19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Torbaya ÖZLEM GÜVEMLİ Reklamlarında bile Ataşehir adını kullanan Finans Merkezi’nin üzerinde yükseldiği Barbaros Mahallesi, milyonlarca liralık inşaat harcı geliriyle birlikte CHP’li Ataşehir Belediyesi’nden AKP’li Ümraniye Belediyesi’ne geçiyor. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen torba yasada yapılan son dakika önerisiyle AKP’li Ümraniye Belediyesi’ne bağlanacak olan Finans Merkezi ile ilgili olarak Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, AKP’nin ilçenin en fazla değer yaratan bölgelerinden Barbaros Mahallesi’ne el koyma girişimlerine 2010’dan beri direndiklerini belirterek “Ortada vergi ve inşaat harçları ile birlikte yıllık 150 milyon lirayı aşan bir gelirin CHP’li bir belediyeden AKP’li bir belediyeye aktarılma meselesi var” dedi. Yasayı aşıp belediye meclisi kararı ile mahalleyi kendine bağlayan Ümraniye Belediyesi, 2011 yılından beri bölgede inşaat ruhsatı veriyor. 2008 yılında yasa ile kurulan Ataşehir Belediyesi, tartışmaya neden olan Barbaros’un da yer aldığı 17 mahalleden oluşturuldu. Uluslararası İstanbul Finans Merkezi projesinin yer aldığı mahallenin 650 dönümünün kadastral devri, 2009 yerel seçimlerinden haftalar önce Ümraniye Belediyesi’ne yapıldı. Yani Finans Merkezi İBB’nin idari sınırları gösteren haritasında Ümraniye sınırları içine sokuldu. Ataşehir Belediyesi, neredeyse kurulduğu günden beri sehven sınırları dışına çıkarılan mahalleyi geri almak için sayısız yazışma yaptı. 30 Nisan 2010’da İBB’ye başvuran Ataşehir Belediyesi, yasadan önce Kadıköy sınırları içinde yer alan, yasa yürürlüğe girince tamamı Ataşehir’e dahil edilen Barbaros Mahallesi’nin haritalarda Ümraniye sınırları içinde gösterildiğini belirterek ilçe sınırlarının yasaya uygun şekilde düzeltilmesini istedi. İstanbul Valiliği Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’ne de durum bildirildi ve görüş istendi. Ancak bir sonuç alınamadı. Ümraniye Belediyesi, 22.07.2008 tarihli meclis kararında adres bilgi çalışmaları sırasında alanın Ümraniye Site Mahallesi’nde gösterildiğini belirterek kendini savundu. Ümraniye Belediyesi yazışmalara verdiği yanıtta yasaya göre Atatürk Mahallesi’ni E80 Karayolu ile 04 Ataşehir’deki finans merkezinin bulunduğu mahalle, Ümraniye Belediyesi’ne bağlanıyor mahalle sıkıştırdılar Ağaoğlu Ağaoğlu tarafından yapılan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Özel Proje ve Rekreasyon Alanı’nın inşaatı sırasında kullandığı dinamitlerden rahatsız olan mahalle sakinlerinin şikâyetleri de sınır sorununa takılmıştı. İBB konuyu Ümraniye Belediyesi’ne, İstanbul Valiliği de Ataşehir Belediyesi’ne iletmişti. inşaatı Karayolu’nun kuzeyinde kalan bölümün ilçelerine katıldığını savundu. Oysa yasada Barbaros Mahallesi’yle ilgili 04 ve E80 karayoluna ilişkin bir bağ kurulmamaştı. Ataşehir Belediyesi 8 Temmuz 2011 tarihinde bu kez İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğü’ne başvurdu ve ortaya çıkan sınır uyuşmazlığının belediye hizmetlerini aksattığını, bu bölgede yatırım yapılamadığını bildirdi. Barbaros Mahallesi’nde ikamet eden yurttaşların tüm seçimlerde Ataşehir sınırları içinde oy kullandığına dikkat çekildi. Ataşehir Belediyesi, 14 Ekim 2011’de tekrar valiliğe yazı yazdı. Yine sonuç çıkmadı. Emlak Konut Gayrimenkul Ortaklığı geçen yıl Barbaros Mahallesi’nde bulunan taşınmazları için mahkemeye başvurarak vergilerini Ümraniye Belediyesi’ne ödediğini belirterek Ataşehir Belediyesi’nin de vergi alıp alamayacağını sordu. Davayı 23 Mayıs 2014’te karara bağlayan İstanbul 10. Vergi Burada oy kullanıyorlar Mahkemesi de Barbaros Mahallesi’nin tamanının Ataşehir Belediyesi’ne katıldığını belirterek ortada böyle bir kanuni düzenleme varken söz konusu parsellerin belediye meclisi kararı veya valilik onayıyla sınırlarının değiştirilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Kararda 04 Karayolu’nun bu mahalleyi iki kısıma ayırmadığı da belirtildi. Mahkeme kararı Buna karara rağmen, torba yasada yapılan değişikliğe tepki gösteren Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, “AKP’nin rantçı zihniyetinin en son ve tipik örneklerden biri. Konu eski mücahitlerin rant hırsıdır” yorumunu yaptı. İlgezdi şunları söyledi: “AKP iktidarının Ataşehir ilçesini Kadıköy Belediyesi’nden ayırmasının nedeni, yeni oluşturulan bu ilçede yapılacak yerel seçimleri AKP’nin kazanacağına ilişkin kesin inancı olmuştur. Ama Ataşehir’de beklemedikleri bir şekilde yerel seçimleri CHP’nin kazanması oyunları bozdu. TBMM’de elde ettiği çoğunluğu, yasalarla istediği gibi oynamak için kullanmayı ‘Mahalle hırsızları’ alışkanlık haline getiren AKP, şimdi de bir mahalle hırsızlığı yapmaktadır.” Ümraniye Belediyesi’nden yapılan açıklamada ise söz bölgenin 2008’den bu yana kendi sınırları içinde olduğunu savunarak “Bölgeye ait tapu kayıtları da Ümraniye Tapu Müdürlüğü’nde bulunmakta olup, tapu iş ve işlemleri Ümraniye Tapu Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Yine bu bölgede bulunan vatandaşlarımız da Ümraniye ilçesinin seçmenleri olarak kayıtlı bulunmaktadır” denildi. Torunlar GYO’da işçilerin alacaklarına erteleme Şantiye önünde 2 TOMA ve çevik kuvvet polisi hazır bekletildi. Yedi kişi gözaltında Boş kâğıda imza ALİ AÇAR Mecidiyeköy’de Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) tarafından yapılan rezidansta 10 işçinin yaşamını yitirmesinin ardından polisin güvenlik önlemi sürüyor. Kazanın olduğu asansör bölümünde polislerin nöbet tuttuğunu belirten işçiler, muhatap bulamadıklarını ve kendilerin “alacaklarının daha sonra ödeneceğine” dair boş kâğıtlar imzalatıldığını söyledi. Gazetecilere açıklama yapan bazı işçiler şirketin adamları olduğu ileri sürülen kişilerce tehdit edilmesi dikkat çekti. Dün sabah bazı işçiler, kendilerini imzalatılan kağıtların ardından bavullarıyla şantiyeden ayrılırken, kimi işçiler ise dayatılan kâğıtları imzalamayarak şantiyede kalmaya devam ediyor. Şantiye önünde 2 TOMA ve çevik kuvvet polisleri bekliyor. İçerideki işçiler ise baskı altında olduklarını ve polisin kazanın olduğu asansör bölümünde nöbet tuttuğunu söyledi. Şantiye çevresindeki boşluklar da dün inşaat çalışanları tarafından tahtalarla kapatıldı. İsminin verilmesini istemeyen işçiler baskı altında olduklarını dile getirdi. 200 kişinin halen içeride bulunduğunu ancak hiçbir iş yaptırılmadığını belirten bir işçi, “Zorla kâğıt imzalatıp, basına açıklama yapmayın diye tehdit ediyorlar. Kalanların büyük bölümü ya birkaç günlük işçi ya da içeride parası kalanlar. Ortada ne şantiye şefi ne de şirket sorumlularından birileri var” dedi. İnşaat işçisi F.A. ise içerideki arkadaşlarına yönelik tehditlerin sürdüğünü ve izne çıkarılmak istendiğini belirtti. Sürekli olarak şirketin adamları tarafından takip edildiğini anlatan F.A’nın önü dün de şantiye önünden ayrıldığı sırada 3 kişi tarafından kesildi. İşverenin adamı olduğu ileri sürülen ve isminin Nurullah olduğu öğrenilen bir kişi F.A’ya “siz mi basın açıklaması yaptınız” diye sorarak, “ Niye açıklama yapıyorsun. Paranı kimden almadın. Biz yabancı mıyız gelip de bize söylesene” diye bağırdı Öte yandan kazada ölen Hıdır Ali Genç’in babası Mustafa Genç, dün taziyeleri kabul ederken sorular üzerine, “Medyada bazı yanlış anlama olmuş. Ben Başbakan’a ‘Sizi şikâyet ederim, sizi mahkemeye veririm’ demedim. Ben, Başbakan’a, çalıştığım şirketi mahkemeye vereceğimi ve davamın da peşinde olacağımı söyledim” dedi. İstanbul Haber Servisi On işçinin hayatını kaybetmesi ile ilgili gözaltına alınanların sayısı 7’ye yükseldi. Gözaltına alınanlar arasında asansör firması GEDA Majör’ün genel müdürü Orhan Demirel ile Torunlar GYO Muhasebe Müdürü Metin Karakoç da bulunuyor. Önceki gün gözaltına alınan asansör teknisyenleri Adem Akyıldız ile Turgay Dalgıç, şantiye şefi Önder Türksoy, Metin Karakoç ve Orhan Demirel Emniyet’teki işlemlerinin ardından dün savcılık ifadesi için İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Şüphelilerin suçlamaları kabul etmeyerek tüm sorumluluğun yüklenici firmada olduğunu söyledikleri öğrenildi. Faili Meçhul Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Erdal Bağcı tarafından sorgulanan şüpheliler, bilirkişi raporu bekleneceğinden haklarında ek gözaltı süresi verilerek yeniden Emniyet’e sevkedildiler. Selçuk Erdur isimli bir kişinin de ifade vermek üzere savcılığa çağrıldığı, ifadesinin ardından adliyeden ayrıldığı öğrenildi. 2 kişinin daha ifadelerinin alınması için Emniyet’e çağrıldığı belirtildi. Şantiye çevresindeki boşluklar dün inşaat çalışanları tarafından tahtalarla kapatılarak vidalandı. Taşeron sistemi yasaklansın İstanbul Haber Servisi 10 işçinin yaşamını yitirmesi çeşitli sendikalar ve siyasi partiler tarafından protesto edildi. Dün aralarında Belediyeİş, Tüm BelSen, EğitimSen, BES, SES ve CHP üyelerinin bulunduğu bir grup Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda biraraya geldi. Yapılan açıklamayı okuyan Tüm BelSen 1 No’lu Şube Başkanı Kadri Kılıç, “Her yıl 12001500 arasında çalışan iş cinayetlerinde ölmektedir. AKP ile Türkiye ‘iş kazaları’ nda dünyada üç, Avrupa’da birinci sıraya yükselmiştir” dedi. Kılıç taşeron sisteminin yasaklanmasını gerektiğini vurguladı. CHP Milletvekili Umut Oran da Torunlar Rezidans’ın TOKİ projesi olması nedeniyle yapı denetiminden muaf olduğunun ortaya çıkmasının ardından, TOKİ’nin inşaatlarına tanınan yapı denetimi muafiyetinin kaldırılması için yasa teklifi verdi. CHP dün Meclis Başkanlığı’na bir önerge vererek iş kazalarının nedenlerinin belirlenmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi. HDP’li Levent Tüzel ise faciaya ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi. Öte yandan meslek ve sivil toplum kuruluşlarıyla sendika konfederasyonları temsilcileri dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etti. Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay, “İş güvenliği konusunda, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve işçi sendikaları cuma günü bir toplantı yapacak” diye konuştu. Artık koşar adım gitmiyorlar, yüz metrecidirler. Ya zamanın kısalığından tedirgin oldular ya da “ya şimdi ya hiçbir zaman” kaygısına düştüler. Bir günlük Meclis çalışmasında torbalarının içine bir acele internet yasağında yeni yetkileri tıkıştırma, rant elde edilebilecek alanları kendi belediye sınırları içine katma telaşı başka nasıl açıklanabilir ki. Evet, besbelli aceleleri var. HHH Gerçek şudur; önümüzdeki 9 ayda otoriter bir yönetimi sistemleştiremezlerse işin sarpa saracağından korkuyorlar. Sırtlarındaki, hadi anlayacakları bir dille söyleyelim, “günah yükü” öylesine ağırlaştı ki, günahın da sevabın da anlamını değiştirmekten, bunun için yeni bir kavramlar dizgesi yaratmaktan başka çareleri yok. Bu ise ancak güçle, yasa tanımazlıkla, “yasa benim” demekle gerçekleştirilebilir bir iştir. HHH “Başardıkları” işlerin çok öğretici bir özetini dün Cumhuriyet’te Emre Kongar yaptı. Özelleştirmeler ve satılabilecek ne varsa satarak, olabildiğince borçlanarak, nüfusun ağırlıklı kesiminin taşıdığı vergi yükünü ağırlaştırarak nasıl kaynak oluşturduklarını; kaynakların yandaşlara tahsisini nasıl büyük bir ustalıkla becerdiklerini; yandaş medya yaratmak ve beslemek için nasıl salma usulü havuzlar oluşturduklarını; tahsilattan paylarına düşeni ayakkabı kutularında nasıl istiflediklerini, sıkışınca nasıl sıfırladıklarını anlattı. HHH Peki, bütün bunlar nasıl başarılabilir? Yine Kongar Hoca’nın soyutlama gücü yüksek özetinden aktaralım: “Önceden, bu düzene muhalefet edebilecek olanları, çeşitli bahanelerle içeri tıkarsın... Gezi Parkı Direnişi gibi, 17 Aralık, 25 Aralık gibi, Soma Felaketi, Torunlar İnşaat’taki işçi ölümleri gibi olayları, ‘ihanet’, ‘çete’, ‘komplo’, ‘darbe girişimi’, ‘mesleğin fıtratında var’, ‘çalışanların ihmali’ diyerek hem savuşturur hem de cezalandırırsın.” Bu bastırma girişiminin son örneklerinden birisi Çarşı’ya açılan davadır. Gezi olaylarının sorumlusu ilan edilen Beşiktaşlılar şimdi hükümeti devirmeye teşebbüsten ve müebbet hapis istemiyle yargılanacaklar. HHH Günah yükü ağırlaşıyor, içinden çıkılmaz dış politika kaosuna çare olması beklenen “stratejik derinlik” tın tın eden kabağa dönüşüyorsa, sorgu melekleri yeni kazılmış mezarın başucunda bekliyorlarsa, eleştiriye tahammülsüzlük bir işe yarar mı? Baskı her şeyi örter, sokağı eve kapatabilir mi? Yüz metre de koşsan, bak üstün başın dökülüyor; her adımda bir parçası daha sökülüyor parıltılı kılığının. Yakında çırılçıplak kalacaksın. Seni hayretle izleyen ve senin hesaplarına uymayan kitlenin içinde hızla delikanlılığa evrilen çocuk yakında “kral çıplak” diye bağıracak. “Ölmek istemiyorum” diyen işçiler bak sokağa çıktılar. Sen tuhaf torba manevralarıyla ilçe sınırlarını değiştirerek el koymaya çalıştığın rantlarla gökleri delmeye devam etsen de bak, yere çakıldı işte politikan. HHH Koş daha hızlı koş. 9 küsur saniyelik rekoru kır. “Yetki bende her şeyi yapmaya hakkım var” diye bağırarak koş. Köşeyi dön. Orada bekliyorlar seni. IŞİD bekliyor, Obama bekliyor, Cameron bekliyor, Putin bekliyor, seni can kulağı ile dinleyen Merkel bekliyor. Ama onları boş ver, asıl olana bak; sokakta bekleyen var seni. Hızla büyüyen ve öfkesi yüzüne yansımış işçiler, onların yakınları, ölen arkadaşları bekliyor. İkinci cumhuriyetçiler “öldü, kalmadı, bitti tükendi, değişti, ehlileşti” diye kandırdılar seni; hâlâ yaşayan o belalı sınıf, o inatçı köstebek de seni bekliyor. Havuz seni kurtaramaz, “Babam” diyen yazar dertlere çare olamaz. Aslında işe yaramaz ya, koşmaktan başka çaren yoktur senin, durma koş... Yüz Metre Koşucusu Kılıçdaroğlu: Sorumlu yanında ANKARA (AA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesi tarafından CHP Genel Merkezi yanında yapılan 9 Eylül Kuruluş Parkı’nın açılış törenine katıldı. Şişli’deki asansör kazasına değinen Kılıçdaroğlu, iş cinayeti sonucu 10 emekçinin yaşamını yitirdiğini belirterek “Şimdi sorumlusu kim? Her biri topu başkasına atıyor. En son Başbakan da Başbakanlık Teftiş Kurulu’na havale etmiş, ‘gidin sorumluyu bulun’ diye. Aslında sorumlu çok basit, yanı başındaki koltukta oturan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Emrinde bir sürü denetim elemanı var” diye konuştu. Herkesin asansörün bozuk olduğunu bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Şimdi büyük bir olasılıkla göreceksiniz, sorumluluğu ölenlere atacaklar. Tıpkı, bir hızlı tren macerası yaşadık biliyorsunuz. Pamukova’da kaza oldu, çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetti. Fatura sadece iki makiniste çıktı ve olay kapatıldı. Soma, hâlâ kim sorumlu belli değil. Göreceksiniz o dosya da kapatılacak. Ama bunların takipçisi olacağız, tamamının hesabını soracağız. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı” dedi. CHP’den soru önergesi Yurt Haberler Servisi Kayseri’de, bir boru fabrikasında çalışan Ahmet Yıltak, demir ve çeliğin eritildiği fırının taşların üzerine düşmesi sonucu öldü. Osmaniye’deki öğrenci yurdu inşaatında çalışan Hasan Karagöz, binanın üçüncü katından düşerek öldü. Çankırı’daki bir makarna fabrikasında çalışan Halit Karaçoban, temizlik yaptığı sırada fabrikanın kepek deposuna düşerek öldü. Muğla’nın Yatağan ilçesindeki mermer fabrikasına ait hafriyatı taşıyan Mustafa Akay’ın kullandığı kamyon, hafriyatın boşaltılması sırasında uçuruma yuvarlandı. Akay yaşamını yitirdi. 4 işçi daha öldü Basına açıklama mı yaptınız? Yurt Haberleri Servisi KESK’e bağlı sendikalar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları hükümetin torba yasaya taşeronlaşmayla ilgili yeni maddeler eklemesine tepki gösterdi. MERSİN: Özgür Çocuk Parkı’nda toplanan grup adına konuşan KESK Dönem Sözcüsü Eğitim Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, Türkiye ölen 10 işçiyi konuşurken, TBMM’de görüşülen torba yasada taşeronlaşma ve yeni iş cinayetlerinin önünün açıldığını vurguladı. İZMİT: Belediye İş merkezi önünde bir araya gelen KESK Kocaeli Şubeler Platformu üyeleri yürüyüş yaptı. ADANA: Adana Şubeler Platformu adına açıklama yapan BES Şube Başkanı Sabahat Mutluay, “AKP iktidarının başındakiler, ‘Taşeron Cumhuriyeti’ni daha da büyütmenin peşinde” dedi. MARDİN: KESK Şubeler Platformu’ndan yapılan açıklamada da “Meclis’te görüşülen bu çuval yasa tasarısı ile taşeronluk kaldırılmamakta, yaygınlaştırılmasının önü açılmaktadır” denildi. Yurtta eylem İş güvenliği zirvesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle