03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2014 PERŞEMBE 10 EKONOMİ [email protected] OECD ve ILO verileri, iş cinayetlerindeki artışa karşın denetim ve önlemlerin azaldığını ortaya koyuyor u Yeterli önlem alınmayan ve kontrollerin gerektiği gibi yapılmadığı ülkede, kamunun yapması gereken denetimlerin son 5 yılda yüzde 60 civarında azaldığı görüldü. Her iş cinayeti sonrası gündeme getirilen, ne yazık ki kısa bir süre sonra da unutulan önlem ve kontrollerin gerek işyerleri, gerek kamu tarafından yapılmıyor olması yeni canlara mal oluyor. Yapılan araştırmalar kazaların yüzde 98’inin önlenebilir olduğunu ortaya koyuyor. Ancak iş cinayetleri ne yazık ki azalmıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verileri Türkiye’de iş kazalarının çokluğu kadar denetimlerin yetersizliğini ve hatta gittikçe azaldığını ortaya koyuyor. ILO verilerine göre Türkiye’de 2009 yılında yapılan 59 bin denetim sayısı 2012’de 11 bine, 2012’de 23 bine düşüyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) tahminlerine göre yılda yaklaşık 337 milyon iş kazası ve 2 milyon işe bağlı hastalanma olayı yaşanıyor. Bunların sonucunda yaklaşık 2.3 milyon insan yaşamını yitiriyor. Ülkede tüm sektörlerde meydana gelen günlük ortalama 172 iş kazasında, 4 çalışan hayatını kaybederken 6 çalışan da sürekli iş göremez hale geliyor. Bugüne kadar yaşanan kazaların araştırmasından çıkan sonuç en büyük eksikliği gözler önüne seriyor. Araştırmalar, işyerlerinde meydana gelen iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir nitelikte oldu Ne önlem var ne kontrol İşçilerin eylemi zaferle sonuçlandı İstanbul Haber Servisi Eski Halkalı çöplüğü üzerinde yükselen Halkalı Temapark Mesa Blokları şantiyesinde 3 bin işçinin çalışma koşullarının düzeltilmesi için TEM’i trafiğe kapatarak yaptıkları eylem sonuç verdi. Taraflar arasında işçilerin taleplerine ilişkin protokol imzalandı. İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği ile birlikte taleplerini patrona ileten işçilerin istediği protokol önceki gün imzalandı. İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği avukatı Erkan Kılıç’ın işçiler adına imza attığı protokole göre; birikmiş tüm maaşlar işçilere verilecek, yemek kalitesi ve hijyeni sağlanacak, kantin fiyatları düşürülecek. İşçileri işten atmakla tehdit eden personel hakkında gerekli adımların atılacağı kaydedilen protokolde, şantiyeye sıcak su da temin edileceğinin garantisi verildi. İmzalanan protokolde kabul edilen diğer talepler şöyle: “Şantiyede iki bilgisayar olacak ve işçiler sigorta işlemlerini anında denetleyecek. Eksik yatırılan sigorta primleri konusunda adım atılacak. İş güvenliği konusunda gerekli adımlar atılacak. İş güvenliği için gerekli tedbirler alınmazsa işçi iş bırakma hakkına sahip olacak.” İşçiler Torun Center’da yaşanan facianın ertesi günü iş bırakıp şantiye önünde toplanmış ve ateş yakarak yolu trafiğe kapatmışlardı. Çalışma şartlarının kötü olduğunu söyleyen işçiler maaşlarını düzenli alamadıklarını, yemeklerinden böcek ve kurt çıktığını belirtmişlerdi. Enseyi Karartmayın... Ekonominin gidişatına ilişkin değerlendirme yapan uzmanlar umutlu gelişmeleri ballandırmayı çok severler ama olumsuz sözcükler kullanmaktan çekinirler... Doların son yükselişinin kalıcılığı üzerinden bir sürü neden saydıktan, son noktayı da ABD’nin kendi ekonomik dengeleri içinde bol para basma politikalarında uzun soluklu vazgeçme kararlılığının altını çizdikten sonra; 12 yıllık İktidarlarının izlediği ekonomik politikaların kaçınılmaz sonucu, dışardan gelen sıcak paraya en bağımlı ülkelerin başını çeken Türkiye, ülkemiz için kullanabilecekleri en iyimser sözcükler “Enseyi karartmayalım” çerçevesinde kalabiliyor... Dünün ana haberleri kaçınılmaz ekonomi ağırlıklı oldu... Enflasyon yükselişi, üretim düşüşü dönemsel değil, önlenemez, ileriye dönük kalıcılık içeriyordu. Merkez Bankası’nın faiz, para ya da başka önlem kararlarıyla, bu işin altından kalkabilmesi, piyasaları dengelemesi, iyileşmeye yönlendirmesi çok zor görünüyordu... Doların dünkü düşmeyen ateşinin, yükseliş nedeni, güncel, kolay, ilaçlarla önü alınabilecek bir hastalığın eseri değildi... Son Fed kararlarının içeriğinin, zengin kuzey dünyasının krizinin yansımalarından çok daha ağır sonuçları söz konusu olabilecekti. ABD’nin Irak işgali ile Türkiye lehine işleyen siyasal dengeler, yine paralel yıllar içinde zengin kuzey dünyası ekonomilerinin krizleriyle de bağlantılı, bol dolar basılarak piyasaların dengelerinin ayakta tutulduğu politikaların geçerli olduğu yıllarda, bol paranın gelişmekte olan ülkelere sürekli akışı, Türkiye’nin bölgesel savaş ganimetlerinden, Rusyaİran’ı da özel konumları ile içine katmış olarak biraz daha yüksek payı alışı söz konusuydu. 2002, Erdoğan iktidarlarının büyük bir başka şansı, bedelini Ecevit koalisyon hükümeti, partilerinin ödediği Türkiye’ye özgü büyük krizin çıkışı ile çakışmasıydı. Uzatmadan, dört koldan rüzgârların şişirdiği çok şanslı ekonomik büyüyebilme koşulları söz konusuydu... HHH İktidarlarının seçimi, siyaset ağırlıklı, siyasal İslamcı kimlik üzerinden devleti ele geçirme, seçmenine seçmen katma olunca.. On yılın üstünde gelişmekte olan ülkeler lehine esen rüzgârlardan yararlanmada söz konusu siyasal seçimle bağlantılı, ağırlık eğitime, insana, gelir dağılımı adaletine, çevreye, gerçek üretime, yatırımlara olmayınca, en şanslı gelişmekte olan ülkeler grubu içindeki Türkiye, kalıcı, geleceğe yönelik yatırımları çizip, ranta, piyasalara, tüketime, gökdelenlere, AVM’lere, tüketime, yandaş kayırımcılığına, buharlaşması kaçınılmaz, kamu yararı niteliği diplerde haksız harcamalara akıtılınca.. olanlar oldu. İktidarda büyüme mucizesi olarak övünülen gelişmelerin ekonomik göstergelerinin aynasındaki görüntü, “ağustosböceği hovardalığı, vurdumduymazlığı, halleri..” desek çok acımasız, abartı gibi gelse de..Gerçeğin ta kendisi... Türkiye geçmişte bedeli ödenmiş, özverili Cumhuriyet birikimlerini değil sadece, rantla yaratılanlarını, en acısı çocuklarına kalması gereken doğal kaynaklarını da bu 12 yılın içinde çok hovardaca, hesapsız tüketti... Şimdi beton yığınlarının karşısında, en görkemli, gelişmişliğin simgesi olarak pazarlanan modern inşaatlarda işçilerimizin düşen asansörde ölmelerinin, dünyanın en acımasız cinayetleri madenlerdeki toplu katliamların acılarının, utançlarının üzerine, aynı günlerde kuruyan göletler, susuz kalan kentlerde acil taşınmış kirli sulardan insanlarının hasta olmalarının gerçeği ile yüz yüze kalıyoruz... Siyasette de aynı günlerde İktidarlarının İslam dünyası liderliğine oynama hoyratlığında, balıklama içine atladığı Ortadoğu çatışmalarının, büyük denge oyunlarının odağındaki çıkmazı... Güncel gelişmelerle sıkıştırılmamızla tokat olarak yüzümüze çarpıyor. Üyesi olduğumuz NATO, ABDAB liderlikleri kendi yanlışlarından, bağışlanamaz suç ortaklıklarından çok ustalıklı dönüşlerle, yeni denge arayışlarında çok net çıkışlar, kararlar süreçlerindeler... IŞİD gerçeği, isterseniz paranoyası deyin fark etmiyor; NATO’yu, ABD odaklı yönetimleri ortak yeni adımlara yöneltti... Bir çırpıda savaş ilanı yapılmış İran ve Suriye’nin Esad yönetimi içinde, elbet Irak yönetimine siyasi olanı ile birlikte stratejik askeri, silah desteği geldi... Kaderin garip cilvesine bakın ki.. bölgenin düşman siyasi iktidarları, dünya adına taraf olan ABDAB, azıcık seyirci diğer güç odakları aynı ortak tehdit karşısında, aynı ortak tehdidi yok etme adına, dışardan bölgeye askeri girişleri çıkarlar dengeleri içine uygun göremediklerinden, bir garip sonuç tablo daha ortaya çıktı... Suriye, Irak merkez güçlerine dışardan silah ve stratejik destek yeterli olamadığından, bölgedeki Kuzey Irak Kürtlerinin de güçleri yetersiz kalınca, PKK’nin, PYD’ye Türkiye’den olmasa da ABDİran ağırlıklı silah desteği gündeme girdi... Türkiye’nin IŞİD’in öngörülemeyen değil, İktidarları politikaları nedeniyle görülmek istenmeyen travması ile yediğimiz siyasi, stratejik darbeler güncel boyutları ile ekonomik darbelerden de ağır sonuçlar getirebilir... En çok Türkiye’yi vuran savaştan kaçış, can sorumlulukları üzerimizde milyonların göçünün bedellerini saymadık bile... I LO istatistiklerinde 23 ülkeye ait veriler yer alıyor. Türkiye 23 ülke arasında liderlik koltuğuna oturmuş durumda. 20092012 döneminde de denetim sayısındaki düşüş yüzde 79.44. Türkiye’yi yüzde 65.58’lik oranıyla Venezüella takip ediyor. Yüzde 98’i önlenebilir ğunu ortaya koyuyor. Ancak bunun için iş sağlığı ve iş güvenliğinin eksiksiz uygulanması gerekiyor. OECD ve ILO verilerine göre, Türkiye’de 2008’de sayısı 877 olan iş kazaları, 2009’da 1171’e yükseldi. 2010’da 62 bin 903 iş kazası ve 533 meslek hastalığı kaydedildi. 1444’ü iş kazası sonucu, 10’u meslek hastalığı sonucu olmak üzere 1454 işçi hayatını kaybetti. İş kazaları nedeniyle 1976, meslek hastalıkları nedeniyle de 109 kişi olmak üzere 2 bin 805 kişi sürekli iş göremez hale geldi. İş kazaları, yaş gruplarına göre dağılımda en fazla 2529 yaş grubunda, işçi sayısına göre 13 arası işçi çalıştırılan işyerlerinde, işçinin son işverenle çalışma süresine göre 3 ay1 yıl kıdemlilerde ve 2. iş saatinde yaşandı. 2010’da iş kazalarının yüzde 58’i yani çok büyük bir çoğunluğu 50’den az işçi çalıştıran işyerlerinde oldu. Bu da alınması gereken önlemlerin ve denetimlerin daha az yapıldığı yerler anlamına geliyor. İş güvenliğine aykırı durumlar da şu şekilde özetleniyor: İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ilk sırada geliyor. İkinci ve bizim gibi ülkeler için en önemli aykrılığı ise güvenlik kontrollerinin yetersizliği oluşturuyor. Güvenli olmayan iş araç ve makineleri de ayrı bir aykırı durum oluşturuyor. Emekçi ücrette adalet istedi KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES), Adalet Bakanlığı önünde açıklama yaptı, emeğe saygı, ücrette adalet istedi. Genel Sekreter Davut Balıkçı yaptığı açıklamada, Meclis’e sevk edilmesi beklenen tasarıya göre, hâkim ve savcıların maaşlarına 1155.TL seyyanen zam yapılacağına ancak, gelişmenin emeği yok sayılan, ötekileştirilen hakim ve savcılar dışındaki yargı emekçilerinin yaşadığı sorunları daha da derinleştireceğine vurgu yaptı. Hak peşindeki işçi patronu kilitledi BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da yaklaşık 100 işçi Mart 2014’ten bu yana hak edişlerini alamadıkları gerekçesiyle işyerinde eylem yaptı. Osmangazi ilçesindeki Demirtaş Sanayi Bölgesi içinde bulunan Teknik 20 Makine ve Elektrik Sanayii Limited Şirketi’ne Türk Metal Sendikası Osmangazi Şubesi yöneticileriyle birlikte gelen işçiler şirketin hâkim ortakları Nihat Süalp, Yalçın Buruk ve Yusuf Eroğlu ile yaklaşık 4 saat görüştü, sonuç alamayınca da fabrikanın kapılarını kilitledi, işvereni 01.30’a kadar işyerinde tuttu. Yaklaşık 1.5 milyon lira tutan tazminatlarının kısa sürede ödeneceğine ilişkin söz verilince de eylemi sonlandırdı. Türk Metal Sendikası Osmangazi Şube Başkanı İsmail Cirit, fabrikanın 7 Mart 2014’te 105 sendikalı işçinin iş akdini sonlandırdığını ve o tarihten bu yana işçi başına ortalama 8090 bin lira tutan tazminatları ödemediğini söyledi. İşverenin, namazında niyazında ve hacı olduğunu, yemin ederek işçi alacaklarını ödeyecekleri sözünü verdiklerini ancak sözlerinde durmadıklarını bildiren Cirit şunları söyledi: “7 aydır işçi arkadaşlarımız perişan. Okullar açıldı. Yıllardır verdikleri emeğin karşılığını alamıyorlar. İşveren defalarca ödeme sözü verdi. Hatta fabrika yeri satıldığında yemin ederek işçi hakkının hemen ödeneceğini söylediler. Sözlerinde durmadılar. Biz de işçi arkadaşlarımızla birlikte fabrikaya gittik. Talebimiz, işçilerin alacaklarıyla ilgili kişisel kefalet vermeleri, bunu yapmadılar. Gece 01.30’a kadar fabrikada işverenle bekledik. Tekrar yemin ettiler. Verilen sözler tutulmazsa kesintisiz eylem yapacağız. Fabrikaya gittik, daha sonra evlerinin önünde oturacağız.” Lufthansa pilotları greve gitti Alman Cockpit (VC) pilot sendikası, pilotların greve çıktığını açıkladı. Alman Cockpit (VC) pilot sendikasının açıklamasına göre, pilotlar dün 10.0018.00’de iş bıraktı. Almanya Hava Yolu Şirketi Lufthansa’nın pilotlarının grevi sonucunda Münih kentinden kalkan 140 uçuş iptal edildi. İptallerden 15 bin 300 kişi etkilendi. Sendika tarafından yapılan açıklamada, söz konusu grevle yeni bir toplu iş sözleşmesinin hedeflendiği belirtilerek, Lufthansa yönetiminin hiç bir uzlaşmacı teklif sunmadığı ve bu yüzden söz konusu tedbirlerin alındığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca, sendikanın grevleri önlemek için görüşmelere hazır olduğu vurgulanırken, Lufthansa yolcularından da verilen rahatsızlık sebebiyle özür dilendi. Öte yandan, cuma günü Lufthansa pilotları Frankfurt Havalimanı’nda iş bırakmış ve grev sebebiyle 200’den fazla uçuş iptal edilmiş, yaklaşık 25 bin yolcu grevden etkilenmişti. Pilotların emeklilik ve ön emeklilik şartları hakkında sendika ve şirket arasında yapılan görüşmelerin ağustos sonunda sonuçsuz bir şekilde sona ermesi ardından bir dizi grev kararına gidilmişti. Nisanda pilotların yaptığı grevde de binlerce uçuş iptal edilmiş, şirket 60 milyon Avro zarar etmişti. GE Küresel İnovasyon Barometresi: ‘İnovasyon’ büyümede stratejik öncelik olmalı Ekonomi Servisi General Electric (GE) Küresel İnovasyon Barometresi’ne göre Türk girişimcilerinin yüzde 84’ü, inovasyonun etkisi ile insanların on yıl öncesine göre daha iyi bir yaşam sürdüğüne inanıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu 26 ülkeyi kapsayan Barometre yöneticilerinin, inovasyonun şirketleri ve ekonomi için taşıdığı öneme ilişkin düşüncelerini araştırıyor. Sonuçlara göre Türk yöneticilerin yaklaşık yüzde 90’ı, yüzde 64’lük küresel ortalamaya kıyasla, büyümek için müşterilerin anlaşılması ve piyasada meydana gelen değişimlerin öngörülmesinin önemli olduğunu belirtirken, yüzde 87’si yaratıcı davranışlar ile yenilikçi süreçlerin teşvik edilmesinin gerekli olduğunu düşünüyor. Sonuçları değerlendiren GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy, yöneticilerin inovasyonu büyümede stratejik bir öncelik olarak gördüklerini belirterek Türkiye’de inovasyon kültürünün yayılması için stratejik vizyon ortaklığının geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Silk & Cashmere de 2 milyon dolarla 5 yılda üç kat Rönesans dönemine geçti büyüme hedefleniyor Ekonomi Servisi Türkiye’nin önde gelen saf kaşmir koleksiyonu üreticisi Silk & Cashmere de 2 milyon dolar yatırımla ‘Rönesans’ diye tanımladığı gençleşme dönemine girdi. 500 günlük bir çalışmadan sonra şirketin yönetimine ikinci nesil yöneticiler girdi. Şirketin logosu değişti. Mağazalar baştan aşağıya değiştirildi. Rönesans adı verilen bu yeni dönem Silk & Cashmere Üst Yöneticisi (CEO) Ayşen Zamanpur ve oğlu Ferhat Zamanpur tarafından yönetiliyor. Düzenlenen basın toplantısında verilen bilgilere göre Silk & Cashmere gelecek dönemde gençlere yönelik de koleksiyon üretecek. Şu anda 200 noktada satılan Silk & Cashmere ürünleri için yeni pazar arayışları olacak. Şirket ciroda 5 yılda üç kat büyümeyi amaçlıyor. Ayşen Zamanpur, “Kalıcılık, kalite, prestij, başarılı girişim gibi özdeşleştiğimiz değerleri çok önemsiyoruz. Bu değerlerimizin yanı sıra şimdi; günceli daha çok yakalayan bir marka hedefimiz var. Dünyanın en sevilen kaşmir markası olmak istiyoruz. Rönesans için 500 gün çalıştık. Dior, Gucci gibi dünya markalarının danışmanlarından fikir aldık” dedi. SERBEST PİYASA ALIŞ SATIŞ ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını 2.1990 2.2020 2.8410 2.8440 3.5420 3.5580 2.3360 2.3490 88.30 88.65 577.78 600.98 Ekonomi Servisi Türkiye ile işbirIKEA, çocukları Unicef liğine giden IKEA Tür MERKEZ BANKASI CİNSİ DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 1 ABD DOLARI 2.2022 2.2062 1 AVUSTRALYA DOLARI 2.0075 2.0205 1 DANİMARKA KRONU 0.38215 0.38402 1 EURO 2.8492 2.8543 1 İNGİLİZ STERLİNİ 3.5428 3.5612 1 İSVİÇRE FRANGI 2.3539 2.3690 1 KANADA DOLARI 2.0007 2.0097 1 KUVEYT DİNARI 7.6374 7.7373 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 0.58717 0.58823 11 EYLÜL 2014 ALIŞ 2.2007 1.9983 0.38188 2.8472 3.5403 2.3504 1.9933 7.5228 0.58277 EFEKTİF SATIŞ 2.2095 2.0326 0.38490 2.8586 3.5665 2.3726 2.0173 7.8534 0.59264 parka kavuşturacak kiye, parksız çocuklar için kolları sıvadı. “Çocuk dostu şehirler” projesiyle çocukların kentsel alanlardaki ihtiyaçlarını karşılamayı ve onlara daha iyi bir ortam sunmayı hedefleyen IKEA, projeyi Unicef Türkiye ve belediyelerle yürütecek. Proje için 1 milyon TL’lik bir bütçe ayıran şirket, 2 yıl içinde Bitlis, Urfa gibi illerin de olduğu 10 ayrı bölgede çalışma yapacak. Anlaşma yapılan şehirlerden 1535 yaş arası 20 gence eğitim verilecek, eğitim alan gençler şehirlerdeki 1200 kişiyle anket yaparak şehirlerdeki çocuk dostu olmayan unsurları belirleyip bu yöndeki ihtiyaçları tespit edecek. Ayşen Zamanpur Ferhat Zamanpur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle