Katalog

10 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 n MUŞ (DHA) Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Çataklı köyünde PKK’liler tarafından dağa götürüldüğü iddia edilen yaşları 1215 arasında değişen 10 çocuktan R.T., A.T., A.K., M.Ç. ile kız çocuğu R.T., önceki gece evlerine döndü. Vali Vedat Büyükersoy ile Bulanık Kaymakamı Ömer Şahin dün sabah saatlerinde köye giderek incelemelerde bulundu. Valilikten yapılan açıklamada, “Jandarma tarafından Çataklı köyünde yapılan tahkikatta, çalışmak için İstanbul’a gitmek üzere köyden ayrılan çocukların, paraları olmadığı için geri döndüklerini beyan ettikleri tespit edilmiştir” denildi. Genelkurmay Başkanlığı ise 7 Eylül’de yaptığı açıklamada çocukların PKK taraından götürüldüğünü belirtmişti. Çocuklar dağa gitmemiş Bir garip gerilim Roboski’de güvenlik güçleri yıllardır bölgeyi kullanan kaçakçılara operasyon için sınırı kapatınca 6 bin Ezidi Irak tarafında kaldı. Köylüler tepki için sınıra yürüyünce tansiyon yeniden yükseldi MAHMUT ORAL visi PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarında kaçan 4’ü çocuk 10 PKK’li Şırnak’ın Silopi ilçesinden Irak’a açılan Habur Sınır Kapısı’na gelerek Emniyet Amirliği’ne teslim oldu. Teslim olan PKK’lilerle ilgili soruşturma devam ederken, Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, “Irak Kuzeyinde faaliyet gösteren ve yaşları 15 ile 20 arasında olan bölücü terör örgütü mensubu 10 terörist, güvenlik güçlerine teslim olmuştur” denildi. n Yurt Haberleri Ser 10 PKK’li teslim oldu Hapis yatması yetmedi n DİYARBAKIR (DHA) Diyarbakır’da 1994 yılında “Terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklanıp 414 gün hapis yattıktan sonra beraat eden Faik Öz, 2012 yılında Maliye Hazinesi’ne 300 bin lira değerinde maddi ve manevi tazminat davası açtı. Dosyayı inceleyen bilirkişi, Öz’e 33 lira 84 kuruş tazminat ödenmesini istedi. Avukatların itirazı üzerine Öz’e 32 bin 440 lira para ödenmesi istendi. Yalova’ya taşınan davada, mahkeme, zamanaşımı gerekçesiyle davayı reddetti. Mahkeme, Maliye avukatının vekâlet ücreti 3 bin TL’nin de Faik Öz’den tahsil edilmesine karar verdi. ROBOSKİ Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski’nin Ortasu köyünde, son iki gündür alışılmadık bir askeri hareketlilik gözleniyor. 28 Aralık 2011’de sınırdan geçen 19’u çocuk 34 kişinin savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürüldüğü 15 Nolu sınır taşının da bulunduğu Şırit Yaylası bölgesine kaçakçılığın önüne geçmek ve Ezidilerin yasadışı geçişlerini engellemek için yaklaşık 2 bin asker gönderildi. Önceki gün kaçakçılık için 200 katırla Kuzey Irak’a giden Roboski ve çevre köylerden gençler, askerler tarafından gaz bombalarıyla durdurulunca gerginlik yaşandı. Askerler kaçakçılarla birlikte sınırdan gelmek isteyen Ezidilere de engel olunca, köylüler de sınır kesiminde toplandı. Askeri helikopterlerin bölgeye gönderilmesi üzerine köylülerin bir kısmı, yüklerini Kuzey Irak tarafında bırakıp, katırlarıyla geri dönerken, katırların bir kısmı da yükleriyle beraber Kuzey Irak’ta kaldı. Engellenen Ezidiler ise Türkiye’ye giremedi. Köylülerden bazıları geceyi sınır hattında geçirip, geride kalan kaçakçıların gelmesini beklerken, geri dönen köylülerden bazıları da dün sabah yeniden sınıra yürüdü. Kaçakçılık yapmak için Kuzey Irak’tan dönen Roboskili köylüler, dün yine sınıra giden patika yol üzerinde barikat kuran askerler tarafından engellendi. Aynı anda Ezidilerin geçişi de engellenince, yaklaşık 6 bin Ezidinin, Kuzey Irak tarafında kalan, PKK’nin de kamplarının bulunduğu Haftanin’in iç kesimlerine doğru çekildikleri bildirildi. Köylüler, askerlerin yine gaz bombası atarak ve havaya ateş açarak kendilerini engellediğini belirtti. Roboski Derneği’nin kurucularından Ferhat Encü, askerler ile köylüler arasında bir haftadır gerilim yaşandığını belirterek, “Gerilim pazar günü doruğa çıktı. 1300 kadar Ezidi Roboski sınırından geçip Şırik Yaylası’na varmasıyla birlikte önleri askerler tarafından kesildi. O insanların aç susuz bırakılmasına köylüler tepki gösterdi. Bu GENELKURMAY AÇIKLAMASI: ‘Yükün geçişi yasak’ Bölgede yaşanan gerginlikle ilgili konuştuğumuz askeri kaynaklar, Tümgeneral Abdullah Baysar’ın, Uludere’de köylülerle hiçbir teması, tartışması olmadığını belirterek, sınırdan geçişine izin verilmeyenlerin köy halkı değil, kaçak mal yüklü katırlar olduğunu kaydettiler. Bölgedeki askeri yetkililerin dünkü gerginlikle ilgili değerlendirmeleri şöyle: “Tümgeneral Baysar’ın köylülerle tartıştığı ve kaçakçılık yapan köylülerin sınırdan geçişine izin vermediği iddiaları doğru değil. Baysal’ın köylülerle teması olmamıştır, sadece bir korucubaşı ile yaptığı görüşmede kaçak mal yüklü olan ve Kuzey Irak tarafında kalan katırların geçişine müsaade etmeyeceğini beyan etmiştir. Onun dışında yerel halk ile hiçbir teması yaşanmamıştır.” Askeri kaynaklar, bölgede tansiyonun yükselmesinin ardında geçmişe kıyasla bu kez çok sayıda katırla kaçakçılık girişimi olduğunu belirterek, “Bize verilen talimatlara göre bu geçişlere izin verilemez. Eğer biz o katırların geçişine izin verirsek görevimizi yapmamış oluruz. O katırlarda ne yüklü olduğu belli değil. Sık sık silah da kaçırılıyor. Biz bu riski göze alamayız. Kaçakçıları koruyan yerel halk, medyanın ilgisini oraya çekerek bizim tutumumuzu değiştirmemiz için uğraşıyor. Ama bize verilen taliİki gündür yoğun güvenlik önlemi alan askerler mat o sınırda kaçakçılığı engellemek. Onun ötesinde bir amakaçak yüklü katırların geçişine engel oluyor. cımız ya da sebebimiz bulunmamaktır” görüşünü dile getirdi. Köylülerle temas olmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde kaçakçılarla askerler arasında yaşanan gerilim haberleri üzerine, Genelkurmay Başkanlığı’ndan “Askerlerle köylüler arasında hiçbir şekilde herhangi bir temas olmamıştır” açıklaması geldi. Gazetemizin 8 Eylül tarihli sayısında yer alan “Roboski’de gerilim” başlıklı haberde Uludere’de gece saatlerinde köylülerin Kuzey Irak’a geçerek kaçak mazot ve sigara getirmek istedikleri ancak askerlerin helikopterli, gaz bombalı operasyonunda köylüleri gözaltına almak istedikleri, köylülerin karşı çıkmasıyla askerlerin vazgeçtiği iddialarına yer verilmişti. Genelkurmay Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’ndan gazetemize yapılan sözlü bilgilendirmede şu bilgilere yer verildi: “06.09.2014 tarihinde saat 16.30 sularında Afra Yaylası’ndan kuzeye doğru ilerleyen yaklaşık 1520 katır tespit edilmiş, gelen katırları yakalamak için, Salatalık Pınarı mevkiinde bulunan bir Jandarma Komando Bölüğü’ne takviye olarak, yakında başka bir bölgede bulunan diğer bir J. Komando Bölüğü, l. Eski Yıldız Karakolu Bölgesi’ne intikal ettirilmiştir. Daha sonra kaçakçı miktarının artması üzerine aynı bölgeye iki tim daha takviye olarak gönderilmiştir. Önlerinin kapatılması üzerine kaçakçılar yön değiştirmiştir. Kaçakçıların yeni istikametini kapatmak üzere bölgeye 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’ndan beş helikopter ile Jandarma Özel Harekât Tabur Komutanlığı’ndan 4 tim daha intikal ettirilmiştir. Ancak insansız hava aracından (İHA) alınan görüntülerden katırların köye girdiklerinin tespit edilmesi üzerine helikopter ile gönderilen birlikler hiç indirilmeden Şırnak’a geri intikal ettirilmiştir. Ayrıca İHA görüntülerinden tespit edilen katırlar Gülyazı ve Ortasu köyüne ilerleyerek köy içinde dağılmış ve köy içerisine dağılan katırların girdikleri evlerin koordinatları tespit edilerek adli işlemlerin yapılması maksadıyla Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı’na bildirilmiştir. Sonuç olarak, haberde yer alan ‘Roboski köyünde, kaçakçılık yapan bir grubu gözaltına almak isteyen askerlerle köylüler karşı karşıya geldi. Tepkiler üzerine asker geri çekilmek zorunda kaldı’ ifadesi gerçekdışıdır. Askerlerle köylüler arasında hiçbir şekilde herhangi bir temas olmamıştır. Cumhuriyet savcısının talimatları doğrultusunda, Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı’nca soruşturma devam etmektedir.” nun üzerine köylüler de oraya gidince askerle köylü karşı karşıya geldi. Aslında 28 Aralık 2011’de Roboski katliamının yaşandığı tarihte burada Şenoba Tugay Komutanı olan Abdullah Baysar’ın, 1520 gün önce Şırnak Tümen Komutanlığı’na atanmasıyla gerginlik başladı. Dün de üst düzey bir komutan Roboski’ye gelerek, köyün ileri gelenleri ile bir toplantı düzenledi. Bu toplantıda köylülerle komutan arasında sözlü bir gerginlik yaşandı. Bunun üzerine köylülerde büyük bir tedirginlik başladı. Geçmişteki katliamı da düşünerek kaçağa giden gençle rinin hayatlarından endişe ettiler. Bu yüzden de bütün köylü sınıra aktı. Ama asker köylüye müdahale etti. Çok yoğun gaz atıldı. Kadınların, çocukların bulunduğu bölgede gerçek mermiler kullanıldı. Böyle giderse köylü direnmekte kararlı. Çünkü başka bir geçim kaynakları yok” diye konuştu. HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, sorunun çözümü için Şırnak Valisi Hasan İpek ile görüştüğünü, İpek’in “Orası askeri bölge müdahale edemeyiz. Asker görevini yapacak” dediği belirtti. ‘Devlet sahiplenmiyor’ Sarıyıldız, “Vali İpek’e Roboski ve bölgemizin ikinci faciayı kaldıramayacağını söyledim. Çünkü bugün olağanüstü olaylar yaşandı. Bölgeye asker ve helikopterler gönderildi. Vali bana bunun Genelkurmay’ın sorumluluğunda olduğunu söyledi.‘Ben de gerilmesini istemem’ diye konuştu. Roboski katliamı açığa kavuşmamışken, devlet sorumluluklarını yerine getirmemişken, bunlar süreci zora sokar. Devlet o nedenle dikkatli olmalı. Bölgedeki sınırlar anlamını yitirdi. Roboski Kürt halkı için kanayan bir yara iken orayı kaşımamak gerek” diye konuştu. HDPDBPDTK HEYETİ KUZEY IRAK’TA DİYARBAKIR (Cumhuriyet) HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, DTK Eş Genel Başkanı Selma Irmak, DBP Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek ve Emine Ayna, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, HDP milletvekileri Nazmi Gür, Erol Dora ve Avrupa Ezidiler Federasyonu Eşbaşkanı Dr. Leyla Ferman’dan oluşan heyet dün sabah Habur Sınır Kapısı’ndan, Kuzey Irak’a gitti. Heyetin, başta IŞİD saldırıları ve bölgedeki son durumla ilgili Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve Kürdistan Yurtsever Birliği lideri Celal Talabani ile görüşeceği bildirildi. Heyetin Abdullah Öcalan’ın son mesajlarıyla ilgili PKK ve KCK yönetimiyle de görüşme yapması bekleniyor. Heyet, 3 gün sürecek ziyarette çözüm süreci ve Kürt Ulusal Kongresi’nin yapılması başta olmak üzere birçok konu ile ilgili temaslarda bulunacak. Okullarda yine boykot var (Cumhuriyet) Anadilinde eğitim talebi nedeniyle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu yıl okullar yine boykotla açılıyor. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın boykot çağrısının ardından KürdiDer ve Kürt Dili ve Eğitimi Hareketi (TZP Kurdi) de anadilinde eğitim için okulların 1 hafta boykot edilmesi çağrısında bulundu. n DİYARBAKIR n DİYARBAKIR (AA) İçişleri Bakanlığı Dernekler Genel Müdürlüğü, Diyarbakır’da bir grup avukatın Kürdistan Hukukçular Derneği’ni kurmak için yaptığı başvuruyu, “Kürdistan” ve “Eşbaşkanlık” ibarelerini hukuka aykırı bularak reddetti. ‘Kürdistan’ vetosu MANİSA (Cumhuriyet) Soma’da 13 Mayıs’ta 301 madencinin hayatını kaybettiği facia sonrası faaliyeti durdurulan Soma Holding’e ait Işıklar Maden Ocağı’nda üretime geçildi. Kaymakam Mehmet Bahattin Atçı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü Teknik Heyeti ve iş güvenliği müfettişleri tarafından üretime başlanması yönünde rapor verilen maden ocağında yaklaşık 2 bin işçinin işbaşı yaptığını bildirdi. Atçı, “Bütün eksiklikler giderildi” dedi. Soma’da üretim yeniden başladı Haber Merkezi SHP listelerinden girdiği 1987 seçimlerinde Kars’tan, 1991’de HEPSHP ittifakıyla girdiği seçimde ise Şırnak’tan milletvekili seçilen ve uzun yıllar DTP Kars il başkanlığını yürüten, Kürt siyasetçi ve hukukçu Mahmut Alınak, önümüzdeki günlerde 9. kez cezaevine girecek. Alınak, en son 2011 yılının Aralık ayında KCK’ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklanmış, ardından 18 Temmuz 2012’de tahliye edilmişti. Alınak, yeniden cezaevine girmesine ilişkin kaleme aldığı mektubunda, “Bu diktatörlükte cezaevine girmemek ayıptır” dedi. Yeniden cezaevine girmesine ilişkin bir mektup kaleme alan Mahmut Alınak, “Türkiye’de devlet SHP listelerinden eliyle işkence yapgirdiği 1987 mak ve inseçimlerinde san öldürKars’tan, 1991’de mek suç deHEPSHP ittifakıyla ğil, işkencegirdiği seçimde ise cileri ve devŞırnak’tan milletvekili let katliamlarıseçilen ve uzun yıllar nı lanetlemek DTP Kars il başkanlığını suçtur” ifadeyürüten Mahmut Alınak, leriyle isyanını daha önce sekiz kez dile getirdi. Alıcezaevine girmişti. nak kendisini 9. ‘Devlet beni cezaevine atmaktan yorulmadı’ kez cezaevine gönderen olayı şöyle anlattı: “Birkaç yıl önce Tahsin Orman adlı Digorlu bir kişi eşiyle kavga etmiş, bu nedenle Kars Emniyeti’nce gözaltına alınmıştı. Yakınları benden avukat olarak yardım isteyince Kars Adliyesi’ne gitmiş, gördüğüm içler acısı manzara karşısında dehşete kapılmıştım. Şahsın yüzü gözü yara bere içindeydi, tanınmaz hale gelmişti, giysileri kurumuş kanlarla kaplıydı. O an insanlığımdan utandım. ‘Bu canavarlıktır, hayvanca bir uygulamadır’ dedim. Eğer o gün o korkunç tablo karşısında susmuş olsam, hayat boyu hep suçluluk duyacak ve kendimden utanacaktım. Vay, bunu demez olsaydım! Orada bulunan polisler hemen tutanak tutup savcıya götürmüşler. Savcı işkence gören şahsı doktora gönderip işkenceciler hakkında soruşturma açacakken, polislerin hem şikâyetçi hem de şahit oldukları tutanağı işleme koyup hakkımda polislere hakaret etmekten Kars Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. Ağır Ceza Mahkemesi elini çabuk tutarak bana, ‘suç işlemeye eğilimli olduğumu’ ileri sürüp üst sınırdan 14 ay 17 gün hapis cezası verdi. Kararı temyiz ettik, Yargıtay cezayı onayladı. Bu durumda polis kimin hakkında tutanak tuttuysa şahide, ispata gerek kalmadan cezaevini boylayacak! Polis devletinden de ancak bu beklenebilir. AKP demok Mahmut Alınak, karakolda dayağa tepki gösterdiği için hapis yatacak PARİS’TEKİ CİNAYET SORUŞTURMASI ‘Ömer Güney için devlet sırrı kalksın’ Haber Merkezi Paris’te 9 Ocak 2013’te uğradıkları suikast sonucu yaşamını yitiren üç PKK’li Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i öldürmekten tutuklu tek sanık Ömer Güney’le ilgili soruşturmada, soruşturma hâkimi Güney’le ilgili olarak Fransız bakanlıklarına yazarak, Fransız gizli servisinin konuya ilişkin dosyaları devlet sırrı olmaktan çıkarmasını istedi. hürriyet.com.tr’de yer alan habere göre, 3 PKK’li kadın cinayetinin birinci yıldönümünde, kimliği belirsiz kişilerce Türkiye’de yayımlanan ses kaydı ve dört MİT mensubunun imzaladığı öne sürülen “görev emri”ni inceleyen Fransız yargısı, cinayetin “MİT bağlantılı olarak işlendiği iddialarını” araştırmaya başladı. Belgelerin ortaya çıkması üzerine yargıya başvuran kurban yakınları, Güney’in cinayeti MİT elemanlarıyla beraber planladığını öne süren belgelerin araştırılmasını ve iddiaların Fransız ve Türk istihbarat birimlerince yanıtlanmasını istedi. Soruşturmadan sorumlu hâkim Jeanne Duye, ailelerin dört MİT mensubu hakkında yakalama emri çıkarılması talebini reddetti. Ancak Fransız makamlarına ve ilgili bakanlıklara yazarak, dosya üzerindeki gizlilik ibaresinin kaldırılarak bu dosyaların keldilerine gönderilmesini talep etti. Soruşturmada, MİT bağlantısı iddialarının yanı sıra, İran’dan gönderilen esrarengiz bir mektubun da araştırıldığı belirtildi. rasisi işte böyle bir şeydir. Susmak ve kölece boyun eğmek…” ezar taşımız onları rahat bırakmayacak’ Mektubunda “Devlet beni cezaevine atmaktan yorulmadı, ben de cezaevine girmekten yorulmadım. Yorulmayacağım. Şimdilik bu böyle sürüp gidecek” ifadelerini kullanan Mahmut Alınak, “Ancak AKP ve devleti yönetenler yanılıyorlar. Mezar taşlarımız bile onları rahat bırakmayacak. Evet, bana böylece tekrar cezaevi yolu göründü. Devletin bu restini şerefle kabul ediyorum. İstesem bu düzenin nimetlerinden yararlanıp güllük gülistanlık bir hayat sürdürebilir, bu yaşta cezaevine girmeyebilirdim. Ama o zaman da insanlıktan çıkmış olurdum...” dedi. ‘M ‘Bu diktatörlükte cezaevine girmemek ayıptır’ Alınak mektubunda “Diktatörlüğün hüküm sürdüğü Türkiye’de cezaevleri demokrasi ve özgürlükler için nöbet tutulan yerlerdir. Yakınlarım bana, ‘Artık yeter, bu yaşta cezaevine girmek ayıptır’ diyorlar. Ben de, ‘Bu diktatörlükte cezaevine girmemek ayıptır’ diyorum. Mutlu ve özgür yarınlar bizi bekliyor. Ümidimizi yitirmeyeceğiz. Adaletsizliğin ve zulmün tek zerresi kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.