05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde gazetemiz adına görüşme talebinde bulunduğumuz üç adaydan ikisinden olumlu yanıt aldık. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kurmaylarından, “Bu kampanyada ilkesel olarak yazılı medyaya röportaj vermeyeceğiz” yanıtını aldık. CHP ve MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile kampanyasının EskişehirBilecik ayağında yaptığımız görüşmenin ayrıntılarını hafta içinde aktarmıştık. HDP adayı Selahattin Demirtaş ile ise Adana mitingi öncesi konuşma fırsatı bulduk. Demirtaş ile görüşmemizde öne çıkan hususlar şunlar oldu: “Anketler Başbakan’ı birinci turda kazanır gösteriyor ama son günler çok önemli. Mesela Başbakan bizi bilerek yüzde 89 gibi düşük bir oran gösteriyor. Bence yüzde 10’un üzerine çıkacağız. Erdoğan da birkaç puan düşerse yüzde 50 altında kalabilir. Seçim ikinci tura kalabilir.” GÜNCEL anlaşılır, akla yakın ve uygun bir durum değil. Üstelik Başbakan olarak bırakalım pek çok ulusal sorundaki bu içerikteki açıklamalarını bir yana; örneğin oğluna dek uzanan suçlamalara karşı yapması gereken açıklamalardan; simit satarken, 12 yılda bugünkü zenginliğine nasıl ulaştığını belgeleyecek bilgilerden de vazgeçtik. O tertemiz, alnı ak. Her alanda tabii kendi dışında suçluların inlerine kadar da girdi. Bir de örgüt yarattı; Pensilvanya. İşte devleti bu örgüt ele geçirme, benim gibi gelmiş geçmiş en büyük başbakanı bile milletten koparmak için darbe peşine düştü, diye nereye varacağı bilinmeyen bir yolda, binlerce polis ve savcıdan sonra.. şimdi de hâkimleri yerlerinden derdest etmeye hazırlanıyor. HHH Hiç kimse üzerinde durmuyor. Pekâlâ savcı Zekeriya Öz, İstanbul’da Ergenekon davası soruşturmasını yürüten baş sorumlu iken el bebek gül bebek... Şimdi kendisi hakkında sindiremeyeceği bir iki söz etti diye neden tu kaka? Şu bu değil, tek nedenle. Vay efendim, bir savcı bu memleketin Başbakanı hakkında böyle ileri geri nasıl konuşabiliyor? Adamın aklı almıyor ve soruyor: Kim oluyor bu savcı be? Üstelik Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu, nasıl oluyor da Başbakan hakkında böyle konuşan savcı için gerekli soruşturmanın açılması kararı vermiyor? Ya, kim bu hâkimler? Hâlâ Başbakan’ın kafasına koşut, onun düşünce ve isteklerine uygun değil de Pensilvanya paralelinde karar veriyorlarmış. Hain bunlar, hain! HHH Öyle mi? Öyleyse; HSYK Yasası’nın bağımsız yargı erki gereği savcı ve hâkimlerin atamalarından cezalandırılmalarına dek her türlü doğru dürüst karar vermelerini engelleyecek, ancak efendimizi tatmin edecek bir kuruma dönüştüreceğini hiç çekinmeden ilan ediyor. HHH Bir de kendisine diktatör sıfatını layık görenlerin söylemlerine alınganlık gösterip saldırmıyor mu, baştan aşağı kara mizah konusu. Tabii cesaret edemezler ya; şu kadar TV kanalından birisi, Şarlo namıyla ünlü Charlie Chaplin adlı sanatçının, daha Hitler’in dünyayı titrettiği dönemde oynadığı “Diktatör” filmini halkımıza izletebilse. O filmde bir sahne var: Şarlo’nun diktatöre benzer bıyık ve giysileriyle üzerinde beş kıta dünya haritası resmedilmiş bir büyük balonu, bir ayağından öteki ayağına vurarak oynadığı sahne yok mu, son dönem ülkemizde siyasal yaşadıklarımızla, yaşatanları çağrıştırıyor. Türkiye’yi avucunun içinde gören, ben ne dersem o diye kimsenin, çevresinin bile artık yadsıyamadığı tek adamı yansıtıyor. HHH Paralel yapının işadamlarından haraç aldığını söyleyen Başbakan, “İşadamları bu konuda konuşmuyor. Konuşsana be!” diyor. Ey muhterem; oğlunuzun vakfına hâlâ adı sanı bilinmeyen, rüşveti örten namıyla bağış diye verenlerin kimler olduğunu sen niye açıklamıyorsun? Yüreğin elveriyorsa, açıklasana! HHH Ortada alçakça ihanet var diyor. Kimler? Bu ülkenin yüzde 5556 oyu ile ulusal görev yapan muhalefet partileri. Muhalefete, kendisinin uzun süre iç içe yaşadığı, her icraatına ortak ettiği Pensilvanya çetesinin uşakları diye saldırıyor. Yahu bu kim, TC Cumhurbaşkanlığı kim?.. ‘İşadamları AKP’ye Bağış Kuyruğunda’ hiç adil olmadı. Başbakan devletin tüm olanaklarını sonuna kadar kullandı. Tüm direkler, billboard’lar onun emrinde. Uçak, helikopter, makam aracı, hepsini kullanıyor. Bana Adana’ya girişimde otele kadar yolu açacak eskort vermediler. Gerekçesi ‘Seçim yasakları’ imiş... ve ‘Başbakan’ın kampanya hesabına para yatırsanız iyi olur’ diyorlar. Yani valiler de Erdoğan’ın kampanyasına çalışıyor. Bu talimatı alan işadamı da eşi, dostu, yakını, çalıştırdıkları kim var, kim yok onların listesini çıkarıp onlar adına bağış yaptırıyor.” sadece bu kampanyada değil yerel seçimde de, öncesinde de konuştum. Seçilirse de üstüne gitmeye devam edeceğiz. Fezlekelerle ilgili soruşturma komisyonu kurulamadı. İşlemiyor. 4 bakanının yanı sıra Başbakan, çocukları, yakınları kim varsa ya aklanacak ya da ceza alacaklar. Cumhurbaşkanı da olsa, bunun olması lazım. Soruşturma zamanaşımına uğramaz. Gerekirse görev süresi bittiğinde yapılır. Hatta bunlar ‘Cumhurbaşkanı seçilmeden işlediği iddia edilen suçlar’ olduğu için buna dayanarak şimdi de soruşturma yürütülebilir. Ancak başbakanken bunu soramayan bir savcı, cumhurbaşkanı olunca sorabilecek mi? Asıl mesele orası.” Erdoğan’a destek açıklaması falan çıkmadı. Bu söylenenlerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Kendisi şunu önemsiyor. ‘Tüm ezilen kesimler eğer iktidar karşısında iyi bir oy alırsa bu Türkiye’deki barış sürecini güçlendirir’ diye düşünüyor. Haklı olduğu bizim adaylığımıza verilen destekle daha da görünür oldu. Hükümetten gelen vaatler, Kürt seçmene seçim öncesi dağıtılan mavi boncuktan başka bir şey değil.” DP kalıcı bir cephe olacak H Anketler yanılabilir şadamları bağış kuyruğunda “Tabii Başbakan’da para da çok. Harca harca bitmez. Zaten işadamları kuyruğa girmiş. Her biri Başbakan’a yardım yapıp dekontunu AKP il teşkilatlarına veriyor. Sadece resmi bağış da değil. Çünkü bir kişi resmi olarak 9 bin lira yatırabiliyor. Ama tanıdıkları aracılığıyla 9’ar 9’ar toplam 100, 200 hatta 500 bin lira yatıran işadamları var.” “İşadamlarının bize anlattığı şu: Bazı valiler işadamlarını çağırıyor İ ekontlar vali veya AKP teşkilatlarına “Sonra bu işadamı bir şekilde para yatırdığını gösteren dekontu o valiye ya da AKP’nin o ildeki teşkilatına gönderiyor. Böyle yapıyor ki ‘Biz yatırdık efendim bilginiz olsun. Sonra karşılığını bekleriz’ demeye getiriyor. Bize de küçük çocuklar kumbaralarla bozuk paralarını getiriyorlar. Ama bu ona gidenden çok daha kıymetli bir yardım.” D ezhepçilikten oy devşiriyor “Başbakan’ın ‘Affedersiniz Ermeni’ sözü utanç vericidir. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyorum diyen bir adam, iş kendinden olmayana gelince rahatlıkla aşağılayıcı kavram kullanabiliyor. Ben böyle bir şey söylesem benim tabanım beni bir dakika bile tutmamalı bu partinin başında. Ama bu tür söylemler maalesef siyasette para ediyor. Kendisi tabanını konsolide etmek ve oy devşirmek için bunu yapıyor. Ama aynı zamanda dünya görüşü de böyle. Kendi mezhebi ve etnisitesi dışında hiçbir inancın, etnisitenin değerli olduğunu düşünmüyor.” M Talimat valilerden verecek Seçilse de hesap “Yolsuzluk meselesini ben calan ‘Erdoğan’ demedi “Abdullah Öcalan’ın avukatıyla yaptığı son görüşmede Ö “HDP’nin kendi adayını çıkarmasının Cumhurbaşkanlığı seçiminin ötesinde de anlamı olacak. Hepimiz bu birlik ruhunu özlemiştik. Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, demokrasi ve özgürlüğe ihtiyacı olanların bir arada durmasını sağladık. İlk kez böyle bir yapı ortaya çıktı. Seçim için geçici ortaya çıkmış bir durum değil bu. Sonuna kadar bu çizgiyi sürdüreceğiz. Bünyemize farklı kesimleri katarak devam edeceğiz. 2015 seçimlerine geniş bir cephe anlayışı içinde gideceğiz. HDP tek adam yönetimine direnişin en önemli hattı olacak.” KP ve CHP’lilere kapımız açık “AKP içindeki Kürt kökenli isimlerden Dengir Mir Mehmet Fırat’ın yaptığı açıklamaları ve bize verdiği desteği çok saygın buluyoruz. Geçmişte de AKP içinde yanlış gördüğüne yanlış demişti. Bugün de ilkelerin yanında duruyor. Önümüzdeki dönemde bizim HDP’yi genişletme çalışmalarımız olacak. AKP’de, CHP’de ve Meclis dışındaki kesimlerde bir hareketlenme olabilir. Kapılarımız açık bir şekilde bekliyoruz. Artık merkezin sosyal demokrat kitle hareketi, muhalefet hareketi, demokratik İslami kesimlerin muhalefet hareketi HDP olacaktır.” A ‘Kürtler IŞİD’e karşı birleşti’ Selahattin Demirtaş ile iç politikanın yanı sıra, sınırımızın hemen dışında yaşanan kritik çatışmaları da konuştuk. IŞİD’in Irak’ta Kürtlerin yaşadığı bölgeye dayanması üzerine Irak, Suriye, İran ve Türkiye’den Kürtler IŞİD’e karşı savaşta birleşti. Demirtaş bu gözlemimizi doğrulayarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Ben yakın tarihte, Kürtler arasında böyle bir güç birliği yapıldığını hatırlamıyorum. Suriye’den PYD var. İran’dan da bazı peşmerge güçleri gelmiş. Şengal (Sincar) biliyorsunuz Ezidilerin inanç merkezi. Onlar en eski Kürt kavimleri. Oraya saldırıp ele geçirmek demek, Kürt tarihi ve birikimlerinin yok edilmesi anlamına gelir. Kürtler bu meselede çok hassastır. Tüm grupların ortak refleksle savunmaya geçmesi bundan kaynaklanıyor. Bunun devamı da gelecektir. Kürt ulusal birliğinin giderek ortak askeri konseye dönüşmesi ihtimal dahilindedir.” Demirtaş’ın bahsettiği askeri birliktelik siyasi bir birlikteliğe dönüşebilir mi? Bu konudaki değerlendirmesi şöyle: “Özellikle Suriye’de yaşayan Kürtler, Irak Kürdistan Bölgesi’nin geleceğinin kaderinin belirlenmesi açısından birlikte hareket edebilirler. Ancak bence bunun Türkiye’ye yansıması olmaz. Türkiye’deki Kürtler, ayrılmaktan yana değil, birlikte yaşamdan yana tercih koydular. Siyasi yansıması bugünkü gibi olur.” Türkiye’deki Kürtler ayrılmaz dana’da polis eskortu vermediler Seçim kampanyası hiç ama A ÇYDD Genel Başkanı Çelikel, Hakkâri’de yaptırdıkları yatılı ilköğretim bölge okulunun bir kısmının MEB kararıyla İHL’ye dönüştürülmesine tepki gösterdi ‘Zorunlu din eğitimi projesinin bir parçası’ İstanbul Haber Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, Hakkâri’de bulunan Çağdaş Yaşam Kız Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun bir kısmının MEB kararıyla Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne (İHL) dönüştürülmesine tepki gösterdi. Çelikel bu durumun Türkiye’nin ilk ve orta öğretimini tamamen imam hatibe dönüştürme projesinin yeni bir örneği Prof. Dr. Aysel Çelikel: ÇYDD’ye olduğunu savundu. Çelikel, derneğin 2004 yılından bu yana daha önce de yapıldı. her türlü desteği verdiği ve 500 kız öğrencisini okuttuğu Hakkâri Çağdaş Yaşam Kız Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun, MEB ile ÇYDD arasında yapılan anlaşma gereği klasik eğitim vermek üzere inşa edildiğini anlattı. Çelikel, inşaat bittikten sonra bakanlığa verilen okulun tahsil türünün ve adının değiştirilerek dini eğitim veren İHL’ye dönüştürülmesini endişe ve üzüntü verici bulduklarını söyledi. Bu kararı kesinlikle onaylamadıklarını ifade eden Çelikel, “Bu ÇYDD’nin diğer okul ve pansiyonlarında da uygulandı. 2013 yılında ÇYDD’nin ‘Baba Beni Okulu Gönder’ kampanyası kapsamında Trabzon’da yaptırdığı 100 kişilik öğrenci yurdu daha açılmadan İHL kız öğrenci yurduna çevrildi” diye konuştu. Anadolu liselerini sınavla kazanamayan öğrencilerin otomatik olarak İHL’ye yönlendirilmesi projesinin zorunlu bir din eğitimi anlamına geldiğini vurgulayan Çelikel, Milli Eğitim Bakanı’nın hukuka uygun, toplum ve kültür yararına bir karar vermesini beklediklerini kaydetti. Baştarafı 1. Sayfada “Devletin araçları AKP mitinglerinde kullanılıyorSuçüstü yakalandı” ve aynı gazetenin 10. Sayfasında “Devlet AKP’ye çalışıyor” başlıklı haberde haksız iddialar yer aldığından Valiliğimizce tekzip etme zorunluluğu duyulmuştur. Başbakanlık Makamının düzenlemiş olduğu program gereği 10.03.2014 günü Başbakanın mitinginin yanı sıra İl Valiliğini ziyareti programda yer almıştır. Diğer parti liderlerinde olduğu gibi sayın Başbakanımızın İlimizi ziyareti ve yaptıkları mitingde halkın güvenliğini sağlamak Valiliğimizin görevidir. Başbakanın İlimizi ziyaret programı kapsamında alınan güvenlik tedbirleri çerçevesinde ilçelerde ve çevre illerden görevlendirilen emniyet görevlileri, Başbakanlık korumaları ile il dışından gelen Başbakanlık Özel Harekat Polisleri de il merkezinde görev almıştır. Güvenliğin tesisi için söz konusu personellerin taşınması amacıyla; kurumlara yazılan 7 Mart 2014 Gün ve 1281 sayılı yazı ile “Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOGAN’ın 10.03.2014 DÜZELTME VE CEVAP METNİDİR Pazartesi günü İlimize yapacağı ziyaret programı kapsamında güvenlik hizmetlerinde kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan ekli listede marka ve plakaları belirtilen araçların şoförleri ile birlikte 07.03.2014 Cuma günü saat 14:00’de Valilik Tören alanında hazır bulundurulması hususunda; Gereğini rica ederim.” İbaresi yer almıştır. Ayrıca söz konusu haberde kaynak gösterilen Muş İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıda da bu araçlara sivil plaka tahsil edilmesi talep edilmiştir. Güvenlik hizmetlerinde kullanılmak üzere tahsis edilen araçlar Valiliğimiz tören alanında bekletilmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere tahsis edilen araçlar tamamen güvenlik hizmetleri için talep edilmiştir. Haberde yer alan, bu araçların mitingde kullanıldığı iddiası asılsızdır. Bilindiği üzere; Yüksek Seçim Kurulunun 554 sayılı kararında belirtilen seçim propaganda serbestliğinin başlangıç tarihi olan 20 Mart 2014 tarihinden itibaren oy verme gününü takip eden güne kadar olan süre içinde Başbakanın ya da diğer siyası parti temsilcilerinin İlimize yapacağı ziyaret ve törenlerde resmi araçların kullanılması mümkün değildir. Öte yandan Başbakanın İlimize yaptığı ziyaret 10 Mart 2014 günü (Yüksek Seçim Kurulunun 554 sayılı kararında belirtilen seçim propaganda serbestliğinin başlangıç tarihi olan 20 Mart 2014 tarihinden önce) hava yolu ile gerçekleşmiş olup, Başbakan ve beraberindekiler Başbakanlık resmi otobüsü ve parti otobüsünü kullanmışlardır. Resmi araçların kullanılması söz konusu değildir. Valiliğimiz hakkında yapılan mesnetsiz, haksız, gerçek dışı iddialardan ibaret olan söz konusu haberin düzeltilmesi; habercilikte temel prensip olan kamu yararının sağlanmasına yardımcı olacaktır. Vedat BÜYÜKERSOY Muş Valisi Vekili Av. Abdullah Özmen İŞTE YALANLANAN HABERİN BELGELERİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 10 Mart’ta Muş’ta gerçekleştirilen miting öncesinde Vali Vedat Büyükersoy imzasıyla Muş İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan resmi yazıda şu ifadeler kullanılmıştı: “Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 10.03.2014 tarihinde ilimize yapacağı ziyaret programı kapsamında kullanılmak üzere resmi plakalı olan araçlara sivil plaka tahsis edilmek üzere, ekli listedeki araçlar müdürlüğümüze tahsisi yapılmıştır. Bu itibarla, sivil plaka tahsislerinin yapılarak valiliğimize bilgi verilmesi konusunda gereğini rica ederim.” Vali Büyükersoy, bu yazısına toplam 20 adet aracın, bağlı bulundukları kurumları, araçların modellerini ekleyerek gereğinin yapılmasını istemişti. Valinin yazdığı yazılara ulaşan Cumhuriyet, kamuya ait araçların resmi plakalarının, özel plakalarla değiştirilerek kullanılmak istendiğini haberleştirmişti. Haberde, valinin talimatıyla il milli eğitim müdürlüğünden, özel idare ve devlet hastanesine her kurumdan minibüs, otomobil ve kamyonetlerin alındığı ifade edilmişti. Valiliğin haberimizle ilgili tekzibi ve resmi belgeleri okurlarımızın yorumuna sunuyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle