05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fatih Belediyesi’nin, TÜRGEV’e bedelsiz verdiği arsanın tapudaki satış bedeli ‘0 TL’ görünüyor 7 Bilal için sıfırlamışlar AYKUT KÜÇÜKKAYA AKP’li Fatih Belediyesi’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Albayrak’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’e (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) 25 yıllığına bedelsiz verdiği Mevlanakapı Kız Öğrenci Yurdu’nun arsası tapuda sıfırlanmış. Cumhuriyet’in ulaştığı tapu kaydında satış bedeli “0 TL” olarak gözükürken 7 bin 927 metrekarelik bostan niteliğindeki arsa için “vesayet altındaki kişilerin mallarının tasarrufu işleminden” notu düşülmüş. Sit alanında inşaata başlayan Fatih Belediyesi öğrenci yurdu inşa etmiş; yurt 2013 yılında inşaat halinde iken TÜRGEV’e devredilmişti. Başbakan Erdoğan TÜRGEV’e bedelsiz devredilen yurtta geçen ay iftar programına katılmış; oğluna ve vakfa sahip çıkmıştı. Cumhuriyet, 17 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın ve kızı Esra Albayrak’ın yönetiminde bulunduğu TÜRGEV’e bedelsiz devredilen Mevlanakapı Kız Öğrenci Yurdu’nun arsasıyla ilgili önemli bir ayrıntıya ulaştı. Haziran 2012 tarihli tapu EĞİTİMDE DE UZMANMIŞ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kızlıerkekli karma eğitime karşı çıktığı ses kaydının yayınlanmasının ardından başlayan tartışmaya Bilal Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel de katıldı. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan, müvekkilinin eğitim alanındaki uzmanlığını anlatan Özel, Bilal Erdoğan’ın, eğitimini ABD’deki İndiana Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve iktisat alanlarında tamamladığını, 20022004 arasında Harvard Üniversitesi Kennedy Scholl of Government Okulu’nda kamu yönetimi mastırı yaptığını ifade etti. Özel, Erdoğan’ın şu anda da Johns Hopkins Üniversitesi’nde Avrupa çalışmaları alanında İtalya ve Türkiye’nin ekonomik büyüme modellerini ele aldığı doktora tezi çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Bilal Erdoğan’ın Harvard Üniversitesi Kennedy Scholl of Government Okulu’nda kamu yönetimi mastırını yaparken eğitim politikaları alanında yoğunlaştığını ve öğrencilerin değil, okulların rekabet etmesi esasına dayalı bir eğitim sisteminin Türkiye’de uygulanması üzerine tez hazırladığını aktardı. Özel, “Mastır sonrası Dünya Bankası’nda uzman olarak çalışan Erdoğan, orada da eğitim politikaları üzerinde araştırmalar yapmış ve özellikle mesleki eğitim ile işgücü piyasası arasındaki uyumun sağlanması konusunda yoğunlaşmıştır. Bunun yanında müvekkilim, çeşitli ülkelerin milli eğitim bütçelerinin efektif yapılandırılması konusunda danışmanlık yapmıştır. Bilal Erdoğan, 3 sene önce Türkiye’de eğitimde pedagojik yaklaşımlara dikkat çekilmesi amacıyla TÜRGEV bünyesinde Montessori metoduyla eğitim veren bir anaokulu ve bu alanda ülkemizdeki ilk ilkokulun kurulmasına öncülük etmiştir” dedi. ğu isim “Mevlanakapı Kız Öğrenci Yurdu” olarak değiştirilir. Bu gelişmelerin tamamı gazetemiz tarafından 10 Eylül 2013 tarihinde belgeleriyle kamuoyuna duyurulmuştu. 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında internete sızan ses kayıtlarında “Milletin .... na koyacağız” diyen ve kamuoyunun büyük tepkisini çeken Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz’in, Üsküdar’daki 3 bini aşkın ağaçla dolu tarihi “Hüseyin Avni Paşa Korusu”nun tamamını satın aldığını kamuoyu Cumhuriyet’in haberiyle öğrenmişti. 81 bin 511 metrekarelik ormanlık arazinin “yüzde 65’ini TMSF’den, yüzde 35’ini ise özelden aldık” diyen Cengiz İnşaat, “Koruyu ne kadara satın aldınız?” sorumuza ise yanıt vermemeyi tercih etmişti. 8 Mart 2013 tarihli tapu kaydında ise satış bedeli kısmında ‘0’ TL yazması dikkat çekmişti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hüseyin Avni Paşa Korusu içindeki tarihi Hüseyin Avni Paşa Köşkü’nün haziran ayında şüpheli bir yangınla kül olmasından sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vermişti. Ekmel Bey’le Mehmet Bey... Ayrıcalıklı cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın oy uğruna aklına geleni önünü ardını düşünmeden söyleyivermesinde ayrımcılık aşıldı ve sıra ırkçılığa geldi. Şiddet sarmalına ırkçılığı da eklemeyi başarmasına karşın “76 milyonu kucaklama” edebiyatının kofluğu ortaya çıkmayı sürdürüyor. HHH Bizim gazeteci kuşağı, ustalarından öğrendiklerini uygulama konusunda çok duyarlıydı. Yan yana çalıştığımız, rakip gazetede çalışmasına karşın sevgi ve saygı duyduğumuz arkadaşlarımızın özel geçmişini kurcalamayı hiç düşünmezdik. Pek çok arkadaşımızın kökenini, dinini ya da mezhebini aramızdan ayrıldıklarında verilen ölüm ilanlarından öğrenmişizdir. Hemşerilik dayanışması ya yoktu ya da gözle görünür değildi. İtiraf edeyim ki hemşerilik duygusu ile ömründe ilk ve son kez 1958 yılında Urfa’da karşılaştım. 14’üncü Süvarı Tümeni ile bizim 14’üncü Süvari Alayı maceralı ama harika bir yolculukla Kağızman’dan Urfa’ya gelmiş ve Karagücü Futbol Takımı kurulmuştu. Kadırga Takımı’nda oynadığımız, Cinci Meydanı’nda antrenman yaptığımız arkadaşlarımızdan “Yalıkazığı” diye anılan Kaleci Mehmet’i görünce çok sevinmiştim... Baba tarafı İstanbul’un fethinden sonra Bursa’dan getirilip Eyüp’e yerleştirilen, anne tarafı ise 1700’lerde Mısır’dan dönüp önce Kasımpaşa’ya (Beceremesek de Kasımpaşalılığımız da varmış), oradan da Sütlüce’ye geçen ailenin torunu olmak, biraz da boşlukta kalmak gibi oluyor. Hem aileden, hem de ustalarımızdan öğrendiklerimizin etkisiyle bugüne kadar kimseye “Nerelisin?” diye sorduğumu anımsamıyorum. O nedenle de Erdoğan’ın ırkçılık, dincilik ve ayrımcılık yapmasına akıl erdiremiyorum. Hele bu yaklaşım, ülkeyi darmadağın olmanın eşiğine getiren seçimde oy kapmanın doğal bir yöntemi durumuna getirilmişse... HHH Ayrıcalıklı cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın aslında ırk ve din ayrımcılığının tercümesi “benden yana olanlar ve bana karşı olanlar” takıntısının yansımasıdır. Rakibi Ekmel Bey, Mısır’da doğduğu için cumhurbaşkanı olamaz. Bu özelliği nedeniyle kendisine oy verilmemelidir. Mısır vatandaşı olmayıp Türk vatandaşı kalmasının da kıymeti harbiyesi yoktur. HHH Ama binlerce çelişkisinden biri daha gün gibi ortadadır. Mehmet Müezzinoğlu 1955 yılında Gümülcine’de doğmuştur. Yunanistan vatandaşı olarak 1970 yılında Türkiye’ye gelmiş, Mehmet Alioğlu adıyla yabancı kontenjanından İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okumuştur. Buraya kadarki tek özelliği Erdoğan’ın imam hatipten sınıf arkadaşı oluşudur. Sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmuş, 1992’de siyasete girmiş ve AKP İl Başkanlığı (20022007) yapmış. İlk kez 2007’de milletvekili yapılmış, üç özel hastanenin sahibiyken 24 Ocak 2013’te Türkiye’nin 57’nci Sağlık Bakanı olmuştur. Nedeni yukarıda belirttiğim gibi Erdoğan’ın hem sınıf arkadaşı hem de ekibinden oluşudur. Karşı olduğum için değil, çelişkiyi vurgulamak amacıyla yazıyorum. Mısır’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak doğmuş Ekmel Bey cumhurbaşkanı olamıyor ama Yunanistan vatandaşı olarak doğmuş Mehmet Bey Sağlık Bakanı olabiliyor! İşte size AKP kafasının yansıması ve ayrımcılığın dik âlâsı... HHH Bu yazının amacı, Mehmet Müezzinoğlu’nun kimliği ve kişiliği değildir. Ahmet Haşim, Degüstasyon’daki masasının etrafını alanlara, konuşması bitince şöyle dermiş: “Dedikodu yapmıyoruz. Vak’a çirkin cereyan etmiş, onu naklediyoruz.” Benimki de o türden... Koru da sıfırlanmıştı! kaydına göre arsanın sahibi Fatih Belediyesi; satış bedeli “0 TL” gözüküyor. Niteliği için “bir evi olan bostan” olarak gözüken 7 bin 927 metrekarelik arsayla ilgili “35/1152 pay Özlem Bostancı: Zeki kızı adına kayıtlı iken Fatih Belediyesi (İstanbul) adına vesayet altındaki kişilerin mallarının tasarrufu işleminden” notu düşülmüş. Arsanın belediye üzerine geçirilmesinin ardından ise 17 Aralık yolsuzluk operasyonu kapsamında gözaltına alınan AKP’li Fatih Belediyesi Başkanı Mustafa Demir yönetimindeki belediye hızlı bir şekilde hareket eder. Ekim 2012’de sit alanında imar değişikliği yapılarak yurt inşaatına baş lanır. Fatih Belediyesi inşaatı sürdürürken yurdun adını Silivrikapı Kız Öğrenci Yurdu olarak duyurur. TÜRGEV ise yurt binası kendisine resmi olarak verilmeden aylar öncesinden yurdu kendi malıymış gibi internet sitesinden duyurmaya başlar. Bu duyuruda yurdun maket resimlerine yer verilir; belediyenin koydu UCU ‘BEYEFENDİ’YE UZANIYOR Ormana da yolsuzluk bulaştı u İstanbul’da 17 Aralık ve 25 Aralık benzeri bir yolsuzluk soruşturması daha yapıldığı ve dosyanın Ankara’ya gönderildiği ortaya çıktı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 ve 25 Aralık benzeri büyük bir yolsuzluk soruşturması daha yürütüldüğü ortaya çıktı. “Orman arazisi arsa vasfının değiştirilmesi ve uygun yasa yapılması için, suç örgütü kurmak ve üye olmak” iddiasıyla yürütülen soruşturmada Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank, bürokratlar ile çok sayıda işadamı, Yargıtay ve Danıştay üyesinin şüpheli olduğu öne sürüldü. Rüşvet iddialarını içeren dosya 17 Aralık sonrası “tedbir” amaçlı yetkisizlik kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yollandı. 11 Nisan’da Ankara’ya gönderilen dosya, Deniz Feneri soruşturmasında örgüte takipsizlik veren Başsavcı Vekili Harun Kodalak’a emanet edildi. Karşı gazetesinin haberine göre şu an Ankara Başsavcılığı tarafından yürütülen “2014/53066” No’lu soruşturma dosyasında, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, adliyede görev yapan birçok hâkim ile savcı, AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya, Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank ve çok sayıda işadamının adı geçiyor. Şüpheli vasfı taşıyan şahıslar, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üye olmak, rüşvet vermek, almak ve aracı olmak, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek” iddialarıyla suçlanıyor. Teknik takibe takılan suç örgütünün, 1.2 milyon dolar, 750 bin Avro, 260 bin TL ile binlerce lira değerinde mücevher setleri gibi rüşvetler verdiği öne sürülüyor. Soruşturma kapsamında elde edilen delillerin 60 CD olarak bilirkişiye verildiği öğrenilirken şüpheli firma yetkilileri arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmelerinde, şahısların ilk olarak AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya’ya ulaştıkları belirleniyor. Şüpheliler arasında devam eden telefon görüşmelerine daha sonra Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank da dahil oldu. Mustafa Varank ile şüpheliler arasında geçtiği iddia edilen görüşmede Varank’ın “Beyefendi bu işin içinde, siz rahat olun” şeklinde teminat verdiği iddia ediliyor. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin 17 ve 25 Aralık soruşturması kapsamında Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında verdiği soruşturma önergesi, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından 15 Ağustos’ta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek. Aynı gün CHP’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında verdiği Musul’la ilgili gensorusu da ele alınacak. Soruşturma Köşk seçimi sonrası Tanrıkulu: Kayıtları imha edin CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Emniyet mensupları hakkında başlatılan “yasadışı dinleme ve casusluk” soruşturması sırasında ortaya çıkan, aralarında siyasetçi, sanatçı, işadamı ve akademisyenlerin de bulunduğu kişilerin özel hayatı ile ilgili görüşmelerin saklanmasının suç olduğuna dikkat çekerek bu yasadışı dinleme kayıtlarının imha edilmesi talebi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile birlikte dün Çağlayan’daki İstanbul Adliye Sarayı’na geldi. Tanrıkulu, yapılan yasadışı dinlemelere ait kayıtların saklanmasının suç olduğunu belirterek “Yürütülen soruşturma nedeniyle bazı bilgilere ulaşılmış. 12 bin sayfa ve 37 klasör binlerce kişiye ait yasadışı ve hukuk dışı kayıtların suç içermemesine rağmen, özel hayata ilişkin bilgiler içermesine rağmen saklandığı anlaşılmış. Bunların 10 gün içinde imha edilmesi lazım. Saklanmış olması suç. Zamanında imha edilmemesi bir suç” dedi. Dinleme kayıtlarının imha edilmesi gerektiğine dikkat çeken Tanrıkulu, bununla ilgili başsavcıdan talepte bulunduğunu kaydederek “Bu kayıtların savcı tarafından muhafaza edilmemesi anayasanın ihlalidir” dedi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ‘Milyonlar arkadaştan babaya bağış mı?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen paraları sıfırlama konuşmasında bahsi geçen, sıfırlanamayan 30 milyon Avro’nun bir bölümünün Erdoğan’ın seçim kampanyasına bağış adı altında aktarılıp aktarılmadığını sordu. Tanrıkulu, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Bazı esnaf odaları üyelerinin bağış yapmaya zorlandıkları iddiası doğru mudur” sorusunu da yöneltti. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 12. Ceza Dairesi, dönemin CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın açık unuttuğunu belirttiği telefondan, dönemin Merkez Valisi, CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ ile yaptığı görüşmeyi dinleyerek haberleştiren gazeteci Aslan Değirmenci ile Yeni Akit gazetesi yazarı Serdar Arseven’e verilen beraat kararını bozdu. Yargıtay, iki kişi arasındaki özel konuşmanın “not alınarak” dinlenilmesini suç olarak yorumladı. Yargıtay, Akit’e beraatı bozdu Tutuklu sayısı sekiz oldu İstanbul Haber Servisi Emniyet’te cemaate yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan ve önceki gün adliyeye sevk edilen 20 polisten 4’ü tutuklandı, 16’sı ise serbest bırakıldı. Tutuklanan polislere ilişkin mahkeme kararında İçişleri Bakanlığı mülkiye Müfettişlerinin düzenlediği rapor tutuklanmaya gerekçe olarak gösterildi. “Yasadışı dinleme” yaptığı iddiasıyla polislere yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan 20 polis, sabaha kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Okan Özsoy’a ifade verdi. Özsoy, polislerden 7’sini önceki gece saatlerinde serbest bırakırken 13 polisi tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk etti. Dün, 5. Sulh Ceza Hâkimi Cevdet Özcan’ın karşısına çıkan polislerden Metin Güneş, Ubeydullah Çelik, Abdulkerim Anaçoğlu, Serkan Durmaz, “kişiler arasındaki aleni olma Cemaate yönelik operasyonda dün 4 polis daha Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı rapor gerekçe gösterilerek tutuklandı yan konuşmaları kaydetmek” iddiasıyla tutuklandı. Bu arada Eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan’ın da aralarında bulunduğu 20 polisin tutukluluğuna yapılan itirazlar üst mahkeme tarafından reddedildi. Öte yandan, soruşturmayı yürüten savcı İrfan Fidan’ın, soruşturma kapsamında 11 kişinin tutuklanmasına ve adli kontrol tedbiri konulan 8 kişi dahil 38 kişinin serbest bırakılmasına ilişkin yaptığı itiraz, İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nce değerlendirildi. Hâkimlik, sevk edildikleri İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nde ifadeleri alınamayan, aralarında eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse’nin de bulunduğu 17 kişi hakkında yakalama kararı çıkardı. n ŞANLIURFA (AA) Şanlıurfa Ticaret Merkezi’ndeki bir grup esnaf, aynı bölgede çalışan Suriyelilerle tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine polis ekiplerine haber verildi. Kavgaya müdahale eden ekipler, Suriyelileri olay yerinden uzaklaştırdı. Polis, merkez çevresinde güvenlik önlemi aldı. Şanlıurfa’da Suriyeli gerilimi 17 kişiye yakalama kararı Gözaltındaki polislerin yakınları adliye önünde dövizlerle eylem yaptı. n Yurt Haberleri Servisi Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, 4 PKK’li Kars’ın Kağızman ilçesine bağlı Akçay köyü Tilliktepe bölgesindeki HES inşaatına giden hidroelektrik şirketine ait bir kamyoneti durdurdu. Teröristler, araçtan indirdikleri beş çalışanın telefonlarını yağma etti ve aracı yaktı. Kağızman’da PKK araç yaktı HAKKARİ (AA) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde terör örgütü PKK üyeleri tarafından 3 Temmuz’da kaçırılan eski Korucu Derneği Başkanı Mehmet Emin Özer ile Kayalar köyünde yaşayan emekli korucu İsa Eren ve Tekeli köyüne bağlı Tanyolu mezrasında oturan Ömer Yüce, dün serbest bırakıldı. Kaçırıldıkları yerde 36 gün sonra serbest bırakılan 3 korucu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ifade verdi. 3 korucu 36 gün sonra özgür
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle