05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ 4 HABERLER Bütün Zenciler Siyah Değildir Cumhuriyet’in dünkü manşetinde, ülkemizde, Musevi cemaatine, işyerlerine ve sinagoglara yönelik tacizler dile getirilmekteydi. Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in bildirdiğine göre Musevi yurttaşlarımız panik içinde. Cemaatin önde gelenleri, Utku’ya dert yanıyorlar: İsrail’in öldürdüklerinin hesabı bizden soruluyor. Yabancı düşmanlığı ve onun da ötesinde antisemitizm dalgası tırmanmakta. Panik içindeyiz, antisemitik dalgaya karşı hükümetin net duruşunu görmüyoruz. Gerçekten de Tayyip Erdoğan İsrail Filistin çatışmasını, din temelli bir savaş olarak görme eğiliminde olan tabanındaki bu yanlış algıyı düzeltmek, kamuoyunu yatıştırmak bir yana, söylemleriyle Yahudi karşıtı havayı daha da kışkırtıyor. Sürekli vurgulamaya çalıştığım gibi tehlike büyüktür ve Tayyip Bey, Filistin davasını sandık hesabına çerez ettiği politikası uğruna Yahudi azınlığı gözden çıkarmış görünmektedir. İsrail’in politikasını bir yandan böylesine lafta kınarken, öte yandan kaçak Irak petrolünü gizlice İsrail’e satma tezgâhı içinde olan Tayyip Bey’in ötekileştirdiği Yahudilere karşı, kör cahil ve bağnaz kitlelerin kışkırtmalar sonucunda denetim altına alınamayan tepkilerinin, meydana getireceği yıkımın telafisi mümkün olamayacak vahim olaylara yol açmasından korkulur. HHH Bu gibi olasılıklar karşısında, ülkeyi yönetenlerin uyanık ve hazırlıklı olmaları, yatıştırıcı konuşmalar ve jestler yapmaları beklenirken, Tayyip tam tersi yolu tutmakta, herkesi ötekileştiren, suçlayan tutumuyla Yahudileri tepkilerin hedefi haline sokmaktadır. Burada, bir yanlış anlamayı hemen gidermek isterim. Aslında sadece Yahudilere yönelik bir ayrımcılık, ötekileştirme, hedef gösterme söz konusu değildir. Tayyip Yönetimi, kendisinden olmayan herkesi ötekileştirmekte, kötülüğün, günahın simgesi, felaketin sorumlusu olarak göstermekte, ırk, dil, din, etnik köken ayrımı yapmaksızın herkesi topun ağzına koymaktadır. Bir gün Aleviler, bir gün Şia, bir gün laikler, bir gün Zazalar, bir gün Kürtler, bir gün Ermeniler, bir gün Rumlar, ötekileştirmenin, aşağılanmanın hedefi olabilmektedir. Her canlının ölümü mutlaka tatması gibi Tayyipland’da da herkes bir gün mutlaka ötekileştirmenin, aşağılanmanın hedefi haline gelecektir. Sakın kimse “neyse bu furyada biz kurtulduk” demesin! Herkes beklesin, sıranın kendisine geldiğini görecektir. Hatta, zaman zaman ondan yana tavır almış olmak da bir anlam ifade etmemekte ve ötekileştirmekten kurtulmayı sağlamaya yetmemektedir. HHH Bu durumda Martin Niemöller’in yanlışına düşmemek gerek. Bu durumda kimse, bana ne ben Yahudi değilim diyerek, kulağının üzerine yatmamalıdır. Böyle bir davranış, her şeyden önce demokrasiye aykırıdır. Ama aynı zamanda akla da terstir. Hrant Dink’in cenazesinde “Hepimiz Ermeniyiz” diyenler şu gerçeği anlatmaya çalışıyorlardı: Eğer bir toplumda birisi etnik kökeni veya düşünceleri dolayısıyla cinayete kurban gidiyorsa, başkaları da aynı akıbete uğramaya mahkumdur. Nitekim ondan sonra da siyasi cinayetler, Ermeni, Türk, Kürt, Alevi, Sünni ayrımı olmaksızın sürdü. Ayrımcılığın olduğu toplumda, yalnız o ayrımcılığın o günkü öznesi değil, ama ötekileştirilme durumunda olabilecek olan herkes tehlikededir. Onun için; o gün hedef tahtasında Ermeniler duruyorsa herkes potansiyel Ermeni, Yahudiler duruyorsa herkes potansiyel Yahudidir. Hatta zaman zaman, Yahudi düşmanlığında yarış halinde olanlar bile günün birinde Yahudilerle aynı ötekileştirmeye, aynı suçlamaya maruz kalıp, aynı kaderi paylaşabilirler. Bu Hitler rejiminde de böyleydi, Tayyip rejiminde de böyledir. “Ben Yahudi değilim, bana ne?” demeyin! Ondan olmadığınız, onun işine gelmediğiniz sürece, kim olursanız olun siz de tehlikedesiniz! Unutmayalım, bütün zenciler siyah değildir! ‘Kaynaklar eşit değil’ Seçimi gözlemleyecek olan AKPM heyeti başkanı Pi, ‘Bağışlar için 9 bin liralık sınır var ama siyasi partilere kısıtlama yok. Partilerin adaylara desteği sınırsız olmamalıydı’ dedi DUYGU GÜVENÇ ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’yi gözlemlemek üzere gelen Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Heyeti Başkanı Meritxell Mateu Pi, kişisel bağışlara sınırlama getirilmesinin doğru olduğunu ancak siyasi partilerin adaylara verdiği desteğe sınırlama getirilmemesini eleştirdi ve “Partilerin yardımının bir sınırı yok” dedi. Türkiye’de seçimleri izleyecek olan AGİTAKPM ve AGİTPA heyetleri dün koordinasyon için son toplantısını yaptı ve Türkiye’nin dört bir yanına seçimleri gözlemlemek üzere yola çıktı. Son toplantının ardından Cumhuriyet’e konuşan heyet başkanı Pi, seçimin Türkiye için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtirken seçimler öncesi gördüğü eksiklikleri şöyle anlattı: “Sanırım Başbakanınız cumhurbaşkanı olacak. Ancak bu seçimlerden önce medyaya ulaşım konusunda Erdoğan ile diğer adaylar arasında orantısızlık mevcut. İnsanlar, seçim kabinlerinde özgür olacaklar. Fakat bilgiye ulaşmak da oldukça önemli. Ki bu bizim için çok açık değildi. Mesela, kampanyaların finansmanı ve aynı zamanda oyların nasıl sayıldığı...” Partilerin katkılarına bir sınır olmalı. Genelde Avrupa’daki ülkelerde bir siyasi partinin kampanya için yapacağı harcama konusunda da limit olur. Türkiye’de yok. Sınır olmayınca da bu harcamaları nasıl kontrol edebilirsiniz ki? Çünkü en zengin parti AKP.” AKPM heyetinin, 5 siyasi partinin oy dağılımına göre belirlendiğini ve Türkiye’nin davetiyle geldiklerini belirten Pi, “Yasa Başbakan olan adayın kullanabileceği olanaklar hakkında daha net olmalı. Başbakan olarak kampanya yapabilir diyor. Fransa’da da böyle, İspanya’da da böyle; istifa etmenize gerek yok. Ama daha açık ve şeffaf olmak için bunları yasayla düzenlemeniz lazım” dedi. Pi, YSK ve RTÜK ile görüştüklerini, TRT ile görüşme taleplerinin ise karşılanmadığını anımsatarak hem TRT’yi eleştirdi, hem de Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığını vurguladı. ‘Avrupa’da sınırlı’ Pi, seçimin adil olup olmayacağını görmek için seçim gününü de görmek zorunda olduklarını belirterek şunları dile getirdi: “Adayların kaynakları eşit değil, çok farklılar. Şu an gözlemlediğimiz şey bu. Bir diğer gördüğümüz konu da siyasi partilerin kampanya finansmanlarıyla ilgili sınırlarının çizilmemiş olması. Bağışlar için 9 binlik üst bir limit var ama siyasi partilere kısıtlama yok. Bağışlar takip ediliyor ancak siyasi partilerin yaptıkları bağışlar takip edilemiyor. Bu konuda bir sorun var. Erdoğan’ın bağışları ilan etmemesi problem değil, asıl problem kampanyanın genel miktarı. TRT gelmedi 4 Devlet etkinliğiyle propaganda ayrımı yapılmalı 4 Seçim yasalarındaki uyumsuzluk giderilmeli ANKARA Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaptığı gözlemlere dayanarak hazırlayacağı final raporunda; devlet etkinliği kapsamında gerçekleştirilen toplantı ve organizasyonların seçim propagandasından, “kesin olarak ayrılması gerektiği” vurgulanacak. AGİT’in raporunda Cumhurbaşkanı Seçim Yasası ile Seçim Yasası’nda “propaganda sürecinin başlama tarihinde yaşanan uyumsuzluğun” temmuz ayında yapılan tüm propagandaları yasal anlamda sıkıntılı hale getirdiği gerekçesiyle düzeltilmesi yönünde öneri sunulacak. AGİT’in, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili Türkiye’deki gözlem heyetinin kamuoyuna açıkladığı ara raporda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katıldığı devlet etkinliklerini seçim mitingine dönüştürerek propaganda yaptığı eleştirisi yer almıştı. Edinilen bilgiye göre, AGİT’in seçimden 2 ila 8 hafta sonra açıklaması planlanan final raporunda bu tespitle ilgili daha detaylı bilgiler ve Türkiye’deki seçim sistemiyle ilgili öneriler bulunacak. Raporda yer alacak bütün tespitler doğrudan heyet temsilcilerinin yaptığı gözlemlere dayanacak. AGİT raporunda seçim sürecinde yapılan TV yayınları ise ayrıntılı bir şekilde yer alacak. AGİT heyetinde yer alan 6 kişinin 24 saat TV yayınlarını takip ettiği, adayların yayınlarda ne kadar süreyle yer aldığı ve yayınların yanlı olup olmadığı yönünde tespitler bulunacak. AGİT heyeti cumhurbaşkanı seçiminin birinci turundan sonra 11 Ağustos’ta Ankara’da seçim süreciyle ilgili bazı değerlendirmelerin yapılacağı basın toplantısı düzenleyecek. Eylül ayında açıklanması beklenen AGİT heyetinin final raporunda Türkiye’deki seçim süreciyle ilgili öneriler yer alacak. AGİT’in final raporunda açıklayacağı önerilerin Türkiye açısından herhangi bir bağlayıcılığı bulunmazken, AGİT’e üye ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin bu önerileri dikkate alması gerektiği ifade ediliyor. AGİT heyetinin final raporunda Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yapılan devlet etkinlikleri ve organi AGİT raporunda iki önemli uyarı MAHMUT LICALI zasyonları ile propaganda etkinliklerinin birbirinden kesin bir şekilde ayrılması gerektiği önerisi yapılacak. Final raporunda Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası ile Seçim Yasası’nda propaganda sürecinin başlama tarihi konusundaki karışıklığa dikkat çekilecek. Buna göre Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası’nda aday listelerinin kesinleştiği gün olan 11 Temmuz’da başlayan sürecin Seçim Yasası’na göre de 31 Temmuz’da başladığı, bu durumun karışıklığa neden olduğu belirtilecek. Propaganda sürecinin başlangıç tarihinde yaşanan “bu belirsizliğin temmuz ayında yapılan bütün propagandaların yasal zeminden yoksun olmasına sebebiyet verdiği” ifade edilecek. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN AKP’li başkanın ‘padişah Erdoğan’ hayali ‘Abdülhamit’in doğuşu olacak’ Erdoğan’a yapılacak bağış için TOMA’lı güvenlik AKP Van İl Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı seçimine 2 gün kala dün toplu bağış kampanyası düzenledi. Partililer Beşyol mevkiinde bulunan bir bankanın şubesinde cumhurbaşkanı adayı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hesabına para yatırdı. AKP İl Başkanı Zahir Soğanda ve Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe’nin de aralarında bulunduğu AKP’liler için geniş güvenlik önlemleri alındı. TOMA ve çevik kuvvet ekipleri AKP’liler için bankanın çevresinde güvenlik çemberi oluşturdu. İşlem yapmak için bankaya giden yurttaşlar ise güvenlik önlemleri gerekçe gösterilerek içeri alınmadı. Ancak yurttaşların tepkileri üzerine polis, bir süre sonra bankaya girmek isteyen yurttaşları küçük gruplar halinde içeri aldı. (Fotoğraf: YUSUF ZİYA CANSEVER) ticileri olarak teşkilatımızın Cumhurbaşkanı adayıESKİŞEHİR mızın sonuna kaEskişehir’in AKP’li dar destekçisiyiz. Mihalgazi BelediBu ülkeyi seviyoye Başkanı Zeynep ruz, gerginliklerAkgün, “Recep den ve kısır çekişTayyip Erdoğan’ın melerden ziyade Cumhurbaşkanı ülkemize hizmet seçilmesi ile 2. Abiçin enerji harcadülhamit Han’ın yemak istiyoruz. Bu niden doğuşunu Zeynep Akgün sebeple tüm halhep birlikte görekımızı ve gurbetceğiz” dedi. çi seçmenlerimizi iradeleriAKP Eskişehir İl Başkanlınin yansıması için sandıkğı, Cumhurbaşkanlığı seçimta görmek istiyoruz. Recep lerinde Başbakan Erdoğan’a Tayyip Erdoğan’ın Cumhuroy istemek için dün bir babaşkanı seçilmesi ile 2. Absın toplantısı düzenledi. AKP dülhamit Han’ın yeniden Eskişehir İl Başkanı Dündar doğuşunu hep birlikte göÜnlü, Odunpazarı İlçe Başreceğiz” diye konuştu. kanı Volkan Doğan, TepeAkgün, mazbatasını albaşı İlçe Başkanı Ertuğrul maya yöresel kıyafetiyle gitDindar ve ilçe başkanlarımiş ve böylece kamuoyunnın bulunduğu toplantıda koca şalvarlı başkan olarak tanuşan Başkan Akgün, “Biznınmıştı. ler Eskişehir’in yerel yöneCAN HACIOĞLU TV yayınlarına takip [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle