatan İnce, “Genel başkanın röportajına üzüldüm. Genel başkan röportajda aynen şöyle diyordu, ‘Zaten 300 kişi belediye meclisine aday olmuştu, listelere konulmadığı için kurultay delegeleri, onlar küskün ve kırgındı. 300 kişi böyleydi’ diyor. Bana oy verenleri aşağılıyor. Yani ‘koltuk için oy vermediler’ diyor. Peki sayın genel başkan, milletvekilleri ve parti meclisinin oy kullandığı sandığa bak da önce kimin koltuk için oy kullandığını daha rahat görürsün. Bu mantık doğru değil, delegeyi, seçmeni aşağılamaktır” dedi. CHP Bolu İl Başkanlığı’nı ziyaret eden İnce, “Makarna, kömür veriyorlarmış, insanlar da oylarını AKP’ye veriyormuş. Bunu söyleyen, aşağılayan mantıkla, delegeyi aşağılayan mantık aynı mantıktır. Bu mantıktan iktidar çıkmaz. Milletvekilleri, parti meclisi, yüksek disiplin kurulunun sandıklarını çık, onları bir kenara bırak, delegelerin sandığına baktığımızda kimin önde olduğunu görürüz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun İnce, “Sana imza verip oy oy verenler vermeyenleri de ‘yeniden ikiyüzlülükmilletvekili le suçladıolurum’ diye ğını öne süveriyor. Ben de ren İnce, “Ne öyle diyorum. kadar yanlış. Bu doğru değil. Niye insanKimse partinin ları imzaya zorladınız da, sandığa gidince indelegesini sanlar oy vermedi. Buna bakaşağılayamaz” mak lazım” dedi. dedi. CAN DÜNDAR’A SORUŞTURMA İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 8 kişinin şikâyeti üzerine gazetemiz yazarı Can Dündar, 17 ve 25 Aralık operasyonlarına ilişkin yazıları hakkında “gizliliği ihlal”, “hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarıyla ilgili ifade verdi. Yazarımız Can Dündar 17 ve 25 Aralık operasyonları ile ilgili yazıları hakkında “gizliliği ihlal”, “hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarından 3 ayrı soruşturma açıldı. Soruşturmaların ikisi Can Dündar’ın yazı dizisi kapsamında 2 Ağustos’ta yayımlanan “Bilal...Ay Özür dilerim, Arkadaş” ve 3 Ağustos’ta çıkan “Arkadaş’ın Babası 1” başlıklı yazılarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve işadamı Usame Kutub’un da aralarında bulunduğu 8 kişi tarafından verilen şikâyet dilekçeleri üzerine “hakaret” ve “gizliliğin ihlali” suçlamasıyla açıldı. Üçüncü soruşturma ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine Dündar’ın 1 Temmuz tarihli “Erdoğan’ın yumuşak karnı” ve 18 Temmuz tarihli “Fezlekeleri okumak hakkımız” başlıklı yazılarına ilişkin “hakaret” ve “gizliliğin ihlali” suçlarından açıldı. Dündar soruşturmalar nedeniyle dün savcı Emin Aydinç’e ifade verdi. Gece yarısı eklendi Toprak da başdanışman oluyor n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, anahtar listesine almasına rağmen Parti Meclisi’ne giremeyen Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’a, “başdanışmanlık” görevi teklif ettiği ve olumlu yanıt aldığı öğrenildi. Cumartesi günü yeni Parti Meclisi’yle ilk toplantısını yapacak Kılıçdaroğlu’nun ardından yeni Merkez Yönetim Kurulu’nu (MYK) açıklaması bekleniyor. Kılıçdaroğlu’nun, önceki gün görüştüğü Toprak’ı başta “iş dünyası” olmak üzere çeşitli alanlarda çalışma grubu oluşturmakla görevlendireceği öğrenildi. CHP lideri, Murat Özçelik’i de “başdanışmanlık” görevine getirerek, aktif olarak katkı isteyecek. Bu kapsamda Özçelik’e dış politika ve Kürt sorunu konusunda “koordinasyon” görevi verileceği belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle