05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 Petrol söz konusu olunca işler hızlandı MUSTAFA K. ERDEMOL “ABD’li personele yönelik bir tehlike olursa vururuz” demesinin üzerinden henüz 24 saat geçmemişti ki, ABD Başkanı Barack Obama, ülkesinin hava kuvvetlerine IŞİD’i bombalama emrini verdi. Irak’ın birliğini sağlama konusunda uzun zamandır gayret gösteren Nuri el Maliki’nin ABD’ye itirazlarını, bölgedeki petrolün merkezi hükümetin izni dışında satılması girişiminde bulunmasından ötürü Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile en büyük destekçisi Türkiye’ye takındığı sert tutumu frenleyecek oluşumlardan biriydi IŞİD, unutmamak lazım. Beşşar Esad’ın Suriye’de yok edemese de geriletmeyi başardığı IŞİD’in Irak’ın kuzeyinde başarılı (!) olmasında ABD, Barzani ve Türkiye’nin Maliki’ye ders verme niyetlerinin de etkisi var. IŞİD tehlikesi baş gösterdiğinde Maliki’nin Kürt peşmergelerini yardıma çağırmasının Barzani tarafından önceleri dikkate alınmadığı biliniyor. Eğer Irak güçlerine IŞİD karşısında bir destek verilecekse bu en azından merkezi hükümetin, KBY’nin petrol ihracına ses çıkarmaması şartına bağlı olacaktı. Türkiye’nin de Barzani’nin de, her ikisine sesini çıkarmayan ABD’nin de Maliki’ye verilecek ders konusunda IŞİD’e göz yumduklarını artık bilmeyen yok. Ama gücün tadını alan her iktidar odağı gibi IŞİD de durmadı tabii. Kerkük’te, Başi’de petrol sahalarına çok yakın yerleri ele geçirdi. Hesabı bozan, Barzani’yi de Türkiye’yi de IŞİD’in tehlikeli olduğuna inandıran bu oldu. ABD uçaklarının bombaladığı yerlerin Kerkük ile Başi olması Maliki’nin dikkat çektiği tehlikeye ABD’nin de ikna olduğunu gösterir. Ama sadece bu değil. ABD operasyonunun, Suriye’ye yapacağını söyleyip de yapmadığı anımsanırsa bu kadar hızlı olmasının birkaç nedeni var tabii. Bunlardan birincisi soykırım endişesi. Obama ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, Irak’ta IŞİD’in potansiyel bir soykırım tehlikesi yarattığı konusunda defalarca konuştular, endişelerini belirttiler. Binlerce Ezidi, gıda ve sudan yoksun olarak halen dağlarda yaşamayı sürdürüyor. IŞİD’in ele geçirdiği Irak’ın en büyük Hıristiyan nüfus barındıran kenti Karakuş’taki Hıristiyanlara “Ya İslama dönün ya da öleceksiniz” ültimatomu endişeleri katladı. Bu, ABD’nin her benzeri operasyonda öne süreceği “insani gerekçelerden” biri sadece. Asıl neden, ülkedeki ABD çıkarları. Hammadde ve petrol bölgelerinin Amerikan şirketleri açısından tehlikeye düşmesine ABD’nin izin vermesi beklenemezdi. Irak’taki Amerikalıların da operasyon kararında etkisi var. Obama “Irak’taki vatandaşlarımızı korumak için ne gerekiyorsa yapacağız” demiş, ayrıca “Müttefiklerimiz tehlikeye düştüğünde onları destekleyeceğiz” diye de eklemişti. ABD’nin Irak’ta hâlâ çoğu Irak ve Kürt askeri yetkililerine danışmanlık yapan yüzlerce askeri personeli var. Bunların bir bölümü Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları içinde bulunan ve tüm ülkenin en istikrarlı kenti olarak gösterilen başkenti Erbil’de. Burada ABD konsoloslukları da bulunuyor. IŞİD’in Erbil”e yaklaşması da bu nedenle tehlikeli görüldü. Obama’nın saldırıya geçmesinin üçüncü nedeni, askeri eylemle çözüleceğini düşündüğü Irak’ta hep siyasal çözümü istemesi. Kürdistan yönetimi ABD’den IŞİD’e karşı savaşlarında desteğini istemişti ama Obama’nın Irak’ta bir askeri operasyona gönüllü olmadığı biliniyordu. Ancak bu tutumu ABD’deki Cumhuriyetçi senatörlerin sert eleştirilerine yol açmış, ABD’nin sessizliği “IŞİD’in zafer kazanması” olarak değerlendirilmişti. Şimdi bu eleştiriler ortadan kalkmış oldu. Obama’nın Irak’ta Sünnileri daha çok kapsayan bir yönetim istediği de biliniyor. Böylelikle ülkedeki Sünnilerin IŞİD’e yönelmesinin de önü kesilecekti. Ama bu Irak’ta şu ana kadar mümkün olmadı. O nedenle artık IŞİD’in askeri olarak durdurulması gündeme girmiş oldu. Barack Obama, Irak’a müdahale kararı veren dördüncü ABD Başka Her operasyonda olduğu gibi ‘insani gerekçeleri’ öne süren ABD, petrol bölgelerindeki riskleri de göz ardı etmedi Eleştiriler bitecek nı. 1990’da George Bush’un, aslında kendilerinin özendirmesiyle Kuveyt’i işgal eden Irak’a, uluslararası diğer güçlerin de katılımıyla yaptığı operasyonun ardından, 1993 yılında bu kez Bill Clinton döneminde Irak’a füze saldırısı gerçekleştirildi. 2003’te de George W. Bush İngiltere ile birlikte yeniden Irak’a girdi. O günden beri de Irak’ta zaman zaman çekileceği söylense de ciddi bir Amerikan gücü var. ABD’nin Irak’a ilgisi “Saddam Hüseyin”le başlamadı. Dwight David Eisenhower’in döneminde ABD, Iraklı lider Abdül Kerim Kasım’a karşı başarısız bir suikast girişiminde bulundu. Richard Nixon Irak’taki Kürt ayaklanmasını destekledi. İran sınırlarını kapattığı için bir Kürt katliamı yaşandı. Katliamdan kaçan Kürtler ABD tarafından mülteci olarak kabul edilmedi. Yine Clinton döneminde 1998’de ABD ile İngiltere, Irak’ın kimyasal silah ürettiğini iddia ettikleri tesislere saldırı düzenlediler. Barack Obama, işte bu askerileştirilmiş ABD dış politikasının Irak’taki en son uygulayıcısı oldu. Hep ilgilendiler Yüzlerca ABD’li var Neden bu kadar hızlı? Obama 4. başkan l Batman’a sığınan Ezidiler IŞİD zulmünü anlattı ‘Kızlarımız için kaçtık’ CİVAN DEĞER BATMAN IŞİD’in Irak’ın ortalarına doğru ilerleyişi sürerken pasaportları olan Ezidiler Türkiye’deki yakınlarının yanına sığınmaya başladı. IŞİD’in Sincar (Şengal) bölgesine saldırılarının ardından Kuzey Irak’ın Duhok kentine bağlı Şahariye ve Xnike kasabalarında yaşayan 10 Ezidi aile, akrabalarının yaşadığı Batman’ın Beşiri ilçesine bağlı Kumgeçit köyüne sığındı. 80 kişiden oluşan 10 aile, pasaportu olanın kaçmayı başardığını, olmayanların ise dağlara kaçtıklarını ifade etti. Horiyet isimli kadın, “Erkeklerin çoğu orada kaldı. IŞİD, Ezidilerin katline fermanına karar vermiş. Çoğu kişinin karısını, kızını kaçırdılar. Biz de kızlarımızı kurtarmak için kaçtık. Ezidilere kimse sahip çıkmadı” dedi. Şahariye kasabasından kaçarak Kumgeçit’e sığınan Hamit isimli Ezidi de, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin daha önce Sincar’da Ezidilerin elindeki silahları topladığını hatırlatarak “Barzani daha önce Şengal’de silahları topladı. Peşmergeler Şengal’deki halktan önce kaçtı. Peşmerge kaçınca IŞİD bölgeye girdi. Onlar silahlıydı biz silahsızdık. Kendimizi savunacak gücümüz olmadığı için de kaçmak zorunda kaldık” dedi. Irak’tan kaçan Ezidileri evinde barındıran İhsan Baş, IŞİD’in Ezidilere adeta soykırım uyguladığını belirterek, şu ana kadar 3040 ailenin geldiğini anlattı. Baş, “Oradakiler çocuklarını kaçırmaya çalışıyor. Dağlarda yüzlerce, binlerce insan mahsur durumda. Sincar dağlarında yüzlerce kişi aç susuz mahsur kalmış durumda. Şu ana kadar kimse bu olaylar için sesini çıkarmadı. O insanlar orada ölüyor. Bu zulmü yapan IŞİD denilen bir örgüttür. Bu saldırılardan sonra 500 Ezidi kadını ve kızını kaçırdılar. Onları cariye olarak kullanıyorlar. Bundan büyük bir zulüm var mı?” dedi Kaçış sürüyor PYD kaynaklarına göre IŞİD saldırısı sonrasında Sincar (Şengal) bölgesinin kuzey ve batısında kalan büyük yerleşimlerde yaşayan 500 bin kişiden 300 bini kaçtı. Göç yollarındaki ve dağlardaki olumsuzluklar sonucunda en az 300 çocuk ile yaşlı, açlık ve susuzluğa dayanamayarak yaşamını yitirdi. En az 3 bine yakın kişi IŞİD tarafından katledildi, 5 bini aşkın kişi de kaçırıldı. yapıyorlar’ ‘Cariye Türkiye’ye kaçan Ezidiler için belediyeler ve yurttaşlar imkânları seferber etti Halk sahip çıktı MAHMUT ORAL SİLOPİ IŞİD’in saldırılarından kaçan Ezidiler, Şırnak’ın Silopi ilçesinde boş olan deprem konutlarına yerleştirildi. Belediyeler ve bölge halkının tüm imkânlarını seferber ettiği Ezidiler, belediyeye bağlı doktorlarca sağlık kontrolünden geçirildi. AFAD da Habur Sınır Kapısı’na yardım çadırı kurdu. IŞİD teröründen kaçan Ezidiler, Türkiye’ye sığınmaya devam ediyor. Habur Sınır Kapısı’ndaki yoğunluk geçen günlere göre azaldı. Ezidilerin bir kısmının Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi kontrolündeki güvenli bölgelere, bir kısmının da Suriye’nin Rojava bölgesine sığındığı ifade edildi. Türkiye’ye giriş yapan Ezidiler için de Habur Sınır Kapısı’nda AFAD tarafından yardım çadırı kuruldu. Ezidilerin bir kısmı Batman, Mardin, Şanlıurfa gibi bölge illerine giderken, bir kısmı da DBP’li belediyenin yardımlarıyla Şırnak’ın Silopi ilçesindeki deprem konutları olarak bilinen metruk binalara yerleştirildi. Elektrik ve su bağlantıları yapılan evlerin çevreleri temizlenerek mıcır döküldü. Binaların hemen yanına yeni gelecek aileler için büyük bir çadır da kuruldu. Silopi halkı da büyük bir misafirperverlik örneği sergileyerek katliamdan kaçan Ezidiler için yardım kampanyası başlattı. Ezidilerin geldiğini duyan ilçe halkı, battaniye, yatak, yastık, döşek ve giysi gibi gereksinimleri yetkililere ulaştırdı. Halk, Ezidilere moral vermek için küçük gruplar halinde ziyaretler de gerçekleştirmeye başladı. Cizre Belediyesi’ne bağlı Bişenk Sağlık Merkezi doktorları ise Ezidileri sağlık taramasından geçirdi. İHD heyeti, HDP Şırnak milletvekilleri Faysal Sarıyıldız ve Selma Irmak ile Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk de Silopi’de Ezidileri ziyaret etti ve eksikliklerin giderilmesi için yardım sözü verdi. Silopi’deki konutlarda Habur Sınır Kapısı’nda önceki gün Türkiye’ye girerken görüştüğümüz Hasan Hüseyin ile karşılaştık. Ailesine ve çocuklarına kavuşan Hüseyin, tedirginliğini üzerinden atmış ve çocuklarıyla bir arada olmaktan mutlu. Bundan sonra ne olacağını bilmediğini ifade eden Hüseyin, Avrupa’ya gitmek isteğini anlattı. Türkiye’ye girişine tanıklık ettiğimiz Hüseyin ile konuşurken, onunla birlikte buraya gelip Diyarbakır’a ulaşan Ali Safi’nin akıbetini merak ediyoruz. Verdiği telefondan ulaştığımızda Ankara’ya geçtiğini buradan da Avrupa’ya gitmek için girişimlerde bulunacağını ifade ediyor. Safi, bu amaçla Birleşmiş Milletler’in kurumlarının kapısını çalacağını kaydedip, her şey düzelmeden asla geri dönmeyeceğini anlatıyor. Koltuk değnekleriyle sandalye üzerinde oturan bir başka Ezidi ise yaşadığı korkuyu hâlâ üzerinden atamamış. Kendisi için kaçmanın ne kadar zor olduğunu anlatan Ahmet adlı Ezidi, kaçışının bir mucize olduğunu ifade ediyor. Silopi halkının kendilerine yardım eli uzattığını belirten Ahmet, “IŞİD bize bunları yaptı. Ama buradaki Müs Gazeteci Fırat yaşamını yitirdi Haber Merkezi Mahmur kampı çevresinde Irak Şam İslam Devleti’yle (IŞİD) Kürt güçleri arasında yaşanan şiddetli çatışmaları takip eden bağımsız gazeteci Deniz Fırat, IŞİD tarafından atılan havan topu mermisiyle yaşamını yitirdi. IŞİD ve Kürt güçleri arasında Mahmur’da yaşanan çatışmaları izleyen ve çeşitli basın kuruluşlarında yayımlayan Fırat, dün IŞİD mensuplarının attığı havan mermisi parçasının kalbine isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdi. Birçok yayın kuruluşunda haber yayımlayan Fırat, yaşamını yitirmeden birkaç saat önce İMC TV’ye bölgedeki gelişmeler hakkında bilgi vermişti. Çocuklarına kavuştu lümanlar bize elini uzattı” diyor. Bir böbreği olmadığını belirten Ziya Tarık Mamko da yaşadığı sağlık sorunlarını dile getiriyor. Dört çocuğundan sadece 2’sini getirebildiğini, geri kalanların pasaportları olmadığı için Türkiye’ye giremediklerini kaydeden Mamko, “Eşim de onlarla birlikte orada ortada kaldı. Sadece yaşadıklarını biliyorum” diyor. Bölgede toplanan yardımlar belediye araçlarıyla ihtiyacı olanlara ulaştırıldı. THY, Erbil seferlerini durdurdu İstanbul Haber Servisi THY, güvenlik nedeniyle İstanbul Erbil seferlerini durdurdu. THY Basın Müşaviri Ali Genç, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “THY’nin İstanbul Erbil seferleri güvenlik sebebiyle ikinci bir duyuruya kadar iptal edilmiştir. Yolcularımız seyahatlerinden önce uçuşlarıyla ilgili durumu thy.com veya 4440849 numaralı çağrı merkezinden öğrenebilirler” diye konuştu. Koltuk değnekleriyle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle