22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, görevinden ayrıldı. Yıldız, Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına yolladığı veda mesajında “Bu veda gazetemle ve sizlerle ilişkinin kopuşu anlamında değil tabii ki. Yalnızca bir nöbet değişimi” dedi. Görevinden ayrıldığını, gazete çalışanlarına yolladığı mesaj ile duyuran Yıldız, veda mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Değerli arkadaşlar, bu sizlere ‘Genel HABERLER 3 İbrahim Yıldız’dan veda mesajı Yayın Yönetmeni’ olarak seslendiğim son mesajım olacak. Cumhuriyet gazetesindeki çalışma sürem 34 yılı doldurdu. Bunun son 21 yılı yazı işleri yöneticiliğinde geçti. Birlikte birçok sıkıntıyı göğüsledik. Mutlulukları paylaştık. Cumhuriyet gazetesinde çalışmanın zorlukları kadar, bir aile ve dayanışma havasını solumanın keyfini de sürdük. Ama, bu kadar uzun bir süreden sonra artık veda zamanı. Bu veda gazetemle ve sizlerle ilişkinin İbrahim Yıldız kopuşu anlamında değil tabii ki. Yalnızca bir nöbet değişimi. Hepiniz gibi ben de yeni görevlendirilecek arkadaşımıza yardımcı olacağım. Gazetemizin bundan sonra da basındaki ayrıcalıklı konumunu, misyonunu koruyacağına ve bayrağı devralacak arkadaşımızın gazetemizi daha da ileri noktalara taşıyacağına inanıyorum. Görev sürem boyunca gösterdiğiniz dayanışma, yakınlık ve verdiğiniz katkılar için hepinize teşekkür ediyorum. ” Göklere Yükselen Mezar Taşlarımız Kahire’nin, neredeyse piramitler kadar ünlü olan mezar evlerinde, insanlar, mezarlarla birlikte yaşar... Ölülerin ve canlıların tüyler ürpertici bir ortak yaşamıdır bu... Plansız kentleşmenin, ırk ve mezhep ayrımcılığının, göçün, sömürünün, gelir adaletsizliğinin, gettolaşmanın (gecekondulaşmanın), yoksulluğun yarattığı sefaletin dışavurumu! HHH Şimdi biz de İstanbul’dan başlayarak, yakında tüm ülkemizi pençesine alacak olan bir “mezar kazma”, daha doğrusu “mezar taşı dikme” faaliyetine girişmiş bulunuyoruz... “Kendi mezarını kazan insan” mecazıyla ifade edilebilecek bir nevi intihar: İstanbul’da yükselen gökdelenler artık birer mezar taşı niteliğine büründü... Bu “Gökdelen Mezar Taşları”nın harcı, işçi kanıyla karılıyor... Temellerinde sömürü, yağma, adaletsizlik, diktatörlük, doymak bilmez bir soygun hırsı yatıyor... Proje, plan ve inşaatlarında, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, rüşvet, yolsuzluk, siyasal iktidarın kötüye kullanılması, çoğunluk baskısının temel insan hak ve özgürlüklerini yok etmesi ve yağma egemen. HHH Aslında bu süreç, bugün başlamadı... Zaman içinde siyasal iktidar tarafından beslendi, sinsice gelişip büyüdü, bütün toplumu pençesine aldı: En son olaya bir bakınız: Yüksek yargının biçimlendirilme tartışmaları, adalet duygusunu yok edecek bir “hizipler savaşı” haline dönüşmüş durumda... AKP mi kazanacak, Gülen Cemaati mi? Kim kazanırsa kazansın, adaletin kaybedeceği muhakkak... Adaleti yok eden, herkesin gözleri önünde cereyan eden bu utanç verici mücadele, göklere yükselen mezar taşlarımızı yontan son çekiç ve keski darbeleri... HHH Soma madenlerinde yeraltından kaynaklanan bu katliam, Mecidiyeköy Torun Tower projesindeki ölümlerle, göklere yükselerek sürüyor... Gökdelenler biçiminde ufkumuzu karartan mezar taşları, doğayı, yaşamı, yeşili, trafiği, kent yaşamını katlediyor ve bu cinayetin simgesi olarak tarihe mal oluyor... İktidar, bu yağmadan beslendiğini sanarak, kendisiyle birlikte hepimizin de mezarını kazıyor! İstanbul’un göbeğinde sağlık skandalı ‘Uyuz’ dikkate alınmadı salgına dönüştü İstanbul Haber Servisi İstanbul’un en büyük sağlık kuruluşlarından İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan taşeron işçilerinin kaşıntı şikâyeti ile hastaneye başvurması sonucu uyuz oldukları tespit edildi. Hastanenin dahiliye servisinin kapatılarak karantina uygulandığı iddia edildi. Ancak Hastane Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Lütfullah Orhan, hastalığın 7 çalışanda görüldüğünü ve kimseye bulaşmadığını belirterek hastanede karantina olmadığını, servis taşındığı için hasta almadıklarını öne sürdü. İstanbul Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Anadolu Şubesi üyeleri, dün hastane bahçesinde bir araya gelerek uyuz iddiaları ile ilgili açıklama yaptı. TTB hastane temsilcisi Dr. Özkan Gülmez, hastanenin yataklı sağlık hizmeti sunan bir servisinde uyuz salgınının ortaya çıktığını belirterek “Taşeron çalışma düzeni ve kâr amaçlı sağlık yönetimi, çalışan ve hasta sağlığını hiçe saymaktadır. Daha öncesinde tespit edilen vakaların üzerinin örtülmesi ve önlem alınmaması nedeniyle diğer sağlık çalışanları da risk altına sokulmuş, sağlıkları ile oynanmıştır” dedi. Temmuz ayında yakalandığı uyuz hastalığının teşhisinin 20 gün sonra konulduğunu ve söylemesine karşın önlem alınmadığını iddia eden taşeron sağlık işçisi Ramazan Aykut, hastalığını fark ettiğinde doktorlara ve yöneticilere bunu bildirdiğini kaydetti. Aykut, hastalığı ailesi ve 5 arkadaşına bulaştırdığını hastalığın hemşirelere bulaşması üzerine hastane yönetiminin dikkate aldığını söyledi. Hastane Başhekim Doç. Dr. Ahmet Lütfullah Orhan ise yedi çalışanda hastalığın görüldüğünü belirterek “Kliniğin kapatılması söz konusu değil” dedi. Ancak yetkililer gazetecilere hastaneyi gezdirirken kliniklerin kapalı olduğu görüldü. Hastane yöneticisi Prof. Dr. Ali Rıza Odabaş ise hastalığın 5 hemşire ve 2 taşeron işçide tespit edildiğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle