Katalog

11 EYLÜL 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 15 İKSV’nin 2015’te düzenleyeceği 14. İstanbul Bienali’nin seyir defteri açıklandı Boğaziçi ekseninde seyredecek yonellere yer vereceğini belirtti: “Boğaziçi ekseninde şehrin ge5 Eylül1 Kasım 2015 tarihleri ara neline yayılan sergi, şiirsel ve siyasında gerçekleştirilecek 14. İstansal olarak dünyayı şekillendiren ve bul Bienali, dün Kadıköy’deki Haldönüştüren, görünen ve görünmedun Taner Sahnesi’nde düzenlenen yen farklı dalga sıklığı ve biçimlebir buluşmayla tanıtıldı. Ücretsiz ola rini, su akıntıları ve yoğunluklarırak gerçekleştirilecek bienalin, “Tuz nı ele alıyor. Sanatla ve sanat aralu Su: Düşünce Biçimleri Üzerine cılığıyla yas tutuyor, hatırlıyor, kıTeori” kavramsal çerçevesi kapsanıyor, iyileşmeye çalışıyoruz. Kenmında kentin farkdimizi formdan giderek lı mekânlarına yazenginleşen yaşama yanu Küratör Christovyılacağı belirtildi. sıyan neşe ve canlılık ihtiBakargiev, İstanbul’da Koç Holding sponmaline adıyoruz.” yaşanan çarpık sorluğunda düzenWilliam Kentridge’in kentleşmeyle ilgili lenecek bienale ‘Gelgit Çizelgesi’ adlı işi çok sayıda kurum, ve Füsun Onur’un geçen bir soruyu, ‘Buradaki kuruluş, uluslaraArter’de izlenen binaların birçoğundan hiç aylarda rası fon sağlayıcı ‘Pembe Bot’ adlı video yave fon kuruluşları keyif almıyorum. İnsanlar pıtının da izlendiği toplannın da destek veretıya yön veren, İtalyan yayerlerinden ediliyor. ceği öğrenildi. zar Nanni Balestrini’nin Estetik olarak midem İKSV Yöne2 yıl önce yayımladığı kısa bulanıyor’ dedi. tim Kurulu Başromanı ‘Carbonia’ oldu. kanı Bülent EcMaden işçilerinin dünzacıbaşı, Genel yasını, yazarın bir maMüdürü Görgün Taner ve İstandenciyle yaptığı sohbete dayanabul Bienali Direktörü Bige Örer’in rak, özgün bir yazım ve okuma tekde katıldıkları toplantıda, bienal ser niğiyle ‘süreklilik’ içinde aktagisini “şekillendirecek” olan küraran yapıttan ilk ve son bölümler, tör, eleştirmen ve sanat tarihçisi Ca başta ChristovBakargiev olmak rolyn ChristovBakargiev, uluslaüzere, yazar Balestrini ve kitabın rarası sanat sergisinin 50’den fazla Türkiye’deki yayımcısı Otonom görsel sanatçının yeni işlerinin yanı Yayıncılık’tan çevirmen Münevsıra, aralarında denizbilimcilerin de ver Çelik tarafından seslendirildi. bulunduğu farklı alanlardan profesChristovBakargiev, İstanbul’da yaEVRİM ALTUĞ şanan çılgın ve çarpık kentleşmeye tavrının ne olduğuyla ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: “Bunun küresel bir sorun olduğunu teslim etmeliyim. Bunca yıkım, bunca inşaat için yapılıyor ve bu küresel sermaye trafiği ile ilgili bir şey. Buradaki binaların birçoğundan hiç keyif almıyorum. İnsanlar yerlerinden ediliyor. Amiyane tabirle estetik olarak midem bulanıyor. Bulvarlar insanları birbirinden koparıyor, oysa ki eski fotoğraflar çok daha güzel bir İstanbul’u gösteriyor. İstanbul gerçekten yeniden yapılabilir, inşaat şirketleri de bunda çalışabilir. Ama şunu hatırlatayım. İtalyan mimar D’Aronco, Sultan’ın davetiyle, Ziraat Fuarı Pavyonu inşaası için davet almıştı. O noktada yaşanan depreme karşın kendisi 16 yıl İstanbul’da kalmış ve kentte geriye kalan bu binaları yapmıştı. Bu binalar bir tür meydan okumaydı. Bugün ise İstanbul hâlâ o avangart kimliğine uyabilir, eski binaları yıkıp, yerine yenisini yapabilirsiniz. Bana kalsa gerçeküstücü biçimde küresel, ekolojik bir şehir inşa edebilmek üzere her şeyi yerle bir ederdim. Keşke yapılan o yeni binalar, güneş enerjili, dikey bahçeleri olan yapılar olabilse, ama heyhat!” (www.iksv.org/bienal) Çarşı Darbeci Örgüt, Biz Japon... Siyaha “Beyaz”, kapkaraya “Ak” denilen ülkem… Göz göre göre işlenen işçi cinayetlerini “Şehitlik”, diktikleri gökdelenleri “Vatan” sanan ülkem… Daha çok rant uğruna doğası, havası, suyu yok edilen ülkem… Yolsuzluğu, hırsızlığı, talanı “aklayan” ülkem… Hem parayı, hem canı, hem de adaleti “sıfırlamayı” çok iyi bilen ülkem… Bu ülke benim ülkem değil. Olsa olsa bu Yeni Türkiye’dir diyorum ama yine de teselli bulamıyorum! Böyle bir ülkede Çarşı grubu üyeleri hakkında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme”… “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”… “çıkar amacıyla örgüt kurma”… “terör örgütü kurmak ve yönetmek”… “darbeye teşebbüs”… “Başbakanlık ofisini hem Ankara’da hem İstanbul’da basma teşebbüsü”… hem de bütün bunları “cebir ve şiddet” kullanarak yapmaktan iddianame hazırlanmasına şaşmamak gerek! Çarşı grubundan 35 kişi için müebbet hapis; çarşı üyeleri için 2 ile 50 yıl arası değişen hapis cezaları… Eğer Çarşı grubu darbeci bir örgütse, bence bizler de Japon’uz! Onlar ki bugüne dek hep haksızlığa uğrayandan, şiddet görenden yana oldular… Onlar ki Gezi olayları sırasında “İstemeden de olsa zarar verdiklerinden”… Ve “geride bıraktıkları tek bir çöp için dahi, halkımızdan ve dünyanın en onurlu işini en az ücret karşılığı yapan tüm temizlik işçilerinden” özür dilediler... Onlar ki Gezi sürecini, “Hayatı futbola değil, futbolu hayata feda edenler olarak” yaşadılar… Onlar ki o süreç zarfında, en önce “vurmalı çalgıların ustası analarına” her daim saygılı oldular… Onlar ki o olaylarda öldürülen çocukların ailelerini miting meydanında yuhalatmak yerine onları bağırlarına bastılar… Onlar ki “Kapısını arkadan sürgülemeyen Beşiktaş’ın güzel sakinlerine”... “Direnmeye gittim gelicem” diyen esnafına... “Semt bizim aşk bizim” şarkısının hakkını verirken, yere düşen insanlara korkusuzca kalkan olan delikanlılara...  “Seccadesini sedye yapan cami imamına, su taşıyan kilise papazına”.. sahip çıktılar… Onlar ki “başka renklere gönül verip rekabetini maneviyata saklayanlara”, tüm takımların tüm taraftarlarına ve yeryüzünün tüm renklerine kucak açtılar…. Onlar ki Gezi sürecinde teşekkürü hiç esirgemediler: “Dualarını, iyi niyetlerini bizden esirgemeyen Antarktika’daki penguenlere... Şerefini patronlarına devreden medyaya karşı kalemini kırıp onurlu tavır sergileyen basının tüm emekçilerine... Duyarlılıklarını esirgemeyen sanatçı, yazar/şair ve düşünürlere... Emekçi ve emeklilere… Gönüllü doktor ve avukatlarımıza”..  teşekkür ettiler. Onlar ki “Starbucks’ın alnının ortasına ‘Yaşasın tam bağımsız Kurukahveci Mehmet Efendi’ yazan zekâya”... “Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiyem” diyen dikkate, haksızlığın, kibrin fırlattığı taşlara karşı göğsünü siper eden kadınlarımıza.. saygı duydular! Onlar ki Beşiktaş sahilinin martılarını ve gölgesini esirgemeyen ağaçları bile gözlerinden sakındılar… “Yeni Türkiye” denen bu “ucube”de öyleyse onlara müebbet hapis de yetmez. Tüm Çarşı grubunu, Beşiktaş semtini, Beşiktaş takımını, siyah ve beyaz renklerini Japonya’ya havale edelim. Tokyo ya da Osaka’dan yeni bir takım, yeni bir taraftar grubu, yeni bir semt, yeni renkler ithal edelim… Bu da bizim “çılgın projemiz” olsun! Uygulamayı ve rant meselelerini de bir zahmet hükümet hallediversin! Bige Örer ve Carolyn ChristovBakargiev. Caz konserleriyle Latin Amerika’yı büyülüyor Görme engelli harika çocuk Kültür Servisi Jose Andre Montano Baina, daha 7 yaşında ve görme engelli; ama Güney Amerika’daki müzikseverleri şaşkına çeviriyor. Ülkesi Bolivya’dan sonra Brezilya ve Peru’da verdiği caz konserleriyle herkesi büyülüyor. Harika çocuk Montano Baina, 4 yaşında olağanüstü bir yetenekle davul çalmaya başlamış, ama kısa bir süre sonra piyanoya geçmiş. 5 yaşına geldiğinde iki arkadaşıyla birlikte bir caz üçlüsü kurmuş. Pek çok caz parçasını görülmemiş bir rahatlık ve yorumla çalabiliyor. Ama müzik beğenisi cazla sınırlı değil. “Blues, heavy metal, tango, bolero, hepsini seviyorum” diyor. ALTIN PORTAKAL’IN ÖDÜL HEYKELCİĞİ YENİDEN TASARLANDI u ‘Gurbet Kuşları’ filmiyle Altın Portakal alan ilk yönetmen Halit Refiğ’e verilen ödülden yola çıkılarak yeniden tasarlandı Kültür Servisi 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin jüri üyeleri ile festival komitesi önceki akşam Salt Galata’da bir araya geldi. Gecede, festivalde verilecek olan “Venüs Heykelciği” ödülünün, 1964’te “Gurbet Kuşları” filmiyle Altın Portakal alan ilk yönetmen Halit Refiğ’e verilen ödülden yola çıkılarak tasarlanan heykelin sunumu yapıldı. 1964 yılında Halit Refiğ’e verilen ilk ödülden yola çıkarak, geleneği temsilen aslına uygun bir şekilde bronzdan yapılan ödülün boyu 33 cm. Kaidesi siyah Toros mermerden yapılan heykelciğin elinde ise festivalin simgesi olan altın kaplama “Altın Portakal” yer alıyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, gecede yaptığı konuşmada, kısa bir süre içinde festivali hem ulusal anlamda güçlendirmek hem de uluslararası platformda yeniden eski günlerine döndürmek için birçok çalış Portakallı ‘Venüs’ ma yaptıklarını söyledi. Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması jüri başkanlığına seçilen Yılmaz Erdoğan da “Antalya Film Festivali de bence geleneğiyle o saflığa çok işaret eden, entelektüel olmadan sinema âşığı olan çocukların festivali. Her yelpazeye açık. Hayalimdeki şey de ‘Evet bu film Antalya’da ödül aldıysa o zaman sinemaya koşalım’ dedirten bir festivaldir. Bu turda da bizim buna bir katkımız olursa büyük onur duyacağım. Elimizden geleni yapmaya, çok az insanı kızdırmaya gayret edeceğiz. Ben daha önce çok kızdım jürilere. Zaten jürilere çok itiraz edenlere ‘Oğlum fazla bağırmayın ileride başkan yaparlar’ diyorum” dedi. J.M.W. TURNER’IN TABLOSU SOTHEBY’S MÜZAYEDESİNDE Ustanın fırçasından Roma u ‘Aventine Dağı’ndan Roma’ tablosu, 1520 milyon sterlin fiyat aralığıyla satışa sunulacak. Kültür Servisi 19. yüzyılın en önemli manzara ustalarından İngiliz ressam J.M.W. Turner’ın özel koleksiyonlardaki son başyapıtlarından “Aventine Dağı’ndan Roma” tablosu, aralık ayında Sotheby’s’in Londra salonlarında satışa sunulacak. Son 136 yıldır Rosebery Koleksiyonu’nda bulunan 1835 tarihli tuval üstüne yağlıboya tablonun müzayedede 1520 milyon sterlin fiyat aralığıyla yer alacağı belirtildi. 91.6 x 124.6 cm boyutlarındaki resmin sanat piyasasında en son 1878 yılında görüldüğü öğrenildi. Büyük Britanya başbakanlığı da yapmış olan Rosebery Kontu’nun koleksiyonunda yer alan tablonun, Turner’ın uzun yıllar tutkuyla resmettiği Roma kentini betimleyen en ustalıklı yapıtla rından biri olduğu belirtiliyor. Işık, renk ve atmosferin anlatımcı niteliklerini araştırdığı çalışmalarında eşsiz bir çeşitlilik ortaya koyan, özellikle deniz manzaralarında ustalaşan Turner’ın 19. yüzyılın ikinci yarısında üne kavuşmasında, dönemin en etkili sanat eleştirmeni John Ruskin önemli rol oynamıştı. T.C. BAKIRKÖY 10. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/300 TLMT. Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50’sine istekli bulunmadığı takdirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 27/08/2014 1. İhale Tarihi: 23/10/2014 günü, saat 11.00 11.10 arası. 2.İhale Tarihi : 07/11/2014 günü, saat 11.00 11.10 arası. İhale Yeri: Yenibosna Merkez Mah. Çınar Cad. Kavak Sk. NO: 33 Bahçelievler/İstanbul null / null / null No: 1 Takdir Edilen Değeri TL.: 20.000,00 Adedi: 1 KDV: %18 Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri): 34 VY 5177 Plakalı, 2010 Model, TATA Marka, 4X2 XENON KLM 2.2 TDI Çift Kabin Tipli, Çift Kabinli Pikap 4X2 (03200cc)silindir hacmi:2179(İİK. m.l 14/1,114/3) *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 57285) • Havuz, çocuk havuzubahçesi • Açıkkapalı restaurant, bar • Odalarda: Klima, TV, fön, balkon • Sabah, öğle, akşam açık büfe, ikramlar • Alkolsüz içeceklerimiz LİMİTSİZDİR. • Plaj servisi, AİLE OTELİNİZ, WiFi 12 ADALAR, KELEBEKLER VADİSİ, DALYAN, GÖCEK, JEEP ile SAKLIKENT TURLARINA KATILMA İMKANI T (7 gece 8 gün konaklamalarda geçerlidir) Tel: 0252.616 76 11 12 • www.starotel.com.tr *55 TL AM PANSİYO N PLUS